Peygamber Efendimizin fizikî özelliklerine, bunların anlatıldığı edebî eser ve levhalara [b]hilye[/b] denilmektedir. Onun fizikî görünüşü yanında ahlâkî özelliklerine ve bu konuda yazılan eserlere de [b]Şemâil[/b] adı verilmektedir.
Hilye kaynaklarına göre Hz. Peygamber, uzuna yakın orta boylu idi. Başı, insanlar arasında hoş ve güzel sayılacak ölçüdeydi. Yüzünün rengi beyazdı. Gözleri siyah, kaşlarının arası az açıktı. Kirpikleri sık ve uzundu. Sakalı sık, omuzbaşları ve omuzlarının arası geniş, elleri ve ayakları itidal üzere idi. Saçıkumral olup hafifçe dalgalı idi.
Peygamber Efendimiz, güler yüzlüydü. Dinleyenlerin eksiksiz anlayabilmelerini sağlamak amacıyla yavaş yavaş konuşur, daha iyi anlaşılabilmesi için de önemli konuları birkaç kere tekrarlardı. Zaman zaman insanları rahatsız etmeyecek hafif kokular kullanır, ikram edilen çiçekleri kabul ederdi. Gürültü çıkarmadan son derece dikkatli bir şekilde yürürdü, bakışlarıyla kimseyi rahatsız etmezdi. Dizüstü oturur, bağdaş kurar, bazen de uyluklarını karnına çekip ellerini dizlerinin üstüne bağlardı. Geceleyin yatarken, kendisine nimetler veren, ihtiyaçlarını gideren, evinde huzura erdiren Allah’a hamd eder, O’nun adını anarak uykuya yatar, uyandığında da yine Allah’a hamd ve şükreder, dönüşün O’na olacağını söylerdi.
Temizliğe çok önem verir, özellikle ağız ve diş temizliğine dikkat ederdi. Her abdest alışında, o günkü şartlarda bir çeşit diş fırçası sayılan misvakle dişini temizlerdi. Estetiğe, tertipli ve düzenli olmaya önem verirdi.
Peygamber Efendimiz giyiminde titizdi, dağınıklıktan hoşlanmazdı. Ev döşemesi olarak, yaşadığı dönemdeki yaygın eşyayı kullanırdı. Gerek giyim, gerekse ev eşyasında ihtiyacı karşılamaya, sadeliğe, temizliğe ve tertipliliğe özen gösterirdi. Yemekten önce ellerini, yemekten sonra hem ellerini hem de ağzını yıkardı. Yemeğe besmele ile başlar, bitince Allah’a hamd ve şükrederdi. İyice acıkmadan sofaraya oturmaz, karnını tıka basa doldurmadan da sofradan kalkardı. Şartların elvermesi durumunda yemek davetlerine katılırdı. Sofrayı paylaştığı kişilerle hoş sohbet ederdi. Gerek yiyecekler, gerek giyim, gerekse ev eşyasının helâl yollardan kazanılmış para ile alınmış olmasına önem verirdi.
Gündelik hayatta her zaman güler yüzlü, tatlı sözlüydü; kimseyi, üzmez, kimseyi hor görmez ve azarlamazdı. Herkes onun yanında kendisini rahat hissederdi.
“Güleryüz, bütün insanların kolayca anlayabileceği ortak beden dilidir. Peygamber Efendimizin özelliklerinden birisi de güleryüzlü ve tatlı dilli olmasıydı. Bir sahabi onu her gördüğünde güler yüzlü olduğunu ifade ederken, başka bir sahabi Allah Resûlü’nden daha güleryüzlü birini görmediğini söyler. Gerçekten sevgi dolu samimi bir tebessüm, kalpleri fetheden değerli armağandır. Bunun içindir ki Peygamber Efendimiz, din kardeşini güleryüzle karşılamanın ve güzel söz söylemenin de sevap kazandıran bir iyilik olduğunu müjdelemiştir.”
(Çetin, A. (2006). Örneklerle Peygamberimiz, İstanbul).
|