Gönderen Konu: İlahiyat 1. Sınıf - İslam İnanç Esasları - Ünite 1 - Konu Anlatımı  (Okunma sayısı 2631 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • Administrator
  • Süper Mega üye
  • *******
  • İleti: 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
*İslam alimleri dini genelde hak ve batıl şeklinde sınıflandırmıştır.

*Kuranda diğer inanç sistemlerine din denilmektedir.İlahi vahye dayanmayanlara batıl din demişlerdir.

*İlahi vahye dayanmakla birlikte Allahtan geldiği şeklini koruyamamış Yahudi ve Hristiyanlık gibi dinlere MUHARREF DİN yani tahrif edilmiş dinler denir.

*Klasik dinler tarihi kitapları ise hak dinlere MİLEL batıl dinlerede NİHAL adını vermişlerdir.

*Dinler kaynağına göre 2 ye ayrılır ;
-semavi din
-beşeri din

*Kutsal kitaplarda bulunup bulunmamasına göre dinler ikiye ayrılır ;ehli kitap (yahudi ve hristiyanları) , kitabı olduğu şüpheli dinlerde (mecusiler ve maniheistler)

*Dinler iki biçimdede sınıflandırılmıştır
1 -tek tanrılı dinler
2 -çok tanrılı dinler

*Bunlarda ilkel dinler milli dinler ve dünya dinleri olarak 3 kısma ayrılır

*Terim olarak iman:Hz Peygamberin vahiyle getirmiş olduğu kurallar,ölçüler ve esaslara şeksiz şüphesiz inanmak demektir.

*İmam Maturudi, İmam Eşari ,Bakıllani, Cüveyri ,Gazzali ve Eb'l Mün'en Nesefi imanın kalbin tasdikinden ibaret olduğunu savunmuşlardır.

*Mürcie ve Kerramiyye mezheplerinin iman tanımı:inanılması gereken inanç esaslarını kalbin tasdiki olmaksızın dil ile ikrar etmek yeterlidir.

*Cehmiyye ve Neccâriyye mezheplerine göre kişinin iman esaslarını sadece bilmesi mümin olması için yeterlidir.

*Maturidi ve Mutezili alimler ise bunun yeterli olmadığını ve eğer bu yeterli olsaydı her alimin mümin olması gerektiğini söyleyerek onları eleştirmiştir.

*İmanın bilgiden ibaret olması halinde her cahilin kâfir her bilgininde mümin olması gerekir diye diğer alimlerden itiraz gelmiştir.

*İman-amel ilişkisini savunan görüş :Hariciyye ,Mutezile ,Şia ,Zeydiyye ve Selef alimleridir.

*Ayrıntılı bir şekilde tek tek iman esaslarına açık ve geniş bir şekilde inanmaya TAFSİLİ İMAN denir.

*İman ve islam İmam Maturidiye göre Kuran ve sünnette ayrı ayrı zikredilsede iman ve islam aynıdır.

*İman ve islam konusunda İmam Eşari islamın imandan daha geniş olduğunu ve islamın imanı kuşattığını söyler.

*Bir kimsenin çevresindeki ana baba kardeş komşu hoca ve değer verdiği diğer kişilere bakarak hiçbir araştırma yapmadan inanmasına taklit bu tür imanada taklidi iman denir. Böyle bir kişiyede mukallit yani taklit eden adı verilir.

*İslam inanç esaslarını araştırıp delil akıl tefekkür ve düşünceye dayanrak iman etmesine önem vermiştir.Böyle iman türüne TAHKİKİ İMAN bu imana sahip kişiyede
MUHAKKİK adı verilmiştir.

*Ebu hanife ve İmam Maturidi mukallildin imanının geçerli olduğuna hükmetmiştir. Eşariyye mezhebide onların bu görüşüne katılmaktadır.Ancak bu 2 mezhebe göre de mukallit araştırmayı terk etmesinden dolayı sorumlu görülmektedir.

*Mutezile ;Mukallidin imanını geçerli görmemiştir.

*İmanda istisna, alimler inançla ilgili konularda kuşku olmak düşüncesini benimsemişlerdir.

*Eşariler imanın hakikati ile ilgili değil ama olgunluk hali ve neticesiyle ilgili olarak imanda istisnayı mümkün görmüştür.

*Din insana şunları temin eder:
-ulvi duygular kazanmasını
-olaylar karşusunda direnç kazanmasını
-ruhi olarak gelişip moral ve güç kazanmasını
-madde karşısında eğilmeyip metin olmasını


*Dinin genel tarifi şunlardır:
-düşünce ve inanca dayalı değerlendirmeleri içerir
-her türlü tavır ve davranışları içerir
-insanın diğer insanlar ve varlıklarla olan ilişkilerini düzenlerken dikkat etmesi gereken ilkeleri barındırır.
-sosyal davranışlarını belirlerken toplumların etnografyasına etki eder

*İmanın kelime karşılığı şudur
-başkasına güven duygusu vermek
-güven içinde yaşamak
-kalben sükuna kavuşmak
-kendisine doğru görüneni itiraf etmek

*İmanı kalbin tasdiki olarak görmeyen imam maliktir.

 

Voiser