Eti yenebilen hayvanlarla - Eti Yenilmeyen Hayvanlar

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
Kur’ân-ı Kerim’de eti yenebilen hayvanlarla ilgili ayrıntılı bir dizin yerine,
tür olarak sadece domuz etinin haramlığı belirtilmekle yetinilmiştir.

Haram kılınan hayvanların ölüm tarzı ile kesim usûlü öne çıkarılmıştır. Buna göre, insanlar tarafından yendiği genel olarak bilinen hayvanlar için bazı
değinilerde bulunulmuş ve sadece belli vasıfları taşıyan hayvanların veya
kısımlarının haram olduğu belirtilmiştir.

[b]Kara Hayvanları[/b]
Domuz etinin ve yağının yenmesi haramdır. Kur’ân-ı Kerim’de doğrudan,
açık ve kesin biçimde etinin yenmesi yasaklanan tek hayvan türü domuzdur
(el-Bakara 2/172-173; el-Mâide 5/3; el-En‘âm 6/145; en-Nahl 16/115).

Hz. Peygamber (s.a.v) de bu yasağı pek çok hadisinde teyid etmiştir. (Buhârî, “Büyu”, 112; Ebû Dâvûd, “Büyu”, 66; Tirmizî, “Büyu”, 61).

Diğer kara hayvanlarına gelince, Kur’ân-ı Kerim’de gıdaların yenmesi,
genellikle temiz-pis (tayyibât-habâis) karşıtlığıyla ele alınarak, temel ölçüt
verilmiştir:

“Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temizlerinden yeyin.
Allah’a kulluk ediyorsanız, ona şükredin”
(el-Bakara 2/172);

“Sana, kendilerine nelerin helal kılındığını soruyorlar. De ki: Size temiz şeyler ve Allah’ın size verdiği yeteneklerle eğitip alıştırdığınız avcı hayvanların yakalayıp tuttuğu (avlar) helal kılındı…”
(el-Mâide 5/4).

Hz. Peygamber de bazı somut belirlemelerle bu genel ilkeyi açıklamıştır.
Bu açıklamalara göre, eti yenmeyen hayvanlar üç kısma ayrılabilir:

- Azı dişleriyle kapıp avlayan, parçalayan ve kendisini savunan hayvanların
etleri haramdır.
Domuz, kurt, ayı, arslan, kaplan, pars, maymun, sansar,
sırtlan, fil, köpek, kedi, keler, tilki, gelincik gibi dört ayaklı hayvanlar bu
kabildendir.

Hz.Peygamber şöyle buyurmuştur:
“Azı dişi olan her yırtıcı hayvanın yenilmesi haramdır.”
(Müslim, “Sayd”, 15-16; Ebû Dâvûd, “Et‘ıme”, 32).

- Tırnaklarıyla kapıp avlanan ve korkunç tabiatlı olan kuşların etleri de haram
veya tahrîmen mekruhtur.
Kartal, akbaba, atmaca, çaylak, kuzgun, karga, yarasa, şahin gibi kuşlar bu niteliktedir.

Hz. Peygamber “Pençesi ile avlanan her kuş haramdır.” buyurmuştur (Müslim, “Sayd”, 15-16; Ebû Dâvûd, “Et‘ıme”, 32) .

- İğrenç tabiatlı olan, insana tiksinti veren hayvanların etleri de haramdır.
Fare, yaban faresi, yılan, akrep, kene, kurbağa, kara ve deniz kaplumbağası,
arı, karasinek, sivrisinek, köstebek, kirpi ve haşerat bunlardandır.

[b]Melez Hayvanlar[/b]
Eti yenen bir hayvanla eti yenmeyen bir hayvanın çiftleşmesinden doğan hayvanların etlerinin yenip yenmeyeceği tartışmalıdır. Hanefîler ve Mâlikîler,
doğan yavrunun annesine tâbi olduğunu belirtirler. Dolayısıyla, örneğin at ile
eşeğin çiftleşmesinden doğan katır, hüküm itibariyle annesine bağlıdır.

Şâfiîler ve Hanbelîler ise, baba veya anneden birinin etinin yenmemesinin
yavrunun etinin haramlığı için yeterli olduğu görüşündedirler.

[b]Deniz/Su Hayvanları[/b]
Deniz/su hayvanlarının helal ya da haram oluşu, gıdaların helalliği-haramlığı
konusunda açıkladığımız ilkeler çerçevesinde değerlendirilerek
belirlenmiştir.
Bu konuda üç ana yaklaşım vardır:

- Bütün Deniz Hayvanları Helaldir Görüşü:
Fakihlerin çoğunluğu,
bütün deniz/su hayvanlarının -kendiliğinden ölmüş olsa bile- helal olduğu
görüşündedir. Ancak karada yaşayan ve yenmesi haram olan insan,
domuz, köpek, ayı gibi hayvanların adını taşıyan deniz hayvanlarında
farklı görüşler öne sürülmüş, bazıları bunların helal olmadığını savunmuştur;

İmam Mâlik'e göre, yalnızca deniz domuzu mekruhtur.

Deniz hayvanlarının helal sınırını oldukça geniş tutan bu görüş,
şu ayetlere dayanmaktadır:

“Sizin için de, yolcular için de bir geçimlik olmak üzere deniz avı yapmak ve deniz ürünlerini yemek sizlere helal kılındı. Kara avı ise, ihramlı olduğunuz sürece size haram kılındı. Huzurunda toplanacağınız Allah’tan (bu kurallara uyarak) sakının”
(el-Mâide 5/96);

“İki deniz, aynı olmaz. Biri tatlı, kandırıcı ve içimi kolaydır. Öteki ise,
tuzlu ve acıdır. Bununla beraber, her birinden taze et yersiniz ve
takınacağınız süs eşyası çıkarırsınız. Allah’ın lütfundan istemeniz ve
şükretmeniz için, gemilerin orada suyu yara yara gittiğini görürsün”
(elFâtır 35/12).

Ayrıca Hz. Peygamber’e (s.a.v) deniz suyu sorulunca, şu cevabı vermiştir: “Denizin suyu temiz, içinde öleni helaldir”
(Ebû Dâvûd, “Tahâret”, 41; Tirmizî, “Tahâret”, 52; Nesâî, “Tahâret”, 46).

Bu görüş, deniz gıdaları konusunda, ayet ve hadislerdeki mutlak ve genel
ifadelere dayanarak, diğer gıdalar için söz konusu olan ilke ve ölçütleri pek
dikkate almaz. Dolayısıyla, deniz ürünlerini yemek, neredeyse sınırsız
denecek ölçüde helal görülür. Oysa ayet ve hadislerdeki bu mutlaklığın, diğer
gıdalarla ilgili ilke ve ölçütler temelinde değerlendirilmesi daha uygundur.

- Eti Yenen Kara Hayvanlarına Benzeyenlerin Helalliği Görüşü:
Şâfiî mezhebi içinde, Hanefîlere biraz paralel düşecek biçimde, su
hayvanlarından eti yenen kara hayvanlarına benzeyenleri helal, eti
yenmeyen kara hayvanlarına benzeyenleri haram sayan bir görüş
bulunmaktadır. Bu görüş, ikinci görüşe sınırlama getiren biraz daha tutarlı
bir görüştür.

- Yalnızca Balık Helaldir Görüşü:
Hanefîlere göre, deniz hayvanlarından
yalnızca bütün türleriyle balık helaldir. Kendiliğinden ölmüş ve su üzerine
çıkmış balıklar yenmez, çünkü el-Mâide 5/3 ve diğer ayetlerde geçen
meyte (:leş) kavramı, balıklar için de geçerlidir. Dalga, taş, buzlar arasına
sıkışma, havasızlık, suyun çok sıcak ya da soğuk oluşu, suyun çekilmesi,
avlanma, başına sert cisimle vurma gibi sebeplerle ölen balıklar yenir.
Balık dışındaki deniz hayvanları, ya iğrençtir (habâis), ya da
boğazlanmadığı için leş (:meyte) sayılır. Ayrıca Hanefîler, temel ilke ve
ölçütleri dikkate alarak, diğer gıdalar konusunda olduğu gibi, deniz
gıdaları konusunda da, beslenme ve sağlık açısından gıdaların temiz ve
yararlı oluşunu dikkate alarak, ihtiyatı tercih etmişlerdir. Bu yaklaşım,
sadece lafızlara takılıp kalmama, daha derinlere nüfuz etme yönüyle çok
daha isabetlidir. Hanefîler, habâis (pis, iğrenç) yorumu yaparken,
görünüşlerinden çok, gıda niteliklerine bakar. Deniz ürünleri genellikle
güzel görüntüye sahip olmakla birlikte, bazılarını kimi insanlar, kültürel
etkenler dolayısıyla iğrenç ve korkunç bulabilirler. Ama bu göreli durum
yerine, gıda niteliklerine bakmak daha düzgün bir değerlendirme olur.

Kendiliğinden ölen ve su üstüne çıkan balıkların yenmesine cevaz verenlere göre de ette bir bozulma görülmesi halinde yenilemeyeceği açıktır.
Günümüzde çevre kirliliği, zehirlenme vb. bir sebeple ölen balıkların durumu
da bu çerçevede değerlendirilmeli ve tıbbî açıdan zararlı olup olmadıkları
esas alınmalıdır.

[b]- Allah Adı Anılmadan Kesilen Hayvan: [/b]

Hayvan kesiminde Allah adını anmak (besmele çekmek: tesmiye), etin yenmesinin helal olması için şarttır. Bu konuda, tevhide dayalı inanç, düşünce ve davranışı pekiştirmeyi amaçlayan şu ayetler, temel oluşturur:

“Onun ayetlerine inanmışsanız, Allah’ın adı anılan şeyden yeyin”
(el-En‘âm 6/118);

“Üzerine Allah’ın adı anılmayan şeyden yemeyin. Bunu yapmak, Allah’ın
yolundan çıkmaktır” (el-En‘âm 6/121).

Ayrıca, Allah’tan başkası veya putlar adına kesilen hayvanların yenmesi, özleri helal olsa bile, sırf bu sebeple haram kılınmıştır.
(el-Bakara 2/173; el-Mâide 5/3; el-En‘âm 6/145; Nahl 16/115).

O kadar ki, “üzerine Allah’ın adını anma” ifadesi, Kur’ân-ı Kerim’de birkaç yerde hayvanı kesme anlamına da kullanılmıştır,
(el-Hac 22/28, 34, 36).

Bu şart dolayısıyla, hayvanı kesen veya avlayan kişinin Müslüman yahut ehl-i kitap olması gerekir. Bu yüzden; ateistlerin, animistlerin ve putperestlerin kestiği hayvanın eti helal değildir.

[b]- Usûlünce Kesilmeden Ölen Hayvan (meyte, murdar):[/b]

Dinî kesim usûlünce yapılmayıp kendiliğinden veya başka hayvanların saldırısı sonucu ölmüş hayvanlara meyte (murdar) adı verilir. Meytenin
yenmesi haramdır:

“Meyte, akmış kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilenler, -canları çıkmadan önce kesememişseniz- boğulmuş, bir yerine vurularak öldürülmüş, düşüp yuvarlanmış, başka bir hayvan tarafından süsülmüş, yırtıcı hayvanlar tarafından yenmiş olanlar, dikili taşlar (putlar) adına kesilenler ve fal (şans) oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bütün bunlar, fâsıklıktır”
(el-Maide 5/3).

Balık ve diğer su ürünleriyle çekirgede, hem konuyla ilgili hadislere
dayanarak
(Buhârî, “Zebâih”, 13; Ebû Dâvûd, “Tahâret”, 41; Tirmizî,“Tahâret”, 52)

hem de güçlük bulunduğu için, bu şart aranmaz.

Hayvan etlerinin yenmesinin helal olma ölçülerinden biri olarak dinî kesim usûlü anlamındaki “tezkiye” kavramını, “Kurban” ünitesinden de karşılaştırarak okuyunuz.

[b]- Pislik Yiyen Hayvan (cellâle):[/b]

Tavuk, kaz, ördek ve hindi gibi eti helal kümes hayvanlarının dinen necis sayılan maddelerle beslendikleri takdirde bekletilmeden kesilip yenmeleri bütün mezheplere göre mekruhtur.

Bu hayvanların bir süre temiz gıdayla beslenmesinden sonra yenmeleri daha uygun olur. Bu süre için iki, üç, on veya kırk gün gibi bazı rakamlar verilirse de, bazı Hanefî fakihlerin ifadelerine göre böyle bir rakam belirleme yerine hayvandaki pis kokunun gitmesini sağlayacak kadar bir süre esas alınmalıdır.