Kurbanlık Hayvanlar

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
Kurbanlık Hayvanlar
« : 09 Ocak 2018, 09:42:17 »
Kurban ibadetinin geçerli olabilmesi için hayvanlarda hem türü, hem yaşı ve
niteliği, hem de kesimi yönüyle bir takım şartlar aranır. Bunlara kurbanın
sıhhat şartları denir.

Kur’ân-ı Kerim’de bu ibadete konu olabilecek hayvanlar behîmetü’len‘âm
olarak belirlenmiştir (bk. el-En‘âm 6/142-144; el-Hac 22/28,34).

En‘âm sınıfından hayvanlar diye çevirebileceğimiz bu isim tamlaması,
sözlükte koyun, keçi, sığır, manda ve deve türlerini beraberce ifade etmek
için kullanılmıştır. Şu halde kurban ibadeti ancak bu türlerden birisi ile yerine getirilebilir.

Dolayısıyla horoz, kaz, ördek ve benzeri evcil hayvanlar ile yaban sığırı, geyik, ceylan ve benzeri yabani hayvanlar kurban edilemezler.

Kurbanlık sınıfına girmeyen böyle hayvanları ibadet niyetiyle kesmek,
tahrîmen yani harama yakın mekruh sayılmıştır.

Söz konusu hayvanlar yaş olarak da belli bir olgunluğa erişmiş olmalıdır.
Koyun ve keçiler bir yaşını,
sığır ve mandalar iki yaşını,
develer ise beş yaşını doldurduktan sonra kurban edilebilirler.

Fakihlerin çoğunluğu, Hz. Peygamber’in bazı sözlerine dayanarak altı ayını geçen fakat sanki bir yaşındaymış gibi semiz görünen kuzuların da kurban edilebileceğini söylemişleridir.
Bu özel hüküm sadece kuzular için benimsenmiştir.

Günümüzde bazı fakihler, kuzu ile ilgili cevaz hükmüne kıyasla gösterişli ve
semiz olması halinde diğer türlerde de benzer bir uygulamanın yapılabileceğini yani mesela 8 aylık bir oğlağın, 21 aylık bir dananın veya 4 yaşında bir devenin de  kurban olabileceğini söylemektedirler. Fakat bu iznin Hz. Peygamber tarafından keçi türüne bilinçli olarak verilmediği yönündeki bilgilerimiz (Müslim, “Edâhî”, 4, 5) ve türlerin üreyerek korunmasına dönük duyarlılığımız bu konuda ihtiyatlı davranmamız gerektiğini göstermektedir.

Kurbanlık hayvanların erkeği ile dişisi arasında bir fark yoktur.
Bununla birlikte bazı rivayetlere dayanarak koyun türünde erkeği; keçi de dâhil diğer türlerde ise dişileri efdal sayılmıştır. Bu hüküm, semizlik ve et kalitesi itibariyle birbirlerine eşit olmaları durumuna göredir. Aralarında bu açıdan ciddi farkın olması halinde erkek ya da dişisini değil, elbette daha semiz ve eti daha kaliteli olanı kurban etmek efdal olacaktır.

Küçükbaş hayvanlar sadece bir kişi için kurban edilebilirken, büyükbaş
denen sığır, manda ve deve yedi kişiye kadar ortaklaşa kesilebilir.

Ortaklaşa kesimlerde dikkat edilmesi gereken üç önemli şart vardır:
1- Ortakların her biri Müslüman olmalıdır.
2- Yine her biri ibadet niyetiyle ortaklığa girmiş olmalıdır.

Niyet ettikleri ibadetin birbirinden farklı olması zarar vermez. Mesela ortaklardan birkısmı vacip olan bayram kurbanına, birisi adak kurbanına, bir diğeri akîkaya niyet etse, bunların hepsi ibadet olduğundan niyetlerine göre
sonuç alırlar.

Fakat içlerinden birisi bile ibadet niyeti taşımazsa bu hayvan hepsi bakımından kurban olmaktan çıkar.

Sözgelimi 4 kişi kurbanlık niyetiyle ortaklaşa bir sığır alıp kesmeye karar verseler, sonradan bir beşinci kişi sırf etlik niyetiyle ortaklığa dâhil olsa, bu sığırın kurbanlık vasfı ortadan kalkar; hepsi için etlik hale gelmiş olur.

3- Hiçbir ortağın hissesi yedide birin altına düşmemelidir.

Kurban olmaya engel kusurlara geçmeden önce kurbanlık hayvanlarla
ilgili iki noktaya daha işaret edelim.

— Satın alınan veya evde beslenen kurbanlığın çalınması, kaybolması ya
da ölmesi durumunda, kurban yükümlüsü yani zengin olan kimse yeni bir
hayvan alıp onu kesmek zorundadır. Bu kimse fakir ise, zaten kurban
yükümlüsü olmadığından yeni bir hayvan almak zorunda değildir.

Kaybolan hayvan bulunur, bu arada ikinci bir hayvan da satın alınmış
olursa kişi dilediğini kesebilir. Önceki, daha sonra alınandan değerli olur
ve kişi ikincisini keserse aradaki değer farkını fakirlere tasadduk eder.
Kesim işleminden sonra kaybolan hayvan bulunursa artık bunu da
kesmesi gerekmez; sahibi onu dilediği gibi değerlendirebilir.

— Kurban etmek niyetiyle alınan bir hayvanın daha sonra satımı, Ebû
Hanîfe’ye göre, mekruh olmakla yani çok hoş görülmemekle birlikte câiz
ve meşru sayılmıştır.

Satılanın yerine alınan ikinci hayvan daha az değerli ise, aradaki farkın tasadduk edilmesi de istenmiştir.

[b]Bazı yörelerde, daha semiz olması için koyunların kuyrukları doğumlarını
takiben kesilmektedir. Bu durum onların kurban edilmesine engel olur mu?[/b]

Bu işlem koyunun daha verimli ve semiz olması için yapılmaktadır. Gerek
besiciler gerek satıcı ve tüketiciler bunu bir kusur olarak görmedikleri için
kurban olmaya engel sayılmamalıdır.