Dersler => 4. Sınıf Türkçe => 4. Sınıf Tüm Dersler => 4. Sınıf Türkçe Konu Anlatımı => Konuyu başlatan: Uyanan Gençlik - 09 Ocak 2011, 18:30:47

Başlık: 4.Sınıf Dil Bilgisi Konuları
Gönderen: Uyanan Gençlik - 09 Ocak 2011, 18:30:47
CÜMLE         

         Acılarımızı,  sevinçlerimizi, çeşitli duygu ve düşüncelerimizi cümlelerle anlatırız. Birtakım sözcükleri söylemek veya yazmak, dilek ve isteklerimizi anlatmaya yetmez. Bunları anlatabilmek için çeşitli biçimlerde ve uzunluklarda cümleler kurmamız gerekir.

         Cümle sözcüklerden meydana gelir. Sözcükler cümle içinde anlam kazanır. Edirne demek, bayrak demek, anlamak demek yetmez. Bu sözcüklere anlam kazandırabilmek için, onları cümle haline getirmek gerekir. Öyleyse, bir amacı tam olarak anlatabilmek için bu söz-cükler birtakım kurallara göre sıralanmalıdır.


 Çokları onu çok seviyor.  söz dizisi bir duyguyu;

 Anlattıklarını çok tatlı anlatıyor.  söz dizisi bir düşünceyi;

 Ellerini üstüne sürme.  söz dizisi bir isteği;

 Arkadaşlarım Ankara'ya gidecekler. Söz dizisi de bir haberi tam olarak bildiriyor.
Bu söz dizileri birer cümledir.
           

( . ) NOKTA İŞARETİNİN KULLANILDIĞI YERLER


Çoban, keçilerini otlağa götürmüş. Çalışıyorum.

Prof. Dr. İlhan YENER

P.T.T.
T.C.D.D.
S.S.K.

30.09.1997    

23. 04.1920

Saat 18.30

22.836.564,58

1. (birinci), 2. ( ikinci), 5. (beşinci), 8. ( sekizinci)

Noktalama işaretleri (http://uyanangenclik.com/index.php?topic=8061.msg31995#msg31995)

Başlık: Cümlenin Temel Öğeleri
Gönderen: Uyanan Gençlik - 09 Ocak 2011, 18:39:50
CÜMLENİN ÖĞELERİ:

Bir duyguyu, bir düşünceyi, bir isteği ya da haberi; kısaca, bir amacı tam olarak anlatan söz dizilerine cümle denir.

Bir cümlede iki temel öğe vardır. Bunlar, yüklem ve öznedir.


CÜMLENİN TEMEL ÖĞELERİ

YÜKLEM
                       
Yapılan bir işi, hareketi; meydana gelen bir oluşu bildiren sözcükler, cümlede yüklem olur.
- Çoban, keçilerini dağa götürmüş.
- Yaban keçileri dağı bulunca dağılıp kaçıvermiş.
- Sen, her zaman arkadaşını görünce gülersin.
   
ÖZNE
     
Bir iş, bir hareket, bir oluş, bir varlık olmadan meydana gelebilir mi?

ÖRNEKLERİ İNCELEYİNİZ.

Çoban, keçileri dağa götürmüş.( Bu cümlede, götürme  işini yapan kimdir?  ............................................ ..)
Yaban keçileri dağı bulunca, dağılıp kaçıvermiş. ( Kaçma hareketini gerçekleştiren  .......................................)
Sen, her zaman arkadaşını görünce gülersin.( Gülme durumu kimin tarafından yapılıyor? ...............................)
Ertesi gün bir fırtına çıkmış. (Çıkma eylemini gerçekleştiren     .........................................................................)
                 
Bu örneklerde olduğu gibi, cümlede yüklemin gösterdiği işi yapan varlığa özne denir.

Cümlede özneyi bulabilmek için yükleme kim, kimler? Ne, neler? soruları sorulur.
Alınan cevap öznedir.
                                           
 Not: Bazı cümlelerde özne söylenmez, buna gizli özne denir.

Özne ile yüklem cümlenin temel öğeleridir. Bunlar olmadan cümle kurulamaz.


Cümle Oluşturma Oyunu: Oyna (http://uyanangenclik.com/index.php?topic=9192.0)
Başlık: Cümlenin yardımcı Öğeleri - Tümleçler
Gönderen: Uyanan Gençlik - 09 Ocak 2011, 18:51:31
CÜMLENİN YARDIMCI ÖĞELERİ

TÜMLEÇLER
     
Tümleç sözcüğünün sözlük anlamı tümleyen,tamamlayan demektir.

Cümlede ise yüklemin anlamını türlü yönlerden belirleyen, anlamını daha belirginleştiren öğelere denir.

Tümleç çeşitleri: Nesne, dolaylı tümleç, zarf (belirteç) tümleci.


NESNE (DÜZ TÜMLEÇ)
       
Aşağıdaki cümlelerin özne ve yüklemlerini bulunuz.

Babası Mehmet'i götürdü.         
Arkadaşımdan kitap aldım.         
Uzakta, ta ötelerde ağaç kümeleri gördüler.

Bu cümlelerde öznenin yaptığı işten başka varlıklar etkileniyor mu?
Cümlelerin üzerinde gösteriniz.

Nesneler, yapılarına göre iki türlüdür: Belirtisiz nesne, belirtili nesne.

BELİRTİSİZ NESNE   
       
Yalın durumdaki nesnedir. Belirtisiz nesne hiç bir zaman durum takısı almaz ve anlam bakımından belirsiz bir varlığı ya da niteliği gösterir. Belirtisiz nesneyi bulabilmek için yükleme ne ?, neler ? soruları sorulur.
       
Aşağıdaki cümlelerde yüklem, özne ve belirtisiz nesneyi bulunuz.

Bana mektup göndermiş.           
Kitaplar, defterler, kalemler getirdi.               
Derme çatma evler yaptılar.


BELİRTİLİ NESNE

-i durum takısı almış olan nesnedir. Belirtili nesne, anlam bakımından, belirli bir varlığı ya da niteliği gösterir.
Belirtili nesneyi bulmak için, yükleme kimi?,kimleri? Ya da neyi?, neleri? Soruları sorulur.

Bugün arkadaşımı gördüm.       
Kardeşlerimi severim.           
Defterimi unuttum.           
Kitaplarını bana ver.

DOLAYLI TÜMLEÇ         

Ahmet bugün okula geldi.
O, kitaplarını bana verdi. 
Mehmet pencereye bakıyordu.   
Arkadaşım eve gitti.

Bu cümlelerde gelme, verme, bakma, gitme eylemlerinin yöneldiği tarafları belirleyen sözcükler hangileridir?
Bahçede koşuyordu.       
Ödevlerini evde yapar.         
Üç yılda mezun oldu. 
Sınıfta oturuyordu.

Bu cümlelerde eylemin yapılma yerini, yapılma sınırını hangi sözcükler bildiriyor?
Evden o halde çıktım.               
Fırtınadan ürperir.                   
Babam işten geldi.

Eylemin çıkış noktasını, başlangıcını bildiren sözcükler hangileridir?

Adların -e, -de, -den durum takılarını alarak yüklemin anlamını yönelme (yön), kalma (yer), çıkma(başlangıç) ilgi-leriyle tamamlayan cümle öğelerine dolaylı tümleç denir.
   
Cümle içinde dolaylı tümleci ararken yükleme,
Nereye?, Nerede?, Nereden?,Kime?,Kimde?, Kimden?
soru-ları sorulur.


ZARF TÜMLECİ (BELİRTEÇ TÜMLECİ)

Aşağıdaki cümleleri, karşılarındaki sorulara cevap olabilecek sözcük veya sözcük gruplarıyla tamamlayınız.
Ben .................... ders çalıştım.       (Ne zaman?)             

Arabayı ....................  kullanıyorsun.     (Nasıl?)

Bugün ............ gezdim.                (Ne kadar?)                   

Adam .......................... yürüdü.             (Nasıl?)

Vermiş olduğunuz cevaplar yüklemin anlamını hangi yönlerden tamamlamaktadır?

O halde yüklemin anlamını tamamlayan cümle öğesine zarf tümleci denir.


EDAT (İLGEÇ)TÜMLECİ

Yükleme sorulan Niçin?, Ne gibi?, Ne ile?........vb sorularına cevap veren tümleçtir.

Anlamadığı için tekrar sordu. (Niçin sordu?)                       

Adam arabayla geldi. (Ne ile geldi?)       

Yüzü ölü gibi olmuştu. (Ne gibi olmuştu?)                 

Eve doğru gidiyordu. (Nereye doğru gidiyordu?)               
Başlık: Sözcük,Hece,Ses,Harf,Alfabe Nedir?
Gönderen: Uyanan Gençlik - 09 Ocak 2011, 19:02:15
SÖZCÜK (KELİME), HECE, HARF, ALFABE

SÖZCÜK:

Aşağıdaki sözcüklerin anlamlarını karşılarına yazınız ve bu sözcükleri birer cümlede kullanınız.

Okul          : ...

Öğretmen  : ...

Öğrenci     : ...

Fakat         : ...

Ve             : ...
   

Nasıl bir sonuca ulaştınız?
Demek ki kendi başına anlam taşıyan veya cümle içinde bir anlam kazanan birim.


HECE:

Okullar, şimdi, ardındakiler sözcüklerini yavaş yavaş söyleyiniz.
Bu sözcükleri bir defada söylenebiliyor mu-yuz?
Her sözcükte ağzımız kaç kez hareket ediyor?
o-kul-lar,           
şim-di,             
ar-dın-da-ki-ler

O halde Hece: ağızdan bir çırpıda çıkan bütün seslere hece denir.
Bu sesler anlamlı ve ya anlamsız olabilir. Örneğin; ab, ac, ad, ba, be, bi, ca, ce, ci gibi v.s çoğaltılabilir.

Aşağıdaki her sözcüğü hecelere ayırınız.
Bu hecelerin nasıl oluştuklarını inceleyiniz.
                             
Oku, aslan, üsttekiler yurttaş,bilimsel

Bir sesten oluşanlar                                                           :
Sessiz + sesli biçiminde iki sesten oluşanlar                     :
Sesli   + sessiz biçiminde iki sesten oluşanlar                   :
Sessiz + sesli + sessiz biçiminde üç sesten oluşanlar        :
Sesli + iki sessiz biçiminde üç sesten oluşanlar                :
Sessiz + sesli + iki sessiz biçiminde dört sesten oluşanlar :
En kısa ve en uzun hece kaç sesten meydana geliyor?

Ünlü (sesli) harf olmadan hece kurulabilir mi?

Ünlü harfler olmadan hece kurulamaz.


SES

Ciğerlerden gelen hava, ses yolunda birtakım engellere (ses kirişi, dil, diş, damak..vb) çarparak çıkar Bu hava, çarptığı engellerde bir titreşim meydana getirir. İşte bu titreşim sonucu ses oluşur.


HARF

     Sesler kalıcı değildir. Bunlar söylendikten bir süre sonra unutulup gider. Bunun bilincine varan insanoğlu, söy-lediklerinin kalıcı olması için her sese bir işaret bulmuştur. İşte seslerin bu işaretlerine harf denir.
     Türkçe sözcükleri, heceleri söyleyebilmek için yirmi dokuz ses yeterli görülmüş ve bu yirmi dokuz sese karşılık yirmi dokuz tane de harf belirlenmiştir.

Bu harflerin hepsine birden alfabe adı verilir.
Türkler, bugüne kadar, sırasıyla GÖKTÜRK, UYGUR, ARAP alfabelerini kullanmışlardır.

Atatürk, Arap harfleriyle okuyup yazmanın zorluğunu gördüğü için,
Batılıların da kullandığı Lâtin harflerinden meydana gelen bugün kullandığımız alfabenin kabul edilmesini sağlamıştır.

Biz, 1928 yılından beri, bu alfabeyi kullanıyoruz.
Başlık: Sesteş,Eşanlamlı Sözcükler
Gönderen: Uyanan Gençlik - 09 Ocak 2011, 19:11:46
SÖZCÜKLERİN ANLAM ÖZELLİKLERİ

Sözcük nedir?

Aşağıdaki sözcükleri duyduğunuzda aklınıza gelen ilk anlamı karşılarına yazınız.

Göz: .........................................................
Burun: ......................................................
Baş: ......................................................... 
El      : .....................................................
   

Her sözcük, başlangıçta bir şeyi, bir anlamı belirtmek için meydana getirilmiştir.
Her sözcüğün başlangıçta-ki bu anlamına temel anlamı veya ilk anlamı denir.

Bu sözcüklerin bu anlamlarının dışında başka anlamları da var mı?
Bulabildiğiniz anlamları sözcüklerin karşılarına yazınız ve o anlamlarıyla birer cümlede kullanınız.

Göz    :.............................................................................

Burun : ............................................................................

El       : .............................................................................

Baş     : ............................................................................

Sözcüğün anlamını çoğaltmak, ona yeni anlamları belirtme görevi yüklemek demektir. Böyle birden çok anlamı belirten sözcüklere çokanlamlı sözcükler denir.


SESTEŞ (EŞŞESLİ) SÖZCÜKLER

   
Aşağıdaki cümlelerde koyu harflerle yazılmış olan sözcüklerin anlamlarını karşılarına yazınız. Bu sözcükleri kökle-ri, anlamları, yazılış ve okunuşları yönünden inceleyiniz.

Bayrağımızın iki renginden biri aldır.

Bir kitap aldır.                                   

Bir yerin kesildiği zaman kanar.   
   
O duyduğu her şeye kanar.           

Gül, gülünce yüzünde güller açar.       

Demli bir çay içelim.           
               
Çayı görmeden paçaları sıvama.         

Ata sporunda ata binmek önemlidir.   

Yazılışları ve okunuşları aynı ancak anlamları farklı olan sözcüklere Sesteş(eşsesli) sözcükler denir.

Geniş Bilgi için incele (http://uyanangenclik.com/index.php?topic=7787.msg31490#msg31490)


EŞANLAMLI (ANLAMDAŞ) SÖZCÜKLER


Söylev, atılış, bahtiyar, mesut, gücenmek, siyah, küsmek, kırılmak, fena, heyecan Bu sözcüklerden aşağıdaki sözcüklerle aynı anlamda olan sözcükleri bulup aşağıdaki sözcüklerin karşılarına yazınız.

Kötü:......................
kara :.....................
mutlu :...................
coşku :....................
nutuk:....................
.hamle:..................
darılmak:...............
   
Bu sözcüklerin yazılış ve okunuşları aynı mı?

O Halde Eşanlamlı Sözcükler:
Yazılışları ve okunuşları farklı olmasına rağmen aynı anlamı karşılayan sözcüklerdir.


Geniş Bilgi için incele (http://uyanangenclik.com/index.php?topic=7783.msg31486#msg31486)
Başlık: Zıt Anlamlı Sözcükler - Mecaz Anlam - Terim Anlam - Deyim Anlam
Gönderen: Uyanan Gençlik - 09 Ocak 2011, 19:24:17
ZIT (KARŞIT) ANLAMLI SÖZCÜKLER:

Gülmek, üzülmek, üzüntü, ileri, aşağı, beyaz, az, güzel, dolu, iyi, çalışkan, akıllı
 Bu sözcüklerden anlam yönünden aşağıdaki sözcüklerin tersi olan sözcükleri bulup aşağıdaki sözcüklerin karşısına  yazınız.

Geri: ........................
Deli: ......................
Tembel: .........................
Sevinç: .....................
Yukarı: ..............
Sevinmek: ..............................
Ağlamak: ..........................
Siyah: ........................
Boş: ..........
Çok: ............
Çirkin     : ...............................
Kötü      : ..........................

Anlamları, birbirine karşıt olan sözcüklere karşıt anlamlı sözcükler denir.


Geniş Bilgi için Bakın (http://uyanangenclik.com/index.php?topic=7784.0)


SÖZCÜĞÜN SÖZLÜK VE MECAZ ANLAMI


Her sözcüğün sözlükte belirli bir anlamı vardır.
Anlatımda sözcükleri sözlükteki anlamlarıyla kullanırız

Gül hepimizin sevdiği bir çiçektir. Bu cümlede gül bir bitkidir. Sözlük anlamıyla kullanılmıştır.

Adam aç ve yorgundu.Bu cümlede aç sözcüğü hangi anlamda kullanılmıştır?
Bu anlam sözcüğün asıl (ilk) anlamı mıdır?
   
Sözcüklerin sözlükte belirtilen anlamlarıyla kullanılmasına sözcüğün sözlük anlamı denir.

Geniş Bilgi için Bakın (http://uyanangenclik.com/index.php?topic=7779.0)
   

Aşağıdaki cümlelerde koyu harflerle yazılan sözcüklerin hangi anlamda kullanıldıklarını yazınız.
 
Gülü seven dikenine katlanır. .......................

Ne aç adam. .........................................

Üzüm üzüme baka baka kararır......................

Ayağını çıkar. ..................................................


Sözcüklerin sözlükte belirtilen asıl anlamından başka anlamda kullanılmasına mecaz anlam denir.


Geniş Bilgi için Bakın (http://uyanangenclik.com/index.php?topic=7781.0)


SÖZCÜKLERİN TERİM ANLAMI

Bazı sözcükler bir bilim, meslek ve sanat dalıyla  ya da bir konu ile ilgili özel bir kavramı belirtir.
   

Aşağıdaki sözcüklerin hangi bilim, sanat veya meslek dalıyla ilgili olduğunu karşılarına yazınız.

Roman, öykü, şiir, masal, destan, makale, tiyatro                         : .................................................................

Uyak, dize, kıta, beyit                                                                  : .................................................................

Dram, trajedi, komedi, sahne, perde, dekor                                  : .................................................................

Basınç, hız, elektrik, ışık                                                              : .................................................................

Artı, eksi, toplama, çıkarma, çarpma                                            : .................................................................

Dağ, ova, deniz, göl, kent, köy                                                    : .................................................................


Bir bilim, sanat, spor, askerlik ya da meslek dalıyla ilgili özel ve belirli bir kavramı anlatan sözcüklere Terim Anlam denir.

Geniş Bilgi için Bakın (http://uyanangenclik.com/index.php?topic=7782.0)


SÖZCÜKLERİN DEYİM ANLAMI


Deyim, iki ya da daha fazla sözcüğün gruplaşarak sözlük anlamından başka (mecaz) anlamda, kalıplaşmış biçimde kullanılan söz gruplarıdır.

Aşağıdaki cümlelerde bu tanıma uyan söz gruplarını bulup hangi anlamda kullanıldıklarını yazınız.

Bu sözlerinle yüreğime su serptin. ..............................

O, gözünü budaktan sakınmaz bir delikanlıydı. .....................................

Onu görünce dizlerinin bağı çözüldü. ......................

Nihayet baklayı ağzından çıkardı.  ..............................

Arkadaşına el ediyordu.  ...........................................................

Her anne çocuğunu bağrına basar.  ....................................


Geniş Bilgi için Bakın (http://uyanangenclik.com/index.php?topic=7859.0)
Başlık: Türkçede Sesler - Büyük ünlü Uyumu
Gönderen: Uyanan Gençlik - 09 Ocak 2011, 20:11:09
TÜRKÇE’DE SESLER VE HARFLER

Türkçe’de 29 tane ses vardır. Bu sesleri karşılayan, onların sembolleri olan 29 tane de harf vardır.

Alfabemizdeki harfleri sırasıyla aşağıdaki boşluğa yazınız...............
   
Bu seslerden hangileri tek başına söylenebiliyor? ..............

Tek başına söylenemeyen sesler hangileridir?       ..................


Tek başına söylenebilen harflere ünlü(sesli), tek başına söylenemeyen harflere de ünsüz(sessiz)
harfler denir.
     

ÜNLÜ HARFLER VE ÇEŞİTLERİ

ÜNLÜ HARFLER:

a, e, ı, i, o, ö, u, ü (8 tane)
   

              DÜZ       YUVARLAK

         GENİŞ    DAR      GENİŞ      DAR

KALIN   a     ı         o        u

İNCE    e     i         ö        ü


ÜNLÜ HARFLERLE İLGİLİ KURALLAR


   A : BÜYÜK ÜNLÜ UYUMU :

Aşağıdaki sözcüklerde bulunan ünlü (sesli) harfleri kalınlık incelik bakı-mından inceleyiniz.

 SO - RU - LA - RI - MIZ  ,  BA - KIM - SIZ - LIK ,  ÖY - KÜ - LE - Rİ - MİZ ,  SÖY - LEN - Tİ - LER

Nasıl bir sonuca ulaştınız? ..........

Türkçede bir sözcüğün birinci hecesinde kalın (ağzın ön tarafından çıkan) bir ünlü (a, ı, o, u) bulunuyorsa,
diğer hecelerdeki ünlüler de kalın; ince (ağzın ön tarafından çıkan) bir ünlü (e, i, ö, ü) bulunuyorsa diğer hecelerdeki ünlüler de ince olur: adım, ağız, ayak, boyunduruk, burun, dalga, dudak, duvak, kırlangıç; beşik, bilezik, gelincik, gözlük, üzengi, vergi, yüzük gibi. Buna büyük ünlü uyumu adı verilir.

Dilimizdeki ekler, sözcüğün son ünlüsüne uyar; sözcüğün son ünlüsü nasılsa, gelen ekin ünlüsü de öyle o-lur. Bu özellik büyük ünlü uyumuna uymayan sözcükler için de geçerlidir:

      Çiçek - lik ,  çocuk - lar  ,  çiçek - ler  ,  misafir - e  , misafir - ler  ,  derman - sız
   
NOT : Aşağıdaki sözcükleri inceleyiniz. Aynı özellik bu sözcüklere getirilen eklerde de var mı?

Görüş - (ü) yor  ,  bakar - ken  , akşam -leyin  , yarın - ki  , ekşi - mtırak , meslek - taş  , dayım -gil
Bu ekleri başka sözcükler üzerinde deneyiniz.


Bu ekler, ünlüleri değişime uğramadan, sözcüğe olduğu gibi eklenir. Böylece büyük ünlü uyumuna aykırı kullanımlar ortaya çıkar.


BÜYÜK ÜNLÜ UYUMU İLE İLGİLİ ÖZELLİKLER

a)    Tek heceli sözcüklerde büyük ünlü uyumu aranmaz:
                                bu , baş , dört , tank

b)    Aslı Türkçe olan ancak zamanla ünlüleri söyleyişle değişen az sayıdaki sözcük büyük ünlü uyumuna uy-maz.
                  Ana          anne                        alma   ---   elma                        karındaş------ kardeş
                 ınanmak-- inanmak                  şışman---   şişman                       kangı     -----  hangi

c)    Büyük ünlü uyumuna aykırı sözcükler dilimize yabancı dillerden gelmiştir.
                 İnsan   , dünya,    gazete,   sinema...... gibi.

d)    Kimi yabancı sözcükler, dilimize girdikten sonra uyuma girmiştir.
        Divar----- duvar,  zeytun-------- zeytin ...... gibi.

e)    Bileşik sözcüklerde büyük ünlü uyumu aranmaz. Gerekirse bileşik sözcüklerde uyum, bileşiği oluşturan sözcüklerde ayrı ayrı aranır.
               
Gece + kondu, bilgi + sayar,  deli + kanlı ..... gibi.
Başlık: Küçük Ünlü Uyumu
Gönderen: Uyanan Gençlik - 09 Ocak 2011, 20:53:06
KÜÇÜK ÜNLÜ UYUMU

Bir sözcüğün ünlülerinin düzlük-yuvarlaklık, genişlik- darlık yönünden uyumudur
Bu uyum iki biçimsel özellik gösterir:
     
1- Bir sözcüğün ilk hecesinde düz ünlü ( a, e, ı, i ) varsa, diğer hecelerdeki ünlüler de düz olur:
                   d i n l e y i c i              k ı z a r m a
           
Not : Bu uyumu ararken öncelikle sözcüklerin büyük ünlü uyumuna uyup uymadığına bakılmalıdır.
   
Aşağıdaki düz ünlülerden sonra hangi ünlülerin gelebileceğini karşılarına yazınız.
                   
A :  ....................,         
e :    .........................  ,   
ı :    ............................    ,   
i :         ..........................
     
2- Bir sözcüğün ilk hecesinde yuvarlak bir ünlü (o, ö, u, ü) varsa, bundan sonra gelen hecelerin ünlüleri ya düz- geniş ( a, e ) ya da dar- yuvarlak ( u, ü) olur.
Bu uyumu ararken de yine büyük ünlü uyumuna uyup uymadığına bakılmalıdır.

 O’ dan sonra u, a  ,   
Ö’ den sonra ü, e ,     
U’ dan sonra  u, a   ,   
Ü’ den sonra  ü, e ünlüleri gelir.

Aşağıdaki sözcükleri inceleyiniz.
   
S o r u,  o d a  ,  g ö c e k   , ö k s ü z  ,   k u r u   ,  b u d a k    ,    b ü y ü k    ,    g ü n e ş   
   
Not : Bir sözcükte küçük ünlü uyumu aranırken, her hecenin kendinden sonraki heceyle uyumlu olup olmadığına bakılmalıdır.
           
 “Oğulları, boyacı, ufaklık” sözcüklerini bu şekilde inceleyiniz.
   

EKLERİN KÜÇÜK ÜNLÜ UYUMU İLE İLGİLİ BAZI ÖZELLİKLERİ

     * - (i)yor  eki, hiçbir zaman küçük ünlü uyumuna girmez:       
                                      u y u - y o r,  g e l - l - y o r ,  y a z - ı - y o r,   g ö r - ü - y o r
     *  Büyük ünlü uyumuna aykırı olan -ki eki son hecesinin ünlüsü “ü” olan sözcüklerde küçük ünlü uyumuna girer:   
                                                           bugün - kü   ,   dün - kü


TÜRKÇE SÖZCÜKLERİN KÜÇÜK ÜNLÜ UYUMU İLE İLGİLİ ÖZELLİKLERİ
   
 *  “o,ö” ünlüleri, Türkçe sözcüklerin yalnızca  ilk hecelerinde  bulunur:
                   
 ö l ü m,   k ö m ü r ,    o d u n ,    d o l u
     
Öteki hecelerinde “o,ö” ünlüleri bulunan sözcükler,yabancı dillerden gelmiştir. Bu sözcükler küçük ünlü uyumuna uymaz:
         
o t o b ü s  ,   s a l o n   ,   h o r o z    ,   d o k t o r .... gibi.
   
 *  Türkçe’de içinde “b,m,v” ünsüzleri bulunan sözcüklerin bir bölümü küçük ünlü uyumuna uymamaktadır:
         
k a b u k,  y a ğ m u r ,   y a m u k ,  y a v u z ,  k a v u n ,  k a v u r m a k ... gibi.
     
*  Küçük ünlü uyumuna aykırı sözcükler yabancı dillerden gelmiştir:
         
k a b u l ,  m ü h i m ,  m ü z i k  ,  a l k o l
     
*   Bileşik sözcüklerde küçük ünlü uyumu aranmaz: eğrelti + otu,  Çukur + ova,  Kızıl + ay, dedi + kodu


ÜNLÜLERE İLİŞKİN SES OLAYLARI
     
1- ÜNLÜ (HECE) DÜŞMESİ :
Dilimizdeki kimi sözcükler çekimlenirken ya da türetilirken ünlülerinden birini yitirir; bu ses olayına ünlü düşmesi ( hece düşmesi) denir.
     
 Sözcüklerdeki bu ses düşmesi değişik nedenlerden kaynaklanır:
     
*  İki heceden oluşan bazı  sözcüklerin sonuna, ünlü ile başlayan bir ek getirildiğinde, ikinci hecedeki ünlü harf düşer.
     
Aşağıdaki sözcüklere ünlü ile başlayan birer ek getiriniz.

       Alın : ............. , 
boyun : .................. ,
oğul  : .................... ,
göğüs : .................... ,
burun : .................
emir : ............. , 
sabır   : .................. ,
keşif : ..................... ,
akıl    : ....................
     

*  Bazı fiillerden “-i , -im , -inti , -ik , -il” yapım ekleriyle yeni sözcükler türetilirken fiillerin ikinci hecelerindeki dar ünlüler düşer.
     

Aşağıdaki sözcüklere bu eklerden uygun olanını getiriniz.
        Devir : ...................... , ayır : ...................... , sıyır : ............................ , savur : ...............

*  Bazı adlardan -le ekiyle fiil türetilirken sözcüğün son hecesindeki ünlü düşer:
     
 yumurta  - la : ...................................... ,  koku  - la : ............................... ....., sızı  - la  : ................
     

*  “Sarı” sıfatından “-er” ekiyle fiil türetirken ikinci ünlünün düştüğü görülür: Sarı -ar : ...................................
   
 *  Bazı sözcüklerin iç seslerinde ünlü düşmesi olur. Bunlar yazıda her iki biçimiyle de gösterilebilir:
       
şurada - şurda , dışarıda - dışarda , ileride - ilerde , nerede - nerde , satılık - satlık ..... gibi.
     
*  Ünlü ile biten bir sözcük ünlü ile başlayan başka bir sözcükle birleşirken ünlülerden biri düşürülür. Bu ses olayına “aşınma” denir:
         
Kahve + altı : ......................... ,  ne  + için : .................... ,  ne  + asıl : ...................... , ne + edeyim : ...........................
     

*  Kimi bileşik sözcüklerde, sözcük içindeki benzer hecelerden ya da ünlülerden biri, birkaçı düşer. Bu türden hece düşmesi olayına “orta hece yitimi” denir:
   
Pazar + ertesi : ....................... , Cuma + ertesi : ......................... , posta + hane : ...................... , biri + birine: ................
 

2 - ÜNLÜ DARALMASI :
“- yor” eki eklendiği sözcüklerin sonundaki “a ,e” geniş ünlülerini darlaştırarak onları “ı,i,u,ü”  ye
 dönüştürür. Bu ses olayına “ ünlü daralması” denir:
         
sakla  + yor  : ......................... ,
dile + yor : ......................... ,
kutla + yor : .......................... ,
bekle + yor : ...................
 
Başlık: Ynt: 4.Sınıf Dil Bilgisi Konuları
Gönderen: Uyanan Gençlik - 09 Ocak 2011, 21:03:16
YAPILARINA GÖRE SÖZCÜK TÜRLERİ

Basit Sözcükler

Yapım eki almamış, kök durumundaki sözcüklere “basit sözcük” denir.

Kök durumundaki sözcüklere çekim eki geldiğinde, sözcüğün yapısında bir değişme olmaz.
diş                 dişler    (diş – ler)               dişlerim    (diş – ler – im)
basit              basit       K    ç.e.                 basit        K    ç.e.  ç.e.

kork–             korkmuşlar    (kork – muş – lar)
basit                   basit           K      ç.e.    ç.e.


UYARI: Yalnızca çekim eki almış sözcükler basit sözcüktür.
Defterler, gelmiştiniz, odalarda...


Türemiş Sözcükler


Yapım eki getirilerek türetilen yeni anlamlı sözcüklere “türemiş sözcük” denir.
Türemiş sözcükte en az bir tane yapım eki bulunur.
Türemiş sözcüklere “gövde” de denir.

NOT: Türemiş sözcüklerde, sözcüğün kökü ile gövdesi arasında mutlaka bir anlam ilgisi olmalıdır.

kök  +  yapım eki            Kök  +  yapım eki  +  yapım eki …
türemiş sözcük                         türemiş sözcük
     (gövde)                                    (gövde)

şarkıcı          (şarkı–cı)
soygun         (soy–gun)
örtülü            (ört–ü–lü)
görüştür–      (gör–üş–tür–)
sızla–           (sızı–la–)
sessizlik       (ses–siz–lik)
kırılgan          (kır–ıl–gan)
Türkçe          (Türk–çe)
kulaklık         (kul–ak–lık)
susa–           (su–sa–)
şakalaş–       (şaka–laş–)
çınlat–          (çın–la–t–)

UYARI: Bir sözcüğün türemiş sayılabilmesi için; kök ile gövde arasında bir anlam bağının bulunması gerekir.


ÖRNEK:
YOL      : Bir yere gitmek için geçilen yer.          (Basit)

YOLCU: Yola  giden kimse                                (Türemiş) Kök ile gövde arasında anlam bağı var.

ÖRNEK:
“BALIK” sözcüğü türemiş değildir.
“BAL” ile  “BALIK” arasında anlam bağı yoktur.


Birleşik Sözcükler:


Yeni bir kavramı karşılamak üzere, birden fazla sözcüğün bir araya gelip kaynaşmasıyla oluşan sözcüklere “birleşik sözcük” denir.

* Tür kayması yoluyla oluşan birleşik sözcükler
biçerdöver, uyurgezer (insanlar)

* Ses değişimi yoluyla oluşan birleşik sözcükler
cumartesi  (cuma ertesi), kahvaltı  (kahve altı), sütlaç  (sütlü aş), niçin (ne için), nasıl (ne asıl)

* Anlam kayması yoluyla oluşan birleşik sözcükler

Birinci sözcük anlamını kaybeder.
sivrisinek, köpekbalığı, ateşböceği, Eskişehir

İkinci sözcük anlamını kaybeder.
Kafatası, gökkuşağı, gözbebeği, gökyüzü

Her iki sözcük anlamını kaybeder.
hanımeli (çiçek), keçiboynuzu (bitki), aslanağzı (çiçek), suçiçeği (hastalık), akbaba (kuş)

Birleşik sözcükler belirtisiz ad tamlaması biçiminde olabilir.
gökkuşağı, hanımeli, aslanağzı, atasözü

Birleşik sözcükler sıfat tamlaması biçiminde olabilir.
Eskişehir, Uludağ, Akdeniz, sivrisinek, kırkayak, boşboğaz, açıkgöz, pisboğaz

Birleşik sözcükler ad + fiil biçiminde olabilir.
bilgisayar, uçaksavar, vatansever, imambayıldı, gecekondu, ağaçkakan, ateşkes, mirasyedi, gökdelen

Birleşik sözcükler fiil + ad biçiminde olabilir.
yanardağ, atardamar, akarsu

Birleşik sözcükler fiil + fiil biçiminde olabilir.
tutkal, çekyat, kapkaç, biçerdöver, uyurgezer

Birleşik sözcükler yansıma sözcüklerden oluşabilir.
gırgır, civciv, cızbız, hırgür, dırdır
Başlık: Cümlede Vurgu
Gönderen: Uyanan Gençlik - 09 Ocak 2011, 21:22:40
Konuşur ya da okurken cümle içindeki bazı sözcükleri diğer sözcüklerden daha baskılı daha şiddetli bir ses tonuyla söyleriz. Aynı şekilde bir sözcüğü de söylerken hecelerden birini diğerlerinden daha baskılı söyleriz.

Konuşur veya okurken sesimizin hep aynı şiddette olmadığını aşağıdaki cümle ve sözcükler üzerinde deneyerek görünüz.
   
Bugün okula arkadaşım geldi.

Buna göre vurgu,"cümle vurgusu" ve "sözcük vurgusu" olmak üzere ikiye ayrılır.   


1- SÖZCÜK VURGUSU      :


İkiden fazla heceli yer adlarında vurgu sondan başa doğru en güçlü hecede olur.
Güçlü hece ................................................ veya sonu .......................biten hecedir.

Aşağıdaki sözcüklerin vurgulu hecelerini belirledikten sonra karşılarındaki ekleri geti-rerek yeniden okuyunuz.
         
Kapı -cı    (kapıcı),  otur-sa   (otursa),   koşacak-tı    ( koşacaktı)

Nasıl bir değişiklik oldu? 

 "-me,-mi, -im,-sin,-dir,-iz,-siniz" eklerinde ve "ile,ise,idi,imiş,iken" sözcüklerinin ek biçimlerinde de aynı durumun olup olmadığını bu ekleri değişik sözcüklere getire-rek deneyiniz.

   Bu ekler vurgu almaz.

Not:

ek heceli kelimelerde vurgu aranmaz.

İki heceli kelimelerde vurgu genellikle son hecede olur.
Osman , Okul , Kapı

Pekiştirme ekleri alan kelimelerde pekiştirme ekleri vurguludur.
Dümdüz, Sapsarı, Masmavi

Birleşik sözcüklerde vurgu birimi sözcük üzerindedir.

Anayasa, Hanımeli

İki heceli yer adlarında vurgu ilk hecededir. Sinop, Urfa


2- CÜMLE VURGUSU    :


Aşağıdaki cümlelerde önemle belirtilen durumu karşıları-na yazınız.
Hangi sözcüklerin daha şiddetli okunduğunu belirtiniz.

Ben bugün köye gidiyorum. Önemle belirtilen .............................................
Ben köye bugün gidiyorum. Önemle belirtilen .............................................
Bugün köye ben gidiyorum. Önemle belirtilen .............................................
   
O Halde Cümlede Vurgu:
Bir cümlede bir sözcüğün diğerlerine oranla daha baskın söylenmesidir.

Bir cümle fiil cümlesi ise vurgu yükleme en yakın sözcüktedir.

Yarın Ankara'ya otobüsle gideceğiz.(Araç kavramı vurgulanmış)

Yarın otobüsle Ankara'ya gidiyoruz. (Yer)
Başlık: Zamirler - Zamir Türleri
Gönderen: Uyanan Gençlik - 09 Ocak 2011, 21:47:19
“Erol ve Ayşe birlikte gittiler.” Bu cümlede ad olan sözcükler hangileridir?

Ad olan bu sözcüklerin yerine anlamı bozmayacak şekilde hangi sözcüğü yazabiliriz?

 “Ahmet bize geldi.” ,”Mehmet, kalemimi almıştın.”
Bu cümlelerde “Ahmet” ve “Mehmet” sözcükleri yerine han-gi sözcükler konabilir?


Kullandığımız bu sözcükler ad mıdır?

İsim olmadıkları halde isim gibi kullanılan bu sözcüklere zamir diyoruz.


ZAMİR TÜRLERİ

SÖZCÜK DURUMUNDA ZAMİRLER   
EK DURUMUNDA ZAMİRLER
KİŞİ ZAMİRLERİ   
İŞARET ZAMİRLERİ   
BELGİSİZ ZAMİRLER   
SORU ZAMİRLERİ   
İLGİ ZAMİRİ   
İYELİK ZAMİRİ

ben
sen
o
biz
siz
onlar
kendi    
bu
şu
o
bunlar
şunlar
onlar   
herkes
hepsi
bazısı
kimse
çoğu
kimisi
biri
birkaçı
birçoğu
birazı   
kim
kimi
kime
nereden
nereye
hangi
kaç   
-ki   
-im
-sin
-i
-imiz
-iniz
-leri

KİŞİ ZAMİRLERİ

Sadece insan isimlerinin yerini alan zamirlerdir.

*Ben, sen, o;biz, siz, onlar.

*Görüyorum beni okşayan gözlerindeki geceyi.
*Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
* “Bana kucaklarında seni getiriyorlar;

NOT: “Kendi” sözcüğü de bir kişi zamiridir. Ad durum eklerini alıp çekimlenebilir. Buna özedönüşlü zamir de denir.

İŞARET ZAMİRLERİ

Şunu bana ver. 
Sevginin dili yoktur.
O, gözlerden anlaşılır.   
Bunu senin için aldım.
 Bu bizimdir.
   
Yukarıdaki cümlelerde kullanılan “bu, şu, o” sözcükleri, varlıkları işaret ederek onların adlarının yerini tutmaktadır.

İsimlerin yerini işaret yoluyla alan zamirlerdir.

*Bu, şu, o;bunlar, şunlar, onlar;öteki, beriki, şöyle;böyleleri, öylesi.

*O,bu yörenin en meşhur yemeğidir.

*Duvardaki yazıları bu yazdı.
   

Not: “o” ve “onlar” sözcükleri insan adı yerine kullanılıyorsa kişi zamiri, öteki varlıkların adları yerine kullanılıyorsa işaret zamiri olur.

O, gitmedi, beni yolladı. ( O ..................................) 
O kırık, bunu kullan. ( O .........................................)
   
Not: “öteki, beriki, şura, bura, şöyle, böyle” gibi sözcükler de işaret zamiri olarak kullanılır.


BELGİSİZ ZAMİRLER

Kapıyı  birisi çalıyor.   
İnsanların birçoğu  iş bulamıyor.   
Bazıları tiyatroyu sever. 
Ağaçların birkaçı kurudu.
    
Bu cümlelerde geçen “birisi, birçoğu, bazıları, birkaçı” sözcüklerinin hangi varlık adlarının yerini tuttuk-ları belli mi?   

 İsimlerin yerini belirsiz şekilde (kişi,işaret) karşılayan zamirlerdir.

*Bazıları,kimileri,hiç kimse,kimse;herkes,birkaçı,biri,hepsi;tümü,başkaları,hiçbiri,birçoğu.


*Bazıları futbol,bazıları basketbol oynar.
*Hiç kimse senin nazını çekmeye mecbur değil.
*Bu ailede herkes kendi dünyasında yaşıyor.
*Başkalarının ne dediği beni ilgilendirmez.
*Biri yer,biri bakar kıyamet ondan kopar.
*Meclisin aldığı karara birçoğu tepki gösterdi.


SORU ZAMİRLERİ


Bu evi kaça aldın?   
Bu kitaplardan hangisi senin?
Toplantıya kimleri çağırdın? 
Bu sabah kaçta kalktın?
   
İsimlerin yerini soru yoluyla alan zamirlerdir.

*Ne?, kim?;nereye?, kime?;hangisi?, kaçı?

*Şu dünyada insan kime güvenebilir ki?
*Bunca zamandır ne konuştunuz?
*Elindeki makası nereye koyduğunu bilmiyor.


EK DURUMUNDAKİ ZAMİRLER (ADILLAR)
   
1- İLGİ ZAMİRİ

Benim ödevim bitti,
arkadaşımınki henüz bitmedi.
Bu cümlede “–ki”..............sözcüğü yerine kullanılmıştır.

Senin kalemin kırıldı,
benimki kayboldu. Bu cümlede..........sözcüğü yerine –ki kullanılmıştır.

 Ek halinde olup kendinden önceki bir sözcüğün yerini tutar.

*Senin ki can da bizim ki patlıcan mı?

*Tencerenin dibi kara senin ki benden kara.

UYARI:İlgi zamiri olan –ki’yi bağlaç olan ve sıfat yapan –ki ile karıştırılmamalıdır.

*Evdeki hesap çarşıya uymaz.
*Şemsiyen yoksa benimkini alabilirsin.
*Ben ki o gri karmaşadan aldım yağmurlu yüzümü.

“-Kİ” ÜÇ GÖREVDE KULLANILIR

   
1) Adların yerine geçince ilgi zamiri olur:        Sizinki daha güzel bir bahçeydi.

   
2) Adları niteleyen sıfat türetir.                :        Ağaçtaki kuş. Evdeki hesap.

   
3) Bağlaç görevinde kullanılır.                  :        Beni hiç aramadı ki...


İYELİK ZAMİRLERİ

Bir varlığın yada kavramın kime, neye, kaçıncı kişiye ait olduğunu bildiren eklere iyelik zamiri denir.
*Bu ekler “benim, senin, onun, bizim, sizin, onların” kelimelerinin anlamını karşılar.

Kalem-im,-in,-i,-imiz,-iniz,-leri

*Bu ekler aynı zamanda tamlanan ekleridir.

Bizim arabamız daha yeni.
Kalemim yazmaz oldu.
Eviniz çok güzelmiş.

Not: İyelik ekleri ile tamlama kurulduğunda; eğer anlam belirsizliği olmuyorsa, tamlayan durumundaki zamir düşürülebilir.

(Benim) Elbisem kirlendi.
(Onun, Kendi, Ali'nin vs.) Kardeşi henüz bulunamadı. (Parantez içindekilerden herhangi biri mutlaka getirilmelidir)

İlgi Zamiri: (-ki)

*Adarlın yerini tutan –ki ekidir.

*Bu ek, isim tamlamasında, tamlanan ismin yerini tutarak, tamlayana eklenen ek durumundadır.

Benim tişörtüm kirli, seninkini giyebilir miyim? (-ki=tişört)
Bizim tarlamız, sizinkinden daha geniş. (-ki=tarla)

Not: Bu eki sıfat yapan –ki ve bağlaç olan ki eki ile karıştırmamak gerekir.

Yarınki toplantıda görüşürüz. (Sıfat yapan –ki) (Bitişik yazılır)

Çalış ki, sen de iyi bir bölümü kazanasın. (Bağlaç olan ki) (Çoğu zaman ayrı yazılır.
Bitişik yazıldığı durumlar: Halbuki, çünkü, mademki, oysaki, belki…)
 
Başlık: Fiiller ve Fiil Çeşitleri
Gönderen: Uyanan Gençlik - 09 Ocak 2011, 21:56:40
FİİL (EYLEM)
 
*İş, oluş, hareket, kılış, durum bildiren kelimelerdir.
Gel, Otur, Kalk, Çık, Uyu, Döv

Not: Olumsuzluk eklerini alabilirler.
Gelme, Oturma, Kalkma, Çıkma, Uyuma, Dövme

Not: Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, bir sözcüğün fiil olduğunu anlamak için, sözcüğün yalın haline “-mek,-mak” eklerini getirebiliriz. Gelebiliyorsa fiildir.

BİLEŞİK FİİLLER

İki ya da daha çok sözcüğün bir araya gelerek oluşturdukları fiillerdir.
     
Bileşik fiiller üç türlüdür :
 
1- İKİ FİİLDEN YAPILAN BİLEŞİK FİİLLER :
Bu fiillere, kurallı bileşik fiiller de denir. İki fiilden meydana gelir.
Asıl anlam birinci fiil üzerindedir. Dört türlüdür:
a) Yeterlik Fiili   : Fiilin kök veya gövdesi + -e, (-a)  bilmek   

b) Tezlik Fiili   : Fiilin kök veya gövdesi + -i (-ı,-u,-ü) vermek 
 
c) Yaklaşma Fiili   : Fiilin kök veya gövdesi + -e (-a) yazmak   

d) Süreklilik Fiili   : Fiilin kök veya gövdesi + -e (-a) gelmek, durmak, kalmak fiillerinden biri.


2- YARDIMCI FİİLLE KURULAN BİLEŞİK FİİLLER :
Ad soylu bir sözcük ile bir yardımcı fiilin bir araya gelmesiyle oluşan bileşik fiillerdir.
Bu fiillerde asıl anlam ad soylu sözcüktedir.

Yardımcı fiille kurulan bileşik fiiller; ad + yardımcı fiil biçiminde oluşur.
Yardımcı fiiller : Etmek, eylemek, olmak, kılmak, buyurmak
   
3- ANLAMCA KAYNAŞMIŞ BİLEŞİK FİİLLER       :
Ad soylu sözcük ya da sözcüklerle bir fiilin bir araya gelip birleşmesiyle oluşur.
Birleşme sırasında bileşik fiili oluşturan sözcüklerden en az biri, bazen de hepsi kendi anlamının dışında kullanılır. ( Mecaz anlamda)
     
 Boy ölçüşmek, ileri sürmek, ağır basmak, baş vurmak, ağzını bıçak açmamak
   
NOT : Bileşik sözcükler oluşurken :
   a) Ses ( hece) düşmesi   : Sabır +etmek  : Sabretmek, şükür + etmek : Şükretmek...vb.
   b) Ses artması      : Hissetmek, affetmek, zannetmek ...vb
   c) Ses değişmesi      : Kayıp + olmak  : kaybolmak ....vb  olursa bitişik yazılır.

Bunların dı-şındaki durumlarda ayrı yazılır:   
Memnun olmak, yardım etmek, rica etmek ...gibi

Başlık: Özel Adların Ve Tarihlerin Yazımı
Gönderen: Uyanan Gençlik - 09 Ocak 2011, 22:01:39
Özel adlar, kaç sözcükten oluşursa oluşsun her sözcüğün ilk harfi büyük yazılır.

Ek ile sözcük arasında bir yuvarlak harf boyu kadar boşluk bırakılır.

Bütün özel adlar büyük harfle başlar.Özel adların başlıcaları aşağıda belirtilmiştir:
 

a)Kişi ad ve soyadları:

*Faruk Nafiz Çamlıbel    *Halit Ziya Uşaklıgil

b)Hayvanlara verilen adlar:

*Sobanın başında uyuyan Pamuk mu?

*Bugün Boncuk keyifsiz gibi.

c)Ulus,mezhep,tarikat din adları:

*Biz İslamiyet’i 10. yüzyılda kabul ettik.

*Anadolu’da kurulan tarikatlardan biri de Aleviliktir.


d)Ülke adları:

*Türkiye ile Yunanistan ilişkileri eskisine göre şimdi daha iyi.


e)Bulvar,sokak,mahalle adları:

*Biz Turgut Özal Bulvarı’nda oturuyoruz.

*Mimar Sinan Mahallesi’ne yeni bir okul yapılıyor.

f)Kıta,bölge,dağ ,ova,deniz,göl,ırmak…adları:Dağ,ova,deniz,göl,ırmak adları eğer kendinden önceki özel isme dahilse büyük harfle başlar,dahil değilse küçük harfle başlar.

*Konya Ovası Türkiye’nin buğday ambarıdır.

     Yukarıdaki cümlede ‘ova’ sözcüğü özel isme dahil olduğu için yani ikisi bir olup bir yeri karşıladığı için büyük harfle başlar.Eğer ‘ova’ sözcüğünü çıkarıp sadece Konya dersek aklımıza Konya Ovası değil, Konya şehri gelecektir.

*Toros dağları Akdeniz’dedir.

      Yukarıdaki cümlede ‘dağ’ sözcüğü  özel isme (Toros) dahil olmadığı için küçük yazılır.

Özel ismin önündeki dağ sözcüğünü çıkarttığımızda Torosların tek başına yer adını karşıladığını görürüz.Öyleyse ‘dağ’ sözcüğü özel isme dahil değildir ve küçük harfle başlatılmalıdır.

*Siz Tuz Gölü’nü hiç gördünüz mü?

      Yukarıdaki cümlede ‘göl’ sözcüğü büyük harfle başlamalıdır;çünkü ‘göl’ sözcüğü özel isme dahildir.Göl sözcüğünü cümleden çıkartıp tek başına ‘tuz’  dediğimizde yine tek başına kast edilen yeri karşılamadığını görüyoruz.Öyleyse buradaki göl sözcüğü özel isme dahildir ve büyük harfle başlatılmalıdır.Aşağıdaki örnekleri de bu mantık çerçevesinde inceleyiniz.

*Meriç nehri                *Alp dağları      *Van Gölü           *Ağrı Dağı       *Çanakkale Boğazı


g)Kurum,kuruluş,örgüt,parti,dernek adları:

*Sosyal Sigortalar Kurumu  bugün zor durumdadır.

*Cumhuriyet Halk Partisi ,Atatürk tarafından kurulmuştur.


h)Yapı,yapıt,kitap,dergi,gazete adları:

*Ben Topkapı  Sarayı’nı görmeyi çok isterdim.

*Sizlere Küçük Ağa’yı ve Çalıkuşu’nu okumanızı tavsiye ediyorum.

*Geçenlerde bu makalem Türk Dili’nde de yayımlandı.

Not:Özel ada dahil olmayan gazete ve dergi adları büyük harfle başlamaz:

*Dün Hürriyet gazetesinde yayımlanan köşe yazısını okudun mu?

*Kanun Resmi Gazete’de yayımlandı.

*Dergah dergisinde yayımlanan Kırık Aynalar adlı öyküyü okuduktan sonra öyküyü sever oldum.


i)Unvanlar,takma adlar:Lakaplar, unvanlar büyük harfle başlar.

*Tarık Buğra eserinde Çolak Salih’in fiziki betimlemesini çok güzel yapar.

*Ahmet Mithat Efendi adeta bir yazı makinesidir.

*Ahmet Bey içeride mi?

*Sultan Hanım da mı yok?

*Dün Doktor Ahmet Bey bizdeydi.

*Ahmet doktor olmak istiyormuş.

Not:

Akrabalık bildiren sözcükler küçük harfle başlar.

*Ne güzel komşumuzdun sen Fahriye abla!

*Yarın Ayşe teyzem gelecek.

      Ancak akrabalık bildiren sözcük kişinin lakabı olmuşsa büyük harfle başlatılmalıdır.

*Burada ona herkes Nene Hatun derdi.

ı)Dil adları:

*Türkçeye,Arapça ve Farsçadan pek çok kelime girmiştir.

j)Din ve mitoloji kavramları:

*Tanrı,Allah,Cebrail,Zeus …

Not: Tanrı sözcüğü özel ad olarak kullanılmadığı zaman küçük harfle başlatılır.

*Yunanlılar da tanrılarına kurban sunarmış.

     Bazı dini kavramlar gelenekselleşmiş olarak küçük harfle başlar:cennet,cehennem,sırat köprüsü…

k)Milli ve dini bayramların adları büyük harfle başlar:

*Kurban Bayramı      *Ramazan Bayramı      *Cumhuriyet Bayramı….
 

Belli bir tarihi gösteren ay, gün adları nerede olursa olsun büyük harfle başlar.

18 Kasım 1998,
18 Kasım 1998 Pazartesi

Ay ve gün adları belli bir tarihi bildirmeyecek şekilde yanlarında sayı olmadan kullanılıyorsa küçük harfle başlar.  Size cuma günü geliriz.   
Ankara’ya ekimde gideceğiz.   
    
Aylar yazıyla gösterildiği gibi sayıyla da gösterilebilir.
Bu durumda sayıların arasına (.) nokta veya (/) eğik çizgi konulabilir.                               
18. 10. 1998 ,       18/ 10/ 1998         gibi.
Başlık: Ek Fiil
Gönderen: Uyanan Gençlik - 09 Ocak 2011, 22:12:05
EK-FİİL

Aşağıdaki cümlelerde yüklem olan sözcükleri bulunuz ve türlerini belirtiniz.
 
  Ben bu okulda öğrenciyim.         .............................      
  Sen arkadaşlarından daha  çalışkansın.   ..............................      
  O senden daha zekidir.         .............................      
  Biz çevreciyiz.            ..............................      
  Siz çok tembelsiniz.            .............................      
  Onlar düğerlerinden daha güzeldirler.   .............................      
  O akıllı bir gençti.             ............................      
  Adamın elindeki çiçekmiş.         ............................      
   Ya  etrafta kimse yoksa...         ...........................      
     

Bu cümlelerin yüklemleri  ..........  soylu bir sözcük ya da bir ............. dır.
Sonlarındaki ekler yüklem görevinde kullanılmalarını sağlamıştır.
Bu ekler, ekfiildir.

Öyleyse  Ek fiiller ya da ek eylemler, Türkçe'de isimlerin ve isim soylu kelimelerin sonuna gelerek yüklem olarak kullanılmalarını sağlayan, ayrıca basit fiillerden birleşik zamanlı fiil yapan çekim ekleri.

Türkçe'deki ek fiiller şunlardır: i-di, i-miş, i-se, -im, -sin, -dir, -iz, -siniz, -dirler.
   
Ekfiilin bir basit zamanı ile üç bileşik zamanı ( hikâye, rivayet, koşul ) vardır.

Ekfiilin basit zamanı geniş zaman anlamı taşır.

Ekfiilin hikâye (-di), rivayet (-miş) , koşul (-se) takıları idi, imiş, ise biçiminde sözcükten ayrı da yazılabilir.

Çalışkan idim            
Çalışkan imişim            
Çalışkan isem
   
Ekfiillerin ikinci görevi de basit zamanlı fiilleri bileşik zamanlı fiil durumuna getirmektir.


Ek fiiler, basit zamanlı fiillere eklenip, bileşik zamanlı filer oluştururlar.

"Ben de sizi soruyordum."
(Sor: fiil kökü, yor: şimdiki zaman eki, du: ek fiilin görülen geçmiş zaman çekimi)

"Kitap için bir yayınevi ile anlaşacakmış."
(Anlaş: fiil gövdesi, acak: gelecek zaman eki, mış: ek fiilin öğrenilen geçmiş zaman çekimi)[/b]