Osmanlı Devleti'nin Buhran Devrine genel Bir Bakış

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
17. yüzyıldan 18. yüzyılın başına kadar olan dönem Osmanlı
Devleti’nin Duraklama Dönemi olarak adlandılırr.
Bazı tarihçiler duraklama dönemini Kanuni Sultan Süleyman’a kadar götürmektedir. Bazıları ise dönemin 1579’da Sokullu Mehmet
Paşanınn ölümünden sonra başladığın ifade etmektedir.

Gerçekten de 16. yüzylın ikinci yarısından itibaren Osmanlı sınırları dâhilinde devlet teşkilatı ve sosyal hayatta birtakım aksaklıklar baş göstermeye başlamıştır. Ancak bu aksaklıklar fetihleri ve devletin genişlemesini durduramamıştır.

Bu nedenle 17. yüzyılın sonuna kadar yaklaşık yüz yıl süren bu dönemin Duraklama Dönemi yerine
Buhran Dönemi olarak adlandılması daha doğru olacaktır. Çünkü Osmanlı Devleti’nin
fetih ve zaferlerinin duraklamadığı, ancak iç ve dış nedenlerden kaynaklı olarak
devletin idari ve askerî teşkilatında, iktisadi ve sosyal hayatta bir
buhran yaşandığı görülmektedir.

Devletin en parlak yıllarını yaşadığı Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nden hemen sonra Sokullu’nun sadrazamlığı ve II. Selim’in padişahlığı sırasında, 1571’de
yaşanan inebahtı mağlubiyetine rağmen, Kıbrıs’ın fethi tamamlanmıştır.

1574’te Tunus ele geçirilmiş, 1578’de Fas’ta kazanılan el- Kasrü’l-kebir zaferiyle de Osmanlıların nüfuzu Kuzey Afrika’nın en batı ucuna kadar genişlemiştir.

Aynı dönemde Osmanlılar doğu sınırlarını da genişletme çabası içerisine girmişti. Şah Tahmasp’ın ölümünden sonra zayıflamaya başlayan Safeviler (İran) üzerine 1578’de yürüyen Osmanlı ordusu, böylece 12 yıl sürecek olan Osmanlı- Safevi savaşlarıbaşlatmış oldu. Bu savaş sonunda Osmanlı topraklarının doğu sınırı Hazar Denizi’ne kadar genişledi. şah Abbas, 1622’de Safevilerin kaybettiklerini geri almak üzere on yedi yıl sürecek bir savaş başlattı. Bu savaş sırasında şah Abbas’ın ele geçirdiği yerler ise ölümünden sonra tahta geçen fiah Safi döneminde IV. Murat’ın bizzat idare ettiği seferlerde geri alındı. 1639’da imzalanan Kasr-ı şirin Antlaşması ile de bugünkü Anadolu-İran sınırı çizilmiş oldu.

Bu dönemde, Osmanlı Devleti geleneksel Doğu- Batı siyasetin yanında Kuzey
siyaseti takip etmiştir. Devletin buraya yönelmesine 1594’ten itibaren başlayan
Kossak saldı ve yağmalamaları neden olmuştur. Kossaklar 1615, 1620 ve 1624 yılı
larında İstanbul’un Karadeniz kıyılarına kadar inmeyi başarmıştır. Bu akınlar Osmanlı Devleti’ni büyük oranda zarara uğratmıştı, ülke içinde bu dönemde kıtlık baş göstermesine de sebep olmuştur.

Kossaklar, 1649’da yarı bağımsız bir devlet kurmufllar ve 1654’te Rus Çarlığı’na
bağlanmışlardı. Bu durum Osmanlı Devleti için Kossak tehlikesini daha da büyüt-
müş, bunun üzerine 1672’de Osmanl› orduları Lehistan seferine çıkmıştı. 1676’da
imzalanan Zoravna Antlaşması ile Osmanl›lara tabi olan Kossaklara Lehistan s›n›r-
lar› içinde kalan topraklar›n›n geri verilmesi kararlaştırıldı.

1593 y›l›ndan itibaren başlayan Osmanl›-Avusturya savaşları, 1606’da imzala-
nan Zitvatorok Antlaşması ile sonuçlandı. Osmanl› Devleti Avusturya karşısındaki
üstünlü¤ünü anlaşma metninde de göstermekteydi. 1618’de Protestan ve Katolik
pek çok Avrupalı devlet arasında başlayan Otuz Yıl Savaşları 1648’de imzalanan
Vestfalya Antlaşması ile sona erdi. Osmanlı Devleti, Do¤u Akdeniz’de hâkimiyetini sa¤lamak için 1645’te Girit Seferi’ni başlattı. Uzun muharebelerden sonra 1669’da
Girit fethedildi. 1656’da Köprülü Mehmet Paşa kumandasında Limni ve Bozcaada
alındı. 1662’de Osmanlı ordusu Erdel’e (Romanya) girdi. 1663’te Uyvar’ın (Slovak-
ya) fethiyle batıdaki en geniş sınırlara ulaşıldı.

17. yüzyılın son çeyre¤inde batıda, Katolik Habsburgların baskısından kurtulmak
amacıyla Protestan Macarlar Osmanlı Devleti’nden yardım çağrısında bulundu.
Bunun üzerine Osmanlılar, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa önderliğinde 1683’te
Viyana’ya ikinci bir sefer düzenledi. 1683 Nisan’ında yola çıkan ve Temmuz ayın-
da Viyana’yı kuşatma altına alan Osmanlı ordusu, Leh kuvvetlerinin yardıma gel-
mesi üzerine bozguna uğrayarak geri çekildi. Viyana bozgunundan sorumlu tutu-
lan Kara Mustafa Paşa ise Belgrat’ta idam edildi.

Osmanlıların Viyana’da bozguna uğratılması Avrupa devletlerinin moralini yük-
seltti. Avusturya, Lehistan ve Venedik arasında  Kutsal İttifak
kurularak Osmanlılara karşı saldırıya geçti. Bu ittifaka 1686’da Ruslar da katıldı. Osmanlılar, 1697’de Zenta Bozgunu’ndan sonra barış yapmak zorunda kaldı.

1699’da imzalanan Karlofça Antlaşması ile Osmanlı Devleti Macaristan’dan çekildi.
Bu antlaşmayla Osmanlı Devleti Balkanlar’da ve Ukrayna’da geniş çapta toprak kaybına uğradı.