1. Hangisi fıkıh kitaplarında ibadat ana başlığı altında değerlendirilen konulardandır? A) Münâkehât B) Kitâbu’s-savm C) Muhâsemât D) Malî muâmelât E) Terikât
Çözüm: Bütün fıkıh kitapları ibâdât ana bölümü altındaki konularla başlar ve genellikle ilk olarak temizlik bölümü (kitâbu’t-tahâre) incelenir. Bundan sonra dört temel ibadet olan namaz, zekât, oruc ve hac, her biri müstakil bir başlıkta (kitâbu’s-salât, kitâbu’z-zekât, kitâbu’s-savm, kitâbu’l-hacc) tüm detaylarıyla ele alınır. Bu dört temel ibadetin dışında kimi teknik anlamda bir ibadet olmadığı halde helal-haram bilgisi içeren ve kulun yaratanına karşı sorumluluklarını gösterdiği için ibadât ana başlığı altında değerlendirilen bölümler de vardır. Diğer çeldiriciler muâmelât alanının temel başlıklarıdır. Doğru cevap B'dir.
2. I. Kitâbu’l-Cinayât II. Kitâbu’z-zebâih III. Kitâbu’l-hudûd IV. Kitâbu’l-meâkil V. Kitâbu’l-udhiye Hangileri fıkıh kitaplarının ukûbât ana başlığına dâhildir? A) I ve II B) III ve IV C) IV ve V D) I, III ve IV E) II, IV ve V
Çözüm: Klasik fıkıh kitaplarının genellikle son kısımlarında yer alan bölümler ukûbât ana başlığına dâhildir. Bu alana giren başlıca bölümler şunlardır: Kitâbu’l-Cinayât (öldürme ya da yaralama/müessir fiiller bölümü). Kitâbu’l-hudûd (had cezaları bölümü), zina suçu ve cezası (haddu’z-zinâ), namusa iftira suçu ve cezası (haddu’l-kazf); hırsızlık suçu ve cezası bölümü (haddu’sserika), dinden dönme suçu ve cezası (haddu’r-ridde) gibi alt bölümlerden oluşur. Kitâbu’l-meâkil (âkile sistemi bölümü. )..Diğer bölümler fıkıh kitaplarının ibadat başlığına dahildirDoğru cevap D’dir.
3. Yaygın anlamıyla muâmelât alanını ele alındığında muâmelâtın gerek mahiyet ve gerekse kapsam açısından hangi hukukla büyük ölçüde örtüştüğü söylenebilir? A) Ticaret hukuku B) Medeni ve özel hukuk C) Devletlerarası özel hukuk D) Fikri hukuk E) Ceza hukuku
Çözüm: Yaygın anlamıyla muâmelât alanını ele aldığımızda muâmelâtın gerek mahiyet ve gerekse kapsam açısından medeni hukuk ve hatta özel hukukla büyük ölçüde örtüştüğü söylenebilir. Mahiyet açısından konuya yaklaştığımızda gerek muâmelât ve gerekse medeni hukuk ya da özel hukuk dallarının, insanların normal yaşantılarında ihtiyaç duydukları hukuki ilişki ve işlemleri düzenlediği ve bu ilişkilerdeki tarafların iradelerinin birbirine eşit seviyede bulunduğu görülür. Doğru cevap B’dir.
4. Hangisi fıkıh kitaplarında Muhâsemat konu başlığı altına dahil edilebilen bölümlerdendir? A) Kitâbu’l- vesâyâ B) Kitâbu’l-ferâiz C) Kitâbu’n-nikâh D) Kitâbu’t-talâk E) Kitâbu edebi’l-kâdî
Çözüm: Muhâsemât başlığı ise, kelime anlamı olarak mahkemede davacı ve hasım olma anlamı taşımakta olup yargılama hukuku konularından oluşur. Fıkıh kitaplarında Muhâsemat konu başlığı altına dahil edebileceğimiz bölümlerin bazıları şunlardır: Kitâbu edebi’l-kâdî (hakimlerin takip edeceği yargılama usûlü bölümü), Kitâbu’ş-şehâdât (şahitlikler bölümü), Kitâbu’l-vekâle (Vekalet bölümü ve özellikle “davaya vekalet” bâbı), Kitâbu’d-da’vâ (dava bölümü), Kitâbu’l- ikrâr (ikrar/itiraf bölümü), Kitâbu’ s-sulh (sulh bölümü). A ve B çeldiricileri Muâmelât alanına, C ve D çeldiricileri Müfârakât alanına ait bölümlerdir. Doğru cevap E’dir.
5. Fıkıh kitaplarında İslam hukuku açısından suç kabul edilen fiilleri, bunlara verilecek cezaları ve bu cezaların nasıl uygulanacağını ele alan bölüm hangisidir? A) Ukûbât B) Muâmelât C) İbâdât D) Kitâbu’l-eymân E) Kitâbu’z-zebâih
Çözüm: Klasik fıkıh kitaplarının genellikle son kısımlarında yer alan bölümler ukûbât ana başlığına dâhildir. Ukûbât kelimesi, ceza anlamına gelen ukûbe kelimesinin çoğuludur. Bu sebeple bu ana bölüm öncelikli olarak ceza hukuku alanına giren konuları, yani İslam hukuku açısından suç kabul edilen fiilleri, bunlara verilecek cezaları ve bu cezaların nasıl uygulanacağını ele almaktadır. Ayrıca ukûbât alanı içinde ceza yargılamasıyla ilgili konular da bu başlıktaki bölümler içinde açılan alt başlıklar altında incelenir. Muâmelât medeni ve özel hukuk, İbâdât ise mükellefin yaratanına karşı saygı ve itaatini simgeleyen, dinin yapılmasını istediği belirli ve düzenli bir takım söz ve davranışları konu alır. D ve E çeldiricileri İbâdât ana başlığının altında incelenen konulardır. Doğru cevap A’dır.
6. Yazım metotlarından meseleci metot ile soyut metot arasındaki en temel fark nedir? A) Meseleci metotta gündemde sürekli olarak ferdi meseleler vardır. B) Soyut metotta hukuk yazımı üst kavramlardan başlar. C) Soyut metotta her mesele müstakil olarak ele alınır. D) Meseleci metotta her mesele benzerleri ile bir araya getirilip ortak taraflar üzerine ifadeler kullanılır. D) Meseleci yöntemle yazılmış bir hukukun eğitimi ve öğrenilmesi soyut metotla yazılana göre daha zordur.
Çözüm: Her iki yöntemin kendine özgü bazı üstünlüklerinden bahsedilebilirse de meseleci yöntemle yazılmış bir hukukun eğitimi ve öğrenilmesinin soyut metotla yazılana göre bir nebze daha zor olduğundan bahsedilebilir. Bu açıdan meseleci metotla yazılan hukuku öğrenenlerin, farklı meselelerin bağlı olduğu genel ilkeleri ve hukukun tabiri caizse mantığını kavramasının nispeten daha uzun bir zaman aldığı söylenebilir. Doğru cevap E’dir.
7. Mezheplere ait fıkhi hükümlerin derlendiği kitaplar hangi literatür türünün içinde yer alır? A) Fürû-i fıkıh B) Usûl-i fıkıh C) Fetva kitapları D) Ahkam-ı sultaniye E) Harâc-Emval
Çözüm: Fürû-i fıkıh türü. En çok eser yazılan literatür türü olan fürû türü, doğrudan mezheplere ait fıkhi hükümlerin derlendiği kitaplardır. Usûl-i fıkıh türü meseleleri hükme bağlayan müçtehidin şer’î kaynakları anlama ve onlardan kendi içtihadıyla hüküm çıkarırken takip etmesi gereken metodu inceleme amacı taşır. Fıkıh kitapları içerisinde eser isminde “fetva” kelimesi yer alan bazı eserler aslında fürû türü içinde değerlendirilir. Ahkam-ı sultaniye türü İslam kültüründe özellikle devlet kavramı, devlet başkanı, devletin sistemi, teşkilatı, idari, mali ve kazâî yapısı, başka devletlerle olan ilişkileri, devlete yönelik suçlar gibi kamu hukuku konuları üzerinde yoğunlaşan başka bir edebiyat türüdür. Harâc-Emval Türü devletin mali düzeni, gelirleri ve vergilerinin incelendiği fıkıh eserleri oluşturur. Doğru cevap A’dır.
8. I. El-Kavaîd II. El-Eşbah ve’n-nezâir III. Tahricu’l-fürû ale’l-usûl IV. İlm-i hilaf V. El-Furûk Hangileri Kavâid türünün alt türlerindendir? A) I ve II B) III ve IV C) I, II ve V D) I, II, III ve V E) II, III, IV ve V
Çözüm: Kavâid türü altında aslında birbirinden bir dereceye kadar farklılaşan değişik alt türlerin olduğu söylenebilir. Bu türlerden bazıları şunlardır: el-Kavaîd, el-Furûk, el-Eşbah ve’n-nezâir, Tahricu’l-fürû ale’l-usûl İlm-I hilaf ise Fıkıh mezhepleri arasındaki görüş farklılıklarını, bu farklılıkların dayanaklarını ele alan, bir mezhebin görüşünü savunup, karşı görüşü çürütmeye çalışan fıkıh edebiyatı türüdür. Doğru cevap D’dir.
9. Şahısların davranışlarının ve hukuki bir sonuç elde etmek üzere dışa vurdukları irade beyanlarının hükmünün belirlenmesinde onların niyet ve amaçlarının öncelikli olarak dikkate alınacağını ifade eden prensip hangisidir? A) Bir işten maksat ne ise hüküm ona göredir. B) Şek ile yakin zail olmaz. C) Meşakkat teysiri celbeder. D) Zarar izâle olunur. E) Âdet muhakkemdir.
Çözüm: Bir İşten Maksat Ne İse Hüküm Ona Göredir küllî kâidesi, şahısların davranışlarının (söz ve fiillerinin) ve hukuki bir sonuç elde etmek üzere dışa vurdukları irade beyanlarının hükmünün belirlenmesinde onların niyet ve amaçlarının öncelikli olarak dikkate alınacağını ifade eder. Doğru cevap A’dır.
10. “Şek ile Yakin Zâil Olmaz” kaidesi neyi ifade eder? A) Dışa vurulan irade beyanlarının hükmünün belirlenmesinde onların niyet ve amaçlarının öncelikli olarak dikkate alınacağını ifade eder B) Meydana geldiği kesin bilinen bir durumun, sonradan bir şüphe sebebiyle ortadan kalktığına hükmedilmez. C) Zorluk ve zahmet kolaylaştırma sebebidir. D) Fıkhi bir hükme varmak için, örf ve adet hakem kılınır. E) Bir kişinin kendisine verilen bir zarara aynı şekilde zararla karşılık vermesi yasaktır.
Çözüm: Bu kaidenin anlamı şudur: Meydana geldiği, var olduğu kesin olarak bilinen bir durumun, sonradan ortaya çıkan bir şüphe ve tereddüt sebebiyle ortadan kalktığına hükmedilmez. Aynı şekilde bir şeyin mevcut olmadığı kesin olarak biliniyorsa, aksine delil olmadıkça salt tereddüt (şek) ile o şeyin var olduğuna hükmedilmez. Doğru cevap B’dir.
|