Halkçılık - Eşit Vatandaşlık

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Uyanan Gençlik

  • ******
  • Join Date: Kas 2010
  • Yer: HATAY
  • 7462
  • +547/-0
  • Cinsiyet: Bay
Halkçılık - Eşit Vatandaşlık
« : 09 Mart 2015, 10:02:06 »
Halk, bir ülkede yaşayan, o ülkeyi vatan bilen insan topluluğudur. Atatürk’e göre halk ve millet aynı anlamdadır. Halkçılık ilkesi kimseye ayrıcalık tanımadan herkesin devlet hizmetlerinden eşit faydalanmasını amaçlar. Bu ilkeye göre her vatandaş kanun önünde eşittir. Vatandaşlar haklarını yasal yollardan arama hakkına sahiptir.

Devlet millet için, milletin huzur ve mutluluğu için çalışır. Halkçılık ilkesi milli egemenliği yani demokrasiyi esas alır. Atatürk bu konuda şöyle der: “Bizim görüşümüz ki halkçılıktır-hâkimiyetin, idarenin doğrudan doğruya halka verilmesidir.”

Toplumdaki ayrıcalıkları ortadan kaldırmak, kadın erkek eşitliğini sağlamak ve halkı yönetimde söz sahibi yapmak için çeşitli inkılâplar yapılmıştır.

[b]Halkçılık ilkesi doğrultusunda yapılan inkılâplar:[/b]

*Cumhuriyet öncesinde Türk kadını birçok temel haktan yoksundu. Kadınlar, evlenme, boşanma, miras gibi konularda erkeklere tanınan haklara sahip değillerdi. Ancak Cumhuriyet’in ilanından sonra kabul edilen Medeni Kanun ile kadınlarımız erkeklerle eşit haklara kavuştular. Medeni Kanun ile;

-- Aile hukukunda kadın erkek eşitliği sağlandı.

-- Resmi nikâh ve tek eşle evlilik esası getirildi.

-- Boşanma hakkı kadına da tanındı.

-- Mirastan kadın ve erkeğin eşit pay alması sağlandı.

*Medeni Kanun ile kadınlara verilen haklar yeterli görülmemişti. Türk kadınının devlet yönetiminde de söz sahibi olması için siyasi haklara da kavuşması gerekiyordu. 1934 yılında kadınlara Milletvekili seçme ve seçilme hakkı verildi. Böylece Türk kadını, birçok dünya ülkesindeki kadınlardan önce seçme ve seçilme hakkına kavuşmuş oldu.

*1925 yılında Türk halkını çağdaş bir görünüme kavuşturmak isteyen Atatürk Kastamonu gezisine şapka ile katıldı. Gezinin hem ardından “Şapka Giyilmesi Hakkında Kanun” kabul edildi. Böylece, Osmanlı Devleti dönemindeki farklı din ve millete mensup insanların, yöneticilerin, memurların farklı kıyafet giymeleri son buldu. Kıyafette değişiklik ile milli birlik ve beraberlik güçlendi, çağdaş devletlerle bütünlük sağlandı.

* Ülkemizde soyadının kullanılmasından önce, insanların isimlerinin başına veya sonuna doğum yerleri veya babalarının adları ekleniyordu. Bir başka yol da insanlara takma adlar vermekti. Bu durum, insanlar arasında ve resmi işlerde karışıklıklar çıkmasına yol açmaktaydı. 1934 yılında Soyadı Kanunu ile bu güçlükler ortadan kalktı. Her aile bir soyadına sahip oldu. Ayrıca bu kanun ile toplum içinde ayrıcalık ifade eden “

[b]Halkçılık: Anahtar Kelimeler[/b]

- Ayrıcalıkların kaldırılması
- Eşitlik
- Dayanışma