"Hz. Muhammed: Allah'ın Elçisi" filmi hakkında

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11650
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
"Hz. Muhammed: Allah'ın Elçisi" filmi hakkında
« : 03 Kasım 2016, 12:00:09 »
Peygamber Efendimiz’in doğumundan 12 yaşına kadar geçen mucizevi hayatı ve İslam’ın doğuşunu anlatan ‘Hz. Muhammed: Allah’ın Elçisi’ filmi, gösterime girdi.

[img width=266 height=200]http://www.uyanangenclik.com/gallery/1_03_11_16_10_55_57.jpeg[/img]

İslam'ın doğuşunu ve Hz. Muhammed'in çocukluğu ile ilk gençliğini beyaz perdeye yansıtan 'Hz. Muhammed: Allah'ın Elçisi' filmi Türkiye’de vizyona girdi. Yönetmenliğini Mecid Mecidi'nin üstlendiği filmde, Hz. Muhammed’in yüzü hariç vücudunun görünmesi tartışmaları da beraberinde getirdi.

"İranlı Film Eleştirmenleri Derneği Başkanı Mesud Firasti, filmde Allah'ın varlığının olmadığını söylüyor. İranlı başka bir sinema eleştirmeni Mihrazad Danış, Arap müziğinden çok Hristiyan ve Hint müziği etkisini eleştiriyor. İran Kum Üniversitesi mezunu, din alimi Rıza Babai ise filmin içeriğinin zayıf olduğunu, muteber kaynaklardan hazırlanmadığını, Yahudilerin Hazreti Muhammed düşmanlığının abartıldığını, bunun İran geleneğinde büyüyen Mecidi'nin kendi taassubu olduğunu söylüyor."

Kendisinin filmde dil olarak Farsça'nın kullanılmasını doğru bulmadığı yönünde eleştirisini dile getiren Kışlakçı, "Film, islamofobyaya karşı yapıldıysa dili İngilizce ya da Arapça olmalıydı. Bir de Hollywood'da Hazreti İsa ve Musa peygamberleriyle ilgili yapılan filmlerin de etkisi var, Peygamberimizin dağın üstünde durması gibi sahneler bunu hissettiriyor. Bilgi açısından baktığımızda bence sıkıntı yok, hepsi İslam tarihinde olan şeyler. Tamamen tarihten almış ve bence İran'da mollaların filmi eleştirme nedeni de bu, çünkü Mecidi sünni kaynaklardan faydalanmış." açıklamasını yaptı.
"Sinsi deizm projesi"

Sosyolog Prof. Dr. Bedri Gencer, filmi seyretmeyi kesinlikle düşünmediğini ifade ederek, "Çünkü seyreden güvendiğim insanlardan film hakkında yeterince bilgi aldım. Görünen o ki film, İslam üzerine oynanan büyük siyonist oyunun son parçası. Filmin nihai olarak aynı sonuçta buluşan iki sinsi mesajı var, Şiilik ve deizm." görüşünü aktardı.

Deizme giden yolun Hazreti Muhammed'in beşerileştirilmesinden geçtiğini savunan Gencer, şunları dile getirdi:

"İlahiyat da 'Beşer olarak Hz. Peygamber' gibi çalışmalarla bu sinsi deizm projesine hizmet etmektedir. Filmde Efendimizin sırtı ve eli gösterilmekte, böylece giderek sıradan bir insan gibi hayatı filme çekilecek bir peygamber imajı yayılmaya çalışılmaktadır. Rasul-i Ekrem, aleyhi's-salatü ve's-selam Efendimiz, cismani olarak beşer, ancak ruhani olarak beşer değildir. Nitekim Efendimizin lakabı Ebu'l-Ervah, Hz. Adem'inki ise Ebu'l-Beşer'dir."

Gencer, Hazreti Muhammed'in "Ben Allah'tanım, Müminler de bendendir" hadisini hatırlatarak, İslam geleneğinde Allah için "Rabbü'l-Alemin", Hz. Muhammed için "Seyyidü'l-'Alemin" deyiminin kullanıldığını hatırlattı.

[b]HAYAL KIRIKLIĞI OLDU[/b]
Prof. Dr. İskender Pala, İranlı yönetmen Mecid Mecidi'nin 28 Ekim'de vizyona giren "Hz. Muhammed: Allah'ın Elçisi" filmini değerlendirdi.
"Doğrusu büyük emek harcanıp masraf edilmiş. Sinemacılık açısından bakıldığında bütün epik filmler gibi göz dolduran kalabalık bir kadro ile büyük bir prodüksiyon olmuş. Lakin Siyer-i Hazreti Nebi’yi anlatacak bir filmin, büyük beklentilere rağmen böyle çıkması biraz hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Usta yönetmen Mecidi'den beklenen bu olmamalıydı. Ben bütün çalışmanın Rasul-i Kibriya’nın örnek hayatı dururken biyografiye takılıp kaldığına üzüldüm."

[b]İRAN DEVLETİNİN DESTEĞİ VAR[/b]
Pala, filmin 30 milyon dolar bütçe ve İran devletinin desteği ile 7 yılda çekildiğini hatırlatarak,  "Bir de üstüne Mecidi ismi konulduğunda karşımıza böyle bir film çıkmamalıydı. Bence bu film, Rasulullah Efendimiz'i nasıl anlatmamamız gerektiğini bize gösterdi" dedi.

[b]"H.Z. PEYGAMBER ALGISINI DEĞİŞTİRECEK"[/b]
Filme dair, "Şia propagandası" yapıldığı yönündeki eleştirilere değinen Pala, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Mecidi'nin filmi, evet, Şia'ya göre yapılmış bir film. İran devletinin maddi kaynak sağladığı bir projedir. Bu proje Irak'ta, Suriye'de, Ortadoğu'da mezhep farklılıkları sebebiyle sürmekte olan mücadelenin bana göre bir parçasıdır. Şia, Irak ve Suriye'den mağlup da ayrılsa bu film ve devamında gelecek diğer iki film sayesinde, gelecek 15 yıl içinde dünyanın Hazreti Peygamber algısını değiştirecek ve maalesef cephede kaybettiği savaşı zihinlerde kültür savaşıyla kazanacaktır."

Prof Dr. Nihat Hatipoğlu açıklaması:
[b]ÜMİT VERİCİ BİR FİLM[/b]
Çok etkilendim, gerçekten başarılı bir çalışma. Katıldığımız ve katılmadığımız noktalar var. Film, Ebu Talib üzerinden Hz. Ali'nin babası üzerinden işlenmiş. Ebu Talib konusu problemli bir konu. Müslüman olup olmadığı konusu tartışmalı. Ama onlar öyle görmüşler. Onun dışında Hz. Peygamberin eli, saçı görülüyor. Görülmeli mi görülmemeli mi o, bir çizgi olabilir; tartışılabilir bir konu. Ya tümüne "hayır" demek lazım ya da daha muktedir davranmak lazım. Çağımız, medya savaşları çağıdır. Bu tür mücadelelerde bir şey anlatabilmek için sadece konuşmak yetmiyor, görsellik çok önemli.

[b]Hz.Muhammed filmindeki büyük tuzak![/b]
Hz. Muhammed’in hayatını anlatan İran yapımı 'Hz. Muhammed: Allah'ın Elçisi' filmi Diyanet’i ikiye böldü...

Film, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın izniyle Türkiye’de gösterime sokulurken, Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar ise filmi için “Hurafe ve yalan üzerine inşa edilmiş” dedi.

Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, İstiklal gazetesinden Seyfi Uzunkök’e yaptığı açıklamada 'Hz. Muhammed: Allah'ın Elçisi' filmi için “İslam itikat ve inancına ters hezeyanlarla dolu. Bu konuda herkesi uyarmak boynumuzun borcu” dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın izniyle gösterime giren film için Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar şöyle tepki gösterdi:

[b]“MEZHEP ÇATIŞMASI İÇİN TUZAK”[/b]
“Özellikle çocuklarımızı yalan yanlış üzerine inşa edilmiş bu filmden uzak tutmalıyız. Kurgulanmış hikayelerin, görsel manada çekici ve kolay işleyen bir özelliğe sahip olduğunu biliyoruz. Masumiyet kisvesi altında, verilmek istenen mesajların ne kadar büyük tahribatlara sebep olacağını unutmamamız gerekiyor. Filmde Ebu Talip’in iman etmiş biri olarak gösterilmesi, yaşadığı yerin putlarla dolu olan Kabe olarak gösterilmesi, Hz Ali tasvirini karanlık ve umursamaz bir görüntüyle geçiştirmeye çalışmak verilmek istenen mesajların ne kadar özenle hazırlandığını gösteriyor. Mezhep çatışmaları için tuzak kuruluyor.”