Bir Tek''Seni'' Sevdim...Gerisi Yalan

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı falcon42

  • falcon42
  • ****
  • Join Date: Oca 2009
  • Yer: Konya
  • 693
  • +137/-0
  • Cinsiyet: Bay
Bir Tek''Seni'' Sevdim...Gerisi Yalan
« : 29 Ocak 2009, 22:11:17 »
[IMG]http://img124.imageshack.us/img124/2628/kaberesimleri3cd7.jpg[/img]
bdkn
[color=blue]Ey Kâbe! Sen mi uzaksın biz mi uzanamıyoruz sana, sen mi çok büyüksün, biz mi küçülüyoruz senin yanında? İçindeki yabancı maddeleri attıkça azalıp az olan ama kıymeti artan altın misali. Biz günahlarımızı, gözyaşlarımızı, pişmanlığımızı bırakıyoruz sana, sen de büyüyor musun biz arındıkça?

  Bir ev ki:
Kapılmamış kibrine güzelliğinin,

Kapılmamış küstahlığına soyluluğunun

Kapılmamış gururuna uhrevîliğinin…

Ey Kâbe- i Muazzama! Neden bu kadar siyahsın hatalarımıza gece olmak için mi? Neden bir tanesin bir göğse iki kalp sığmaz diye mi? Ey muazzam ev! Neden çinilerin yok, ünlü hattatlar, mühendisler, mimarlar niçin uğramamışlar yanına ve neden dünyanın sekizinci harikası değilsin? Üzerindeki örtün bile yılda bir kere hac zamanı değiştirilir. 14. yüzyıla kadar üzerindeki örtü nakışlı bile değildir, Hacer validemiz kapını sade bir perdeyle süslemiştir. Ey nice sırlarımızı sinesinde saklayan mabed! Örtünde yazan besmele ve kelime-i şehâdet hatırına söyle, neden gözümüzü almaz üstündeki renk cümbüşü, neden bizi şaşkın bırakmaz üzerindeki elmaslar, zümrütler? Bize yitik erdemimiz olan sadeliği hatırlatmak için mi? Seni seven ve sevdiren için sevelim diye mi?

Ey Ümmü’l-Kura, şehirlerin anası! Bağdat, Kudüs, Şam, İstanbul senin evladın, peki ya Washington, Telaviv ve Londra onlar da kalbinde mi? Ama Allah yarattıklarına mühlet verir. O Rahman dünyada bütün kullarına merhametli, öyle ya şehirlerde Allah’ın birer ayeti… Hz Nuh’un Kenan’la imtihanını her an yaşıyorsun, ahh nasıl bir ızdırap… Ama elhamdülillah her an tecelli ediyor Allah’ın Hâdi ismi. Hiç belli olmaz belki Washington’dan da doğar İslam’ın güneşi… Allah zalim şehirler eliyle de yüceltir İslam şehirlerini. Ey kalbimin başkenti, gökyüzünün beslediği şehir: “Hicret bitti ama cihad devam ediyor” Peygamber müjdesi.

Ey Beytü’l-Haram “Hürmetli ev” nedir bu bereketin sebebi? Hiçbir İslamî grup, hizip senin konumunu tartışma konusu yapmaz, bütün bakışlar sana doğru uçuşur, ışığı fark etmiş kanadı tozdan kelebekler gibi. Ümmet, sadece sen söz konusu olunca ümmet sanki.

Ey Beytullah! Önce melekler inşa etmiş seni, gökyüzü asıllısın yani. Sonra Hz. Âdem dünyaya gönderilince seninle hatırlamış cenneti. Hiçbir zaman susuzluğu gitmemiş ama uzaktaki o pınarın-cennetin tadını duymak için gönlünce seyretmiş seni. Sonra Hz. İbrahim ve Hz. İsmail vermişler sana son şeklini. Sonra ne talanlar, ne yıkımlar, ne dramlara şahit olmuş yeryüzünün ilk binası, ilk mescidi. Ne kabileler, ne beylikler, ne ülkeler sevmiş, sahiplenmiş, tamir ve imar ettirmiş seni. Ancak hiçbirisi seni Osmanlı kadar, Osmanlı gibi ihya etmedi değil mi? Aslında senin ihyaya ihtiyacın yoktu, onlar sana değer verdikçe şereflendi, yüceldi. Ecdat seni petrolün yokken, sadece sen olduğun için sevdi. Sana yapılacak her davranışı ateş sınavından geçirdi, ezelden beri gökyüzünde asılı duran ve yerini bekleyen o doğru sözcüğü bulabilmek için yüzlerce kez düşünüp de hakkında bir şeyler söyledi. Sürre alayları, Kâbe’nin etrafındaki revaklar, Kâbe’nin altınoluğu, “Mekke ve Medine’nin hâkimi değil hizmetçisiyim” sözü, Kâbe için Kâbe’ye yazılmış onlarca rubai, gazel, şiir bize Osmanlı hediyesi.

Ey dünyanın kalbi, kâinatın merkezi! Civarına gayri müslimler yaklaşamaz, o halde bizim kalbimize de girmemeli onların muhabbeti. Sen Allah’ın evisin, kırık kalpler Allah’ın yeri, o zaman gönül yıkanlar yanına yörene gelmemeli.

Ey! İçimde soluk alıp veren ev, ey özlediğim mabet. Eskiden yani güneş doğduktan hemen sonra denizin aldığı renkteyken Hacerü’l-Esved’in rengi: İnsanlar evlerinin kapılarını Kâbe’ye bakacak şekilde yapmışlar, Ebrehe’nin ordusundan kurtulduğun günü tarih başlangıcı saymışlar, değer verdikleri şeyleri duvarlarına asmışlar, sana yapılan hakareti kendilerine saymışlar. Şimdi bu mahzun ama bereketli zamanda kapılar değil ama yürekler sana açık, sana meftun çağırmanı bekliyor. Herkesin ayakları kendi şehrinin kaldırımlarında ama düşünceleri senin etrafında tavaf ediyor. Müslümanlar “Bir binanın tuğlaları gibidir.” diyor Nebi sallALLAHu aleyhi ve sellem. Müslümanlar parçası olduğu binayı görmek istiyor, azası olduğu vücudu hissetmek istiyor, “ümmetim” diye seslenen Peygamberini anlamak istiyor. Ne olur davet et bizi ve bırakma ellerimizi!


Sen bir gül ol, ben yağmur,

Buluşalım artık.

Sen “ağla” de ben ağlarım,

Senin avuçlarına.

Bir toz olup bulurum seni,

Ayak izlerini.

Sen bir “gel” de ben koşarım

Senin yanına.

                                                                                                                                                  (alıntı)
[/color]

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11650
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Bir Tek''Seni'' Sevdim...Gerisi Yalan
« Yanıtla #1 : 29 Ocak 2009, 22:19:16 »
tşkk    103 

Çevrimdışı kardelen

  • *****
  • Join Date: Nis 2008
  • Yer: Hatay / İskenderun
  • 3198
  • +238/-0
  • Cinsiyet: Bay
Bir Tek''Seni'' Sevdim...Gerisi Yalan
« Yanıtla #2 : 29 Ocak 2009, 22:20:36 »
cry  aarroo  [b]keşke yağmur olsakda yağsak kabe üstüne...[/b]  gll