Gönderen Konu: Zor Zamanda Sevdalanmak - Ayşe Reşad  (Okunma sayısı 2331 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Black_house

  • Administrator
  • Tecrübeli üye
  • *****
  • İleti: 4502
  • +462/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • Sen, Seni Sevdiğinle Bil Ey Can! "O" Seninledir.
    • Uyanan Gençlik
Zor Zamanda Sevdalanmak - Ayşe Reşad
« : 24 Ekim 2009, 23:34:07 »
“İslam garip başladı, garip haline geri dönecektir..
Öyle bir zaman gelecek ki İslam’ı yaşamak,
imanı muhafaza edebilmek, avuçta kor tutmaya eşdeğer olacaktır..
Onu yaşayanlar, asırlarında gariplerdir..
O Hakk erlerine, O gariplere müjdeler olsun!..”


Kolay değil şu câzibedar fitne asrında,
Nefse geniş, gönüllere dar şu zamanda sevdalanmak..
Yani; O’nun boyasına boyanmak.. Aşk eri olmak..
BİN güzelden yüz çevirip,
BİR güzele, EN GÜZEL’ e yâr olmak..
Hiç kolay değil..

Ve: Kurak topraklarda gül yetiştirmeye talip olmak..
Çöllerde vâhaların, bin çiçekli bahçelerin heveslisi olmak..
Ve:
Kanınla suladığın, ihtimamla yetiştirdiğin çiçeklerin hoyratça tarumâr edilişine sessiz kalmak, kalabilmek..
Ve:
Zulme şahidler olmak..
Zor.. Çok zor..

Yüreğinin bin kez “hayır!” dediği önünde saygıya durmak ve bin kez “evet” lediğine tam yâr olamamak...

Benliğini alıp ta ayaklar altına, kanın çekilircesine, sanki ölürcesine –Ve aslında dirilircesine- “LA!” diye haykırmak..
Hiç kolay değil..

Ve yılmamak..
Yeniden.. Yeniden ebed bahçelerine talip olmak..
Yeniden tohum saçmak..
“Her dem yeniden doğarız// Canlar ölesi değil..”
Şevkle her başa dönüşü, hedefe bir yaklaşma bilmek..
Çok zor..

Bin kez kovulduğun kapılara,
Hakk adına yine varmak tebessümle..
“Öz yurdunda garip, öz vatanında parya” olmak..
Gurbet içre gurbetleri yaşamak dâim;
Evinde, okulunda, işinde, sokaklarda...
Ve hatta aynı safta omuz verdiklerinle..

Atılmak, ezilmek hep.. Aşağılanmak..
Gözyaşından bir yolda yürümek dâim..
Hep hüzün bestelemek..

Ve yine de, inadına sevda türküleri söylemek..
İnadına sebat etmek, dimdik ayakta kalmak..
Hiç kolay değil..

Her gün yüreğine bin put asanlara “LA!” demek..
Ve; her gece kafanda, yüreğinde bir bir kırmak onları..
Her an, her an şeytan taşlamak..
Nefsinin her meylettiği karşısında ellerini hatta tüm bedenini yakmak O’nun adına..

Yani:
Sana her gün sunulan bin süslü günahlara hayır demek..
Yani: Elest Bezmi’ndeki sözünün eri olmak..
Yani: Ateşler ortasında yanmamak..
Yani: “Belâ” demek her ânında..
Yani: O’na, yalnız O’na sevdalanmak....
Ve:
Emaneti O’ndan aldığın sâfiyetiyle yine O’na teslim etmek..
Nefsin hiç istemedikleriyle kuşatılana meyilden öte,
O Didâr’a talip olmak...
Ve; Emanetin karşılığı “olanı” hiç düşünmeden,
Sırf O râzı olsun diye,
Sadece O sevsin diye,
Yalnızca O’nu üzmemek için,
“İlla” demek.. “İlla O” demek...
Zor.. Çok zor..

Evet, zordur bu dar zamanlarda sevdalanmak..

Yüreğinde hicret türküleriyle hep Medine’yi özlerken..
Tüm bedenin, sanki demir taraklarla taranıyormuşcasına ızdırapla inlerken sabretmek.. Sebat etmek..
Zor.. Çok zor..

Ama:
Müslüman zora talip olandır..
O bilir ki; “En üstündür.. Çünkü inanmıştır..”
Bilir ki; İman en büyük iddiadır..
Ve büyük iddialar, büyük ispatlar ister..
Bilir ki; İsbatlaması gerek yüreğini koyduğunu..
Değilse; kupkuru bir iddiadır tüm davası..
Ucuz değildir “müslümanım” demek..

Bilir ki; Allah yolunda bedel gerek..
O yolda sıkıntı gerek..
“Belâ!” derken O, buna taliptir..

Bilir ki O, mücâhiddir..
Ve; insanla Allah arasındaki,
İnsanla İslam arasındaki tüm engelleri kaldırmaya taliptir..

Bilir ki O, aslında hicret;
Onu şeytandan Allah’a taşıyan herşeydir..

Bilir ki; Sabaha en yakın an; şafak sökmeden az öncedir.. Ve zorluklar, ikiye katlar ulaşılacak olanı..


Ve; Kulun gücünün tükendiği yerde O’nun yardımı elbet yetişecektir imdâdâ..
Ve sıkıntılar doruk noktasında,
Feryadlar ayyûka çıkmışsa,
Bilir ki O’nun yardımı yakındır..

“Yoksa siz, sizden evvelkilerin hali başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız?. Onlara öyle yoksulluklar ve sıkıntılar gelip çattı ve öyle sarsıldılar ki, hatta Peygamber beraberindeki mü’minlerle birlikte: “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyordu.. Bilin ki Allah’ın yardımı muhakkak yakındır.” Bakara//214

“Fitne asrında zorlanan ve sebat eden kimseye,zorluklar nisbetince, eski devrin inanmış 50 kişisinin sevabı verilir.” Kutubu Sitte//Fiten

Var ya şimdi;
Tam zamanı sevdalanmanın..
Yani; aklamanın tüm karaları..
Ötelere yelken açmanın..
İnadına gül yetiştirmenin..
İnadına sevda türküleri söylemenin..
Zincirleri kırmanın..
Zamana meydan okumanın,
Medine’de şahlanmanın..
Yani:
Yürek boyu dirilmenin,
Ve yürekleri diriltmenin..
Ve âşık olmanın O En Güzel’e..
Boyasıyla boyanmanın..
Ve can vermenin TAM SIRASI..

“Ümmetimden bir tâife, kıyamet kopuncaya kadar Hakk yolunda muzaffer olmakta devam edecek, muhalefette bulunanlar, onlara zarar veremeyecektir.” Buhari

Dâima dipdiri,
Hiç eksilmeden,
Hiç tükenmeden “İlla O” diyen,
O yolun sevdalılarına, Allah’ın askerlerine selam olsun..



Ayşe Reşad

 

Voiser