Sorular ve Cevaplar => Edebiyat ve Hobi => Bilgi Bankası => Şiir Defteri => Konuyu başlatan: Black_house - 14 Eylül 2013, 12:25:37
-
Kırgınım Bu Gün
Gülmez oldu yüzüm kararmış bahtım
Umutlarım söndü kırgınım bu gün.
Sitem edip durur şu tacım tahtım
Güldüğüm yıllara dargınım bu gün.
Yitiren yıllara meydan okudum
Her saniyeme bir sabır dokudum
Dilim laldı ama yine şakıdım
Elimde tutan yok yorgunum bu gün.
Hüküm kılmış mevlam yazmış alnıma
Hele bakın şöyle şu sol yanıma
Dertlerim dizilmiş okur canıma
Bulamadım hekim sürgünüm bu gün.
Ağladım sızladım fayda etmedi
Birgün şu dünyada çilem bitmedi
Baharı bekledim ömrüm yetmedi
Bağda gülüm soldu durgunum bu gün.
Sus kalemim dedim sen sakınmadın
Mürekebin taştı sen tıkanmadın
Defterim tükendi sen tükenmedin
Fatma yeter diyor argınım bu gün.
Fatma Alageyik
-
Yavrum
Emanettir vatan sana ey yavrum
Sen askerken gözüm kalmaz burada.
Dua ettim yana yana ey yavrum
Nice asker senin gibi sırada.
Daha dün bebektin büyüdün kuzum
Şimdi bir gününe dayanmaz özüm
Aklıma düşüyor başlıyor sızım
Annene bir selam yolla arada.
Bir mutluluk Rabbim gösterdi bana
Yirmi yıl sarıldım doymadım sana
Şimdi asker oğlum söylen cihana
Haninlere geçit verme orada.
Çocukluğun geldi gözüm önüne
Sokakta oynadın baktım dününe
Şükür olsun yavrum geldin gününe
Işığımsın gözüm benim çırada.
İki gözüm gözler yolları çoktan
Sağ sağlam gelirsin dilerim haktan
Rüyamı ayırdım karadan aktan
Bedenim vatanım ruhum hîra’da.
Fatma da analık duygusu coştu
Canımdan can koptu her yanım boştu
Yüreğim seninle evim ne hoştu
Benden ayrı kaldın yoksun serada.
Fatma Alageyik
-
Kahrolsun
Başörtüme hor bakan
Şeytanlaşmış kız kahrolsun.
Ağzı leş gibi alkol kokan
Firavunlar tez kahrolsun.
Zalimi alkışan eller
Alime kalkışan diller
İlimi pekişen yollar
Ayaklanan diz kahrolsun
Masumları gözde alan
Mevsimleri bizde çalan
Cisimleri közde yılan
Konaklanan iz kahrolsun
Gülü dikene sıyıran
Kulu çekene ayıran
Dili köküne kayıran
Nemrutlaşan yüz kahrolsun
Yaratandan hiç korkmayan
Ciğeri oktan ürkmeyen
Boynu rukuya sarkmayan
Katılaşmış öz kahrolsun
Fatma Alageyik
-
Nasihat
O can sana emanet, ona iyanet etme!
Daima tutumlu ol, haramdır israf etme!
Şükür eyle haline,asla şikayet etme!
Doğruluktan ayrılma,temiz dini terketme!
Vazifeni kendin yap,kimseye minnet etme!
Gözünü kurşun boyar,hiç haramı seyretme!
Hakk yolunda ayrılma,şeytana gıpta etme!
İyilikten zarar yok,kötülüğü meyletme!
Edep ile otur kalk büyüklük ima etme
Hatasız kul yok ama,günahdan ısrar etme!
Cahil sözüne kanma,kendini harap etme,
Yakarlar hayatını,nadanla sohbet etme!
Dostun dert ortağıdır,sakın ola terk etme,
Olduysan derde derman,arkadan gıybet etme!
En büyük düşman nefis,kendini esir etme!
Zamanı değerlendir,yok yerlere sarf etme!
Temzilik imandandır,doğayı da kirletme!
Dağı gülistan eyle,ormanları yok etme!
Hain şeytana uyma,kimseye lanet etme!
Namaz dinin direği,bundan hiç şüphe etme!
Alma mazlum ahını,hiç bir cana zulmetme!
Övünme gururlanma,şerefini kaybetme!
Canı bahşeten mevlam, cana eziyet etme!
Üç günlük bir dünya bu, iman et asi gitme!
Tut mağdurun elinden,uzaklarda seyretme!
Karanlığa gidersin,sakın beddua etme!
Haramdır içki kumar,ha kendine huy etme!
Şehitlerden yadigâr vatanını terk etme!
Heybetini gizli tut,kötülüğe meyletme,
Olduğun gibi görün,yar kendini meth etme!
Fatma Alageyik
-
Kitap Diyor ki!
Kitap diyor ki oku adam ol
Ama adam isen bana gel diyor
Olmayacaksan git bilgin ile kal
Kulak vereceksen beni bul diyor.
Bilgi yoksa kitap yutsan ne fayda
Atalar derler huy gelirmiş huyda
Eğer temiz maya yok ise soyda
İstersen kulakta davul çal diyor.
Beyin yoksa kitap güler de geçer
Sayfaları tek tek rüzgâra açar
Gelmişi geçmişi havada uçar
İlim irfan öğren artık gel diyor.
Merkebe altın tak o aynı merkep
Deniz derya ona olsa mürekep
İsterse okusun binlerce mektep
Eğriye her zaman doğru yol diyor.
Fatma der nadanla sohbete girmem
Paşa olsa bile gönlümü vermem
Boşuna uğraşmam kafamı yormam
Cahille olur mu hasbı hal diyor.
Fatma Alageyik
-
Gördün mü?
Aklının üstünde satılmaz diye
Aklını hediye veren gördün mü?
Sevilen gönülden atılmaz diye
Ölenle toprağa giren gördün mü?
Düzeyde yürüyen havası batar
Yalancının mumu yatsıda yatar
Binlerce çorap da dokusan tüter
Çorapla kefene saran gördün mü?
Her sakal bırakan hoca olur mu?
Her libası giyen hacı olur mu?
Her şalı bağlayan bacı olur mu?
Buğday ekip arpa deren gördün mü?
Şu dünya kaç nesil ardına kovdu
Hangi millet göğe bir direk koydu
Kimler lezzet aldı kim mala doydu
Ecel karşısında duran gördün mü?
Fatma Alageyik
-
Hicri Yılbaşı
Ayların nurani Muharrem geldi
Kutlu olsun bugün hicri yılbaşı!
Çok kıymetli olan dört aydan biri
Kutlu olsun bugün hicri yılbaşı!
Mübarek bu ayda günahlar atın
Kutlu olsun bugün hicri yılbaşı!
İhlâsla dolaşın ihlâsla yatın
Kutlu olsun bugün hicri yılbaşı!
On gün oruç tutun büyük sevap var
İslam mekânları iblislere dar
Ne müjdeler gelmiş nebimizde yar
Kutlu olsun bugün hicri yılbaşı!
Mağfirete boğsun yaradan bizi
Anlımızda kalsın secdenin izi
Vermesin kimseye acı ve sızı
Kutlu olsun bugün hicri yılbaşı!
Anayı babayı candan üzmeyin
Hakk'ın mabedini sakın bozmayın
Kendi kendinize kuyu kazmayın
Kutlu olsun bugün hicri yılbaşı!
Hayırla yâd olur her bir zamanı
Yakıp yürekleri vermez dumanı
Yaradan yarattı koca ummanı
Kutlu olsun bugün hicri yılbaşı!
Fatma der zamanı etmeyin zayı
Dalga dalga vardır mü'minin payı
Değerlendirin bu mübarek ay'ı
Kutlu olsun bugün hicri yılbaşı.
Fatma Alageyik
-
Zamanı Geldi
Çektiğimiz zulum yetmezmi artık
Kavmi yürütmenin zamanı geldi!
Ağlaya ağlaya yüzleri sarktık
Yaşı kurutmanın zamanı geldi!
Tefekkür edelim zaman geçmeden
Ecelin köprüsü burda geçmeden
Ağıtlar olmadan kervan göçmeden
Yağı eritmenin zamanı geldi!
Bir sonbahar derken kışı bitirdik
Takvimleri yırtık yıllar yitirdik
Nice anıları dize getirdik
Saçı ağartmanın zamanı geldi!
Merhametten mahrum canları alan
Goncayı dalından koparıp çalan
Nice yürek yakan zehirli yılan
Kökü kurutmanın zamanı geldi!
Meydanları işgal etmiş cahiller
Nefsinin kölesi Ebu Cehiller
Kanların içinde yüzen sefiller
Ecel aratmanın zamanı geldi.
Fatma der ki! yeter bitsin bu çile
Dört bir yanımız da taşıyor hile
Mazlumlar zalime olmuş kul köle
Nefsi arıtmanın zamanı geldi!
Fatma Alageyik
-
Diyemedim
Söz geçiremedim deli gönlüme
Koştu sana geldi dur diyemedim.
Onunla giderim dedi ölüme
Gitme senin yuvan var diyemedim.
Senin haberini aldı durmadı
Yalvardım yakardım beni görmedi
Elimi uzattım pas bile vermedi
Bana bir şans daha ver diyemedim.
Hüküm giydim mecbur haberi yaydım
İnfaz bekler gibi günümü saydım
Gül gibi sarardım kendimden caydım
O sarayda yerin dar diyemedim.
Beni ele verdi şaşırdım kaldım
Sanki derin derin rüyaya daldım
Soluğu sazımın telinden aldım
Yanıyor yüreğim kor diyemedim.
Dertleştim sazımla ağladım durdum
İsmini andıkça teline vurdum
Dünyamı şiirler üstüne kurdum
Kanayan yaramı sar diyemedim.
Gözyaşım hariç bir şeyim kalmadı
Yalnız kaldım kimse sırdaş olmadı
Kimler geldi geçti yerin dolmadı
Yükün ağır işin zor diyemedim.
Fatma Alageyik