Ganimetlerin Taksimi

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
Ganimetlerin Taksimi
« : 15 Ocak 2018, 11:04:54 »
Hz. Peygamber, 6 Zilkâde 8’de (25 Şubat 630) Ci’rane’ye ulaştı. Altı bin
civarında esir ile birlikte, büyük miktarda para, kıymetli eşya ve binlerce
küçük ve büyükbaş hayvandan oluşan ganimetin taksimi işine başladı. Bu
sırada Hevâzin’den bir heyet Resûlullah’ın huzuruna gelerek pişmanlıklarını
arz ettiler. Süt annesi Halîme ve esirler içinde olan sütkardeşi Şeymâ
dolayısıyla akraba olduklarını söyleyip kendilerini affetmesini ve esirlerle
mallarını geri vermesini istediler. Hz. Peygamber, onlara esirlerle malları
arasından birini tercih etmelerini söyledi. Heyet üyeleri savaş esirlerini tercih
ettiklerini bildirdiler. Bunun üzerine, kendisi ve ailesinin payına düşen
esirleri serbest bıraktığını söyledi. Namazın ardından ashâbına hitap ederek
onların da hisselerine düşen esirleri serbest bırakmalarını isteyeceğini ifade
etti. Namazdan sonra askerler arasında taksim edilen esirlerin geri verilmesi
için bir konuşma yaptı. Onu dinleyen sahabiler, ellerindeki esirlerin tamamını
serbest bıraktı. Bundan etkilenen Hevâzinliler vakit geçirmeden İslâm’a
girdiklerini açıkladılar.

Ganimetlerin beşte biri beytülmale ayrıldı, kalanı gaziler arasında
paylaştırıldı. Bütün askerlerin hisseleri dağıtıldıktan sonra, yeni Müslüman
olmuş Mekke eşrafı ve diğer kabile liderlerine beytülmale ayrılan beşte birlik
hisseden fazla miktarda pay ayrıldı. Kur’an’da “müellefe-i kulûb/kalpleri
İslâm’a ısındırılmak istenenler” adıyla anılan bu şahıslara yapılan ayrıcalıkla,
onların bu lütuf sayesinde samimi birer Müslüman olmalarını sağlamak
hedefleniyordu.

Ci‘râne’de Hz. Peygamber’in yeni Müslüman olmuş Mekke eşrafına ganimet
malından bol miktarda hisse vermesi, Ensar gençlerinin kıskançlığına yol
açmıştı. Bunu duyan Peygamberimiz, sadece Ensarın katıldığı bir toplantıda,
bunun sebebini açıkladı. Onları son derece etkileyen sözlerini şöyle bitirdi:
“Eğer hicret şerefi ve fazileti olmasaydı, muhakkak ensârdan bir fert olmak
isterdim.” (İbn Hişâm, II, 490).