Gönderen Konu: Einstein, Albert - Ansiklopedik Bilgi  (Okunma sayısı 2564 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • Administrator
  • Süper Mega üye
  • *******
  • İleti: 11650
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Einstein, Albert - Ansiklopedik Bilgi
« : 03 Eylül 2014, 10:21:59 »
Yirminci asrın ünlü Alman fizikçisi.
[img width=375 height=400]http://uyanangenclik.com/resimler/portre/albert_einstein.jpg[/img]

Albert Einstein (14 Mart 1879 - 18 Nisan 1955), Yahudi asıllı Alman teorik fizikçi.
1921 yılında Fizik Nobel Ödülünü kazanmıştır.

Genel ve özel relativite (izâfiyet) teorisiyle tanınır. Aynı zamanda madde hakkındaki kinetik teorisi ve özel ısı teorileri kendisinin meşhur olmasına yardımcı olmuştur. Üstelik Kuvantum teorisinin öncülerindendir.

Einstein, 14 Mart 1879 senesinde Almanya’nın güneyindeki Ilm şehrinde Yahûdî ana-babadan dünyâya gelmiştir. Bir sene sonra âilesi Münih’e taşınmış, orada babası ve amcası küçük bir elektrokimyâsal fabrika kurmuştur. Einstein, okulu sevmemiş, tahsîline evde başlamıştır. Amcasından Pisagor teorisi ve cebiri öğrenmiştir. Einstein basit cebir hesaplarından ve geometrik problemlerden çok hoşlanmıştır. 14 yaşına geldiği zaman, tabiî bilimler hakkında yazılmış kitapların tesiri altında kalmıştır. Böylece alâkası teorik fiziğe kaymış, 16 yaşındayken, ancak ikinci teşebbüsünde, 1896 senesinde Zürih’teki Federal Polyteknik okulunun giriş imtihanını kazanmıştır. Polyteknik okulunda öğrenciyken derslere pek devam etmemiş, kendi başına çalışmayı tercih etmiştir. Helmhotz, Boltzmann, Mach gibi fizik teorisyenlerinin kitaplarını okumakla kalmamış, aynı zamanda Maxwell’in elektromagnetik teorisini tetkik etmiştir. 1900 senesinde buradan mezun olan Einstein, iş bulmakta çok zorluk çekmiş, nihâyet 1902 senesinde Bern’deki bir patent bürosunda iş bulabilmiştir. Buradaki vazîfesi patent için yapılan mürâcaatları düzgün bir şekle sokmaktı. Şüphesiz ki bu iş kendisine fizik alanında rahat düşünme fırsatı vermiştir. 1905 yılı Einstein’in verimli bir yılıdır. Özel relativite (izâfiyet) teorisi hakkında dört mühim yazı neşretmiştir. Daha sonra îtiraf ettiğine göre bu yazıları yazması beş hafta sürmesine rağmen 16 yaşından beri ışık hızı ile alâkalı meselelerle meşgul olduğu ve bu ışık hızı meselelerinin ise relativite teorisine yol açtığını söylemiştir.

Bu başarıları ile dikkati üzerine çekti ve 1911’de Prag’da Alman Üniversitesine teorik fizik öğretim üyesi oldu. Ertesi sene profesör olarak Zürih’teki Federal Polyteknik’e döndü. 1913’te Berlin’deki Kaiser Wilhem Cemiyetinin araştırmacısı oldu. Buranın Berlin Üniversitesiyle irtibâtı vardı. Berlin’e gittikten sonra karısından ayrıldı ve 1919’da kuzeni Elsa ile evlendi. Bu arada Einstein meşhur “genel izâfiyet teorisini” neşretti. Bu teoriye göre, uzak bir yıldızdan gelen şuâlar, şâyet yeryüzüne gelirken güneşe yakın geçmiş ise bükülecekti. Einstein’in bu sapma nazariyesi ve bunun miktarı 1919 senesinde iki İngiliz tarafından tam güneş tutulması ânında test edildi. Kasım ayında bu nazariyesinin doğru olduğu îlân edilince ünü dünyâ çapında yayıldı. 1921 senesinde Nobel fizik ödülü kazandı. Bu ödül esâsen daha önceleri fotoelektrik üzerine yaptığı çalışmaları için verilmişti.

1920 senesi ile 1930 seneleri arasında yurt dışında ders vermesi için pekçok teklifler aldı. N. J. Princeton’daki yeni açılan enstitüye dâimî vazîfe ile tâyin edildi. 1941 senesinde ise Amerikan vatandaşı oldu. Daha sonraki senelerde Einstein daha çok ilmin sosyal tesirlerini inceledi. 1939 senesinin Temmuz ayında Başkan Rooswelt’e bir mektup yazarak, Nazilerin bir uranyum bombası yapmakta olduklarını bildirdi. 1945 senesinden sonra nükleer enerjinin kontrolü için milletlerarası bir antlaşma yapılması maksadıyla, çalışmalarda öncülük etti. Einstein 1914’ten beri sulh taraftarı görünüyordu. Siyonizmin sâdece millî bir gâye şeklinde değil, dünyâ çapında yayılmasını destekledi. 1952’de Dr. Chaim Weizmann’ın ölümü üzerine, İsrâil başbakanı olması için Ben-Gurion’un yaptığı teklifleri kabul etmedi. Princeton’da 18 Nisan 1955’te öldü. Yalnız çalışır, fakat Newton gibi insanlardan uzaklaşmazdı. Tecrübî fizikçi Albert Michelson ile 20. asrın nazarî fizik temellerini atan kişi olarak telakkî edilmektedir.

Einstein’in ilk ilmî neşriyatını 1903 senesinde bir gazetedeki kapileriter çekme hakkındaki yazısı teşkil eder. 1902 ve 1903 senelerinde moleküller hakkındaki bilgi ve maddenin kinetik teorisi hakkındaki fikri hâlâ tartışılıyordu. Einstein termal etkinin bir karışımdaki tesirlerini nazarî hesaplarla keşfetti. Zâten daha 1827 senesinde botanikçi Robert Brown tarafından belli sebebi bilinmeden bu tesirin varlığı müşâhade edilmişti. Brown bir çalkantı olmadan veya daha başka bir dış tesire mâruz kalmadan sudaki çiçek tozlarının mütemâdiyen ve düzensiz bir halde zig-zag çizdiğini mikroskopta görmüştü. Einstein, Browniyan hareketinin moleküllerinin mevcûdiyetine doğrudan delil teşkil edebileceğini gösterdi.

Yine 1905 senesinde, kuvantum fiziğiyle uğraşmaya başladı. 1900 senesinde Max Planck, sıcak ogranizmaların ışık radyasyonu ile olan alâkası hakkında bâzı açıklamalar yapabilmek için atomlar tarafından yapılan emisyon ve radyasyonun sâdece bâzı enerjik maddelerde olabileceğini veya quantaların buna sebeb olabileceğini, her maddenin böyle olmadığını iddiâ etmişti. Bu noktadan hareketle Planck bir radyasyon kânunu keşfetmiş, buna Planck Kânunu denmişti. Bu kânun müşâhadeye dayanıyordu. Planck kuvantumun tesirlerini madde alışverişiyle sınırlamıştı. Fakat Einstein’e göre, radyasyonun kendisi de zerrelerden meydana gelmekte, aynı zamanda Planck’ın kuvantası gibi ve dalgasal bir yapı arzetmekteydi. Üstelik Einstein, Allahü teâlânın yarattıklarındaki sayısız hikmetlerin sâdece biri olan fotoelektrik gibi bir muammayı çözmüştü. Bir ışığa mâruz kalan metalden elektronlar neşrediliyordu. Planck’ın hipotezi böylece îzâh ediliyordu.

[b]Ölümü ve beyninin çalınması[/b]

18 Nisan 1955’te, Albert Einstein iç kanama geçirdi. İsrail’in kuruluşunun yedinci yıl dönümü nedeniyle bir televizyon konuşmasının taslağını hazırlıyordu ama bitiremeden hayatını kaybetti. Einstein ameliyatı şu sözlerle reddetti, “İstediğim zaman gitmek istiyorum. Hayatı yapay bir şekilde uzatmak tatsız. Ben payımı kullandım, şimdi gitme zamanı ve bunu zarif bir şekilde yapmak istiyorum”. 76 yaşında, Princeton Hastanesi’nde gece saat 01.55'te yaşamını yitirdi.

Otopsisi sırasında Princeton Hastanesi patolojisti Thomas Stoltz Harvey o gece nöbetteydi ve Einstein'ın ölüm nedenini belirlemesi gerekiyordu. Beyni kafatasından çıkardıktan sonra kendi kendine "Bu dünyamız hakkında herşeyi değiştiren beyindir" demiştir. Einstein öldükten sonra vücudunun putlaştırılarak tapılmasını istemiyordu. Fikirlerine ve bilime olan katkısına odaklanması gerektiğine inanıyordu. Bunun için ailesi tarafından öldükten sonra yakılması fikri ortaya atıldı. Harvey bedeni yakılması için hazırladı. Beyni ise kendi sefer tasına koydu ve evine götürdü. Böylece Einstein'ın beyni çalınmış oldu.

Beyni çalınan Einstein'ın ailesi şoktaydı. Hükumet yetkileri ve Harvey'in meslektaşları ise çileden çıkmıştı. Herkes beynin iade edilmesini istiyordu ancak Harvey bunu kabul etmedi. Bu nedenle de işinden oldu. Ancak Harvey beyni bilimsel araştırmalarda kullanılacağına yemin edince, ailesi bu isteğinden vazgeçti. Daha sonra Einstein’ın kalıntıları ailesi tarafından yaktırıldı ve külleri bilinmeyen bir yere serpildi. Beyni ise Harvey tarafından 1985 yılına kadar hayatının anlamı oldu ve bu yılda beynin bir kısmını o yıllarda beyinle uğraşan bir uzmana gönderdi. Gönderdiği uzman tarafından bulunanlar ise basında bir sansasyona neden oldu. Çalışmalar Einstein'ın beyninde bulunan ve beyin nöronlarını besleyen glial hücrelere odaklanmıştı. Einstein'ın beyninde normal bir insana nazaran daha fazla glial hücre bulunuyordu. Fakat bu konuda bilim adamları farklı fikirler ortaya attılar.

Einstein'ın beyni 53 yıl sonunda çalındığı Princeton Hastanesi’ne geri döndü. Harvey bundan 3 yıl sonra hayatını yitirdi.

[b]Popüler kültürde Einstein[/b]

Albert Einstein, pek çok popüler kültür ürünü için konu veya bir ilham kaynağı olmuştur.

Einstein'ın 72. yaş gününde, UPI fotoğrafçısı Arthurr Sasse kendisini kameraya karşı gülümsetmeye çalışıyordu. Einstein o gün defalarca kameralara gülümsedikten sonra bu sefer dilini çıkardı. Bu fotoğraf Einstein'ın en ünlü fotoğraflarından biri olmuştur. 19 Haziran 2009'da orijinal fotoğraf bir açık arttırmada 74,324 dolara satılmış ve Einstein'ın en pahalı fotoğrafı olmuştur.

1999'da, ileri gelen fizikçiler Einstein'ı tarihin en büyük fizikçisi seçmişlerdir. Einstein kelimesi, dahileri tanımlamak için kullanılan bir kelimeye de dönüşmüştür.

Einstein ayrıca kurgu eserlerde çılgın bilimadamı tipleri için de bir model olmuştur. Aşırı ifadeli suratı ve farklı saç modeli çoğunlukla taklit edilmiş ve abartılmıştır. Time dergisinin yazarı Frederic Golden'a göre Einstein "bir çizgi romancının gerçeğe dönüşmüş hayaliydi".

50. yaş gününde, George Sylvester Viereck'e verdiği bir röportajda tanrı ve din ile ilgili fikirlerini şu şekilde özetlemiştir:
“ Ben bir ateist değilim. Kendime bir panteist diyebileceğimi düşünmüyorum. İlgili soru bizim kısıtlı akıllarımız için çok geniş. Biz, pek çok değişik dilde kitapla doldurulmuş bir kütüphaneye giren küçük bir çocuğun durumundayız. Çocuk kütüphanedeki kitapları birisinin yazmış olması gerektiğini bilir. Nasıl yazıldıklarını bilmez. Yazıldıkları dilleri anlamaz. Çocuk, kitapların sıralanmasında esrarengiz bir düzen olduğundan şüphe eder, ama ne olduğunu bilmez. Bu durum, bana göre, en zeki insanın bile tanrıya göstereceği yaklaşımdır. Biz, evrenin muhteşem bir şekilde düzenlendiğini ve belirli kanunlara uyduğunu görmekteyiz, ancak bu kanunları çok bulanık bir şekilde anlayabilmekteyiz.

[b]Eserleri[/b]
Bu liste tam bir liste değildir ve göreceli olarak önemli eserlerini içermektedir.

[b]Kitapları[/b]

    Görelilik; Özel ve Genel Kuram: Popüler Bir Yorum, 1920.
    Görelilik’in Anlamı, 1921.
    Tek Atomlu Đdeal Gazların Kuantum Kuramı, 1924.
    Brown Hareketi Kuramı Üzerine Araştırmalar, 1926.
    Siyonizm Hakkında, 1930.
    Niçin Savaş, 1933.
    Gördüğüm Kadarıyla Dünya, Denemeler, 1934.
    Felsefem, 1934.
    Fiziğin Evrimi, Leopold Infield ile birlikte, 1938.
    Otobiyografik Notlar, Denemeler, 1949.
    Denemeler, 1950.

[b]Makaleleri[/b]

    Über Einen die Erzeugung und Verwandlung des Lichtes betreffenden heuristischen Gesichtspunkt (Işığın Oluşumu ve Dönüşümü Üzerine Bir Görüş), 1905.
    Über die von der molekularkinetichen Theorie der Wärme geoforderte Bewegung von ruhenden Flüssigkeiten suspendierten Teilchen (Durağan Bir Sıvı İçindeki Asıltı Parçacıklarının Moleküler Kinetik Kuramı Çerçevesindeki Hareketleri Üzerine), 1905.
    Zur Elektrodynamik bewegter Körper (Hareketli Cisimlerin Elektrodinamiği), 1905.
    Ist die Trägheit eines Körpers von seinem Energieinhalt abhängig? (Bir Cismin Eylemsizliği Enerji içeriğine Bağlı mıdır?), 1905.
    Zur Theorie der Brownischen Bewegung (Brown Hareketi Kuramı Üzerine), 1906.
    Zur Theorie der Lichterzeugung und Lichtabsorption (Işığın Salınımı ve Soğurumu Kuramı Üzerine), 1906.
    Plancksche Theorie der Strahlung und die Theorie der Spezifischen Wärme (Işınımın Planck Kuramı ve Özgül Isı Kuramı), 1907.
    Entwurf einer verallegemeinerten Relativitätstheorie und einer Theorie der Gravitation (Bir Kütle Çekimi Kuramı ve Genelleştirilmiş Görelilik Kuramına Bir Gönderme), 1913.
    Die Grundlagen der allgemeinen Relativitätstheorie (Genel Görelilik Kuramı'nın Temelleri), 1916.
    Quantentheorie der Strahlung (Işınımın Kuantum Kuramı), 1917



 

Voiser