Kendilerine cuma namazı farz olan kişilere, bayram namazları vaciptir. Ancak bayram namazlarında hutbe namazdan sonra okunur ve sünnettir. Hanbelî mezhebinde bir görüşe göre, bayram namazları farz-ı kifâye, Şâfiî ve Mâlikî mezheplerine göre ise müekked sünnettir. Bayram namazlarının ilk vakti, güneşin yaklaşık beş, altı derece yükseldiği zamandır. Bu vakit, güneşin doğuşundan yaklaşık 40-50 dakika sonradır. İşte bayram namazı bu vakitten itibaren başlamak üzere öğle namazına kadar kılınabilir.
Bayram namazları, ikişer rek‘attır. Cemaatle kılınır ve kıraat açıktan yapılır. Ezan ve kâmet okunmaz.
İmam, “Niyet ettim Allah rızası için iki rek’at Ramazan veya Kurban bayramı namazını kılmaya” diye niyet eder. Cemaat de, “Niyet ettim Allah rızası için iki rek’at Ramazan veya Kurban bayramı namazını kılmaya, uydum hazır olan imama” şeklinde niyet eder. Eller yukarı kaldırılıp “Allahu ekber” denerek başlangıç tekbiri alınır. Eller bağlanır ve gizlice “Sübhaneke” okunur. İmam açıktan, cemaat de gizlice “Allahu ekber” diye üç defa tekbir alır. Her defasında eller yukarıya kaldırılıp daha sonra yanlara salıverilir ve her tekbir arasında üç tekbir miktarı durulur. Üçüncü tekbirin ardından yine eller bağlanır, imam gizlice “Eûzü-Besmele”yi okur ve daha sonra Fâtiha ile bir miktar da Kur’ân’dan okur, açıktan “Allahu ekber” diyerek -bilindiği şekilde- rükû ve secdelere gider. Cemaat de gizlice tekbir alarak imama uyar. Sonra tekbir alınarak ikinci rek’ata kalkılır, imam gizlice “Besmele”yi okuduktan sonra açıktan Fâtiha ile bir miktar da Kur’ân’dan okur, tekrar üç defa eller kaldırılarak, birinci rek’atta olduğu gibi tekbir alınır, bu üç tekbirden sonra yine imam açıktan cemaat de gizlice “Allahu ekber” diye tekbir alarak rükû ve secdelere varılır. Daha sonra oturulup “Tahiyyât”, “Allahümme salli-bârik” ve “Rabbenâ âtinâ” duaları gizlice okunarak sağa sola selam verilerek namaza son verilir. Bu duruma göre, her bir rek’atda üç fazla tekbir bulunur ki, bunlar da vaciptir. Hatip, bayram namazından sonra minbere çıkar, oturmaksızın hutbeye başlar, Cumada olduğu gibi iki hutbe sunar. Ancak, bayram hutbelerine tekbir ile başlanır, cemaat de bu tekbirlere hafifçe katılır. Hatip, Ramazan Bayramı hutbesinde cemaate özellikle fitre, Kurban Bayramında ise kurban ile teşrik tekbirleri hakkında bilgi verir.
Cuma hutbesinde sünnet olan hususlar bayram hutbesinde de sünnettir, mekruh olan hususlar da mekruhtur. Bayram namazında birinci rek’atın rükûunda iken imama uyan kişi, bu rükûya yetişeceğine kanaat getirirse, ayakta gizlice başlangıç tekbiri ile bayram tekbirlerini alır ve daha sonra rükûya varır. Rükûyu kaçıracağından korkarsa, başlangıç tekbirinden sonra rükûya varır. Bayram tekbirlerini rükûda iken ellerini kaldırmaksızın alır, imam rükûdan doğrulunca, bayram tekbirlerini bitirmese bile kendisi de kalkar. Artık bitiremediği tekbirler, onun üzerinden düşer. Bayram namazının ikinci rek’atına yetişen kişi, birinci rek’atı kazâ etmek üzere kalkınca, önce gizlice “Besmele” ve Fâtiha sûresi ile bir miktar da Kur’ân’dan okur, sonra yine gizlice bayram tekbirlerini alır ve namazını tamamlar. Bayram namazına hiç yetişemiyen kişi, kendi başına bayram namazını kılamaz, dilerse dört rek’at nâfile namazı kılar, bu bir kuşluk namazı yerine geçer.
Şâfiîler’e göre, bayram namazlarını cemaatle kılmak daha faziletlidir. Ancak bu namaz, onlara göre tek başına hutbesiz de kılınabilir. Bu sebeple, kadınlar ve yolcular da bu namazı kılabilirler.
Hanbelî mezhebine göre de, imam ile kılmayan bir kişinin bu namazı tek başına kazâ etmesi sünnettir. Bayram günlerinde, erken kalkmak, boy abdesti almak, güzel hafif kokular sürünmek, en güzel elbiseler giyinmek, karşılaştığı mümin kardeşlerine karşı güler yüzlü olmak, fazlaca sadaka vermek, bayram gecelerini ibadetle geçirmek müstehaptır.
|