Temizlik aracı olarak su

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11650
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Temizlik aracı olarak su
« : 23 Ocak 2018, 16:53:32 »
Bütün temizlik çeşitleri için en tabii yol sudur. Canlıların hayat kaynağı olan
suyun temiz ve temizleyici özelliği Kur’ân’da şöyle anlatılmıştır: “Sizi
temizlemek için Allah gökten su indiriyor” (el-Enfâl, 8/11), “Biz gökten
temizleyici su indirdik” (el-Furkân, 25/48).

Hz. Peygamber de hadislerinde suyun temizleyici olduğuna dikkat
çekmiş, su kaynaklarının kirletilmemesi, suyun israf edilmemesi ile durgun
ve akar suların temizlikte kullanılmasıyla ilgili kural mahiyetinde açıklamalar
yapmıştır (Müslim, “Tahâret”, 94). Konuyla ilgili prensip ifade eden bir hadis
şöyledir: “Su temizdir. Rengini, tadını ve kokusunu değiştiren bir şey dışında
hiçbir madde onu kirletmez” (İbn Mâce, “Tahâret”, 76).

Fıkıh âlimleri, suların hakiki ve hükmi temizlikte kullanılmasının câiz
olup olmadığını belirleyebilmek için suları farklı açılardan kısımlara
ayrılarak incelemektedirler. Sular, doğal su özelliğini taşıyıp taşımamasına
göre “mutlak su” ve “mukayyet su”, yenilenme ve akıcılık özelliği
bakımından ise “durgun su” ve “akarsu” gibi kısımlara ayrılmaktadır.

[b]Mutlak su: [/b]

Özellik ve tabii durumunu koruyan, içine özelliğini
değiştirecek başka maddelerin karışmadığı sudur. Kar, yağmur, göl, ırmak,
deniz, kaynak ve kuyu suları bu grupta yer alır. Mutlak suyun üç özelliği ve
iki tabiatı vardır. Suyun özellikleri, rengi, kokusu ve tadıdır. Tabiatı ise
incelik ve akıcılıktır.

Mutlak su, temiz ve temizleyici olup olmaması bakımından da
gruplandırılmıştır. Fıkıh dilinde “suyun temiz olması”ndan maksat, maddi
temizlik ve kullanım aracı olması anlamına gelir. “Temizleyici olması” ise,
abdest ve gusül gibi hükmi temizlik aracı olabilmesini ifade eder. Bu
bakımdan su beş kısma ayrılır.

1-Temiz ve temizleyici özellik taşıyan sular:

Rengi, kokusu ve tadı bozulmamış, içine pis bir madde karışmamış,
maddi ve hükmi temizlikte kullanılması şüpheli hale gelmemiş sulardır.
Bunlar hem temiz (tâhir), hem de temizleyici (mutahhir) kabul edilir.
Tabiatta normal halde bulunan bütün mutlak sular prensip olarak böyledir.
İnsanın, koyun, keçi, sığır, deve gibi eti yenen hayvanların, atın ve
yırtıcı olmayan kuşların içerek artık bıraktığı sular, içlerine necâset
düşmediği/karışmadığı sürece, temiz ve temizleyici sayılır.

2-Temiz ve temizleyici olmakla birlikte kullanılması mekruh olan sular:

Tavuk ve ördeğin, kedi gibi eti yenmeyen ve evde bulunması câiz olan
evcil hayvanların (köpek böyle değildir), çaylak, doğan gibi yırtıcı
kuşların artığı olan sular bu gruba dâhildir. Evcil hayvanlara tanınan bu
istisna, sakınılmasının imkânsızlığından ötürü, Hz. Peygamber tarafından
getirilmiştir. Nitekim o, kedi hakkında şöyle buyurmuştur: “O, pis
değildir, çünkü aranızda dolaşıp duran yaratıklardandır” (Ebû Dâvûd,
“Tahâre”, 38). Eti yenmeyen yırtıcı kuşlara müsamaha gösterilmesinin
sebebi ise, aslan, kaplan gibi yırtıcı hayvanlardan farklı olarak bunların,
su içerken salyalarını suya bulaştırmayıp suyu kemik olan gagalarıyla
içmeleridir. Başka normal su bulunmadığı zaman bu gibi sularla hem
hakiki hem de hükmi temizlik yapılabilir. Fakat başka su bulunduğunda
bunlarla abdest veya gusül almak mekruhtur.

3-Temiz fakat temizleyici olmayan sular:

Abdest, gusül gibi hükmi
temizlikte kullanılmış olan sular bu gruba dâhildir ve bunlara kullanılmış
su (mâ-i müsta‘mel) denir. Bu gibi sular maddi bakımdan temiz olsalar
da, bunlarla ikinci defa abdest ve gusül alınamaz. Özellikle su
kaynaklarının kıtlığını dikkate alan fıkıh âlimleri bu sularla maddi
temizlik yapılabileceğini söylemişlerdir. Abdestsiz veya cünüp olan
kimsenin bir kaptaki suyu almak veya sıcaklığını anlamak amacıyla elini
suya sokmasıyla bu su kullanılmış sayılmaz. Bu tür sular temiz
olduğundan abdest alanın veya başkasının üzerine dökülmesi durumunda
namaza mani olmaz.

4-Temiz ve temizleyici olmayan sular:

Bunlara pis sular denir. İçine pislik
düştüğü kesin olarak veya galip zan ile bilinen az miktardaki sular ile
içine düşen pislikten dolayı üç özelliğinden yani rengi, kokusu veya
tadından birisi değişmiş olan büyük su birikintileri, büyük havuzlar ve
akarsular bu grupta yer alır. Köpeğin, domuzun, yırtıcı hayvanların artığı
olan sular da pis sayılır.

5-Temizliğinde şüphe bulunan sular:

Eşek ve katırın artığı olan sular
böyledir. Bu gibi suların temiz olup olmadığı şüpheli olduğu için hükmi
temizlikte kullanılıp kullanılamayacağı da şüphelidir. Dolayısıyla temiz
su bulunmadığı zaman bunlarla abdest ve gusül alınır, şüpheyi ortadan
kaldırmak için de ihtiyaten ayrıca teyemmüm yapılır.

[b]Mukayyet su:[/b]

İçine temiz bir maddenin katılmasıyla tabii özellik ve
niteliğini kaybeden mutlak sulara veya tabii bir oluşumla meydana gelip özel
bir isimle anılan sulara bu ad verilir. Meyve suyu, gül suyu, maden suyu birer
mukayyet su örneğidir. İçinde nohut, mercimek ve benzeri temiz şeylerin
pişmesi sebebiyle incelik ve akıcılığını kaybeden sular da böyledir. İçine süt,
karpuz suyu, gül suyu gibi bir madde karışmasıyla renk, koku veya tat gibi
özelliklerinden bir veya ikisini kaybeden sulara da mukayyed su denir.
Mukayyet sular, normal su bulunmadığı zaman sadece maddi temizlikte yani
maddi pisliklerin giderilmesinde kullanılabilirler.

[b]Durgun su-Akarsu: [/b]

Suyun temiz ve temizleyici olma niteliğini etkileyen
hususlardan biri de, suyun akar veya durgun olmasıdır. Durgun olan suyun
miktarı da bu bakımdan belirleyici rol oynamaktadır. Hanefî fıkıh âlimlerinin
kabul ettiği ölçüye göre, bir saman çöpünü alıp götüren su “akarsu”, böyle bir
özelliğe sahip olmayan su ise “durgun su” olarak kabul edilir. Durgun suların
bir kısmı “büyük havuz”, diğer bir kısmı ise “küçük havuz” niteliğinde kabul
edilerek hükmü ona göre belirlenir. Büyük havuz, yüzeyi yaklaşık 50 m2
olansulardır. Bu ölçüdeki havuzlarda derinlik önemli değildir. Avuçlandığında
elin dibe değmemesi havuzun büyük havuz olarak nitelendirilmesi için
yeterlidir. Yüzeyi bu ölçüden az olan havuzlara ise küçük havuz denilir.

Akarsular ile büyük havuz niteliğine uyan sular çok su, küçük havuzlar ile
saman çöpünü götüremeyen akarsular ise az su olarak da isimlendirilir. Şâfiî
ve Hanbelîler bu konuda hacim ölçüsünü esas almış ve yaklaşık 206 litre
(kulleteyn) ve daha fazla miktardaki suyu büyük havuz niteliğinde
saymışlardır.

Akarsular ile büyük havuz niteliğindeki durgun sular, renk, koku ve tat
gibi üç temel özelliğinden biri değişmedikçe, içine düşen bir pislikten dolayı
temiz ve temizleyicilik özelliğini kaybetmez. Hâlbuki küçük havuz
niteliğindeki durgun sular, içine bir pislik düşünce üç temel vasfında değişme
olup olmamasına bakılmadan temiz ve temizleyici olma özelliğini kaybeder.