Gönderen Konu: Mustafa Kemal'in (Atatürk) Eğitim Hayatı Hakkında Bilgi  (Okunma sayısı 1897 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • Administrator
  • Süper Mega üye
  • *******
  • İleti: 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
[html] [/html]

Mustafa Kemal’in ailesi onun eğitimine büyük önem vermişti. Okul çağına geldiğinde eğitimine
hangi okulda başlayacağı konusu anne ve babası arasında küçük bir tartışmaya yol açtı. Annesi
eğitimine geleneksel eğitim veren mahalle mektebinde başlamasını istiyordu. Babası ise eğitimine
yeni açılan ve eğitimde yeni yöntemler kullanan bir okulda başlamasından yanaydı. Sonuçta
ikisinin de istediği oldu. Önce annesinin isteğiyle Hafız Mehmet Efendi Mahalle Mektebine başladı,
kısa süre sonra ise Şemsi Efendi Okuluna geçerek babasının isteği doğrultusunda yeni yöntemlerle
eğitim gördü.

Mustafa Kemal, Şemsi Efendi Okuluna devam ederken babasını kaybetti. Ali Rıza Efendi’nin vefatından
sonra geçim sıkıntısı çeken Zübeyde Hanım, erkek kardeşi Hüseyin Ağa’nın çalıştığı Langaza’da
bulunan Rapla çiftliğine taşındı. Mustafa Kemal’in eğitimi bu yüzden yarım kaldı. Köy hayatı içinde
dayısının verdiği görevleri yerine getiriyordu.

En büyük görevi, kız kardeşiyle beraber bakla tarlasının ortasındaki bir kulübede
oturmak ve zaman zaman kargaları kovmaya çalışmaktı. Çiftlik hayatının diğer işleriyle
de ilgileniyordu. Ancak annesi eğitimine devam etmesinden yanaydı. Bu nedenle
Selanik’te bulunan halasının yanında okula devam etmesine karar verildi.

Böylece Mustafa Kemal Selanik Mülkiye Rüştiyesinde eğitime başladı. Ancak
asker olmak istediği için bu okulda bulunmaktan hiç hoşnut değildi. Mustafa Kemal,
askerlik mesleğine ilgisini ve hayalini nasıl gerçekleştirdiğini anılarında şu şekilde
anlatıyor:

“Mahallemizde Binbaşı Kadri Bey adında bir komşumuz oturuyordu. Oğlu Ahmet askerî
rüştiyeye devam ediyor ve okul elbiselerini giyiyordu. Onu gördükçe ben de böyle elbise
giymeye hevesleniyordum. Sonra sokaklarda subaylar görüyordum. Onların derecesine ulaşmak
için takip edilmesi gereken yolun askerî rüştiyeye girmek olduğunu anlıyordum. O sırada annem
Selanik’e gelmişti. Askerî rüştiyeye girmek istediğimi söyledim. Annem askerlikten pek korkardı.
Asker olmama karşı çıktı. Giriş sınavı zamanı gelince ona sezdirmeden sınavı verdim ve askerî
rüştiyeye kaydoldum. Böylece anneme karşı bir oldubitti yaptım.”

Yukarıdaki sözlerinden de anlaşılacağı üzere Mustafa Kemal, annesinden gizli bir şekilde kişisel
girişimi sonucunda kendisine yeni ufuklar açacak olan Selanik Askerî Rüştiyesine 1893’te kaydoldu.
Böylece eğitimine büyük bir asker ve devlet adamı olarak yetişmesinde önemli bir yere sahip olan
askerî okullarda devam etmeye başladı.

Selanik Askerî Rüştiyesi genellikle aydın öğretmenlerin ders verdiği, öğretim kalitesi ve disipliniyle
bilinen bir okuldu. Derslerindeki başarı ve zekâsıyla Mustafa Kemal, kısa sürede öğretmenlerinin
dikkatini çekti. Sınıf çavuşluğu ve müzakerecilik gibi önemli görevlere seçildi. Nasıl müzakereci
olduğuyla ilgili anısını şu sözlerle paylaşmıştır:

Selanik Askerî Rüştiyesinde matematik öğretmeni bir gün:
“Aranızda kimler kendine güvenirse kalksın. Onları müzakereci yapacağım.” demişti.
Ayağa öyle öğrenciler kalktı ki bunları gören Mustafa kendini ortaya atmaya cesaret edemedi. Fakat
içlerinden birinin emri altına girecekti. Bu da ağırına gitti. Birden kalktı:
“Ben daha iyi yaparım.” dedi ve yaptı. O günden sonra sınıfının müzakerecisi oldu.

Mustafa Kemal Selanik Askerî Rüştiyesinde matematik dersine özel ilgi duymuştu. Matematik
dersindeki başarısı öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Efendi’nin dikkatini çekti. Matematik
öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Efendi bir gün:

“Oğlum, senin de ismin Mustafa benim de. Bu böyle olmayacak. Arada bir fark bulunmalı.
Bundan sonra ismin Mustafa Kemal olsun.” dedi. Böylece matematik öğretmeni,
“olgun” anlamına gelen Kemal ismini ona hediye etti.

Mustafa Kemal, Selanik Askerî Rüştiyesini bitirdiktan sonra 1896’da Manastır Askerî İdadisine
girdi. Burada Osmanlı Devleti’nin farklı şehirlerinden ve toplumsal kesimlerinden gelen öğrencilerle
tanıştı. Bazı arkadaşlarından ve öğretmenlerinden çok etkilendi. Onlar sayesinde yeni düşünürler
ve fikirleri tanıma fırsatı buldu. İleride önemli bir hatip ve şair olacak arkadaşı Ömer Naci sayesinde
edebiyata ve hitabet sanatına ilgi duydu, Namık Kemal ve Tevfik Fikret’in eserlerini okudu.

Özellikle Namık Kemal’in eserlerindeki vatan sevgisi ve hürriyet düşüncesinden çok etkilendi. Yine
ömür boyu arkadaşlık yapacağı iyi derecede Fransızca bilen Ali Fethi aracılığıyla Fransız aydınları
J.J. Rousseau (Russo), Voltaire (volter) ve Montesquieu’nun (Montesku) eserlerini okumaya başladı.
Böylece milliyetçilik, eşitlik, özgürlük ve ulusal egemenlik kavramlarıyla tanıştı. İleride çağdaş
Türkiye’yi kurma çalışmalarında bu fikirlerden ilham alacaktı.

Yabancı dil bilmenin öneminin farkında olan Mustafa Kemal, istediği düzeyde görmediği Fransızcasını geliştirmek için tatillerde gittiği Selanik’te dersler aldı.
Manastır Askerî İdadisi öğrencisi olduğu yıllarda Mustafa Kemal’in ilgi alanına matematik, yabancı dil ve hitabetin yanı sıra Tarih Öğretmeni Mehmet Tevfik Bey sayesinde tarih, özellikle de Türk tarihi girdi. Ülke sorunlarıyla yakından ilgilenen ve siyasi fikirler üreten bir lider olarak yetişmesinde bu alana duyduğu ilginin büyük etkisi oldu.

Mustafa Kemal 1898’de Manastır Askerî İdadisinden mezun oldu.
1899’da İstanbul’da bulunan Harp Okuluna girdi. Harp Okulunda da başarısıyla öğretmenlerinin dikkatini çekti ve sınıf çavuşluğuna seçildi. Harp Okulundan 1902’de üsteğmen olarak mezun oldu.

Ancak ordu hizmetine gönderilmedi. Orduda üst düzeyde idari kadrolara gelebilmek için Harp Okulundan sonra İstanbul’da bulunan Harp Akademisine devam etmek gerekiyordu.

Mustafa Kemal 1902’de Harp Okulunu parlak dereceyle bitiren diğer mezunlarla kurmay sınıfına kaldı ve Harp Akademisine girmeyi başardı.

11 Ocak 1905’te yetenekli ve idealist bir subay olarak Harp Akademisinden kurmay yüzbaşı rütbesiyle
mezun oldu.

 

Voiser