7. Sınıf Fen Ve Tenoloji - 7.ÜNİTE - Güneş Sistemi - Ders Notları

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Uyanan Gençlik

  • ******
  • Join Date: Kas 2010
  • Yer: HATAY
  • 7462
  • +547/-0
  • Cinsiyet: Bay
[b]Uzay nedir? Evren nedir? Işık yılı nedir? Astronomi birimi nedir? 1 Astronomi birimi ne kadardır?[/b]

Dünya dışındaki evren parçası uzay olarak adlandırılır.
Uzayda bulunan varlıkların tümü de evren adı verilen yapıyı meydana getirirler. Uzay; yıldızlar, gezegenler ve gök taşlarıyla doludur. Bunların her biri gök cismi olarak adlandırılır. Bu gök cisimlerinin milyarlarcası bir araya gelerek dev yıldız kümelerini oluşturur.
Uzaydaki bu gök cisimleri arasında uzaklıklar çok fazla olduğundan uzunluk ölçüsü olarak ışık yılı kullanılır. Işığın bir yılda aldığı yol bir ışık yılıdır. Bu birim saniyede 300.000 km yol alan ışığın bir yılda kat ettiği yol olan 9,46.1012 km uzunluğa eş değerdir (Güneş ışınlarının Dünya'ya ulaşma süresi yaklaşık 8 dakikadır.) Bu birimin dışında Güneş sistemindeki uzaklıklar Dünya ile Güneş arasındaki uzaklığın 1 birim kabul edildiği "astronomi birimi" (AB) ile de değerlendirilir. Buna göre 1 AB 149,6 milyon km dir.

[b]Yıldız nedir? Yıldızların özellikleri nelerdir? Bulutsu nedir?[/b]

Yıldız" denince aklımıza ilk önce bayrağımızdaki yıldız şekli gelmesine rağmen gerçekte yıldızlar genellikle küresel şekle sahiptirler. Yıldızların milyonlarca yıl önce uzaydaki "bulutsu" adı verilen gaz ve toz yığınlarının bir araya gelip sıkışmalarıyla meydana geldiği tahmin edilmektedir.
Yıldızlar canlı değildir ama onlar da tıpkı canlılar gibi doğar, yaşar ve ölür. Ömrü sona eren dev yıldızlar, şiddetli bir patlama ile parçalanır; ortaya çıkan parçalar, uzay boşluğuna dağılır. Dağılan parçalardan gezegenler oluşur. Yıldızların sıcaklıkları 3000 °C ile 50.000 °C arasında değişmektedir. Isı ve ışık kaynağı olan yıldızların ışığı bize bir parlayıp bir sönüyormuş gibi gelir. Işığın bu şekilde titreşiyormuş gibi görünmesinin sebebi Dünya'yı çevreleyen atmosferin sürekli hareket etmesidir. Yıldızın parlaklığından yararlanılarak uzaklığı tahmin edilebilir. Çok uzaktaki parlak bir yıldız Dünya'dan sönük bir ışıkla görülebilmektedir. Yıldızların uzaklıkları tespit edilirken belli zamanlardaki yer değiştirmeleri teleskopla gözlenir. Yıldız Dünya'ya ne kadar yakınsa yer değiştirmesi de o kadar çok olur.
Çevrelerine ısı ve ışık yayan yıldızların her biri farklı renklere sahiptir. Yıldızların farklı renkte olmaları, bize onların sıcaklıkları hakkında bilgi verebilir. Örneğin, en sıcak yıldız mavi veya beyaz renkteyken sarı yıldızlar orta sıcaklıkta, kırmızı renktekiler ise soğukturlar. Dünya'ya en yakın yıldız; bize hayat veren ısı ve ışık kaynağımız Güneş'tir. Güneş gibi sarı yıldızlar orta sıcaklıkta, kırmızı renktekiler ise diğerlerine göre soğuktur.

[b]Takım yıldızı nedir?[/b]

Gökyüzüne Dünya'dan bakıldığında sergiledikleri görünüm nedeniyle bir arada bulunan yıldız grupları takımyıldızı olarak adlandırılır.
Örnek: Büyükayı takım yıldızı yedi yıldızın bir araya gelmesiyle oluşmuştur.

Bunun dışında Küçükayı, Ejderha, Çoban, Kuzey Tacı ve Orion (Avcı) 2 takım yıldızlarından bazılarıdır.

[b]Yıldız kayması nedir?[/b]
Bazı geceler gökyüzünde, kayan ve birdenbire görünüp kaybolan ışıklı cisimler görürüz. Bu olay halk arasında "yıldız kayması" olarak bilinir. Yıldız kaymasının yıldızlarla ilgisi olsaydı, tüm yıldızların sürekli kayması gerekmez miydi? Günlük hayatımızda kimi zaman kullandığımız bu ifade, yıldız sözcüğünün yanlış kullanımından başka bir şey değildir. Gerçekte yıldızlarda kayma diye bir olay söz konusu olmayıp bu olay bazı gök cisimlerinin uzaydaki yolculukları sırasında Dünya’nın çekim kuvveti etkisinde kalarak atmosfere girmesiyle atmosferdeki gaz molekülleriyle sürtünerek ısınıp akkor hâle gelmesidir. Sürtünme etkisi ile ısınan gök cisimleri gökyüzünde ince parlak bir iz bırakırlar.
Uzaydan gelen katı bir cismin yer atmosferine girmesiyle gerçekleşen ışıklı olaya meteor adı verilir. Bu gök cisimlerinden bazıları asteroit ya da kuyruklu yıldızlardan kopan parçalardır. Bu parçalardan çoğu atmosferi terk ederken bir kısmı yeryüzüne kadar ulaşır. Yeryüzüne kadar ulaşan bu gök cisimlerine meteoroit ya da gök taşı denir.

[b]Kuyruklu yıldızların özellikleri[/b]

uyruklu yıldızlar buz, donmuş haldeki gazlar ve tozla karışmış halde bulunan katı kayaç malzemelerinden oluştuğundan bir başka ismi de kirli kartopudur. Güneş'in etrafında eliptik yörüngelerde dolanan Kuyruklu yıldızlar, Güneş'e yaklaştığında içindeki buz bir miktar erir. Buzun erimesiyle serbest kalan gaz, su buharı ve ince tozlar güneş rüzgarıyla itilerek kuyruklu yıldızın kuyruk kısmını oluşturur. Bu sırada baş kısmının çapı büyür ve çekirdeğinin çevresinden başlayıp geriye doğru incelerek uzayan, çekirdeği çevreleyen gaz ile toz kuyruğu oluşur.

Kuyruklu yıldızların en çok bilinenlerinden biri Halley kuyruklu yıldızıdır. En son 1986 yılında Dünya'nın yakınından geçen Halley kuyruklu yıldızı yaklaşık 76 yılda bir Dünya'ya yakın olarak geçmektedir. Dünya'dan en son izlenebilen kuyruklu yıldız yukarıda görülen 2002 yılında gözlenen Ikaye Zhang (İkaye Zeng) kuyruklu yıldızıdır.

[b]Güneş sistemindeki iç gezegenler, dış gezegenler[/b]

İç gezegenler
1. Merkür,
2. Venüs,
3. Dünya, 
4. Mars,

Dış gezegenler
5. Jüpiter,
6. Satürn,   
7. Uranüs,
8. Neptün

[b]Ay’ın özellikleri, ayın dönme süreleri[/b]

Ay kendi ekseni etrafında ve Dünya'nın etrafında dönerken, Dünya ile birlikte Güneş'in etrafında da döner. Gezegenimizin etrafında elips biçimli yörünge oluşturarak dolanmakta olan Ay'ın kendi ekseni etrafındaki dönüş süresi, Dünya'nın etrafındaki dönüş süresine eşit olduğundan yeryüzünden Ay'ın her zaman aynı yüzü gözlenir. Kuzey Kutbu'ndan bakıldığında, Dünya'nın ve Ay'ın kendi eksenleri etrafındaki dönüşleri saatin ters yönündedir.
Ay yüzeyinden elde edilen kayaçların incelenmesiyle birçok yeni ve kesin bilgi edinilmiştir. Ay'ın Dünya'dan görünen yüzü ile görünmeyen yüzünün kabuk kalınlıkları farklıdır. Tozla kaplı olan Ay'ın yüzeyinde 30 bin kadar krater bulunmaktadır. Yeryüzünden ya da uzayın bir noktasından Ay'ın nasıl göründüğünü aşağıdaki şemada inceleyiniz. fiemadaki elips yörüngenin dışında olan görünüşler, Ay'ın yeryüzünden bakıldığındaki görünüşleridir.


Çevrimdışı Uyanan Gençlik

  • ******
  • Join Date: Kas 2010
  • Yer: HATAY
  • 7462
  • +547/-0
  • Cinsiyet: Bay
[b]Güneş sistemi ve ötesi ünite özeti, geniş özeti[/b]

- Yıldızlar, gezegenler, gök taşları gibi gök cisimlerinin içinde yer aldığı boşluk uzay olarak adlandırılır. Uzayda bulunan varlıkların tümü de evren adı verilen yapıyı meydana getirirler. Uzay; yıldızlar, gezegenler ve gök taşlarıyla doludur. Bunların her biri gök cismi olarak adlandırılır. Bu gök cisimlerinin milyarlarcası bir araya gelerek dev yıldız kümelerini oluşturur.

- Uzaydaki bu gök cisimleri arasında uzaklıklar çok fazla olduğundan uzunluk ölçüsü olarak ışık yılı kullanılır. Işık yılı ışığın bir yılda aldığı yoldur. Bu birim saniyede 300.000 km yol alan ışığın bir yılda kat ettiği yol olan 9,46.1012 km uzunluğa eş değerdir (Güneş ışınlarının Dünya'ya ulaşma süresi yaklaşık 8 dakikadır.).

- Bu birimin dışında Güneş sistemindeki uzaklıklar Dünya ile Güneş arasındaki uzaklığın 1 birim kabul edildiği "astronomi birimi" (AB) ile de değerlendirilir. Buna göre 1 AB 149,6 milyon km dir. Plüton cüce gezegeninin Güneş'e uzaklığı 39,5 AB dir.

- Gece, gökyüzünde dağınık olarak duran yıldızlar, gerçekte çeşitli şekiller oluşturacak biçimde birleştirilebilirler. Bunlar yıldız gruplarının parçalarıdır. Bu grupları oluşturan ve nokta gibi gördüğümüz yıldızlar genellikle küreseldir.

- Yıldızlar uzaydaki "bulutsu" adı yerilen gaz ve toz yığınlarının bir araya gelip sıkışmalarıyla meydana gelir. Yıldızlar canlı değildir ama onlar da tıpkı canlılar gibi doğar, yaşar ve ölür. Ömrü sona eren dev yıldızlar, şiddetli bir patlama ile parçalanır; ortaya çıkan parçalar, uzay boşluğuna dağılır. Dağılan parçalardan gezegenler oluşur. Yıldızların sıcaklıkları 3000 °C ile 50.000 °C arasında değişmektedir. Isı ve ışık kaynağı olan yıldızların ışığı bize bir parlayıp bir sönüyormuş gibi gelir. Işığın bu şekilde titreşiyormuş gibi görünmesinin sebebi Dünya'yı çevreleyen atmosferin sürekli hareket etmesidir.

- Yıldızın parlaklığından yararlanılarak uzaklığı tahmin edilebilir. Çok uzaktaki parlak bir yıldız Dünya'dan sönük bir ışıkla görülebilmektedir. Yıldızların uzaklıkları tespit edilirken belli zamanlardaki yer değiştirmeleri teleskopla gözlenir. Yıldız Dünya'ya ne kadar yakınsa yer değiştirmesi de o kadar çok olur. Dünya'ya en yakın yıldız; bize hayat veren ısı ve ışık kaynağımız Güneş'tir.

- Milyarlarca yıldız ve diğer gök cisimlerinin oluşturduğu topluluğa galaksi (gök adası) adı verilir. Galaksiler görünüşlerine göre farklı isimlerle sınıflandırılır. Bazı galaksiler görünüşleri hiçbir şekle benzetilemediğinden düzensiz olarak adlandırılırken bazıları da sarmal galaksi ve eliptik galaksi gibi isimler alır.

- Evrende 100 milyardan fazla galaksi bulunmaktadır. En küçük galaksiler 100 bin, en büyükleri de 3 trilyon kadar yıldız içerir. Güneş, Dünya ve diğer gezegenlerden oluşan güneş sistemi de bir galaksinin parçasıdır. Güneş sistemi Samanyolu Galaksisi'nde yer alır. Samanyolu'na en yakın galaksi Andromeda'dır. Bu galaksinin Samanyolu'na uzaklığı yaklaşık 2,2 milyon ışık yılıdır.

- Günlük hayatımızda kullandığımız yıldız kayması ifadesi, yıldız sözcüğünün yanlış kullanımından başka bir şey değildir. Gerçekte yıldızlarda kayma diye bir olay söz konusu olmayıp bu olay bazı gök cisimlerinin uzaydaki yolculukları sırasında Dünya’nın çekim kuvveti etkisinde kalarak atmosfere girmesi ve atmosferdeki gaz molekülleriyle sürtünerek ısınıp akkor hâle gelmesidir. Sürtünme etkisi ile ısınan gök cisimleri gökyüzünde ince parlak bir iz bırakırlar. Uzaydan gelen katı bir cismin Dünya atmosferine girmesiyle gerçekleşen ışıklı gök cismine meteor adı verilir.

- Bu gök cisimlerinden bazıları asteroit ya da kuyruklu yıldızlardan kopan parçalardır. Bu parçalardan çoğu atmosferde yanarak yok olurken bir kısmı yeryüzüne kadar ulaşır. Yeryüzüne kadar ulaşan bu gök cisimlerine gök taşı da denir. Meteoritlerin büyüklüğü toz parçacığından 20-30 m çapında kütlelere kadar değişir. Yeryüzüne düşen bu gök cisimleri, düştükleri yerlerde meteor çukuru açar.

- Güneş Sistemi'nin dışından gelen ya da Güneş Sistemi'ndeki bir kuyruklu yıldızı düşünün. Bu gök cismi yeryüzünden gözlenebileceği yakınlığa geldiğinde etrafı sisle çevrilmiş bir yıldıza benzemesine rağmen gerçekte yıldız değildir. Çakıl, toz ve buzdan oluşan birkaç kilometrelik bir kümedir.

- Gök cisimleri ile ilgili olarak yanlış kullanılan bir diğer ifade ise kuyruklu yıldız adlandırmasıdır. Kuyruklu yıldızlar da isimlerinin aksine gerçekte yıldız değildir. Bunların kütlesi bir gezegen ya da uyduya oranla oldukça küçüktür. Bilinen kuyruklu yıldızlardan elips biçiminde yörüngeye sahip olanların, Güneş Sistemi'nin sürekli üyesi oldukları ve düzenli aralıklarla görüldüğü belirlenmiştir.

- Kuyruklu yıldızlar buz, donmuş haldeki gazlar ve tozla karışmış halde bulunan katı kayaç malzemelerinden oluştuğundan bir başka ismi de kirli kartopudur. Güneş'in etrafında eliptik yörüngelerde dolanan Kuyruklu yıldızlar, Güneş'e yaklaştığında içindeki buz bir miktar erir. Buzun erimesiyle serbest kalan gaz, su buharı ve ince tozlar güneş rüzgarıyla itilerek kuyruklu yıldızın kuyruk kısmını oluşturur. Bu sırada baş kısmının çapı büyür ve çekirdeğinin çevresinden başlayıp geriye doğru incelerek uzayan, çekirdeği çevreleyen gaz ile toz kuyruğu oluşur.

- Gökyüzünde çıplak gözle görebildiğimiz bir diğer gök cismi de gezegenlerdir. Gezegenler yıldızlardan farklıdır. Yıldızlar kendi ışıklarını üretirken, gezegenler yıldızlardan aldıkları ışığı yansıtır. Gezegenler Dünya'ya daha yakındır bu yüzden ışıkları titreşmez. Gezegenler Güneş etrafındaki hareketlerinden dolayı birbirlerine ve yıldızlara göre yer değiştirirler, yıldızlar ise birbirlerine göre yer değiştirmez. - Güneş, Güneş'in çevresindeki yörüngelerde dolanan gezegenler, gezegenlerin uyduları, kuyruklu yıldızlar, asteroitler kısacası Güneş ve çekim alanında bulunan gök cisimlerinden oluşan topluluğa güneş sistemi denir.

- Uzunca bir süre güneş sisteminin 9 gezegenden oluştuğu kabul edilmiştir. Ancak 14-25 Ağustos 2006 tarihinde Prag'da yapılan Uluslararası Astronomi Birliği toplantısında değişen gezegen tanımlaması sonucu Plüton’un cüce gezegen statüsüne indirgenmesiyle sistemi oluşturan gezegen sayısı 8’e inmiştir.

- Bu toplantı kararına göre güneş sisteminde Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün gezegenleri, Ceres, Plüton ve Eris gibi cüce gezegenler ile küçük gezegen olarak bilinen gök cisimleri, kuyruklu yıldızlar, meteoritler ve diğer küçük gök cisimleri bulunmaktadır.

- Güneş ile asteroit kuşağı arasında kalan gezegenler (Merkür, Venüs, Dünya, Mars) iç gezegen, geriye kalan (Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, Plüton) gezegenler de dış gezegen olarak adlandırılmıştır. Buna göre güneş sisteminde bulunan bu sekiz gezegen aşağıdaki gibi sıralanabilir:

İç gezegenler: Merkür , Venüs, Dünya, Mars

Dış gezegenler: Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün

- Gezegenlerin etrafında dönen gök cisimlerine uydu adı verilir. Dünya'nın çevresinde dönen Ay da gezegenimizin tek doğal uydusudur. Güneş sisteminde yer alan gezegenlerin yüzey sıcaklıkları Venüs dışında, Güneş'ten uzaklaştıkça azalmakta ve bu gezegenler Güneş’in etrafındaki yörüngelerinde saat ibresinin dönme yönüne zıt yönde dönmektedirler.

- Uzayla ilgili bilgilere ulaşmada en çok kullanılan yollardan birisi gözlem yapmaktır. Teleskobun bulunmasıyla insanların yeni bilgilere ulaşması da hızlanmıştır.

- İlk teleskobu 1608 yılında Hollandalı gözlükçü Hans Lippershey (Hans Liperşey) icat etti. Bu teleskop cisimleri gerçek boyutundan ancak beş kat daha büyük gösterebildiğinden ilkel sayılırdı. Gök biliminde kullanılabilecek ilk teleskop 1609 yılında Galileo tarafından yapıldı. Galileo teleskopla yaptığı incelemeler ile Venüs'ün görünüşünün değiştiğini ve gezegenlerin Dünya'nın değil de Güneş'in etrafında döndüğünü ispatlamıştır. Galileo gibi teleskoplar yardımıyla gök cisimlerinin hareketlerini ve yapısını inceleyen bilim insanları gök bilimci olarak adlandırılmaktadır.

- Uzaygemisi denilen roketlerle uzaya giden, özel teknik elbiseler giydirilmiş ve uzay bilimi ile ilgili özel eğitim almış kişilere uzay adamı denilmektedir. Uzay adamları gelişmiş teknik araçlar kullanarak uzayda bir çok deney ve gözlemler yapar. Uzay adamlarına evrende araştırma yapan kişi anlamında ABD'de astronot, Rusya'da ise kozmonot adı verilmiştir.