Zekat-Oruç-Hac-Kurban ve Fıtra

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı zeron

  • *****
  • Join Date: Nis 2008
  • Yer: Kayseri
  • 3335
  • +426/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Uyanan Gençlik
Zekat-Oruç-Hac-Kurban ve Fıtra
« : 10 Mayıs 2008, 13:29:43 »
[color=teal][b]ZEKAT - ORUC - HAC - KURBAN ve FITRA





(...İslâmın üçüncü şartı, malın zekâtını vermekdir. Zekât vermek, elbette lâzımdır.
Zekâtı seve seve ve islâmiyyetin emr etdiği kimselere vermelidir.

Bütün ni’metlerin, malların hakîkî sâhibi olan Allahü teâlâ, zenginlere verdiği ni’metlerin kırkda birini,
müslimânların fakîrlerine vermelerini, buna karşılık, çok sevâb, katkat mükâfât vereceğini [ve zekâtı verilen malı elbette artdırırım ve hayrlı yerlerde kullanmanızı nasîb ederim. Zekâtı verilmiyen mâlı, derd ile, belâ ile istemiyerek harc etdiririm, elinizden alır,
düşmanlarınıza veririm, siz de bu hâli görür, kendinizi yer, yanıp kavrulursunuz!]
buyurup da, bu kadar az bir şeyi [istediğin herhangi bir din kardeşine] vermemek, ne büyük insâfsızlık ve inâdcılık olur.


Allahü teâlânın emrlerini yapmamak, hep kalbin bozuk olmasındandır.
Kalbin bozuk olması, islâmiyyete tam inanılmamasıdır[url=http://www.uyanangenclik.com]...[/url]
Mü’min olmak için, yalnız kelime-i şehâdeti [Eşhedü en lâ...] söylemek yetişmez.
Münâfıklar [kalbi kâfir olduğu hâlde, müslimân görünen zındıklar] da bunu söylüyor.
Kalbde îmân bulunduğuna alâmet, islâmiyyetin emrlerini seve seve yapmakdır.
Zekât niyyeti ile fakîre bir altın vermek, yüzbin altın sadaka vermekden dahâ sevâbdır.
Çünki, zekât vermek, farzı yapmakdır. Zekât niyyeti olmadan verilenler ise, nâfile ibâdetdir.

Farz ibâdetin yanında nâfile ibâdetlerin hiç kıymeti yokdur. Deniz yanında, damla kadar bile değildir.
Şeytân aldatarak, kazâları kıldırtmıyor, nâfile kılmağı, [nâfile hacca ve ömreye gitmeği] güzel gösteriyor.
Zekât verdirmeyip, nâfile hayrları, göze güzel gösteriyor. [Sünnetlerin ve nâfilelerin, söz verilen büyük sevâbları,
farz borcu olmıyanlar, kazâlarını ödeyenler içindir. Kazâsı olanların, farzlardan başka hiçbir ibâdetlerine, hiç sevâb verilmez.]


İslâmın şartının dördüncüsü, mubârek Ramezân ayında, hergün oruc tutmakdır. Mubârek Ramezân ayında hergün, muhakkak oruc tutmalıdır.
Olur olmaz sebeblerle, bu mühim farzı elden kaçırmamalıdır[url=http://www.uyanangenclik.com]...[/url]

Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Oruc, mü’mini Cehennemden koruyan bir kalkandır).

Hastalık gibi, mecbûrî bir sebeble oruc tutulmazsa, [gizli yimeli ve özr bitince] hemen kazâ etmelidir.
Hepimiz Onun kuluyuz. Başı boş, sâhibsiz değiliz. Sâhibimizin emrlerine, yasaklarına göre yaşamalıyız ki, azâbdan kurtulabilelim.
İslâmiyyete uymıyanlar, inâdcı kul, aksi, âsî me’mûr olur ki, cezâ çekmeleri lâzım gelir.


İslâmın beşinci şartı hacdır [ömründe bir kerre, Mekke şehrine gidip, hac vazîfelerini yapmakdır].
Hac vazîfesinin şartları vardır. Hepsi, fıkh kitâblarında yazılıdır.

Hadîs-i şerîfde, (Kabûl olan bir hac, geçmiş günâhları yok eder) buyuruldu.)


Fıtra ve kurban sevâbından da mahrum kalmamalıdır. Kurban kesen, kendini Cehennemden âzâd etmiş olur.
Bir hadîs-i şerîfde, (Hasîslerin en kötüsü, [kesmesi vâcib olduğu hâlde] kurban kesmiyendir) buyuruldu.

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” iki kurban keserdi.
Biri kendisi için, biri de ümmeti için idi.
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” için de kurban kesmek müstehabdır ve çok sevâbdır. [/b]

[/color]