[color=blue][color=green]LÂF[/color] Lâfı uzatanlara ne yapmak lâzım diye Farabî'ye sormuşlar, şöyle demiş: Uzun konuşanı kısa dinlemeli.
[color=green]EDEPSIZ[/color] Cenap Sehabeddin'e: * Su edepsize neden bir tokat vurmadın? dediklerinde, su cevabi vermiş: * Eldivenim yoktu, iğrendim.
[color=green]ELBISE[/color] İngiltere Kralı George ile görüştüğü sırada, Gandi'nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü vardır. Davetten çıkınca bir gazeteci sorar:
* Kiyafetiniz, bir kralla bulusmak için yeterli miydi? Gandi, hiç aldirmadan cevap verir: * Kral, ikimize de yetecek kadar giyimliydi.
[color=green]SIIR[/color] Bir semsiye tamircisi, yazmis olduğu siirlerini incelemesi için Sekspir'e gönderdiginde, ünlü yazarin cevabi su olur: * Dostum, siz semsiye yapin, hep semsiye yapin, sadece semsiye yapin...
[color=green]SIPA[/color] Köylü, yeni dogan bir sipayi! kucagina almis evine dönerken, iki ortaokul ögrencisi kendisine takilir ve: * Hayrola amca, derler. Oglunu nereye götürüyorsun böyle?Adam, kendine yapilan bu terbiyesizlige aldirmamis görünerek cevap verir: * Gittiginiz okula kaydin yaptiracagim.
[color=green]VAPUR[/color] Necip Fazil Kisakürek vapurla Karaköy'e geçerken, yanina biri yaklasip: * Üstad, diye sormus. Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik . Necip Fazıl, okudugu kitaptan basini kaldirmadan: * Ne diye vapura bindin ki, cevabin vermis. Yüzerek geçsene karsiya. [color=green] KULAK[/color] Kulaklarinin büyüklügü ile ünlü olan Galile'ye hasimlarindan biri: * Üstad, demis. Kulaklariniz bir insan için biraz büyük degil mi? Galile: * dogru, demis. Benim kulaklarim bir insan için biraz büyük ama, seninkler de bir esek için fazla küçük sayilmaz mi?
[color=green]YAMA[/color] Incili Çavus, Osmanli elçisi olarak Fransa Kralina gönderildigin! de, elbiselerinin bazi yerlerinde yama varmis. Kral, bunlari görünce dayanamayip: * Bana senden baska gönderecek adam bulamadilar mi? diye sorunca, Incili Çavus: * Osmanlilar, adama göre adam gönderirler, cevabini vermis. Beni de sana göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek.
[color=green]MEZAR[/color] Amerikali isadami, Çinliyle alay ederek sormus: * Mezarlariniza koydugunuz pirinçleri, ölüleriniz ne zaman yiyecek? Çinli, basini kaldirmadan cevap vermis: * Sizin ölüleriniz, koydugunuz çiçekleri kokladigi zaman.
[color=green]TARIF[/color] Ekrem Hakki Ayverdi, sık sık "nasilsiniz" diye soran bir arkadasina: * Uzun boylu, mavi gözlü, cevabini verirmis.
[color=green]NAPOLYON[/color] Vaktiyle Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon Bonapart'i bir muharebede tenkide kalkisip parmagini harita üzerinde gezdirerek: * Önce surasini almaliydiniz, sonra buradan geçerek ötesini zaptetmeliydiniz, gibi fikirler yürütmeye baslayinca, Napolyon:! * Evet demis, onlar parmakla alinabilseydi dedigin gibi yapardim.
[color=green]BAYTAR[/color] Bir toplantida, zamane gençlerinden biri güya M. Âkif'i küçük düsürmeye çalisip: * Afedersiniz, siz baytar misiniz? demis. M. Âkif hiç istifini bozmadan su cevabi vermis: * Evet, bir yeriniz mi agriyordu?
[color=green]YARIS[/color] Bir ihtiyar, yaslandigi için kendini yormamasini ve istirahat etmesini isteyenlere su cevabi vermis: * Eger bir yarisa katilmis olsaydiniz, hedefinize yaklastiginizda yavaslar miydiniz?[/color] (alıntı)
|