Ünite 5: XV. Yüzyıla Kadar Türk-İslâm Edebiyatı
XI-XII. YÜZYILLAR (ORTA ASYA SAHASI) 1. Kutadgu Bilig kimin eseridir? Bilgi veriniz. Cevap: Kutadgu Bilig, Türk İslâm edebiyatının bilinen ilk eseridir. Arapça ve Farsçaya hâkim, iyi eğitim almış bir kişi olan Balasagunlu Yusuf tarafından yazılmıştır. Eser, Balasagun’da yazılmaya başlanmış olmakla birlikte 1069- 1070 yıllarında Kaşgar’da tamamlanarak dönemin hükümdarı Tavgaç Kara Buğra Han’a sunulmuştur. Balasagunlu Yusuf, hükümdara sunduğu ve huzurunda okuduğu eseri sebebiyle Has Hâciplik (Başmabeyincilik) göreviyle mükâfatlandırılmıştır. Kutadgu Bilig, devlet içerisinde yönetenleri ve yönetilenleri bilgilendirmeyi hedefleyen siyasetname türünde 6645 beyitlik bir mesnevîdir. Mutluluk veren bilgi anlamına gelen Kutadgu Bilig’in amacı, insanları şairin tasavvur ettiği ideal hayat tarzına kavuşturmaktır (Arat, 1991). Aruzun feûlün feûlün feûlün feûl kalıbıyla yazılmıştır; ancak, bazı şiirleri 6+5’li hece ölçüsüne de uymaktadır. Ayrıca eserde halk şiir geleneğine uygun olan 173 dörtlük bulunmaktadır.
2. Dîvânu Lugati’t-Türk kimin eseridir? Bilgi veriniz. Cevap: Türk dillerinin dîvânı (lugatı, kitabı) anlamına gelen Dîvânu Lugati’t-Türk, Türkçe’nin ilk sözlüğüdür. Satuk Buğra Han’ın altıncı kuşaktan torunu olan Kaşgarlı Mahmud tarafından yazılmıştır. Mahmud, dönemin önde gelen bilginlerinin bulunduğu medreselerde yetişmiş, Arapça ve Farsça’yı iyi bilen, Türk dilinin inceliklerine vâkıf bir kişidir. Yıllarca Türk boylarının yaşadığı bozkırları, şehirleri gezerek Türk lehçelerini ve manzumelerini öğrenmiştir. 1072 yılında yazmaya başladığı eserini 1077 yılında tamamlayarak Abbâsî halifesi Muktedî Biemrillâh (1075-1094)’a sunmuştur. Dîvânu Lugati’t-Türk, Araplar’a Türkçe’yi öğretmek maksadıyla yazılmıştır. Dîvânu Lugati’t-Türk, Türk dilleri sözlüğü olmasının yanı sıra tarih, coğrafya, folklor, kültür, edebiyat, vb. alanlarda Türk millî hafızasına ait zengin malzemeler ihtiva eden en önemli yazılı kaynaklardan biridir.
3. Atabetü’l-hakâyık kimin eseridir? Bilgi veriniz. Cevap: Türk İslâm edebiyatının üçüncü önemli eseri manzum bir ahlâk kitabı olan Atabetü’l-hakâyık’tır. Hakîkatler eşiği anlamına gelen eser, Edib Ahmed bin Mahmud Yüknekî tarafından yazılmıştır. Edib Ahmed’in Türkistan’da Taşkent yakınlarındaki Yüknek şehrinde XI. yüzyılın sonları ile XII. Yüzyılın başlarında yaşadığı tahmin edilmektedir. Edib Ahmed, dinî ilimlere vâkıf, Arapça ve Farsça’yı bilen takva sahibi bi zattır. Eserin sonunda yazarı belli olmayan bir dörtlükte Edib Ahmed’in gözlerinin doğuştan görmediği ifade edilmiştir. Atabetü’lhakâyık, aruzun feûlün feûlün feûlün feûl kalıbıyla yazılmıştır. Medhiyyeler hariç eserin asıl kısmı mâni tarzında kafiyelenen (aaxa) dörtlükler halindedir. Eser, Emîr Muhammed Dâd Sipehsâlâr Bey adındaki bir hükümdara takdim edilmiştir. Kitabın esasını oluşturan ve dörtlükler halinde yazılan kısımda ahlâkî konular nasihat üslubuyla ele alınmaktadır. İyi huylar zikredilerek övülmekte kötü huylar da yerilmektedir. Bilginin faydası, dilin korunması, dünyanın aldatıcılığı, zamanın kötüleşmesi gibi konular sade bir dille anlatılmaktadır.
3. Hoca Ahmed Yesevî kimdir? Cevap: Ahmed Yesevî, Türkler arasında kendi adıyla tarikat kurmuş bir mutasavvıftır. Onun tarihî hayatı ile ilgili bilgiler oldukça azdır. Ahmed Yesevî Batı Türkistan’ın Sayram kasabasında dünyaya gelmiştir. Çocuk yaşta iken anne ve babasını kaybetmiş ve bakımını ablası Gevher Şehnaz Hanım üstlenmiştir. Ablasıyla birlikte Yesi’ye göç etmişlerdir. Ahmed, eğitimine bu şehirde başlamıştır. Daha sonra Yesi’de bulunan mutasavvıflardan Arslan Baba’ya intisap ederek tasavvuf yoluna yönelmiştir. Arslan Baba vefat edince Buhara’ya giderek Şeyh Yusuf-ı Hemedânî’ye intisap etmiştir. Yusuf-ı Hemedânî’nin ölümünün ardından yerine geçen iki halifesinin de vefat etmesiyle üçüncü olarak Ahmed Yesevî irşad makamına geçmiştir. Bundan sonra Yesi şehrine dönerek irşad görevini burada sürdürmüştür. Çok sayıda müridi olmuştur. Mansur Ata (ö.1197), Said Ata (ö. 1218-19), Süleyman Hakîm Ata (ö. 1186) bunlardan en meşhur olanlarıdır. Ahmed Yesevî, rivayete göre, altmış üç yaşına eriştiğinde Hz. Muhammed’in bu yaşta vefat etmesi sebebiyle, ona olan saygısının bir işareti olarak bir kuyu kazdırıp ömrünün geri kalanını yerin altında geçirmiştir.
4. Divan-ı Hikmet nedir? Cevap: Ahmed Yesevî Orta Asya bozkırlarında kendisine tabi olan dervişlerine dinî ve tasavvufî hakikatleri, tarikatın âdâb ve erkânını öğretmek gayesiyle “hikmet”ler söylemiştir. Hikmet, kelime anlamı itibarıyla hâkimlik, bilgelik, sebep anlamlarına gelmektedir. Edebî olarak ise Ahmed Yesevî’nin dinî tasavvufi manzumelerine hikmet denilmektedir. Bu manzumelerin toplandığı esere de Dîvân-ı Hikmet adı verilmiştir.
[b]XIII. YÜZYIL (ANADOLU SAHASI)[/b]
1. Battalnâme, Dânişmendnâme, Saltuknâme nedir? Cevap: Orta Asya’dan göçen ve hikmetler söyleme geleneğine sahip Yesevî dervişlerinin Anadolu’da Türk edebiyatının gelişmesinde önemli rolü olmuştur. Bu dönemde, Bizanslılar’a karşı savaşlarda gösterdiği kahramanlık sebebiyle Battal Gazi’nin ismi etrafında Battalnâme, Orta Anadolu’ya kadar birçok şehri fethetmiş olan Dânişmend Gazi’nin ismi etrafında da Dânişmendnâme ve Anadolu ve Rumeli’nin fethinde önemli rolü bulunan Saru Saltuk’un menkabelerini anlatan Saltuknâme isimli destanlar meydana getirilmiştir. Bu eserlerde, eski Türk destanlarındaki “alp” tipinin İslâmî hüviyete bürünerek “gazi” tipine dönüştüğü görülmektedir. Bu destanlar başlangıçta eski Türkler’deki destan geleneğine uygun olarak sözlü olarak söylenmiş, sonraki yüzyıllarda yazıya geçirilmiştir.
2. Mevlâna Celâleddin-i Rûmî kimdir? Cevap: XIII. yüzyıl Anadolu’sunda yaşayan dinî tasavvufî mahiyette eserlerini Farsça olarak kaleme alan bu yüzyılın en büyük Türk asıllı şairdir. Mevlâna, bugün Afganistan sınırları içerisinde kalan Belh şehrinde dünyaya gelmiştir. 1212 yılında ailesiyle birlikte önce İran’a, sonra da Anadolu’ya gelmişlerdir. İlk eğitimini babası Burhaneddin Veled (ö. 1231)’den alan Mevlâna, daha sonra babasının öğrencisi Seyyid Muhakkik Tirmizî (ö. 1242)’nin yanında tasavvufi eğitim almıştır. Seyyid Burhaneddin’in vefatından sonra Konya’ya gelen Şems-i Tebrizî ile tanışmıştır. Şems, Mevlâna’nın duygu ve düşünce dünyasının şekillenmesinde fevkalade etkili olmuştur. Şems’in ortadan kaybolmasıyla Mevlâna derin bir yalnızlığa düşmüştür. Bir süre sonra babasının öğrencilerinden Selahaddin Zerkub isimli bir kuyumcu ile dostluk kurmuş, onun da vefatıyla Mesnevi’nin yazılmasını teşvik etmiş olan Hüsameddin Çelebi ile arkadaş olmuştur. Mevlâna, 17 Aralık 1273 yılında Konya’da vefat etmiştir. Şiir tekniği bakımından Divan şairlerine öncülük etmekle birlikte tasavvufi düşüncesi itibarıyla da hemen hemen bütün tasavvuf şairlerini, özellikle de Mevlevîliğe mensup şairleri derinden etkilemiştir.
3. Mevlânâ’nın kaç eseri vardır? Cevap: Mevlâna’nın üçü mensur beş adet eseri bulunmaktadır. Hepsi de dönemin edebî geleneğine uygun olarak Farsça yazılmıştır. Mevlâna’nın sanatçı kişiliğini ortaya koyan ve lirik şiirlerini ihtiva eden eseri Divân-ı Kebir’dir. Divandaki şiirlerinde Şems mahlasını kullanmıştır. Bu yüzden esere Divânı-ı Şems-i Tebrizi de denilmiştir. Mevlâna’nın ikinci eseri, ona dünya çapında şöhret sağlamış olan Mesnevi’sidir. Mevlâna’nın olgunluk dönemi eseridir. Mevlâna Mesnevî’nin özükabul edilen ilk on sekiz beytini bizzat yazmış, geri kalan yaklaşık 25600 beytini Hüsameddin Çelebi’ye yazdırmıştır. Eser, mesnevî nazım biçiminde aruzun Failatün failatün failün kalıbıyla yazılmıştır. Mesnevî’nin İçerisinde çok sayıda ayet, hadis, atasözü ve eğitici hikâyeler bulunmaktadır. Abdülbâkî Gölpınarlı, Mesnevî’nin muhteva özelliklerini şöyle açıklamaktadır: “Mesnevî’nin hemen her bahsinde Kur’an kıssaları geçer. Birçok beyitlerinde âyet ve hadislerden lâfzî ve manevî iktibas ve tazminler vardır. Bu bakımdan Mesnevî’ye ‘Magz-ı Kur’an-Kur’an’ın içyüzü’ diyenler tamamıyla haklıdırlar. Mevlâna, kitabında kelâm kaidelerinden, Yunan felsefesiyle bu felsefenin İslâmî şekli olan Hükemâ felsefesinden, bu sistem içinde yaradılış ve dünya telâkkilerinden, büyük sofilerin menkabelerinden bahseder. Mevlâna’nın bir diğer eseri çeşitli konulardaki sohbetlerinin derlenmesinden oluşan Fihi Ma fih’tir. “Yedi meclis” anlamına gelen Mecalis-i Seb’a Mevlâna’nın gençlik döneminde yapmış olduğu yedi vaazı ihtiva eden mensur bir eserdir. Son eseri Mektubat, Mevlâna’nın dönemin önde gelen kişilerine yazdığı 145 mektuptan oluşmaktadır.
4. Hacı Bektaş-ı Veli kimdir? XIII. yüzyılın eser sahibi mutasavvıflarından biridir. Mevlânâ ile çağdaştır. Horasan’dan Anadolu’ya göç etmiş ve Sulucakarahöyük’e yerleşmiştir. Menkabelerde göre Ahmed Yesevi’nin müridlerinden olduğu, irşad göreviyle Anadolu’ya gönderildiği nakledilmiştir. Bektaşîlik tarikatının kurucusu olan Hacı Bektaş-ı Veli (ö. 1277), çok sayıda derviş yetiştirmiştir.
5. Hacı Bektaş Velî’nin eserleri nelerdir? Cevap: Hacı Bektaş-ı Veli’nin Makâlât, Kitâbü’l-fevâid, Fatiha Sûresi Tefsiri, Besmele Şerhi, isimli eserleri vardır. Bunlardan başka nasihat ve şathiyelerini içeren risaleleri bulunmaktadır. Hacı Bektaş-ı Veli’inin tasavvufi görüşleri en ayrıntılı olarak Makâlât isimli eserinde yer almaktadır. Makâlât, Arapça yazılmış, sonradan mensur ve manzum olarak Türkçe’ye tercüme edilmiştir. Makâlât’ın temel konusunu dört kapı (şeriat, tarikat, marifet ve hakikat), ve her bir kapıda on prensibi ihtiva eden kırk makamın açıklaması oluşturmaktadır.
6. Mevlânâ’nın oğlu kimdir? Eserleri hakkında bilgi veriniz. Cevap: Mevlâna’nın oğlu Sultan Veled (ö. 1312)’tir. Eserlerini genel olarak Farsça yazmakla birlikte eserlerinin içinde Türkçe beyitler de 119 bulunmaktadır. Sultan Veled’in Divan, İbtidanâme, İntihanâme, Rebabnâme isimli manzum; Maarif adıyla da mensur eseri bulunmaktadır. Bu eserlerden İbtidanâme’de, 76, Rebabnâme’de 162 Türkçe beyit bulunmaktadır. Çok eser yazmakla birlikte Sultatn Veled babası kadar güçlü bir şair değildir. Onun asıl önemi, temel prensiplerini Mevlâna’nın koymuş olduğu Mevlevîliği sistemli bir tarikat haline getirmiş olmasıdır.
7. Şeyyad Hamza kimdir? Cevap: XIII. Yüzyılın sonlarında yaşadığı söylenen şairlerden biri hakkında fazla bilgi bulunmayan Şeyyad Hamza’dır. Şeyyad Hamza’nın 1529 beyitlik Yusuf u Züleyha isimli mesnevisi, 36 beyitlik Dasitan-ı Sultan Mahmud adlı küçük bir mesnevisi ile az sayıda dinitasavvufi şiirleri bulunmaktadır.
8. Ahmed Fakih kimdir? Cevap: On üçüncü yüzyılda yaşamış ve eserleri günümüze ulaşan şairlerden biridir. Aslında bu yüzyılda birden fazla Ahmed Fakih adına rastlanmaktadır. Dünyanın geçiciliği, ölüm ve ahiret hayatına hazırlanmanın gerekliliğinden bahseden ve bazı araştırmacılar tarafından edebiyatımızda ilk mevlid örneği olarak da kabul edilen Çarhnâme; Şam, Mekke, Medine, Kudüs gibi şehirleri ile buradaki kutsal mekânların anlatıldığı Kitâbü Evsâf-ı Mesâcid isimli eserler Ahmed Fakih ismine izafe edilmektedir.
9. Yunus Emre kimdir? Cevap: XIII. Yüzyılda yaşamış (ö. 1320) Türk Tasavvuf edebiyatının en dikkate değer şairlerindendir. Hayatı hakkında bilinenlerin çoğu menkabelere dayanmaktadır. Kesin olmamakla birlikte Orta Anadolu ve Batı Anadolu bölgelerinde yaşadığı kabul edilir. Eski kaynaklarda Yunus’un ümmî bir kişi olduğu nakledilmiştir. Eldeki bilgiler onun tahsil yapıp yapmadığını açıklamaya yetmemektedir. Bununla birlikte o, tekke çevresinde yetişmiş, ilahî bilgiyle donanmış âlim ve ârif bir kişidir. Yunus Emre’yi önemli kılan onun dili, sanatı, âşıkane üslubu ve kendisinden sonra gelen bütün mutasavvıf şairleri etkileme gücüne sahip olmasıdır. Kullandığı Türkçe dönemin karakteristik özelliklerini yansıtır. Şiirlerinde bugün arkaik kabul edilen pek çok Türkçe kelime kullanmıştır. Bunun yanı sıra dile yerleşmiş olan ve yaşadığı dönemde kolayca anlaşılabilecek Arapça ve Farsça kelimeleri de kullanmaktadır. Türkçe tasavvufî terim dilinin kurucusu sayılmıştır. Tasavvuf edebiyatının bütün ürünlerinde olduğu gibi Yunus’un şiirlerinin de amaç öğretmek olup şiir araç olarak kullanılmıştır. Bununla birlikte Yunus’un şiirlerindeki lirizm, şiirsellik öylesine yoğundur ki öğreticilik vasfı, dâhi bir sanatkârın dilinde âdeta eriyip gitmektedir. Onun şiirlerinin dikkat çekici bir yönü de âşıkane bir üslupla yazılmış olmasıdır. Hemen hemen bütün şiirlerine hâkim olan bu üslup “Yunus tarzı” olarak ekolleşmiştir.
10. Yunus Emre’nin ‘Yunus Tarzı’ şeklinde ekolleşen üslubu daha sonra kimler tarafından kullanılmıştır? Cevap: Kaygusuz Abdal, Eşrefoğlu Rûmî, İbrahim Ümmi Sinan, Aziz Mahmud Hüdayi, Vâhib Ümmî, Elmalılı Ümmî Sinan, Niyazi-i Mısri gibi meşhur mutasavvıf şairler Yunus’un açtığı yolda yürümüşlerdir.
11. Yunus Emre’nin eserleri hangileridir? Cevap: Yunus Emre’nin Divan’ı ve Risâletü’n-nushiyye isimli mesnevisi bulunmaktadır. Yunus şiirlerinde aruzun hece veznine uyan basit kalıplarını kullanmıştır. Dîvân’da daha ziyade ilâhi aşkı konu edinen ilâhî, nutuk, nefes türünde şiirler yer almakla birlikte Münâcât, Na’t, Miraciye, Nasihatnâme vb. türlere de rastlanmaktadır. Risâletü’n-nushiyye, Yunus Emre’nin altı yüz beyitlik didaktik bir mesnevîsidir. 1307 yılında yazılmıştır. Eser, Ruh ve akıl, kibir ve kanaat, buşu (gazab), sabır, buhl ve hased, gıybet ve bühtan olmak üzere altı başlık halinde yazılmıştır.
[b]XIV. YÜZYIL[/b]
1. XIV. Yüzyılın Türk Edebiyatı ne gibi etkileri olmuştur? Cevap: On dördüncü yüzyıl, Anadolu’da Türkçe’nin yazı dili haline gelmesinde bir dönüm noktasıdır. Selçuklular’ın yıkılmasından sonra Anadolu’da kurulan Beylikler, siyasi tarih bakımından olduğu kadar edebiyat tarihi bakımından da bir geçiş dönemini temsil ederler. Bu dönem, konuşulan ve yazılan dilin özellikleri itibarıyla Eski Anadolu Türkçesi veya Erken Dönem Osmanlı Türkçesi olarak adlandırılan Türk dilinin özel bir devresi kabul edilmiştir. İyi eğitimli Selçuklu sultanlarına göre Türkçe’den başka dil bilmeyen Beyler, etrafında toplanan âlim ve sanatkârlardan Türkçe eser yazmalarını istemişlerdir. Bu durum, Anadolu’da edebî dilin gelişmesinin itici gücü olmuştur. Bu yüzyılda yazılan ve Anadolu’daki çeşitli Beylere takdim dilen kısa surelerin (Yasin, Tebareke, Fatiha ve ihlâs sureleri) tefsirleri, Kısas- ı Enbiya ve Tezkiretü’l-evliyâ çevirileri Türk dilinin tarihi gelişimi bakımından kıymetli belgeler olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca bu yüzyıl dinî-tasavvufi edebiyatın verimli bir dönemi olarak göze çarpmaktadır.
2. Gülşehrî kimdir? Cevap: Kırşehir’in Gülşehir kasabasında yaşadığı için bu mahlası kulanmıştır. Asıl adı Süleyman’dır. Gülşehrî(ö. 1317’den sonra), Feridüddin Attar’ın Mantıku’t-tayr isimli eserini bazı ilave ve değişiklerle çevirerek Türkçe’ye kazandırmıştır. Eser, vahdet-i vücud anlayışını işleyen yaklaşık 5000 beyitlik bir mesnevidir. Gülşehrî’nin Türkçe ve Farsça başka eserleri de bulunmaktadır.
3. Âşık Paşa kimdir? Başlıca eserleri nelerdir? Cevap: Kırşehir’de doğmuş olup asıl adı Ali’dir. Soylu bir aileye mensuptur. Adı, Babaîler isyanına karışan Baba İlyas Horasanî’nin torunu; XV. Yüzyılın ünlü tarihçisi Aşıkpaşazâde’nin büyük dedesidir. Âşık Paşa (ö. 1332), zahirî ve batınî ilimleri tahsil etmiş, babasının ölümü üzerine Kırşehir’deki zaviyede şeyh olmuştur. Âşık Paşa’nın en büyük eseri Garibnâme’dir. Bundan başka Fakrnâme, Vasf-ı Hal, Kimya Risalesi, Sema Risalesi ve Tasavvuf Risalesi adlı eserleriyle muhtelif şiirleri vardır.
4. Garibnâme hakkında bilgi veriniz. Cevap: aruzun fâilâtün fâilâtün fâilün kalıbıyla yazılmış dinî- tasavvufî öğütler içeren bir mesnevîdir. Yazımı 1330 yılında tamamlanmıştır. Eserin matematiksel bir düzeni vardır. Başlıca on bölüme, her bölüm ayrı ayrı on kıssaya yer vermiştir. Beyit sayısı on iki bin olarak bilinmekle birlikte eser üzerinde çalışanlar farklı sayılar ileri sürmüşlerdir. Garibnâme, Allah aşkı, peygamber sevgisinden alimlere saygı ve muhabbete; hastalıklar ve çarelerinden aile, toplum ve devlet anlayışına uzanan oldukça geniş ve çeşitli konu kadrosuna sahiptir. Garibnâme ayrıca, Süleyman Çelebi’nin mevlid manzumesine kaynaklık eden eserlerden biridir.
5. Elvan Çelebi kimdir? Cevap: Âşık Paşa’nın oğlu Elvan Çelebi (ö. 1368) de mutasavvıf bir şairdir. Bugün Çorum’un Mecitözü ilçesine bağlı, kendi adıyla anılan köyde yaşamıştır. Menâkıbü’lkudsiyye isimli 2081 beyitlik bir mesnevisi bulunmaktadır.
6. Kadı Mustafa Darîr kimdir? Eserleri nelerdir? Cevap: Erzurumludur. Gözleri görmediği için anadan doğma kör anlamına gelen “Darîr” lakabını kullanmıştır. Hafıza gücüyle ilimleri tahsil ederek kadılık makamına ulaşmıştır. Onun en mühim eseri, İbn Hişam, Vakıdî gibi siyer müelliflerinin eserlerinden yararlanarak meydana getirdiği altı ciltlik Siretü’n-Nebî‘dir. Himayesinde bulunduğu Mısır meliki Mansur Ali’nin isteği üzerine yazmıştır. Eser, mensur olmakla birlikte zaman zaman manzum parçalar da ihtiva etmektedir. Konusu itibarıyla Türk İslâm edebiyatında siyer türünün müstakil bir örneğidir. Âşık Paşa’nın eseri gibi Süleyman Çelebi’nin mevlid manzumesine kaynak oluşturmuştur. Darîr’in Siretü’n-Nebî’den başka Fütuhu’ş-Şam Tercümesi, Yüz Hadis Tercümesi ve Kıssa-i Yusuf isimli eserleri vardır.
7. Seyyid Nesimî kimdir? Cevap: Türk tasavvuf edebiyatının bu asırdaki en büyük şairlerinden biridir. Hurufiliğin kurucusu Fazlullah-ı Hurufî (ö. 1393)’ye intisap etmiş, onun fikirlerini savunmuştur. İnancı yüzünden Halep’te derisi yüzülerek öldürülmüştür (ö. 1404).
8. Ahmedî kimdir? Cevap: Divan şiirinin öncülerinden olan Ahmedî (ö. 1412), İskendernâme isimli meşhur mesnevisine dinî edebiyata ait bir tür olan “Mevlid” manzumesini eklemiştir. Yine Ahmedî’nin kardeşi Hamzavî’nin Hz. Muhammed’in amcası Hz. Hamza’nın kahramanlıklarını konu edinen Hamzanâme isminde mensur bir eseri vardır.
9. Kıssa-i Yusuf kime aittir? Cevap: XIV.yüzyılın değerli simalarından Sulu Fakih’e aittir.
10. XIV. Yüzyıl şairlerinden Dursun Fakih’in bilinen eserleri hangileridir? Cevap: Hz. Ali Gazavatnâmeleri ve Muhammed Hanefi Cenknâmeleri.
[b]XV. YÜZYIL[/b]
1. XV. Yüzyıl Türk edebiyatını şekillendiren siyasi arka plan ne şekilde cereyan etmiştir? Cevap: On beşinci yüzyıl Anadolu’nun siyasî coğrafyası önemli değişikliklere uğramıştır. İstanbul fethedilmiş, İmparatorluğun başkenti yapılmıştır. İki büyük beylik olan Karamanoğulları ve Candaroğulları yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı Devletine iştirak etmiştir. Yüzyılın başında Yıldırım Bazyezit (1389- 1402)’in Ankara Savaşında Timur’a yenilmesi Osmanlı Devletinde siyasi çalkantılara sebep olmuşsa da Çelebi Mehmed (1413-1421) siyasi birliği tekrar sağlamıştır. Fetihle birlikte başkenti yapılan İstanbul, ilim, kültür, sanat, edebiyat faaliyetlerinin de merkezi haline gelmiştir.
2. Süleyman Çelebi kimdir? Cevap: Süleyman Çelebi’nin hayatı hakkında pek fazla bilgi yoktur (ö. 1422). Kaynaklarda Ahmet Paşa’nın oğlu olan ve Orhan Gazi’nin değer verdiği Şeyh Mahmud’un torunu olduğu belirtilmiştir. I. Bayezid’in dîvân-ı hümayun imamlığı, Bursa Ulu Camii imamlığı görevlerinde bulunmuştur. Gerek üstlendiği görevlerden gerekse yazdığı eserinden iyi bir eğitim aldığı anlaşılmaktadır.
3. Süleyman Çelebi’nin meşhur eseri hangisidir? Hangi konuları ihtiva etmektedir? Cevap: Süleyman Çelebi Vesîletü’n-Necât isimli mevlidi ile Türk halkının gönlünde taht kurmuştur. Hz. Peygamber’in doğum hadisesini konu edinen “mevlid” türünün en meşhur örneğidir. Aruz vezninin remel bahrinde fâilâtün fâilâtün fâilün kalıbıyla mesnevî nazım biçiminde yazılmıştır. Sade ve külfetsiz bir dil, samimi bir üslupla kaleme alınmıştır. Kendisinden sonra yazılan mevlidlere örnek oluşturmasına rağmen onlarca mevlid metninden hiç biri Süleyman Çelebi mevlidinin şöhretini yakalayamamıştır. Bu yüzden sehl-i mümteni (kolay görünmesine rağmen benzerinin söylenmesi zor söz) tarzının güzel örneklerinden biri kabul edilmiştir.
4. Hacı Bayram-ı Velî kimdir? Cevap: Anadolu’nun manevî önderlerinden biri ve Bayramiyye tarikatının kurucusu olan Hacı Bayram-ı Velî (ö. 1430), sayıca az, ancak tesiri çok olan şiirleriyle yüzyıl edebiyatına katkı yapmış mutasavvıf şairlerdendir. İkisi aruzla üçü de heceyle yazılmış olan beş şiiri bulunmaktadır. Bu şiirler tekkelerde ilahî olarak okunmuştur. “Çalabım bir şâr yaratmış iki cihân âresinde / Bakıcak dîdâr görünür ol şârın kenâresinde” beytiyle başlayan meşhur ilahisine şerhler yazılmıştır.
5. Alaaddin Gaybî kimdir? Eserleri nelerdir? Cevap: Kaygusuz Abdal lakabıyla tanınmış olan Alaaddin Gaybî (ö. 1444), şiir tarzı bakımından Yunus Emre’nin en eski takipçilerinden biridir. Alâiyye Sancak Beyi’nin oğlu iken Elmalı’da Abdal Musa’ya intisap ederek tasavvufî hayata yönelmiştir. Hicaz, Irak ve Suriye’yi dolaşmış, Mısır ve Rumeli’de bulunmuştur. Çok sayıda eseri vardır. Manzum eserleri: Dîvân, Gülistan, Mesnevîler, Gevhernâme, Minbernâme. Mensur eserleri: Budalanâme, Kitâb-ı Miglâte, Vücûdnâme. Manzum-mensur karışık eserleri: Dilgüşâ, Saraynâme.
6. Yazıcıoğlu Mehmed kimdir? Eseri hakkında bilgi veriniz. Cevap: XV. yüzyılın dinî edebiyat sahasında haklı bir üne sahip şairlerinden biridir. Yüzyıllar boyu geniş halk kitleleri arasında okunan Muhammediye isimli eseriyle şöhret bulmuş olan Yazıcıoğlu Mehmed (ö. 1451)’dir. Doğum yeri belli olmamakla birlikte Gelibolu’da yaşamıştır. Babası, devlet hizmetinde yazıcı (kâtip) olarak çalıştığı için Yazıcı Salih olarak tanınan ve Şemsiyye isimli astrolojiye dair manzum eser yazmış bir kişidir. Yazıcıoğlu Mehmed ilk eğitimini babasından almış, mükemmel derecede Arapça ve Farsça öğrenmiştir. Kardeşi Ahmed-i Bîcân ile beraber Hacı Bayram-ı Velî’ye intisap etmişlerdir. Yazıcıoğlu’nun ünlü eseri Muhammediye, müellifin daha önce yazmış olduğu Megâribüz-zamân isimli Arapça eserinin manzum çevirisidir. Eser 1449 yılında tamamlanmış olup dokuz bin beyit civarındadır. Müellif eserini dostlarının, kardeşinin ısrarı ve rüyasında gördüğü Hz. Peygamber’in teşvik ve telkinleriyle yazdığını söylemiştir. Hz. Peygamber’in hayatı, kıyamet alametleri ve ahiret hayatı olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Eserin Hz. Peygamber’i anlattığı kısmı “manzum siyer” türünün güzel bir örneğidir.
7. Ahmed-i Bîcân kimdir? Cevap: Yazıcığlu’nun kardeşidir(ö. 1465’ten sonra). da ağabeyi gibi âlim ve fâzıl bir kişidir. Envârü’l-âşıkîn ismiyle şöhret bulmuş olan eseri Megâribü’z-zamân’ın mensur tercümesidir.
8. Eşrefoğlu Rûmî kimdir? Cevap: Yunus tarzı şiirleriyle meşhur olan mutasavvıf şairlerden biri de İznikli Eşrefoğlu Rûmî(1469-70)’dir. Eşrefoğlu Rûmî, ileri yaşlarda Bursa Çelebi Mehmed Medresesi’nde tanınmış müderrislerden ders okumuştur. Gördüğü bir rüya üzerine medreseyi terk ederek Abdal Mehmed isimli bir meczubun yönlendirmesiyle Emir Sultan’a başvurmuştur. Ancak, Emir Sultan yaşlılığını bahane ederek onu Ankara’da Hacı Bayram-ı Veli’ye gönderir. Eşrefoğlu, Hacı Bayram dergâhında on bir yıl hizmet ettikten sonra önce dergâh imamlığına getirilir, sonra da Hacı Bayram’ın kızıyla evlendirilir. Tasavvuf yolunda daha da ilerlemek için Hacı Bayram’ın tavsiyesiyle Kâdirî şeyhi Hüseyin Hamevî’ye intisap etmek üzere Hama’ya gitmiştir. Eşrefoğlu burada tasavvufî eğitimini tamamlayarak İznik’e dönmüş ve dergâhını kurarak irşada başlamıştır.
9. Eşrefoğlu Rûmî’nin eserleri hangileridir? Cevap: Eşrefoğlu’nun şiirleri Divan’da toplanmıştır. Divan’da ilâhî aşkı, vahdet düşüncesini, dünyanın faniliğini, nefsin hallerini çarpıcı benzetmelerle anlatmıştır. Şiirlerinde aruzun yanında ve hece veznini de kullanmıştır. Tasavvufî ahlâkı anlattığı Müzekki’n-nüfûs, tarikat âdâbından ve ehl-i beyt sevgisinden bahseden Tarikâtnâme ve bazı küçük risaleleri vardır.
10. Sinan Paşa kimdir? Eserleri hangileridir? Cevap: XV. Yüzyılın yetiştirdiği bilginlerden Sinan Paşa (ö. 1486), secili nesrin en başarılı örneklerini vermiştir. Fatih Sultan Mehmet(1451-1481)’in İstanbul’a atadığı ilk kadı olan Hızır Bey(ö. 1459)’in oğludur. Çok iyi bir eğitim almış, Edirne ve İstanbul medreselerinde müderrislik yapmıştır. Tasavvufî bir mahiyette yazılan Tazarrunâme, varlık, aşk ve âşıkın halleri, Allah’a karşı yakarış ve duaları içerir. İçinde çok sayıda manzum parça yer almaktadır. Maarifnâme (Nasîhatnâme), ahlâkî öğütler içeren bir eserdir. Tezkiretü’l-evliyâ ise Feridüddîn-i Attar’ın eseri esas alınarak yazılmıştır. Bunların yanı sıra çok sayıda Arapça eseri bulunmaktadır.
11. Dede Ömer Rûşenî kimdir? Eserleri hangileridir? Cevap: ünlü mutasavvıf şairlerinden biri de Halvetiyye tarikatı mensubu olmakla birlikte Mevlâna ve Mesnevî hayranlığı ile tanınır (ö. 1487). Eserlerinin tamamı manzum olup dini-tasavvufî mahiyettedir. Divan’ından başka, tasavvufî inceliklerden bahsettiği Miskinnâme, Mesnevî’yi öven Der Medh-i Mesnevi, Ney’den bahseden ve Mesnevi’nin on sekiz beytinin tercümesini içeren Neynâme, Mesnevî’de geçen Musa ile Çoban hikâyesinin genişletilmiş manzum bir çevirisi niteliğinde olan Çobannâme, maşukun nezdinde âşıkın durumunu, kâtibin elindeki kaleme benzeterek anlatan Kalemiyye isimli mesnevileri bulunmaktadır.
12. Ahmed Dâi kimdir? Eserleri hangileridir? Cevap: Çok sayıda mensur tercümeleri bulunmaktadır. Bunlardan biri Ebu’l-Leys Semerkandi Tefsiri’nin tercümesi olup manzum bir mukaddimesi vardır. Miftâhu’lcennet isimli, cennetin sekiz tabakasına nisbetle sekiz meclisten oluşan fezâil kitabı ile Vesiletü’l-mülûk liehli’ssülûk isminde âyete’l-kürsi tefsiri tercümeleri vardır. Ayrıca yine ona atfedilen Tezkiretü’l-evliya tercümesi bulunmaktadır.
13. Hatiboğlu Muhammed kimdir? Eserleri hangileridir? Cevap: Hatiboğlu (1435’ten sonra), Hacı Bektaş-ı Veli’nin Makâlât’ını nazmen tercüme etmiş ve eserine Bahrü’lhakâik adını vermiştir. Muslihuddin Muhammed isminde bir müellifin Mülk Suresi Tefsirini Letâyifnâme adıyla nazma çekmiştir. Bir de Ferahnâme adında manzum yüz hadis tercümesi bulunmaktadır.
14. Akşemseddin kimdir? Cevap: Fatih Sultan Mehmet’in hocası ve devrin tanınmış âlim ve mutasavvıflarından biri olan Akşemseddin (ö. 1459)’in din, tasavvuf ve tıp konularında eserlerinin yanı sıra tasavvufî mahiyette hece ve aruzla yazdığı az sayıda şiirleri de bulunmaktadır.
15. Anadoluda ilk hamse sahibi olan şair kimdir? Cevap: Akşemseddin’in müridlerinden İbrahim Tennûrî’nin müridi ve Akşemseddin’in oğlu olan Hamdullah Hamdi (ö. 1503), Yusuf u Züleyha, Mevlid-i Nebi, Leylâ İle Mecnûn Tuhfetü’l-uşşâk, Kıyâfetnâme isimli beş mesnevisiyle Anadolu’da ilk “hamse sahibi” şair olarak tanınmıştır.
|