Bütün temizlik çeşitleri için en tabii yol sudur. Canlıların hayat kaynağı olan suyun temiz ve temizleyici özelliği Kur’ân’da şöyle anlatılmıştır: “Sizi temizlemek için Allah gökten su indiriyor” (el-Enfâl, 8/11), “Biz gökten temizleyici su indirdik” (el-Furkân, 25/48).
Hz. Peygamber de hadislerinde suyun temizleyici olduğuna dikkat çekmiş, su kaynaklarının kirletilmemesi, suyun israf edilmemesi ile durgun ve akar suların temizlikte kullanılmasıyla ilgili kural mahiyetinde açıklamalar yapmıştır (Müslim, “Tahâret”, 94). Konuyla ilgili prensip ifade eden bir hadis şöyledir: “Su temizdir. Rengini, tadını ve kokusunu değiştiren bir şey dışında hiçbir madde onu kirletmez” (İbn Mâce, “Tahâret”, 76).
Fıkıh âlimleri, suların hakiki ve hükmi temizlikte kullanılmasının câiz olup olmadığını belirleyebilmek için suları farklı açılardan kısımlara ayrılarak incelemektedirler. Sular, doğal su özelliğini taşıyıp taşımamasına göre “mutlak su” ve “mukayyet su”, yenilenme ve akıcılık özelliği bakımından ise “durgun su” ve “akarsu” gibi kısımlara ayrılmaktadır.
[b]Mutlak su: [/b]
Özellik ve tabii durumunu koruyan, içine özelliğini değiştirecek başka maddelerin karışmadığı sudur. Kar, yağmur, göl, ırmak, deniz, kaynak ve kuyu suları bu grupta yer alır. Mutlak suyun üç özelliği ve iki tabiatı vardır. Suyun özellikleri, rengi, kokusu ve tadıdır. Tabiatı ise incelik ve akıcılıktır.
Mutlak su, temiz ve temizleyici olup olmaması bakımından da gruplandırılmıştır. Fıkıh dilinde “suyun temiz olması”ndan maksat, maddi temizlik ve kullanım aracı olması anlamına gelir. “Temizleyici olması” ise, abdest ve gusül gibi hükmi temizlik aracı olabilmesini ifade eder. Bu bakımdan su beş kısma ayrılır.
1-Temiz ve temizleyici özellik taşıyan sular:
Rengi, kokusu ve tadı bozulmamış, içine pis bir madde karışmamış, maddi ve hükmi temizlikte kullanılması şüpheli hale gelmemiş sulardır. Bunlar hem temiz (tâhir), hem de temizleyici (mutahhir) kabul edilir. Tabiatta normal halde bulunan bütün mutlak sular prensip olarak böyledir. İnsanın, koyun, keçi, sığır, deve gibi eti yenen hayvanların, atın ve yırtıcı olmayan kuşların içerek artık bıraktığı sular, içlerine necâset düşmediği/karışmadığı sürece, temiz ve temizleyici sayılır.
2-Temiz ve temizleyici olmakla birlikte kullanılması mekruh olan sular:
Tavuk ve ördeğin, kedi gibi eti yenmeyen ve evde bulunması câiz olan evcil hayvanların (köpek böyle değildir), çaylak, doğan gibi yırtıcı kuşların artığı olan sular bu gruba dâhildir. Evcil hayvanlara tanınan bu istisna, sakınılmasının imkânsızlığından ötürü, Hz. Peygamber tarafından getirilmiştir. Nitekim o, kedi hakkında şöyle buyurmuştur: “O, pis değildir, çünkü aranızda dolaşıp duran yaratıklardandır” (Ebû Dâvûd, “Tahâre”, 38). Eti yenmeyen yırtıcı kuşlara müsamaha gösterilmesinin sebebi ise, aslan, kaplan gibi yırtıcı hayvanlardan farklı olarak bunların, su içerken salyalarını suya bulaştırmayıp suyu kemik olan gagalarıyla içmeleridir. Başka normal su bulunmadığı zaman bu gibi sularla hem hakiki hem de hükmi temizlik yapılabilir. Fakat başka su bulunduğunda bunlarla abdest veya gusül almak mekruhtur.
3-Temiz fakat temizleyici olmayan sular:
Abdest, gusül gibi hükmi temizlikte kullanılmış olan sular bu gruba dâhildir ve bunlara kullanılmış su (mâ-i müsta‘mel) denir. Bu gibi sular maddi bakımdan temiz olsalar da, bunlarla ikinci defa abdest ve gusül alınamaz. Özellikle su kaynaklarının kıtlığını dikkate alan fıkıh âlimleri bu sularla maddi temizlik yapılabileceğini söylemişlerdir. Abdestsiz veya cünüp olan kimsenin bir kaptaki suyu almak veya sıcaklığını anlamak amacıyla elini suya sokmasıyla bu su kullanılmış sayılmaz. Bu tür sular temiz olduğundan abdest alanın veya başkasının üzerine dökülmesi durumunda namaza mani olmaz.
4-Temiz ve temizleyici olmayan sular:
Bunlara pis sular denir. İçine pislik düştüğü kesin olarak veya galip zan ile bilinen az miktardaki sular ile içine düşen pislikten dolayı üç özelliğinden yani rengi, kokusu veya tadından birisi değişmiş olan büyük su birikintileri, büyük havuzlar ve akarsular bu grupta yer alır. Köpeğin, domuzun, yırtıcı hayvanların artığı olan sular da pis sayılır.
5-Temizliğinde şüphe bulunan sular:
Eşek ve katırın artığı olan sular böyledir. Bu gibi suların temiz olup olmadığı şüpheli olduğu için hükmi temizlikte kullanılıp kullanılamayacağı da şüphelidir. Dolayısıyla temiz su bulunmadığı zaman bunlarla abdest ve gusül alınır, şüpheyi ortadan kaldırmak için de ihtiyaten ayrıca teyemmüm yapılır.
[b]Mukayyet su:[/b]
İçine temiz bir maddenin katılmasıyla tabii özellik ve niteliğini kaybeden mutlak sulara veya tabii bir oluşumla meydana gelip özel bir isimle anılan sulara bu ad verilir. Meyve suyu, gül suyu, maden suyu birer mukayyet su örneğidir. İçinde nohut, mercimek ve benzeri temiz şeylerin pişmesi sebebiyle incelik ve akıcılığını kaybeden sular da böyledir. İçine süt, karpuz suyu, gül suyu gibi bir madde karışmasıyla renk, koku veya tat gibi özelliklerinden bir veya ikisini kaybeden sulara da mukayyed su denir. Mukayyet sular, normal su bulunmadığı zaman sadece maddi temizlikte yani maddi pisliklerin giderilmesinde kullanılabilirler.
[b]Durgun su-Akarsu: [/b]
Suyun temiz ve temizleyici olma niteliğini etkileyen hususlardan biri de, suyun akar veya durgun olmasıdır. Durgun olan suyun miktarı da bu bakımdan belirleyici rol oynamaktadır. Hanefî fıkıh âlimlerinin kabul ettiği ölçüye göre, bir saman çöpünü alıp götüren su “akarsu”, böyle bir özelliğe sahip olmayan su ise “durgun su” olarak kabul edilir. Durgun suların bir kısmı “büyük havuz”, diğer bir kısmı ise “küçük havuz” niteliğinde kabul edilerek hükmü ona göre belirlenir. Büyük havuz, yüzeyi yaklaşık 50 m2 olansulardır. Bu ölçüdeki havuzlarda derinlik önemli değildir. Avuçlandığında elin dibe değmemesi havuzun büyük havuz olarak nitelendirilmesi için yeterlidir. Yüzeyi bu ölçüden az olan havuzlara ise küçük havuz denilir.
Akarsular ile büyük havuz niteliğine uyan sular çok su, küçük havuzlar ile saman çöpünü götüremeyen akarsular ise az su olarak da isimlendirilir. Şâfiî ve Hanbelîler bu konuda hacim ölçüsünü esas almış ve yaklaşık 206 litre (kulleteyn) ve daha fazla miktardaki suyu büyük havuz niteliğinde saymışlardır.
Akarsular ile büyük havuz niteliğindeki durgun sular, renk, koku ve tat gibi üç temel özelliğinden biri değişmedikçe, içine düşen bir pislikten dolayı temiz ve temizleyicilik özelliğini kaybetmez. Hâlbuki küçük havuz niteliğindeki durgun sular, içine bir pislik düşünce üç temel vasfında değişme olup olmamasına bakılmadan temiz ve temizleyici olma özelliğini kaybeder.
|