sağlığımızı tehdit eden unsurlar...

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı RABİA

  • ****
  • Join Date: Nis 2008
  • Yer: Gaziantep/islahiye
  • 415
  • +71/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • rabia
sağlığımızı tehdit eden unsurlar...
« : 29 Mayıs 2008, 12:32:47 »
[i][b][color=purple]SAĞLIKLI BİR NESİL YETİŞTİRMEK BİZİM SORUMLULUĞUMUZDUR…


 
 

 
 
KOLA MI IÇIYORUZ YOKSA ŞEKER MI?
 
Kutu kolada kac tane küp şeker var?
 
 
Bir kutu kolada kaç küp şeker vardır?
 
Siz tahmininizi söyleyin daha sonra gerçek cevap için bu haberi okuyun…
 
1 kutu kolada 15 küp şeker var!
 
Çocuk ve gençlerin fazla kilo problemi büyümeye devam ediyor. Çocuklar, eskisine göre daha fazla şeker, yağ ve tuz tüketiyor.
 
Tükettikleri besinler tıka basa (yağların en zararlıları) doymuş ve trans-yağlarla dolu. Elli yıl öncesinin çocuklarına oranla çok daha fazla şeker tüketiyorlar. Bir şişe meşrubatta, bir kutu kolada neredeyse 15 küp şeker var ve bir çocuğun günlük şeker tüketimi neredeyse yarım kiloya yaklaşıyor.
 
1960'li yıllarda bir şişe meşrubat, 200-220ml civarındaydı, simdi dev boyları söz konusu olduğunda 2 litreye kadar çıkabiliyor. Televizyon reklamları, sürekli çocuk ve gençlere yemelerini, içmelerini öneriyor. Bir saatlik televizyon izleme süresinde çocuk ve gençler, ortalama 15-20 dakika besin maddesi reklamı izlemek zorunda kalıyor. Üstelik bu besinlerin çoğu , sucuk, sosis, margarin, hamburger, bisküvi, cips, gofret, şekerleme gibi sağlığa yarardan çok zarar veren sağlıksız şeyler.
 
SORUNUN NEDENI COK
 
Daha da kötüsü, bu ürünler aileler ve çocuklara "akıllarını geliştirmek", "beyinlerini güçlendirmek", bedenlerini desteklemek, bağışıklıklarına güç vermek, boylarını uzatmak, kemiklerini desteklemek gibi "hayır" denilmesi güç vaatlerle sunuluyor. Kısacası çocuk ve gençler sürekli olarak kalori bombardımanına ve yanlış beslenme tüyolarına maruz kalıyor. Uzmanlar, çocuk ve gençlerin çok yedikleri için değil, yanlış besinler tüketip yeteri kadar hareket etmedikleri için kilo aldıklarını, şişmanladıklarını belirtiyor. Onlara yemeleri için önerilen besinler arasında ne portakal, elma, kiraz, erik; ne de marul, domates, fasulye veya kabak var. Dayatılan besinler katma değeri yüksek, kalorisi şişmiş, vitamin ve mineral fakiri hazır ürünler: Cipsler, kalorisi ikiye-üçe katlanmış çikolatalı bisküviler, kolalı içecekler...
 
HAZIR KALORİ BOMBASI
 
Çocuk ve gençlerin beslenmesinde ev yemeklerinin hiçbir önemi kalmadı. Sabah kahvaltılarını çoğu kez servislerde veya okullarda yapıyorlar. Öğle yemekleri okul kantinlerinin fast-food yiyecekleri ve şekerli içecekleri ya da okul idaresinin dışarıdan sağladığı sağlıksız besinlerden oluşmak zorunda. Akşam üzeri açlık krizleriyle evine dönen çocukları eskisi gibi evde bekleyen anneler, anneanneler de yok artık. Ya buzdolabından donmuş bir yiyecek çıkarıp yemek, ya da pizza veya hamburger siparişi vermek zorundalar. Yani günümüzde çocuk yemeklerinin çoğu hazır yemek restoranlarından temin ediliyor.
 
Sorun sadece anne babalardan da kaynaklanmıyor. Yeni hayat, çocukları ve gençleri de değiştirdi. Günümüz çocukları, gençleri, sokaklarda, parklarda koşup oynayarak değil televizyon, bilgisayar ya da DVD ile oyalanarak, chat yaparak eğleniyor. Artık onlar da yavaş yavaş bize benzemeye başladı, çoğu yerinden bile kımıldamıyor. Kısacası bir zamanlar eğlenmek için koşan çocuklar simdi eğlenmek için oturuyor ya da uzanıyor.
 
HAREKETSİZ YAŞAM
 
Güne iyi bir kahvaltı ile başlamayan, öğlen yemeğini doğru besinlerden oluşmuş menülerden sağlayamayan, gün boyu gazoz, kola, bisküvi, gofret, daha kötüsü cips, dondurma atıştıran, koşup oynayacağı zamanları bilgisayar, televizyon başında oynayarak geçiren bu yeni çocuk ve gençlerin şişmanlamaları kadar normal bir şey olamaz. Yeteri kadar sebze ve meyve tüketmeyen, sekeri, nişastayı, yağlı ve unlu gıdaları beslenme planının ana unsurları haline getiren bu yeni hayatın beklenen bir sonucudur fazla kilolu ve şişman çocuklar.
 
Kahvaltı yapan çocuklar kolay kolay şismanlamaz
 
Binlerce araştırma, düzenli kahvaltı yapan çocukların daha dikkatli olduklarını, karmaşık problemleri daha kolay çözdüklerini, daha neşeli, keyifli ve barışık olduklarını, depresyon, hiperaktivite gibi sorunlara çok seyrek yakalandıklarını, daha seyrek hastalandıkları ve okula devam oranlarını yüksek tuttuklarını, her şeyden önemlisi matematik problemlerini çözmede, sosyal zekalarını geliştirmede daha başarılı olduklarını ortaya koyuyor. Beyin, kan şekerinin neredeyse dörtte birini kullanan bir organdır. Sabah okula yeterli bir kan şekeri oranıyla başlayan beyinler en karmaşık problemleri bile çözmede zorlanmayabiliyor.
 
Kalp Sağlığı
 
Memorial Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr.Sönmez, fast-food türü beslenmenin önümüzdeki 20 yılın kalp hastalarını yetiştirdiğini belirtti.
 
Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz'den çok fazla koroner kalp hastaları geliyor, zeytinyağıyla beslenen Ege Bölgesi'nde bu oran çok daha az...
 
Prof. Dr. Sönmez, "Nasıl sigaranın üzerine 'Sigara sağlığa zararlıdır' yazıyorsa,fast-food türü yiyeceklerin üzerine de "fast-food sağlığa zararlıdır" yazılması kanunla sağlanmalı" dedi.
 
Prof. Dr. Sönmez, son yıllarda kalp kapak hastalıklarının, toplumun refah seviyesinin yükselmesinin ardından romatizmal kalp hastalıklarının kontrol altına alınmasıyla birlikte düşüş gösterdiğini ancak, koroner kalp hastalıklarının ciddi oranda arttığını belirtti.


 
 
Koroner kalp hastalığı yaşının oldukça düştüğünü anlatan Sönmez, "Geçen hafta 32 yaşında enfaktüs geçirmiş birini ameliyat ettim. Burada ki en önemli sıkıntı, Türk toplumu olarak iyi huylu kolesterolden çok fakir toplumuz" dedi.
 
Bunun yanı sıra Türkiye'de ağır mutfak kültürü olduğuna dikkati çeken Sönmez, şöyle konuştu:
 

 
"Evet bir Akdeniz mutfağımız var ama bugün Akdeniz mutfağına giderseniz orda da Gaziantep mutfağı var aslında. Bu nedenle içyağı yüksek olan bir mutfak sahibiyiz. Spor yapmayı pek sevmiyoruz. Ağır olan mutfağımızın yanında bir de fast-food mutfağı ortaya çıktı. Bu da yeni yetişen çocukları çok ciddi şekilde olumsuz etkiliyor. Bugün ABD'de ki obez çocukların aynılarını bizim okullarımızda da görebiliyoruz. İlköğretim okullarında fast-food büfeleri var, bunlar da önümüzdeki 20 yılın kalp hastalarını yetiştiren yerler.” 

Fast-food turu yiyeceklerin yüzde 40-50 oranında içyağı ihtiva eden beslenme şekli olduğunu vurgulayan Sönmez, bu içyağının alışkanlık yaptığını ve yiyen herkese çok zararlı olduğunu ifade ederek, "Düşünün bir nesil yetişiyor ki, sadece fast-food yiyor. Bunlar bugün 10 yaşında çocuklar, yarın 25-30 yaşlarına geldiklerinde koroner kalp hastası olarak önümüze gelecekler. Çünkü kolesterolleri o dönemde çok yüksek olacak" dedi.
 
EGE BÖLGESINDE KALP HASTASI DAHA AZ

İçyağından ve kırmızı etten zengin, geleceğin kalp hastalarını yetiştiren mutfağa sahip olunduğunu anımsatan Sönmez, sözlerini şöyle tamamladı:
 
"Güneydoğu Anadolu'dan çok ciddi sayıda koroner kalp hastası geliyor. Ege Bölgesinden ise daha az hasta geliyor. Çünkü o bölgede halk daha çok zeytinyağıyla besleniyor. Zeytinyağının koruyucu özelliklerinden dolayı kalp hastalığı o bölgede daha az."
 
 
Çocuk Sağlığı –Televizyon ve Bilgisayar Oyunları
 
Çocuğu olanlar dikkat !
 
Anne ve Baba adaylarına duyurulur ...
 

 
Merhaba, Başımızdan gecen kötü bir olayı sizinle paylaşmak ve sizlerinde nedenleri hakkında dikkatli olmanız konusunda uyarmak istedim. 12 Eylül sabahı 10 yaşındaki oğlum yatağından kalktıktan 10 dakika sonra lavabonun önünde kriz geçirdi. Yerde vücudu kaskatı iken  titremelerle  birlikte, göz bebekleri kayboldu,  nefes zorluğu, ağızda köpürmeler. Hemen acile kaldırıldı. Yapılan  testlerden sonra konulan teşhis sara (epilepsi) idi. İlaç tedavisine başlandı. Daha soku üzerimizden atamadan 9 gün sonra 21 Eylül sabahı 07:00 de oğlum benim yanımda yatakta iken yine kriz geçirdi. İlk  müdahaleyi  yaptıktan sonra bu sefer Fakülteye gittik. Orada da  yeniden tetkikler yapıldı. Teşhis  aynı idi. Bizdeki belirtilere göre 8-14 yaşındaki çocuklarda görülebilen bir sara çeşidi imiş. Kullanılan ilaç 20-21 gün sonra beyne ulaştığı için, beyin henüz ilaçtan fayda görmeye başlamamış idi.
 
Araştırmalarımıza göre ve bu konuda en iyisi olduğunu öğrendiğimiz Fakültedeki profesörden randevu almıştık. Dün yapılan görüşme ve muayeneden sonra hocanın bize dikkat etmemiz  gereken konular şunlar idi :
 
Epilepsiyi tetikleyen unsurlar 50 Hertz TV ve monitörlerdeki resim kaymalarını çocuk beyni daha kolay algılayıp, beyin, istem dışı bu atlamaları takip ettiği için yoruluyormuş. Yorulan beyin daha sonra  bir  boşalma isteğiyle vücuda nöbet geçirtiyormuş. Bu nedenle mümkünse 50 Hertz üzerindeki cihaz kullanımı. (Avrupa'da 60 Hertz altında TV üretilmesi yasaklanmış.)
 
Oğlum bu yaz hemen hemen her gün saatlerce playstation ve yanındaki 50 hertz  olan TVde playstation ve bilgisayarda oyun oynadı. Birçok  arkadaşımın çocuğu, yeğeni de aynı durumda olduğu için bu maili hazırlayarak uyarmak istedim.
 
Tetiklemeyi yapan diğer bir unsur "kafein" yani kola . Profesör çocukların beyni için kolanın çok zararlı olduğunu belirtti. Kafeinli içeceklerden özellikle kola ve enerji içeceklerinden çocukları uzak tutun, dedi.
 
Tetiklemeyi yapan bir diğer unsur da yanıp sönen ışıklar. Bu ışıkları evde karanlıkta veya loş ışıkta  izlenilen TV veya bilgisayar oyunları oluşturuyor. TV yi en az 3 metre ve aydınlık ortamda izlenmesini ve özellikle söyledi hoca. Bilgisayarı ise günde en fazla 20 dakika ile sınırladı.
 
Son nöbetten sonra en az 2 yıl sürekli (kontrollü) ilaç kullanımı ile sorunun epeyce giderilebileceğini ve 14 yaşından sonra %96 oranında bir daha nöbet geçirilmeyeceğini belirtti.
 
Arş . Gör. Onur Girişgin Uludağ Üniversitesi
 
 

 
Dikkat, haplarınızı kırmadan yutun!
 
Eczacı ve doktorlar, ilaçların kolay yutulması için kırılıp ezilerek parçalara ayrılmasının çok riskli olduğu ve ölüme yol açabileceği uyarısında bulunuyorlar...
 
Sağlık uzmanları, tabletlerin ezilmesi halinde ilacın üzerindeki özel tabakanın bozulduğuna ve sonuçta çok riskli yan etkiler doğabileceğine dikkat çektiler. Ezilen ilacın yutulmasından sonra kana karışma suresinin kısaldığını belirten uzmanlar bazı ilaçların kana erken karışmasının istenmeyen sonuçlar meydana getirdiğini açıkladılar. İlacın doğru şekilde kullanılmasının çok önemli olduğunu vurgulayan uzmanlar, doktorların ve hemşirelerin bu konuya özel dikkat göstermesi çağrısında bulundu.
 
Beyin kanaması olabilir
 
Özellikle yaşlıların tabletleri yutmada zorlandıklarını kaydeden uzmanlar, ilaç kullanımı konusunda yeni bir kılavuz hazırlandığını duyurdu. Ezilmeden alınmasına büyük özen gösterilmesi istenen ilaçların başında göğüs kanseri tedavisinde kullanılan "Tamoxifen" ile "Morfin" geliyor. Bu ilaçların yanlış kullanımı ölümcül olabiliyor. Anjin ve yüksek tansiyon ilacı "nifedipine" de yanlış alınırsa yan etkileri bazı vakalarda kalp krizi veya beyin kanaması ile felce dahi neden olabiliyor.
 
 

 
Greyfurt suyu hakkında bir vatandaşın uyarısı
 
 
Merhaba,
 
Mutlaka aklınızda bilmeniz gereken bir olaydan bahsedeceğim. Bundan yaklaşık 1.5 yıl önce eşim çok ciddi bir baş dönmesi yaşadı. Aylarca sürdü. Baş dönmesi o kadar kötüydü ki, oturduğu yerden yere düşüyor. TV bile izleyemiyor, hiçbir şeyi okuyamıyor, tek başına yürüyemiyordu. Hatta uykusunda bile yataktan düşebiliyordu.
 
Rüyasında bile başının döndüğünü söyledi. Bu baş dönmeleri sonucunda da sürekli kusuyordu. Bir sürü farklı doktor gezmemize rağmen durum düzelmedi.
 
Tüm doktorlar klasik 1-2 baş dönmesi ilacı verdi o kadar. Ama hiçbiri çare olamadı.
 
Sorun 2-3 ay sonra baş dönmesi geçerek tekrar eski haline geldi. Sonra çok araştırdım. Neden böyle olmuştu?. Sonra bunu bulmayı başardım arkadaşlar. Problem Greyfurt idi. Eşim hasta olmadan 1 hafta önce çok ağır grip olmuş ve doktor bir sürü ilaç yazmıştı yanında da Greyfurt suyu içmişti. C vitamini takviyesi diye. Grip geçtikten sonra da bu baş dönmeleri başlamıştı.
 
Greyfurt içilen ilaçların karaciğerde parçalanıp atılmasını engelleyen dünyadaki tek meyveymiş. Böylece greyfurt ile ilaç alıyorsanız ve ilaca 1 hafta boyunca devam ederseniz tüm ilaçlar sanki bir kere de yutulmuş gibi vücutta duruyormuş. Bu ilaçların türüne göre ölümler bile olabilmekteymiş. Biz baş dönmesi ile kurtardık. Sizlere de bu uyarıyı yazmak istedim. Birkaç yerde bununla ilgili mesajlar görmeye başladım ama çoğu insan hala bilmiyor.
 
Lütfen ilaç kullanırken Greyfurt yemeyiniz veya suyunu içmeyiniz.
 
SAĞLICAKLA KALIN...  icox[/color][/b][/i]