Gönderen Konu: Metanet: Tutku ve Kararlılığın Gücü  (Okunma sayısı 1930 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • Administrator
  • Süper Mega üye
  • *******
  • İleti: 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
Metanet: Tutku ve Kararlılığın Gücü
« : 22 Eylül 2018, 16:53:45 »
27 yaşındayken, yönetim danışmanlığında çok zorlu bir işten, daha da zahmetli bir iş için ayrıldım: öğretmenlik. New York devlet okullarında 7. sınıflara matematik öğretecektim. Ben de her öğretmen gibi testler, sınavlar yaptım. Ev ödevleri verdim. Ödevler geri geldiğinde, notları hesapladım.

Fark ettiğim en şaşırtıcı şey , en iyi ve en kötü öğrencilerim arasındaki tek farkın I.Q. olmamasıydı. Azimle çalışan öğrencilerimden bazıları astronomik I.Q. seviyelerine sahip değildi. Zeki öğrencilerimin bazıları ise o kadar da başarılı değildi. Ve bu beni düşünmeye sevk etti.

7. sınıf matematiğinde öğrenmeniz gereken konular: oranlar, ondalıklar ya da bir paralelkenarın alanı; tabi ki zor konulardır. Fakat bu kavramları öğrenmek imkansız değildir ve ben her öğrencimin, eğer yeteri kadar çok ve uzun çalışırlarsa bunları öğrenebileceklerine kesin olarak inanıyordum.

Öğretmenlikte geçirdiğim birkaç yıl daha sonra, eğitimde asıl ihtiyaç duyduğumuz şeyin, öğrencileri ve motivasyon açısından öğrenmeyi daha iyi anlamamız olduğu sonucuna vardım. Eğitimde ölçmeyi en iyi bildiğimiz şey I.Q.dur, fakat okulda ve gerçek hayatta başarılı olabilmeniz hızlı ve kolay
öğrenmenizden çok daha fazlasına bağlıysa?

Bu yüzden öğretmenliği bıraktım ve bir psikolog olmak için yüksek lisans eğitimime başladım. Çok zorlu durumlar altındaki çocuk ve yetişkinleri incelemeye başladım ve her çalışmada sorum kimin, neden daha başarılı olduğuydu. Araştırma ekibim ve ben West Point Askeri Akademisi'ne gittik. Bu
akademide, askeri eğitimine devam edecek ve akademiyi bırakacak askeri öğrencileri tahmin etmeye çalıştık. Ulusal Heceleme Yarışması'na gittik ve hangi çocukların yarışmada en fazla ilerleyeceğini tahmin etmeye çalıştık. Gerçekten belalı muhitlerde çalışan acemi öğretmenleri inceledik ve çalışma
sorumuz hangi öğretmenlerin öğretim yılı sonunda burada eğitim vermeye devam edecekleri ve bunlardan hangilerinin öğrencilerin öğrenme düzeylerini geliştirmede en etkili olacağıydı.

Özel şirketlerle ortak çalışma yaparak, satış temsilcilerinden hangilerinin işlerine devam edeceklerini ve en fazla parayı kimin kazanacağını araştırdık. Birbirinden farklı tüm bu şartlar içerisinde, bir özellik başarının önemli bir habercisi olarak ortaya çıktı. Bu sosyal zeka değildi. Bu güzel görünüş,
fiziksel sağlık ya da I.Q. da değildi. Bu metanetti.

Metanet, uzun vadeli hedefler için tutku ve sebat göstermektir. Metanet, dayanma gücüne sahip olmaktır.Metanet, sadece günlük, ya da haftalık veya sadece aylık değil yıllar boyunca gelecek planlarına sıkıca tutunmak ve geleceği gerçeğe dönüştürmek için sıkı bir şekilde çalışmaktır. Metanet,
hayatı bir maraton gibi yaşamaktır, kısa bir koşu değil.

Birkaç yıl önce Chicago devlet okullarında metanet duygusunu araştırmaya başladım. Binlerce lise üçüncü sınıf öğrencisine metanet anketi uyguladım ve hangilerinin mezun olacağını görmek için bir seneden fazla bekledim. Aile bütçeleri, standart testlerdeki başarı puanları, hatta okulda ne kadar
güvende hissettikleri gibi ölçebildiğim tüm özellikler ile çocukları eşleştirerek karşılaştırdığımda bile metanet oranı yüksek çocukların mezun olma oranı önemli ölçüde daha yüksek çıktı. Yani metanet sadece West Point Akademisi'nde ya da heceleme yarışmasında önemli değildi. Özellikle okulu
bırakma olasılığı yüksek öğrenciler için öğrenim hayatlarında da önemliydi.
Bana göre, metanet hakkındaki en şok edici şey, metanet duygusunu canlandırma hakkında bizim ve bilimin ne kadar az şey bildiğimizdir.

Her gün aileler ve öğretmenler bana soruyor, "Çocuklara  metanet duygusunu nasıl aşılarız? Ben ne yaparsam sağlam bir çalışma ahlakını çocuklara
öğretebilirim? Uzun vadede onları nasıl motive halde tutarım?" Dürüst olmak gerekirse, bilmiyorum.

Ama biliyorum ki yetenekli olmanız sizi metanetli yapmaz. Elde ettiğimiz veriler gösteriyor ki bazı çok yetenekli kişiler bile yapmaya karar verdikleri işlerde sonuna kadar metanet göstermiyor. Aslında verilerimize göre, metanet genellikle yetenekten bağımsız veya yetenek ile ters bir ilişki içinde.
Şimdiye dek, çocuklarda metanet duygusunu oluşturmayla alakalı duyduğum en iyi teori "gelişim zihniyeti". Bu Stanford Üniversitesi'nde Carol Dweck tarafından geliştirilmiş bir fikir ve bu öğrenme yeteneğinin değişmez olmadığı, çabaya bağlı olarak değişkenlik gösterdiği düşüncesidir.

Dr. Dweck gösterdi ki, çocuklar beyin ve beynin zorluklar karşısında nasıl geliştiği ile ilgili bilgi edindikleri zaman, başarısız olduklarında başarısızlığın kalıcı bir durum olduğuna inanmadıkları için azim gösteriyorlar.

Yani gelişim zihniyeti metanet duygusu canlandırmak için iyi bir fikir. Fakat daha fazlasına ihtiyacımız var. Ben de sözlerime bu noktada son veriyorum çünkü bu bizim şu an bulunduğumuz nokta. Bu yapmamız gereken iş. En iyi fikirlerimizi, en güçlü sezgilerimizi kullanıp sınamamız gerek. Başarılı olup
olmadığımızı ölçmemiz ve bunu yaparken başarısız olmaya, hatalı olmaya ve öğrendiklerimizden ders çıkarıp yeniden başlamaya istekli olmamız gerek.

Başka bir deyişle, çocuklarımızda metanet duygusunu uyandırabilmek için metanetli olmamız gerek.

Teşekkürler.

 

Voiser