ESBÂB-I NÜZÛL 1. Esbâb-ı Nüzûl ne demektir? Cevap: “Nüzul sebepleri” anlamına gelen bu ifade, Hz. Peygamber’in risâlet döneminde meydana gelen ve Kur’ân’ın bir veya birkaç âyetinin yahut bir sûresinin inmesine yol açan olayı, durumu ya da soruyu ifade etmek üzere kullanılan bir tabirdir.
2. Esbâb-ı nüzûlün çeşitleri nelerdir? Cevap: • Doğrudan Hz. Peygamber’e yöneltilen sorulara cevaben inen âyetler. • Toplumda infiale sebep olan bir olay hakkında inen âyetler. • Herhangi bir meselenin dinî hükmünü beyan etmek için nâzil olan âyetler.
3. Esbâb-ı nüzûlü bilmenin faydaları nelerdir? Cevap: • Nüzûl sebepleri bilindiği zaman âyetlerin manalarını anlamak kolaylaşır. • Nüzûl sebepleri bilindiğinde, çeşitli konularla ilgili hükümler içeren âyetlerin hikmetlerini tespit etmek kolaylaşır. • Bazen bir âyetin zahir anlamı rahat bir şekilde anlaşılabilir; ancak âyet ile kastedilen asıl mana, onun nüzûl sebebi bilindiği zaman net bir şekilde ortaya çıkar. • Herhangi bir âyet özel olarak bir şahıs hakkında inmediği halde bazen, belli bir kişi hakkında nâzil olmuş gibi kullanılabilir. Nüzûl sebebi bilinirse bu tür yanlış yönlendirmelerin ve istismarların önü alınmış olur.
4. Esbâbu’n-Nüzûlle ilgili sorunlar ve dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir? Cevap: • Âyetlerin nüzûl sebeplerini bilmek son derece önemli ise de bunları bilmeden Kur’ân’ı anlamanın imkânsız olduğunu söylemek doğru değildir. • Âyetlerin iniş sırasını bilmek, Kur’ân’ın nüzûl tarihini tespit etmek açısından oldukça önemli ise de bu sürecin kıyamete kadar tekrar edilecek bir süreç olduğunu düşünmek, dolayısıyla Kur’ân’ın bu sürece uygun bir tarzda okunmasını önermek, her zaman için doğru olmaz. • Nüzûl sebepleri her ne kadar özel olsa da bunların hükümlerinin genel olduğu asla unutulmamalıdır. • Nüzûl sebepleriyle ilgili rivâyetlerde bazen oldukça abartılı ve hatta asılsız bilgilere de yer verilmiştir. • Nüzûl sebepleri, Kur’ân’ın iniş sürecinde vukû bulmuş olaylarla ilgili bir kavramdır. • Bazen nüzûl sebeplerinde aynı âyetle ilgili birbirinden farklı rivâyetler nakledilir.
NÂSİH-MENSÛH
5. Nâsih-Mensûh ne demektir? Cevap: Kelime olarak nesh, yok etmek, gidermek, bir şeyi bir yerden başka bir yere nakletmek ve yazmak gibi anlamlara gelmektedir. Dinî bir terim olarak da nesh, herhangi bir şer’î hükmün yerine başka bir şer’î hükmün gelerek öncekinin ortadan kalkması anlamındadır.
6. İslâm âlimleri kaç tür nesihden söz etmektedir? Cevap: • Kur’ân’ın Kur’ân’ı neshi. • Kur’ân’ın sünneti neshi. • Sünnetin sünneti neshi. • Sünnetin Kur’ân’ı neshi.
7. Kur’ân’da neshin bulunduğunu kabul edenlerin delilleri hangi ayetlerdir? Cevap: “Biz, bir âyetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya onu unutturursak mutlaka daha iyisini veya benzerini getiririz” (Bakara (2), 106). “Biz bir âyetin yerine başka bir âyeti getirdiğimiz zaman -ki Allah, neyi indireceğini çok iyi bilir- ‘sen ancak bir iftiracısın’ dediler. Hayır; onların çoğu bilmezler” (Nahl (16), 101)
8. Kur’ân’da neshin bulunmadığını kabul edenlerin delilleri hangi ayetlerdir? Cevap: “Hâlâ Kur’ân üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı” (Nisa (4)
9. Âyetler arasında neshin varlığını kabul edenler Kur’ân’da kaç tür neshin olduğunu ileri sürerler? Cevap: • Hükmü mensûh metni baki âyetler: “Nereye yönelirseniz Allah’ın yüzü oradadır” (Bakara (2), 115) âyeti, “Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilmekte olduğunu görüyoruz. İşte şimdi, seni memnun olacağın bir kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzlerinizi o tarafa çevirin. Şüphe yok ki Ehl-i kitap, onun Rablerinden gelen gerçek olduğunu çok iyi bilirler. Elbette Allah, onların yapmakta olduklarından habersiz değildir” (Bakara (2), 144) âyeti ile neshedilmiştir. İkinci âyet, ilk âyetin hükmünü ortadan kaldırmıştır. Fakat hükmü kaldırılan ilk âyet de Kur’ân’da mevcuttur.
• Hükmü baki metni mensûh âyetler: Hz. Ömer’in naklettiği söylenen recm âyeti böyledir. “Yaşlı bir adam ya da kadın zina ettiklerinde Allah’tan bir ceza olarak onları recm edin” şeklinde bir âyetin, Nûr sûresinde var olduğu, ancak daha sonra neshedildiği rivâyet edilmiştir. Yine Kur’ân’da Tevbe sûresi uzunluğunda bir sûre bulunduğu, ancak şu anda var olmayan bu sûreden sadece, “Âdemoğlunun iki vadi dolusu malı olsaydı bir üçüncüsünü isterdi. Âdemoğlunun karnını ancak toprak doyurur. Allah tevbe edenleri affeder” âyetinin hatırda kaldığı rivâyet edilmiştir.
• Hem hükmü hem de metni mensûh âyetler: Buna örnek olarak Hz. Âişe’den gelen şu rivâyet zikredilir: “Kur’ân’da bilinen on emzirme ile sütkardeşliğinin sabit olacağı inzal edilmişti; daha sonra bu, bilinen beş emzirme ile neshedildi.” Buna göre on emzirmeye dair âyetin hem hükmü hem de metni neshedilmiştir; ancak bugün mushafta yer almayan beş emzirmenin metni neshedilmiş, hükmü ise baki kalmıştır.
KASASU’L-KUR’ÂN (KUR’ÂN KISSALARI)
10. Kıssa ne demektir? Cevap: Kök itibarıyla ‘k-ss/قـص‘ ّ◌ dan türemiş bir kelime olan kıssa; iz sürmek, peşinden gitmek; bir haberi ya da sözü açıklamak, bildirmek; saçı makasla kesmek ya da göğsün üst kısmı anlamlarına gelir; ancak kelimenin en temel anlamı, bir şeyin izini sürmektir.
11. Kur’ân’da kaç tür kıssa bulunmaktadır? Cevap: • İlk gruptaki kıssalar, Allah elçilerini, elçilerin getirdikleri mesajları ve bu mesajlara ümmetlerinin gösterdikleri tepkileri anlatır. Meselâ Hz. Musa ile İsrâioğullarının kıssaları bu gruba girer.
• İkinci gruptaki kıssalar, geçmişte yaşayan bazı topluluklar hakkında anlatılan kıssalardır. Mağara arkadaşları (ashâb-ı kehf) ve Ebrehe’nin ordusu hakkındaki kıssalar bu kategoridedir.
• Üçüncü gruptaki kıssalar ise Hz. Peygamber dönemindeki olaylarla ilgilidir. Uhud ve Bedir harbini anlatan âyetleri de bu gruba misâl verebiliriz.
12. Kur’ân kıssalarının özellikleri nelerdir? Cevap: • Kur’ân, birçok kıssadan müteşekkil bir kitap görünümündedir. Denebilir ki çoğu sûre bir kıssa içerir ya da çoğu sûrenin bir öyküsü vardır. Esasen Kur’ân’ın ekseriyeti bir kıssa anlatır bize.
• Kıssalar, Allah’ın tarih boyunca elçiler aracılığı ile insan varlığına gönderdiği mesajları, müspet ya da menfî insanî tutumlara verdiği cevapları bize anlatır.
• Kur’ân’da dünya ve ahiret ikilisi, birbirlerinin alternatifi olarak kullanılmaz. Sadece, eğer insanların dünyaya dört elle sarılmaları gündeme gelmişse, işte o zaman bir tercih olarak ahiret öne çıkartılır.
• Kur’ân kıssalarının özelliklerinden birisi, tekrar edilmeleridir. Aynı kıssa Kur’ân’da bazen birçok açıdan anlatılır. Okuduğumuz her yön bize farklı bir ders verebilir. İnsanların çeşitliliği, algı ve tecrübelerdeki farklılıklar, kıssaların bu şekilde anlatılmasını gerektirmiştir.
13. Kur’ân’daki kıssaların hedefleri nelerdir? Cevap: • Tevhîd, nübüvvet ve ahiret inancı gibi itikadî konuları, önceki ümmetlerin kıssalarını anlatarak tahkim etmek. • Özellikle Hz. Peygamber’i ve müminleri teselli etmek ve önceki peygamberlerle ümmetlerinden misaller vererek tüm peygamberlerin tebliğ yaptığını, her ümmetin benzer sıkıntılardan geçtiğini anlatmak. • İslâm toplumunu, önceki ümmetlerin kıssalarıyla yetiştirmek. • Akla ve kalbe dengeli hitap ederek toplumu eğitmek ve yetiştirmek. • Anlatılan kıssalardan hareketle ortak bir prensibe ulaşmak ve muhataplara genel bir ilke hakkında fikir vermek.
14. Kur’ân tevhîd, nübüvvet ve ahiret inancı gibi itikadî konuları, önceki ümmetlerin kıssalarını anlatarak tahkim etmek hususuna örnek ayet hangisidir? Cevap: “Andolsun biz, "Allah'a kulluk edin ve tâğûttan sakının" diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik. Allah, onlardan bir kısmını doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde gezin de görün, inkâr edenlerin sonu nasıl olmuştur” (Nahl (16), 36).
KUR’ÂN TEFSİRİNDE İSRÂİLİYAT
15. Kur’ân tefsîrinde isrâiliyât nedir? Cevap: Yahudi, Hıristiyan ve diğer kültürlerden İslâmiyet’e giren rivâyetler bütününe denir.
16. İsrâiliyât’ın birinci kaynağı kimlerdir? Cevap: Miladî 70. yılda Romalı Titus’un zulmünden kaçarak Hicaz bölgesine yerleşen ve dinî eğitimlerine kendi medreselerinde devam eden Yahudiler’dir.
17. İsrailî rivâyetin bulunan tefisirler hangileridir? Cevap: Klasik tefsîr kaynaklarında, meselâ Taberî’nin Câmiu’l-Beyân.
18. İsrâiliyat’ın Kur’ân tefsîrine giriş yolları nelerdir? Cevap: • Önceki kültüründen kendisini kurtaramayan mühtedilerden gelen nakiller. • İsrâilî rivâyetleri tashih etmek için isrâiliyata müracaat edenler. • Ehl-i kitap hanımlarıyla evlenme izninin doğurduğu mevcut ortamda yetişen yorumcular. • İslâm düşmanlarının, İslâm’ın ruhunu kirletmek için kasıtlı olarak uydurup ortaya attıkları rivâyetler. • Bazı hikâyecilerin halkı oyalamak, gündemde kalma ve dinleyicilerin hoşuna gitmek için uydurdukları rivâyetler. • Ehl-i sünnete karşı cephe alan bazı sapık fırkaların siyâsî maksatla uydurdukları rivâyetler. • İsrâiliyâtın bir kısmı da bir şeyi izah etmek maksadıyla karışmıştır.
19. İsrâilî haberlerin çeşitleri nelerdir? Cevap: • Senedi sahih olup Kur’ân’a ve Sünnet’e muvafık olanlardır ki bunlar makbul haberler grubundadır. Genel olarak müfessirler tefsîrlerine aldıkları isrâiliyat haberlerinin bu kriteri taşımasına özen gösterirler. • Yalan olduğu bilinenlerdir ki bunların nakledilmesi doğru değildir. Müfessirlerin bir kısmı bu kategorideki haberlere itibar etmemişken bir kısmı da bu nakillere tefsîrlerinde yer vermiştir. • Sıhhatini tam olarak bilemediğimiz, bu bakımdan ne kabul ne de reddedebileceğimiz rivâyetler. Tefsîrlerdeki pek çok ihtilaf da bunlardan kaynaklanır. Bu noktada söz konusu rivâyetleri değerlendiren müfessirin kişisel kabiliyeti ve konuya olan hâkimiyeti büyük önem arz eder.
20. Ashâbın israiliyâta baş vurmadığı konulardan bazıları hangileridir? Cevap: • İtikâdî konular. • Hz. Peygamber tarafından izahı yapılan meseleler. • İlgilenilmesinde hiçbir fayda mülahaza edilmeyen polemikler. • Fıkhî hükümler.
|