Dersler => 7. Sınıf Fen ve Teknoloji Konu Anlatımı => 7. Sınıf Fen ve Teknoloji => 7. Sınıf Tüm Dersler => Maddenin Tanecikli Yapısı => Konuyu başlatan: Uyanan Gençlik - 05 Mart 2014, 15:53:19

Başlık: 7. Sınıf Fen Ve Tenoloji - 4.ÜNİTE - Maddenin Yapısı - Ders Notları
Gönderen: Uyanan Gençlik - 05 Mart 2014, 15:53:19
Bilim adamları varlığını bildikleri ama göremedikleri atom hakkında dolaylı yollardan bilgi sahibi olmaya çalışmışlardır. Bu dolaylı bilgilere birtakım deneyler yaparak ulaşmışlardır. Bu çalışmalar sonucunda elde edilen bilgileri açıklamak için çeşitli bilimsel modeller ileri sürmüşlerdir. Her yeni model bilimin geliştirilmesine katkı sağlamıştır. Modeller, yeni deneylerin sonuçlarını açıklamada yetersiz kaldığı durumlarda geliştirilir veya yeni modeller ortaya konulur. Bilimsel modeller gerçeğin kendisi değildir, ancak gerçeği anlamamıza yardım eder. Bilim adamlarının geçmişten günümüze kadar geliştirdikleri atom modelleri şöyledir.

M.Ö 400’lü yıllarda Democritus (Demokritus), maddenin küçük parçalara bölünmesi işleminin sonsuza kadar sürdürülemeyeceğini, maddenin bölünemeyen çok küçük taneciğinin olması gerektiğini söylemiş ve bu taneciğe bölünemeyen anlamında atom ismini vermiştir.

Democritus’tan sonra 19.yüzyılın başlarında John Dalton (Can Dalton), atom konusunda ilk bilimsel yaklaşımı gerçekleştirdi.

(http://www.uyanangenclik.com/gallery/530_05_03_14_2_05_14.png)

Dalton’a göre atomlar, içleri dolu ve parçalanamayan berk kürelere benzemektedir.

(http://www.uyanangenclik.com/gallery/530_05_03_14_2_08_27.png)

1897 yılında Joseph John Thomson (Jozef Con Tamsın), atomun daha küçük parçacıklardan oluştuğunu buldu. Atomu üzümlü keke benzettiği bir modelle açıkladı.
Bu modeldeki keki pozitif yüklere, üzümleri ise negatif yüklere benzetti. Bu sayede atomun parçalanamadığı fikrini çürüttü.

(http://www.uyanangenclik.com/gallery/530_05_03_14_2_12_05.png)

Atomun yapısının açıklanması hakkında, önemli katkıda bulunanlardan biriside Ernest Rutherford’ (Ernes Radırfort)’tur.

Thomson atom modelinde protonların ve elektronların rastgele mi yoksa belli bir düzene göre mi durduklarını araştırmak için deneyler yaptı ve deneylerinin sonucunda pozitif yüklere proton, pozitif yükün bulunduğu kısma ise, çekirdek adını verdi. Elektronların ise çekirdeğin çevresinde gezegenlerin Güneş çevresinde dolandığı gibi döndüklerini söyledi. Bunun sebebi olarak da çekirdekle elektronlar arasında çekim kuvveti olduğunu ve elektronların çekirdeğe düşmemeleri için tek çare çekirdeğin çevresinde dönmeleri gerektiğini ifade etmiştir. Geliştirdiği bu atom modeliyle Nobel kimya ödülünü kazanmıştır.

(http://www.uyanangenclik.com/gallery/530_05_03_14_2_15_31.png)

Niels Bohr (Nil Bor)’da elektronların çekirdeğin çevresinde rastgele dönmediğini, çekirdeğe belirli uzaklıklardaki katmanlarda döndüğünü ifade etmiştir. Bu açıklama sıyla Nobel fizik ödülü kazanmıştır.

Eski atom modelleri günümüzde geçerliliğini yitirmiştir ama bu modeller olmasaydı bugün atom hakkında sahip olduğumuz bilgiye ulaşamazdık. Bohr atom modelinden sonra günümüzde geçerli olan Modern Atom Teorisi’ne göre yeni bir atom modeli geliştirilmiştir. Bohr atom modelinde elektron ile ilgili bazı olgular daha somut açıklandığı için günümüzde hâlen kullanılmaya devam edilmektedir. Modern atom teorisine dayalı olarak geliştirilen atom modeli bugün atom ile ilgili problemlerimizi çözmede yeterli olmasına rağmen belki gelecekte yeni atom modelleri karşımıza çıkabilir.

Modern Atom teorisi

Günümüzde artık atomla ilgili çok daha fazla bilgiye sahibiz. Çekirdekte sadece proton değil yüksüz olan nötron taneciği de bulunduğunu ve elektronların çekirdek etrafında hareket ettiklerini biliyoruz. Peki, bu elektronlar katmanlarda oldukları yerde mi hareket etmektedir? Modern atom teorisine göre elektronlar çok hızlı hareket
ettikleri için sabit bir yerleri yoktur. Bu nedenle modern atom teorisinde katman kavramından söz edilmemektedir. Elektronların bulunduğu yerler kesin olarak tespit edilemediği için sadece nerelerde bulunabileceği tahmin ediliyor. Elektronun bulunabileceği ve hareket ettiği alanı sineğin asılı lambanın çevresinde döndüğü alana ya da bir vantilatör çok hızlı çalıştığı zaman vantilatörün kollarının görülememesine benzetebiliriz.
İşte elektronların bulunabilecekleri bu kısımlar elektron bulutu olarak adlandırılır.
Başlık: 7. Sınıf Fen Ve Tenoloji - 4.ÜNİTE - Maddenin Yapısı - Ders Notları
Gönderen: Uyanan Gençlik - 05 Mart 2014, 16:03:45
Oktet kuralı ne demektir?
Bir atomun elektron vererek ya da elektron alarak son katmanlarını sekize tamamlamasına oktet kuralı denir.

Dublet kuralı ne demektir?
Elektron sayısı az olan atomlar son katmanlarını ikiye tamamlar. Buna dublet kuralı denir.

İyonik Bağ nedir?
Farklı element atomları arasında elektron alış verişi sonucu gerçekleşen bağa iyonik bağ denir.

Kovalent Bağ nedir? Kovalent Bağ ne demektir?
Aynı veya farklı cins atomların elektronlarının ortaklaşa kullanılması sonucu oluşan bağa kovalent bağ denir.

Homojen karışım, heterojen karışım, çözelti

Karışımlar heterojen ve homojen olmak üzere ikiye ayrılır.
Salata, çamurlu su, su-zeytinyağı gibi karışımlar heterojen karışımlardır.

Bir karışımda karışımı oluşturan maddelerin dağılımı her yerde aynı değilse bu tür karışımlara heterojen karışımlar denir.
Tuzlu su, kolonya, çay, maden suyu gibi karışımlar homojen karışımlardır.

Homojen karışımlara çözelti de denir. Homojen karışımlarda karışımı oluşturan maddelerin dağılımı her yerde aynıdır.

Heterojen karışımda, karışımı oluşturan maddeleri gözümüzle ayırt edebilirken çözeltilerde ayırt edemeyiz. Örneğin tuz ile suyu karıştırdığımız zaman tuz su içinde dağılır.
Tuzu gözümüzle göremeyiz ama tadına baktığımız zaman tuzun tadını alırız.


Başlık: Ynt: 7. Sınıf Fen Ve Tenoloji - 4.ÜNİTE - Maddenin Yapısı - Ders Notları
Gönderen: Uyanan Gençlik - 13 Mart 2014, 14:41:10
Çok Atomlu İyonlar

Elektron alışverişi yapan atomlara İYON denir.

İyonlar tek atomlu olabileceği gibi çok atomlu iyonlar da vardır.

Çok Atomlu İyonların İsimleri ve Formülleri
NH4+ ……………………………………… Amonyum
PO43- ……………………………………. Fosfat
NH3- ……………………………………… Nitrat
CO32- …………………………………….. Karbonat
SO42- …………………………………….. Sülfat
OH-……………………………………….. Hidroksit
H3O+…………………………………….. Hidronyum

Burada verilen çok atomlu iyonlardan başkaları da vardır. Yukarıda verilenler sıkça kullanılan iyon türleridir.

(http://www.uyanangenclik.com/gallery/530_13_03_14_2_39_55.jpeg)
Başlık: Ynt: 7. Sınıf Fen Ve Tenoloji - 4.ÜNİTE - Maddenin Yapısı - Ders Notları
Gönderen: Uyanan Gençlik - 13 Mart 2014, 14:43:18
Elementler son katmanlarını doldurmak isterler.
Tüm elementler içinde sadece 6 tanesinin son katmanı tamamen doludur.
Diğer elementler katmanlarını doldurmak için başka elementlerle bir araya gelerek bileşikleri oluşturur.

(http://www.uyanangenclik.com/gallery/1_13_03_14_1_37_41.jpeg)

Nötr: Elektron alış verişi yapmamış atom. Ne artı ne de eksi.
İyon: Atomların nötr olmayan halidir. Atom ya elektron almıştır ya da elektron vermiştir.
Katyon: Atomun artı yüklü iyon halidir. Atom elektron vermiştir.
Anyon: Atomun eksiyüklü iyon halidir. Atom elektron almıştır.

(http://www.uyanangenclik.com/gallery/1_13_03_14_1_41_18.jpeg)

Bir atomun iyon yükünün + veya – olduğu proton ve elektron sayıları arasındaki farka göre hesaplanır.

(http://www.uyanangenclik.com/gallery/1_13_03_14_1_43_33.jpeg)

Elementlerin iyon yükleri sembollerinin üst bölgelerine sayı ve işaretleriyle beraber yazılır.
Örneğin;
+2 yüklü kalsiyum iyonunun gösterilişi:    …………………..  Ca2+
-3 yüklü azot iyonunun gösterilişi: ………………….. N3-
+1 yüklü sodyum iyonunun gösterilişi: ………………….. Na+
-1 yüklü klor iyonunun gösterilişi: ………………….. Cl-
Başlık: Ynt: 7. Sınıf Fen Ve Tenoloji - 4.ÜNİTE - Maddenin Yapısı - Ders Notları
Gönderen: Uyanan Gençlik - 13 Mart 2014, 14:50:34
Atomların İyon Değerleri

Tüm elementler son katmanlarını tam olarak doldurmak ister. Doğada bulunan elementlerin sadece 6 tanesinin son katmanı tamamen doludur. Diğer elementler son katmanlarını doldurmak için elektron alışverişi yaparlar.

Kararlı Element Nedir?
Bir elementin son katmanı tamamen doluysa bu element KARARLIdır.
Bir elementin kararlı olması başka elementlerle bileşik yapmak istememesi, ‘kendi haline olması’ anlamına gelir.
Yani kararlı atomlar elektrona ihtiyaç duymadıkları için kendi kendilerine yeterler.

Soygaz ya da asal gaz olarak bilinen 6 elementin son katmanları tam olarak doludur. Bu elementler doğal olarak kararlıdır.

(http://www.uyanangenclik.com/gallery/530_13_03_14_2_50_08.jpeg)

Kararlı Olmayan Atomlar
Bu atomların son katmanları tam dolu değildir.
Tüm atomlar tıpkı soygazlarda olduğu gibi son katmanlarını doldurmak ister. (Soygazlara benzemek ister)
Örneğin Sodyum elementinin 11 elektronu vardır. Bu elementin son katmanında 1 elektron bulunur.
O halde Sodyum kararlı değildir.

Bu 1 elektronunu başka bir atoma vererek fazlalıktan kurtulur ve sodyuma  tam dolu  olan 3. katmanı kalır.
Bu sayede Sodyum KARARLI hale gelir.

(http://www.uyanangenclik.com/gallery/530_13_03_14_3_00_58.jpeg)

İlk 20 elementin kararlı iyon yükleri
Elementler kararlı hale geçerken elektron alır veya elektron verir demiştik.
Bir atom elektron almamış veya vermemişse iyon yükü yoktur.(nötr atom)

Ama elektron alışverişi yaptığında artı ve eksi yüklerle yüklenirler.
Eğer elektron alınıyorsa atom eksi yüklü,
Eğer elektron veriliyorsa atom artı yüklüdür.

Aşağıda ilk 20 elementin kararlı hale geçmek için kaç elektron alacakları veya kaç elektron verecekleri ve sonrasında iyon değerleri gösterilmiştir.

Yukarıdaki şekli incelediğimizde elektron sayısı 20 olan Kalsiyumun son katmanında 2 e bulunur. Kalsiyum ya 6 elektron daha alarak 4. katmanını tam dolu yapacak, ya da 2 elektronunu vererek geriye tam dolu 3. katmanı kalmasını sağlayacaktır.
Kolay olan 6 elektron almaktansa 2 elektron vermek olduğu için kalsiyum 2e verir ve kararlı hale geçer.
Eksi yüklü 2 elektronun gitmesi kasiyumu +2 yüklü hale getirir.

17 elektronlu Klor atomuna baktığımızda son katmanında 7 elektron vardır. Klor kararlı hale geçmek için ya 1 elektron alacak, ya da 7 elektronunu verecektir.
1 elektron almak daha kolay olduğu için klor başka bir atomdan 1 elektron alır ve kararlı hale geçer.
Eksi yüklü 1 elektronun gelmesi Kloru -1 yüklü hale getirir.

Soygazlar kararlı olduğu için + veya – yük almazlar. Elektron alışverişi yapmazlar.

Elementlerin iyon yükleri sembollerinin üst bölgelerine sayı ve işaretleriyle beraber yazılır.
Örneğin;
+2 yüklü kalsiyum iyonunun gösterilişi: ………………….. Ca2+
-3 yüklü azot iyonunun gösterilişi: ………………….. N3-
+1 yüklü sodyum iyonunun gösterilişi: ………………….. Na+
-1 yüklü klor iyonunun gösterilişi: ………………….. Cl-
Başlık: 7. Sınıf Fen Ve Tenoloji - 4.ÜNİTE - Maddenin Yapısı - Ders Notları
Gönderen: Uyanan Gençlik - 13 Mart 2014, 15:16:01
Atomlar Nasıl Kararlı Olur?

Son katmanı dolu olan atomların KARARLI olduğunu söylemiştik.
Tüm atomlar kararlı olmak ister. Yani elektron dizilimini soygazlara benzetmek ister. Bunun için elektron alır veya elektron verir.

Örneğin;

(http://www.uyanangenclik.com/gallery/530_13_03_14_3_15_35.jpeg)

Yukarıdaki potasyum atomu kararlı değildir. Çünkü son katmanında sadece 1 elektronu vardır.
Bu atom ya 7 elektron alarak son katmanını 8 ‘e tamamlayacak, ya da 1 elektronunu vererek geriye 8 elektronlu 3. katmanı kalacak.
7 elektron almaktansa 1 elektron vermek daha kolay olduğu için atom bu elektronunu verir ve kararlı hale geçer.
Bu sayede +1 yüklü olur.

Oktet Kuralı:
Kararlı hale geçmek isteyen atomların son katmanını  8 elektrona tamamalamak istemesidir.

Dublet Kuralı:
Kararlı hale geçmek isteyen atomların son katmanını  2 elektrona tamamalamak istemesidir. 1. katman en fazla 2 elektron aldığı için bazı atomlar için son katmanı 2ye tamamlamak da kararlı hale geçmek için yeterlidir.  Az sayıda elektronu bulunan Hidrojen, lityum, berilyum, bor elementleri bu kurala uyar.
Başlık: 7. Sınıf Fen Ve Tenoloji - 4.ÜNİTE - Maddenin Yapısı - Ders Notları
Gönderen: Uyanan Gençlik - 13 Mart 2014, 15:39:34
Kimyasal Bileşikler

Bu konuda günlük hayatta sıkça kullanılan kimyasal bileşiklerin formülleri, molekül modelleri ve kullanım alanları anlatılmaktadır

İki veya daha fazla atomun özelliklerini kaybederek bir araya gelmesi sonucu oluşan yeni özellikli maddeye BİLEŞİK denir.
Doğada sayamayacağımız kadar çok bileşik vardır.
Bazı bileşikler yapay olarak da oluşturulabilir.
Aşağıda verilenler, çok sbilinen bazı bileşiklerdir.

Su
Formülü: H2O
Atom sayıları: 2 tane hidrojen, 1 tane oksijen
Kullanım alanları: Dünyanın ve vücudumuzun yaklaşık 3/4 ü sudan oluşur.
Bitki ve hayvanların yaşaması için gereklidir.

______________________________________________

Amonyak
Formülü: NH3
Atom sayıları: 1 tane azot, 3 tane hidrojen
Kullanım alanları: Patlayıcı madde yapımında. Gübre ve temizlik ürünlerinde amonyak bulunur.

________________________________________

Karbon dioksit
Formülü: CO2
Atom sayıları: 1 tane karbon, 2 tane oksijen
Kullanım alanları: Bitkiler fotosentez yaparken karbondioksit kullanır.
Yangın söndürme tüplerinde ve kola gibi gazlı içeceklerde kullanılır.

_________________________________________

Kükürt dioksit
Formülü: SO2
Atom sayıları: 1 tane kükürt, 2 tane oksijen
Kullanım alanları: Şeker fabrikalarında kullanılır.
Hava kirliliği sonucu asit yağmuru oluşmasına neden olur.

 
______________________________________________

Basit şeker
Formülü: C6H12O6
Atom sayıları: 6 tane karbon, 12 tane hidrojen, 6 tane oksijen
Kullanım alanları: Şeker besinlerin içinde karbonhidrat olarak bulunur.
Glikoz ismiyle de bilinir.

_____________________________________________

Hidrojen Klorür
Formülü: HCl
Atom sayıları: 1 tane hidrojen, 1 tane klor
Kullanım alanları: Temizlik malzemelerinde kullanılır. Midede bulunan asittir.

Diğer bazı bileşikler:
Karbonmonoksit: CO :  1 karbon, 1 oksijen
Karbonat: CO3 : 1 karbon, 3 oksijen
Alüminyum Klorür AlCl 3 :1 alüminyum, 3 klor
Kalsiyum Karbonat: CaCO3 : 1 kalsiyum, 1 karbon, 3 oksijen
Bakır Sülfat : CuSO4 : 1 bakır, 1 kükürt, 4 oksijen
Bakır Klorür: CuCl2 : 1 bakır, 2 klor
Başlık: 7. Sınıf Fen Ve Tenoloji - 4.ÜNİTE - Maddenin Yapısı - Ders Notları
Gönderen: Uyanan Gençlik - 13 Mart 2014, 15:46:56
Çözünme Hızına Etki Eden Faktörler

Bir çözelti her zaman aynı hızda gerçekleşmez.
Çözünmeye etki eden bazı faktörler vardır.
Bu yazıda çözünme hızına etki eden faktörleri inceliyoruz.

1. Çözünmeye Sıcaklığın Etkisi.
Sıcaklık arttıkça çözünme hızı artar.
Sıcak suda şeker çözmek, soğuk suda çözmekten daha kolaydır.
Çamaşır yıkarken sıcak su kullanılmasının nedeni budur. Çamaşır deterjanı kirlerin çözünmesini sağlar. Sıcaklığın artması bu çözünmeyi artırır.
Bazı durumlarda sıcaklık çözünmeyi azaltır.
Örneğin gazozun içinde çözünen karbondioksit gazının çözünürlüğü sıcaklık attıkça azalır. Bu yüzden gazlı içeceklerde “soğuk içiniz” ibaresi bulunur.

2. Çözünmeye Tanecik Boyutunun Etkisi
Çözünen maddenin tanecikleri küçüldükçe çözünme hızı artar.
Örneğin lolipopu suda çözmeye çalışalım.

Lolipopu bütün olarak çözmeye çalışırsak kolay çözünmez. Eğer lolipopu bir çekiçle ezerek çözmeyi denersek kolayca çözündüğünü görürüz.

3. Çözünmeye Karıştırma Etkisi
Bir çözeltiyi karıştırmak;

Katı ve sıvılarda çözünmeyi hızlandırır.
Gazlarda çözünmeyi azaltır.

Örnek verirsek
Katı-sıvı karışımı olan şekerli suyu karıştırırsak şeker daha çabuk çözünür. Çayımızı veya toz içeceğimizi karıştırmamızın nedeni budur. (Çözünme hızlanmıştır)

Gaz – sıvı karışımı olan gazozu karıştırırsak gazozun içinde zaten çözünmüş olan karbondioksit gazının çözünürlüğü azalır ve gaz dışarı fışkırır. Gazlı içeceklerin çalkalanınca kabarmasının nedeni budur. (Çözünme azalmıştır.)

4. Basıncın Çözünmeye Etkisi
Basıncın artması gazların çözünürlüğünü artırır.

5. Maddenin Cinsinin Çözünme Hızına Etkisi
Çözücü ve çözünenin cinsi yani hangi maddeden oldukları çözünmeyle doğrudan alakalıdır. Bazı maddeler iyi bir çözücü olabilir. Bazı maddeler vardır ki hiç bir maddenin içinde çözünmeyebilir. Çayımıza taş atıp karıştırırsak bir çözünme gerçekleşmez.

UYARI:
Burada çözünme hızıyla çözünme miktarı(çözünürlük) karıştırılabilir.
Çözünme hızı zamanla alakalıdır.
Çözünürlük ise bir çözücüde çözünebilen maddenin miktarıyla alakalıdır.

Yukarıdaki örneklerde parçacık boyutu ve karıştırma çözünme hızını artırmasına rağmen çözünürlüğe etki etmez.
Sıcaklık ise hem çözünme hızına hem de çözünürlüğe etki eder.
Başlık: 7. Sınıf Fen Ve Tenoloji - 4.ÜNİTE - Maddenin Yapısı - Ders Notları
Gönderen: Uyanan Gençlik - 13 Mart 2014, 15:50:16
Derişik Ve Seyreltik Çözelti

Homojen karışımlara çözelti denir.
Çözeltilerde çözücü ve çözünen maddeler bulunur.
Örneğin şekerli suda su çözücü şeker ise çözünendir.

İki çözeltiden içinde daha fazla çözenen daha DERİŞİKtir.
Ali çayına 2 kaşık şeker atıyor. Kardeşi Suna ise çayına 3 kaşık şeker.
Bu durumda Suna’nın çayı daha derişiktir.

Aşağıda su içine kırmızı boya katılmış sular görülmektedir.

(http://www.uyanangenclik.com/resimler/fen/kimya/derisik-seyreltik.jpg)

Yukarıdaki 5 bardağı incelediğimizde;

En  derişik olan 5′tir. İçinde en fazla kırmızı boya çözünen 5 olduğu için.
En seyreltik olan 1′dir. İçinde en az kırmızı boya çözünen 1 olduğu için.
3. bardaktaki çözelti 1 ve 2 ‘den daha derişiktir. 4 ve 5′ten ise daha seyreltiktir.

Aşağıdaki resim derişik ve seyreltik çözeltilere başka bir örnektir:

(http://www.uyanangenclik.com/resimler/fen/kimya/derisik-seyreltik-cozelti.jpg)

Bir Çözeltinin Derişimini Artırma
Buharlaştırma: Bir çözeltiyi kaynattığımızda çözeltinin çözücüsü buharlaşarak azalır. Bu nedenle çözünen madde yoğunluğu artar. Örneğin yemeği çok kaynatırsak tadı daha tuzlu olur. Bunun nedeni kaynama sırasında suyun buharlaşması ve yemekteki tuz yoğunluğunun artmasıdır.

Çözünen Ekleme: Bir çözeltiye çözünen madde eklersek çözelti derişimi artar. Örneğin tuzlu suya biraz daha tuz koyup karıştırırsak çözelti daha derişik olur.

Çözeltinin Derişimini Azaltma
Çözücü ilave etme: Çözeltinin derişimini düşürmek için çözen madde ilave edilebilir. Örneğin tuzlu suya biraz su ilave edersek çözelti daha seyreltik olur.

Doymuş Çözelti
Belirli miktarda bir çözücü maddenin çözebileceği madde miktarının bir sınırı vardır.
Örneğin, bir bardak çay birkaç küp şekeri içinde çözebilir. Fakat çözebileceği şeker miktarının bir sınırı vardır. Bir bardak çayın 30 küp şekeri çözmesi mümkün değildir.

Özetlersek,
Bir çözelti, çözebileceği madde miktarının tamamı kadar çözünen madde taşıyorsa doymuş çözeltidir.
Doymuş çözeltiye çözünen madde eklersek eklenen madde dibe çöker.