Türk-İslâm Edebiyatı ve Diğer Bilimler

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
Türk-İslâm Edebiyatı ve Diğer Bilimler
« : 27 Şubat 2018, 13:18:03 »
Türk-İslâm Edebiyatı kavramının iki boyutu vardır: Birincisi, bu alanda ortaya
çıkan edebî eserleri; ikincisi ise, bu edebî eserleri inceleyen edebiyat bilimini
ifade eder. Edebiyat eseri, her şeyden önce bir sanat eseri olması sebebiyle,
onun kendine mahsus (öznel), sübjektif ve gerçeğimsi (kurgusal) bir dili
varıdır. Bu dil, bilimin araştırmaya, incelemeye ve gözleme dayalı gerçeklik
ifade eden dilinden farklıdır. Edebiyat bilimcileri ve eleştirmenler, bu iki
farklı dilin ilişkisini değerlendirmişlerdir. Bazıları bu iki dilin bir araya gelemeyeceğini,
dolayısıyla edebî eserin bilimle herhangi bir ilişkisinin olamayacağını
ileri sürmüşlerdir.

Kimi edebiyatçılar ise, edebî eserin ilmi kaynaklardan
ve bilimsel tespitlerden yararlanacağını söylemişlerdir. Hatta edebî eserin,
ilmi kanaatleri ve bilimsel sonuçları geniş kitlelere tanıtacağını, ona meş-
ruiyet kazandıracağını ve kültürel bir değere dönüştüreceğini düşünenler de
vardır.

Türk-İslâm Edebiyatı, hedefi olan bir edebiyattır. Bilgiye dayalı edebî
eserlerin yanında, hikemî tarzda didaktik eserler de yazılmıştır. Kur’an tercümeleri,
Hadis tercüme ve şerhleri, Siyer-i Nebiler, Mirâciye, Menâsik-i
Hac ve Akâidnâme gibi türlerde görüldüğü gibi, doğrudan doğruya İslâmi
ilimlerle alakalı edebî eserler yazılmıştır. Bu türden eserlerin, öncelikle Tefsir,
Hadis, İslâm Tarihi, Fıkıh ve Kelâm gibi İslâmî ilimlerin kaynaklarından
ve kavramlarından yaralanarak yazıldığı bir gerçektir. Bunlardan başka, gö-
rünürde her hangi bir temayı öğretme amacı olmayan lirik şiirler, sosyal ve
siyasi konuları tasvir eden eserler, devlet erkânına sunulan kasideler ve aşk
hikâyelerini konu edinen mesneviler gibi sanat yönüyle öne çıkan edebî eserlerde
de temel İslâmî ilimlerin ve devrin ilim anlayışının izleri görülebilir. Bu
demektir ki, Türk-İslâm Edebiyatı içerisindeki edebî eserlerin bilimlerle iliş-
kileri iki açıdan izah edilir:

1. Sanatkâr, dönemin ilimlerini, edebî form içerisinde manzum ve mensur
telif etmiştir.

2. Sanatkâr, dönemin ilim ve bilim anlayışından yararlanmış ve bunların
kavramlarını estetik değere dönüştürerek kullanmıştır.
Türk-İslâm Edebiyatı, İslâm ilim ve kültür ortamının içinde doğmuştur.

Bu edebiyata hayat veren sanatkârın varlık ve güzellik anlayışı, dünya tasavvuru, hayat algısı ve estetik telakkisinde Tasavvuf ve İslâm Felsefesi’nin derin
izleri görülür. Kur’an ve Hadisler, sanatkârın tercüme, iktibas ve telmih
gibi sanatlarla müracaat ettiği temel kaynaklardır. Bu temel kaynaklardan
başka, Hz. Peygamber’i, dönemini, ailesini ve dört halifeyi anlatan ve mucizeleri
nakleden İslâm Tarihi (Siyer-i Nebî) ve diğer peygamberlerin hayatlarını
anlatan Kısâsu’l-enbiya türü eserler sanatkârın sıkça başvurduğu kaynaklardır.

Aynı zamanda herhangi bir şiirde, eski kültürlere, efsane ve mitlere ait
bilgiler veren tarih ve halk kitapları, dönemin sağlık anlayışını ele veren tıp
kitaplarıyla tabiat bilgileri, gelenek ve göreneklerin tasviri, savaş ve cenk
bilgisi, atçılık ve okuçuluk gibi devrin spor anlayışını ele veren bilgiler ve tarihi
hadiselerin izine rastlamak mümkündür. Ayrıca bu dönem eserlerde, kimi
uydurma (bâtıl) ve doğru (hakîkî) bilgiler içeren kimya, simya, nücûm, zâ-
yiçe, reml, sihir, tılsım, kıyâfet ve mûsikî gibi ilimlerin kavramlarını ve bilgilerini
de bulabiliriz.

Türk-İslâm Edebiyatı’nın metinlerinin bir bölümü, dinî-edebî türler olarak
bilinen, satır arası veya manzum Kur’an tercümeleri, Kırk Hadis, Hilye-i
Şerîf, manzum ilmihal, akaidnâme, Kâbe-nâme, Siyer-i Nebî, Tasavvufnâme
ve pendnâme gibi doğrudan doğruya dinî, ahlâkî ve tasavvufî konuları ele
almaktadır. Bunlardan başka, cenknâme, sihhatnâme ve kıyâfetnâme gibi tarih,
sağlık ve ilm-i kıyâfet konularını anlatan eserler de yazılmıştır.

Edebiyat bilimi olarak Türk-İslâm Edebiyatı, hem geleneksel hem de modern
bilimlerle ilişkilidir. Edebiyatçı, sanat eserini analiz edebilmek için eserin
yazıldığı dönemdeki bilgi anlayışını ve ilimleri dikkate almak durumundadır.

O, analizleri, kendi döneminin dil ve anlayışıyla takdim edebilmek için
de filoloji, tarih, coğrafya, sosyoloji, psikoloji ve felsefe gibi bilimlerin kuram
ve kavramlarına aşina olmalıdır.