Sorular ve Cevaplar => Sağlık => Bilgi Bankası => Tıp ders Notları => Konuyu başlatan: drfm - 22 Aralık 2008, 22:51:29

Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 22 Aralık 2008, 22:51:29
 İlaç, hastalığın iyileştirilmesinde ya da önlenmesinde verilen kimyasal birleşimdir. İlaçları dört ana kaynaktan elde edebiliriz : hayvansal, bitkisel, mineral, sentetik.

Örneğin diyabetikler tarafından kullanılan insülin ilacı, genellikle hayvan pankreasından hazırlanır (domuz, sığır).

Kökler, yapraklar, çiçekler ve tohumların karışımı ilaçların bitkisel kaynağını oluştururlar; kalp yetersizliğinin tedavisinde kullanılan digitalis, mor foxglove adı verilen yabani çiçeğin kurutulmuş yaprağından hazırlanan bitki kökenli bir ilaçtır. Kalsiyum, demir ve magnezyum gibi mineraller, değişik tıbbi sorunların iyileştirilmesinde kullanılırlar.

Sonuç: bugün pazarlanan  ilaçların çoğu sentetik olarak imal edilmektedir. Vitaminlerin, streoidlerin, narkotiklerin ve diğer birçok ilacın sentetik formu geniş olarak kullanılmaktadır.

Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 22 Aralık 2008, 22:53:08
İLAÇLARlN İSİMLENDİRİLMELERİ

 İlaçların çoğunun birkaç ismi vardır. Bu isimler dört ana grupta toplanır:

1-. Genel isim : Dünya çapında standardize edilmiş, ilaçların birleşimi ve hazırlanma usullerini anlatan kitaplarda ya da diğer resmi yayınlarda listelenmiş olan bir  isimdir; antibiyotikler, analjezikler, antialerjikler vd.

2- Ticari isim (markası) : Genellikle üretici firma tarafından verilen isimdir; ilaçlar değişik üretici tarafından  pazarlandığında değişik ticari isme sahip olabilirler; Aspirin, Coraspin, Babyprin vd.

3-  Kimyasal (jenerik) isim : İlaçların genellikle uzun ve karmaşık olan kimyasal adıdır: asetilsalisilik asit (ASA).

 Örnek : tetrasiklin, çok kullanılan antibiyotik türü ilaçtır.

Genel ismi : tetracycline, antibiyotik

Ticari isimleri : Achromycinâ, cycloparâ, mystcelinâ, sumycinâ

Kimyasal ismi : 4-dimethylamino-1,4,4a,5,5a,6,11,12a-octahydro-3,6-10,12,12a-pentahydroxs-6-methyl-1,11-dioxo-2-naphthacenecarboxamide

 

İLAÇLARIN STANDARTLARI VE KANUNLARI

 Birçok ülkede, ilaç üretimi değişik yasal standartlar ile hüküm altına alınmıştır. Bu standartlar, değişik üreticiler tarafından aynı mukavemet ve saflıkta olmasını sağlamak için gereklidirler.
Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 22 Aralık 2008, 22:53:50
İLAÇ ÇEŞİTLERİ

İlaçlar, değişik birçok formdan oluşurlar, her biri özel içeriğe sahip olan katı ve sıvı formların her ikisi. Aşağıdaki liste ilaçların spektrumları ile tanışık olmanız için hazırlanmıştır. Bu alanda tarif edilen ilaçların alt guruplarını çok sınırlı kullanabileceksiniz.

KATI İLAÇLAR:

 1. TOZ :  Doğal ve sentetik kaynaklardan elde edilen ilaçların, ezilerek toz haline getirilmiş halleridir. Ağızdan alınanları olduğu gibi ciltteki yaralara serpme şeklinde de kullanılabilir.

 2. DRAJE : Tadı acı olan tabletlerin alınmasını kolaylaştırmak amacıyla, üzerleri koruyucu bir şeker ya da çikolata tabakasıyla kaplanarak elde edilen ilaç şeklidir. 

3. KAPSÜL : Katı ve sıvı ilaçların silindir, yassı veya zeytin benzeri şekillerde olan jelatin koruyucular içinde sunulduğu şekildir. Midede ya da barsakta eriyen çeşitleri vardır.

4. TABLET : Toz halindeki ilaçların, sıkıştırılarak kesik silindir ya da yuvarlak şekillerde sunulmasıdır; Ör:aspirin. Tabletlerin köpüren şekillerine “efervesan”, emilen şekillerine ”pastil” ve dilaltında eriyen şekillerine “sublingual” denilmektedir. 

5. PİLÜL : Toz şeklindeki ilaçların bal ya da koyu şurup gibi maddelerle karıştırılarak yassı veya küçük küreler şeklinde sunulmasıdır. Çok hafif olanlara “granül”, ağır (0.05 gramdan daha büyük) olanlara “bol” denilmektedir. 

6. SUPOZİTUAR (FİTİL) : Vucüt ısısında eriyen ve rektum yada vaginaya uygun şekillendirilmiş ilaçlardır. 

7. KAŞE : Hoşa gitmeyen tad ve kokuları nedeniyle toz şeklindeki ilaçların pirinç unu  ya da nişastadan yapılmış oval veya silindir şekilli içiçe geçen koruyucular içinde sunulan şekilleridir; örnek : Gripin.

SIVI İLAÇLAR

1) SOLÜSYON : İlacın etken maddesinin su, bitkisel yağ ya da başka bir eriticide eritilmesiyle hazırlanmış şeklidir. Göz, kulak, burun damlaları bu solüsyonlara örnek verilebilir. 

2) SUSPANSIYON : Katı haldeki ilaçların bir sıvı içinde tam çözünmeden (minik parçacıklar halinde) bulunduğu sıvı ilaçlardır. Çöküntü yaptığından, kullanılmadan önce mutlaka çalkalanmalıdırlar. 

3) TENTÜR : Bitkisel ve hayvansal kaynaklı ilaçların, alkol ya da eterdeki çözeltisidir. 

4) EXTRACT(EKSTRE) : Bitkisel maddelerin su, alkol ve eter gibi sonradan uçurulabilen bir ya da birkaç eritici ile karıştırılıp sonra eriticinin uçurulmasıyla elde edilen ilaç şekilleridir.

5)  ŞURUP : Yüksek miktarda (% 60 dan fazla) şeker içeren sıvı ilaç şekilleridir. Fazla şekerli olduklarından içerisinde bakteri ve mantarlar üreyemez.

6) POSYON : Şeker oranı düşük ve kaşıkla içmeye elverişli sıvı ilaç şeklidir. İçerisinde bakteri ve mantar üreyebileceğinden 4-5 dozluk hazırlanmaktadırlar.

7) LOSYON : Deriyi korumak ya da ağrı gidermek için  cilde uygulanan solüsyon, süspansiyon ya da emülsiyon şeklindeki ilaçlardır. (Emülsiyon: Bir sıvı (genellikle yağ) diğer bir sıvı(genellikle su) içinde ufak moleküller şeklinde dağılıp, kolloidal bir karışım oluşturuyorsa bu sıvıya denir. )

8) ELİKSİR / İKSİR : Etkin madde ile birlikte su, alkol, şeker vekoku veren maddeler içeren sıvı ilaç şeklidir. 

9) MİLK (SÜT) : Erimeyen ilacın sulu süspansiyonudur. Ör:magnesia milk.

10) AEROSOL : Özel eriticiler içinde hazırlanan ve solunum yoluyla kullanılan ilaç şekilleridir.                       

YARI KATI İLAÇLAR

 1. OINTMENT(MERHEM / POMAT) : Vücuda dışarıdan (cilde ve mukozaya) uygulanan; tereyağ kıvamında vazelin, lanolin, domuz yağıvb katkı maddeleriyle hazırlanan yarı katı ilaçlardır. 

2. TRANSDERMAL TERAPÖTİK SİSTEM (TTS) : Etken maddenin yapışkan bir yüzeye emdirildikten sonra tedavi amacıyla deriye (göğüs veya kulak arkasına) yapıştırılarak uzun sürede emiliminin sağlandığı ilaç şeklidir. 

3.  YAKILAR : Cilde yapıştırılan katı veya yarı katı ilaç şekilleridir.

 
Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 22 Aralık 2008, 22:54:47
İLAÇLARlN VÜCUTTAKİ ETKİLERİ

 İlaçlar etkilerini lokal veya sistematik olarak ya da her iki durumda gösterebilirler.

Lokal etki : ilacın doğrudan dokuya uygulanmasıdır.

Ör: antialerjik losyonlar, kaşıntıyı gidermek üzere deriye uygulanır.

Sistematik etki :  ilaç herhangi bir yolla vücuda alındıktan sonra kana geçerek etki edeceği yere gider. Sistematik etkide birçok organ etkilenir, üstelik bir organa olan etkisi  diğer organa göre daha fazla olabilir.

Verilen herhangi bir ilacın etkisi; hastaya, ilacın dozuna, verilen ilacın izlediği yola ve ilacın metabolizmasına  bağlı olarak değişir.

 
İLACIN ETKİSİNİ ETKİLEYEN HASTA İLE İLGİLİ ETKENLER

1) YAŞ :

Değişik yaştaki hastaların aynı ilaca değişik tepkiler verebilirler. Örneğin yaşlılar, ilacın etkisine daha duyarlıdırlar; bu nedenle genç hastalara göre daha düşük dozda ilaç vermek gerekir. Bazı ilaçlar değişik yaş gruplarında değişik etkilere sahiptirler. Örneğin Barbituratlar, yetişkinlerin çoğunda yatıştırıcı etkiye neden olurken, yaşlılarda tamamen ters etkiye yol açarak heyecan ya da sıkıntı yaratabilirler.   

2) AĞIRLIK :

İlaçların çoğu erişkin ortalamalarına göre hazırlanır; bu da genellikle 70 kg ağırlığında olan bir kişidir. Bununla birlikte bu ilaç dozu  vucudun herkese uymayabilir; şöyle ki  kişi  48 kg ya da 136 kg ise doz çok veya az gelecektir. Bu sebepten dolayı, bazı ilaç dozları hastanın ağırlığına göre verilir (mg/kg gibi).

3) HASTALARIN SAĞLIK DURUMU :

Hastaların sağlık durumları da ilaca karşı olan tepkilerini etkileyecektir. Eğer böbrekleri çalışmıyorsa; böbrekten atılan bir ilaç söz konusu olduğunda ilaç vücutta birikerek, toksik (zehir) etkisi yapacaktır.

4) BİREYSEL FARKLILIK (INDIVIDUAL VARIATION) :

Bir kişi için tedavi edici olan doz diğerleri için aynı etkiye sahip olamayabilir. Bunun nedeni kişisel farklılıktır.

5) IDIOSYNCRATIC (NEDENI BILINEMEYEN) VE  ALERJIK REAKSIYONLAR:

Bazı hastalar bazı maddelere karşı duyarlıdırlar o nedenle ilaç alındıktan sonra istenmeyen etkiler (alerjik tepkiler) ortaya çıkabilir. Bu etkiler hemen (örnek: penisilin) çıkabildiği gibi birkaç saat sonra ya da birkaç gün kullanımdan sonra da görülebilir.



ÇEVİREN : ENDER KABA
Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 22 Aralık 2008, 22:55:32
İLAÇ VERME YOLLARI  (ROUTES OF ADMİNİSTRATİON)
İlacın etkisi, ilacın vücuda veriliş yoluyla ilgilidir. Bir ilacın uygulandığı yol diğer ilaç için uygun olmayabilir. Bu nedenle ilaçların vücuda veriliş yöntemleri iyi bilinmelidir.

Oral ( Ağızdan – per os )

Birçok hasta ilaçlarını evinde acısız, en uygun ve ekonomik bir yöntem olan ağız yoluyla alır. Ağız yoluyla ilaç alındığında, mide ve bağırsaklardan emilimi nedeniyle etkisi 30 ila 90 dakikada ortaya çıkar.

Rektal

Bazı durumlarda (Örnek: hasta kusuyorsa, bilinci kapalıysa, kasılma nöbeti geçiriyorsa vb) ağız yoluyla ilaç vermek mümkün olmayabilir, bu durumlarda rektal yol tercih edilir. Rektal mukozadan emilim hızlıdır.

Oral ve rektal yol ile ilaç alımına “enteral yol” adı verilir, bu yollarla alınan ilaçlar mide ve bağırsaktan emilirler. Aşağıdaki yöntemlere ise ”parenteral yol” denilmektedir.

Intravenous (IV, damar yolu )

En hızlı ve etkili ilaç veriliş yolu damar yoludur. İlaç doğrudan kan akımına katılarak, en kısa zamanda hedef organa ulaşmaktadır. Emilim sırasında görülen ilaç kaybı bu yöntemde söz konusu değildir. Bu yöntemle istenilen miktar belirlenen zamanda hastaya uygulanabilmekte ve ilacın dozu da kontrol altında tutulabilmektedir. Bu aynı zamanda en tehlikeli yöntemdir. Kalbin bir atımında tüm ilaç istenilen organa ulaşmakta bu da toksik reaksiyona neden olabilmektedir.

IV yolla uygulamada ilaç 12 saniye içinde emilebilmektedir (absorbe edilebilmektedir). Emilim hızı, kalp rahatsızlığı olanlarda, daha uzun bir sirkülasyon (dolaşım) nedeniyle daha yavaş gerçekleşmektedir. Kalp durmasında ve hastaya kalp masajı uygulanırken damar içinden uygulanan ilacın hedef organa ulaşması normal süreden 3 ya da 4 kat daha uzun bir zaman alır. Bu nedenle, kalp masajı uygulanan hastaya verilen ilacın ancak 1 ila 2 dakika sonra kana karıştığından emin olunabilir.

Genel olarak, damar içine ilaçlar yavaş verilmelidir.

Intramuscular (IM, Kas içine)

Kas içine ilaç verilişinde ilacın etkisi damar içine uygulamaya göre çok daha yavaştır. İlaç önce kastan emilir, daha sonra kana karışır. Bu nedenle damar içine göre daha uzun sürede etki eder. Kas içinden veya deri altı dokusundan ilaç verileceği zaman kasta ve periferik dokuda kan akımının yeterli olmasına dikkat edilir (şokta ve kalp durmasında uygulanmaz). Bundan dolayı kas içine uygulama yalnızca dolaşımı yeterli olan hastalarda uygulanır.

                          “ PERİFERİK PERFÜZYONU YETERLİ OLMAYAN HASTALARDA,

                            DAMAR İÇİNE VEYA DERİ ALTINA  İLAÇ UYGULANMAZ ”

Subcutaneous ( Deri altına )

İlaç, deri altına, yağ tabakasına veya onun altındaki dokuya enjekte edilir. Deri altı dokusuna sınırlı miktarlarda (2 ml’ den az) ve tahrişe neden olmayan ilaçlar enjekte edilir. Bu uygulamada ilacın emilimi yavaştır; etki süresi damar içine uygulanan ilaçlara göre daha uzundur. İlacın en etkin olduğu düzeye ulaşma süresi 30. dakikadır. Astım krizlerinde epinefrin(adrenalin) deri altına uygulanır. Genelde ilaç, üst kolun dış tarafındaki dokuya veya bacağın üst yarısına veya karın bölgesine uygulanır.

Inhalation ( solunum yoluyla )

Aerosol Bronkodilatörler, bronkosol ve medihalers gibi ilaçlar solunum yoluyla verilmektedir. Kişi solunum yaparken, ilaç kabını ağzına dayayarak, toz ya da püskürtme şeklindeki ilacı doğrudan akciğerlerine çeker ve ilaç kısa sürede kana karışır.

Endotracheal ( tracheal )

Bazı ilaçlar bronş zarlarından çok hızlı emilirler dolayısıyla da çok hızlı etki ederler. Bu ilaçlar endotrakeal tüpten verilirler. Bu yolla verilen ilaçlar: Atropine, Valium, Epinephrine, Lidocaine.       

                “BU LİSTEDE YERALMAYAN İLAÇLAR ENDOTRAKEAL YOLLA VERİLEMEZ”

Sublingual (SL, Dil altı)

Sublingual yol, ilacın dil altına konularak etkisini gösterdiği yoldur. Nitrogliserin  (İsordil 5mg) genellikle bu yolla alınır. Dil altına verilen ilaçlar çok hızlı emilirler. Ve birkaç dakika içinde etkilerini gösterirler.

Topical ( lokal, deri  )

İlaçlar deriye de uygulanabilir. Genel olarak -intact skin- deri, ilaçların emilimine karşı bir engel oluşturur. Ancak bazı ilaçlar çok düşük hızda da olsa bu engeli aşmaktadırlar. Bu yolla ilaç verildiğinde ilacın etkisi uzun süre devam eder. Bazı kalp hastalarında nitrogliserin deri üzerine uygulanabilmektedir (flaster gibi yapıştırılarak uygulanır). Aynı şekilde estrogenlerde ( kadın hormonları) deriye uygulanabilmektedir.

Intracardiac ( kalp içine )

İlacın doğrudan göğüs duvarından kalbe enjekte edilmesidir. Bu yöntem son çare olarak kullanılmaktadır. Kalp durması gibi durumlarda epinefrin kalp içine doğrudan enjekte edilir. Bu yöntemin, damar içi veya endotracheal uygulamaya göre herhangi bir avantajı yoktur. Ve bazı tehlikeli etkileri de görülebilir. Koroner damarlarda hasara, pneumotoraksa,  Ventriküler fibrilasyona (VF ) sebep olabilir. Intrakardiyak ilaç uygulamasında, kalp masajı yapılıyorsa kalp basısına ara verilmelidir. Bu yöntem IV ve endotracheal tüp yöntemlerinin başarısızlığa uğraması durumunda uygulanmalıdır.

EMİLİM HIZI (-ORANI, RATES OF ABSORPTİON)

İlaçların emilim hızı ilacın veriliş yöntemiyle ilgilidir. Damar içine ilaç uygulandığında ilacın kana karışması çok hızlıdır. Endotrakeal tüpten verildiğinde solunum mukozasından emilim damar yoluna yakın bir hızdadır. Rektum gibi mukoza yüzeylerinden de emilim çok hızlıdır. Kas içine ilaç verildiğinde emilim daha yavaştır. Aynı şekilde deri altına ( subcutaneous ) ilaç uygulandığında da ilacın kana karışması zaman aldığından emilim de yavaştır. Oral  ilaç alımında ise ilacın kana karışması diğer yöntemlere göre daha yavaştır. İlacın kana karışımının en yavaş olduğu yol deri yoludur. 
Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 22 Aralık 2008, 22:56:17
TABLO :  ÇEŞİTLİ YOLLARDAN  ALINAN İLAÇLARlN EMİLİM HIZLARI

___________________________________________________________________

ALINDIĞI                                          ALINDIKTAN SONRA, ETKİSİNİN ORTAYA           

    YOL                                                ÇIKTIĞI ZAMANA  KADAR  GEÇEN SÜRE

DERİDEN                                                                                    DEĞİŞKEN

AĞIZDAN                                                                               30 - 90 DAKIKA

REKTAL                                                                                   5 - 30 DAKIKA

CİLT ALTI                                                                               15 - 30 DAKİKA

KASİÇİ                                                                                    10 - 20 DAKİKA

DİLALTI –TABLET-                                                                   3 - 5  DAKİKA

DİLALTI – ENJEKSİYON -                                                        3   DAKİKA

İNHALASYON – SOLUNUM -                                                     3   DAKİKA

ENDOTRAKEAL                                                                          3   DAKİKA

DAMAR YOLU                                                                        30-60 SANIYE

KALP İÇİNE                                                                                 15 SANIYE
Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 22 Aralık 2008, 22:56:50
İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ DAĞILIMI
(DİSTRİBUTİON OF THE DRUG WİTHİN THE BODY)

İlaç kana karıştıktan sonra ne olur? Genelde ilaç kolaylıkla damardan (vasküler boşluktan) geçerek  hücrelerarası ( interstitial) sıvıya karışır. Bu nedenle vücudun belli bir bölgesine ulaşan ilaç miktarı o bölgedeki kan akımına bağlıdır. Vücudun bazı bölgelerine ulaşmak daha zor olabilir. Bazı ilaçlar ( sinir ilaçları ) merkezi sinir sistemi ulaşamazlar. ( Bu nedenle biz bu ilaçlara “kan-beyin bariyerini aşamıyorlar” deriz.) Bazı ilaçlar kolaylıkla annenin dolaşımından plasentaya geçebilirken, diğerleri bebeğin dolaşımına (fetal sirkulasyona) giremezler.

İLACIN ETKİSİZ HALE GETİRİLMESİ VE VÜCUTTAN DIŞARI ATILMASI

 İlacın etkisinin sadece belirli bir zaman sürdüğünü biliyoruz. Bundan şu sonucu çıkartabiliriz:  ilaca belli bir süre sonra bir şeyler oluyor. Eğer aksi olsaydı ilacın etkisi sürekli olurdu. Vücudun ilacı ortadan kaldırmak üzere kullandığı iki yöntemi vardır. Birisi ilacın dışarı atılması, diğeri de ilacın aktif olmayan bir hale dönüştürülmesidir.

İlaçların vücuttan atılımı akciğerler veya böbrekler yoluyla gerçekleşmektedir. Örnek : Genel anestezide kullanılan gazlar ve buharlaşabilen sıvılar akciğerlerden dışarı atılırlar. Alınan alkolün belirli bir oranı da akciğerlerden dışarı atılır. ( Bu atılım nedeniyle vücuttaki alkol miktarının kontrolü de “ Breathalyzer Test “ ile mümkün olmaktadır.

Böbrek yetmezliğinden kaynaklanan nedenlerle ilacın vücuttan atılması daha yavaşlayabilir. İlacın vücuttan atılımının ikinci yolu da ilacın aktif olmayan(inaktif) bir hale dönüştürülmesidir. Metabolik reaksiyonların büyük bir kısmı karaciğerde gerçekleşmektedir ve ilaçların inaktif hale getirilmesi de karaciğerde olmaktadır. Karaciğer yetmezliğinde ilacın inaktif hale getirilmesi de aksar.

 

İLAÇLARIN BİRBİRİYLE ETKİLEŞİMİ

 İlaç tedavisinde, ilacın hastaya etkisi kadar ilaçların birbiriyle olan etkileşimleri de önemlidir. İlaçların birbiriyle etkileşimi;  therapeutıc (şifa verici, iyileştirici) veya toxıc (toksik, zehirleyici, zarar verici) olabilir. Aynı yolu kullanan diğer bir kimyasal maddeyle, reçeteyle alınan bir ilaçla, sigara dumanındaki nikotinle, diyette alınan bir besinle veya vücuda giren başka herhangi bir şeyle etkileşime girebilir. İlaçların birbirleriyle etkileşimleri 4 yolla olur:

synergısm (sinerjizma; İki ilacın birlikte daha güçlü tesir etmesi) : iki ilacın birlikte kullanıldıklarında oluşturdukları etkinin ayrı ayrı kullanımlarındaki etkiden daha güçlü olmasıdır ki, bu etkiden tüberkuloz tedavisinde yararlanılmaktadır.

additional (sumasyon; birbirine eklenme-destekleme) : Eğer aynı etkili iki ilaç birlikte alınırsa, ilaçların vücuttaki etkisi (cebirsel toplamları kadar) artar. İlaçların birbiriyle etkileşerek etkilerinin artışı ağrı kesici kombinasyonlarında kullanılır. Darvocet gibi...(Darvon + acetomınophen)

potentiation (potensiyalizasyon; ilacın etkisinin korunması) : iki ilacın birlikte verilmesiyle elde edilen etki, bu ilaçların tek başına oluşturdukları etkilerin toplamından fazladır.

antagonism (antagonizma; ilacın etkisinin diğer bir ilaç nedeniyle azalması) : ilacın etkisinin diğer bir ilaç nedeniyle azalmasıdır. Narkotiklerin etkisini azaltmak amacıyla naloxone verilmesi bu etkileşime örnektir.

 İlaçların birbiriyle etkileşimleri her zaman tehlikeli değildir. Hatta ilaçların etkinliğini arttırmak üzere sıklıkla kullanılmaktadırlar. Ancak istenmeyen tehlikeli durumlarla karşılaşmamak için ilaçların birbirleriyle etkileşimlerine dikkat edilmelidir.

İlaçların birbirleriyle olan olası etkileşimleri sayılamayacak kadar çoktur. O nedenle yeni bir ilaç hazırlandığında bu ilacın diğer ilaçlarla etkileşimi ve hangi dozlarda kullanılabileceği kullanıcıya sunulmaktadır.
Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 22 Aralık 2008, 22:57:23
ÖZEL TERİMLER

Bu bölümü bitirmeden önce ilaçların tanımlanması ve etkileriyle ilgili özel terimleri aşağıda veriyoruz :

Indıcatıons (Etkileri, endikasyonları, kullanılması önerilen durumlar) :   İlacın hastaya tedavi için uygulanabilirliğini tanımlar. Örnek: Hipoglisemik komadaki hastaya %50 dekstroz verilir.

Contraındıcatıons (Kullanılması önerilmeyen durumlar) : olumsuz etkilerin görüldüğü durumlar. İçinde bulunulan durumun ilacın tedavi amacıyla kullanılmasını engelleyen olasılıklarını  tanımlar.  Astımlı hasta morfinden olumsuz etkilenir. Bu nedenle astım hastalarına morfin verilmemelidir.

Depressant (baskılayıcı): Vücudun veya bir organın etkinliğinin ilacın etkisiyle azalmasıdır. Morfin solunumu yavaşlatır(baskılar).

Stimulant ( uyarıcı) : Vücudun veya bir organın aktivitesinin ilacın etkisiyle artmasıdır. Kafein içeren içecekler içildiğinde uyanık kalma.

Cumulative action:  İlacın vücutta belli bir doygunluğuna ulaştıktan sonra etkin olmasıdır.

Tolerance: Belli miktardan sonra daha fazla alınan ilaca vücudun hassasiyetinin azalmasıdır.

Habituation: ilaç tarafından şahsın kendini iyi hissetmesinin sağlanmasıdır. Sigaradan alınan nikotin gibi

İdiosyncrasy: İlaca karşı kişide hassasiyetin oluşmasıdır.

Hypersensıtıvıty: daha önce aynı ilacın kullanımına rağmen sonra ortaya çıkan aşırı  reaksiyondur.
Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 22 Aralık 2008, 22:58:01
AĞIRLIKLAR, ÖLÇÜLER VE DOZAJ

İlaç tedavisinde doğru dozajda ilacın verilebilmesi için öncelikle ölçü sistemlerinin bilinmesi gerekir. İlaç ölçümünde iki sistem kullanılmaktadır. Bunlardan ilki apothecary sistemidir. Bu sistem iki sistem içinde daha eski olan fakat daha az sıklıkla kullanılan sistemdir. Bu sistemde katı maddeler graın, dram, ounces ve pound ile ölçülürken sıvılar ise minims, fluidrams, ounce, pints, and ve galanla ölçülür. İkinci sistem metrik sistemdir. Resmi ölçüm sistemi de bu sistemdir. Ağırlık birimleri gram, hacim birimleri de litredir. Bu iki sistem arasında birimleri birbirine çevirebiliriz. Fakat bu çevrimler genelde yaklaşıktır. Aşağıda birkaç önemli çevrim verilmiştir.

 Metrik sistemden apothecary sisteme

Metrık                                                                     Apothecary

1 ml                                                                        15 minims

10 ml                                                                     2.5 fluidrams

100 ml                                                                   3.5 fluidounces

1000 ml (1 lıter)                                                   1 quart

Çeviren : Hüseyin TUNA (DİYYO-Güverte)

 DEÜ-DİYYO- Güverte Bölümü  Acil Bakım Dersi İlaç Bilgisi :

Aşağıda bahsedilen ilaç grupları elinizdeki ilaçların hangi gruba ait olduğunu öğrenmeniz için düzenlenmiştir. Çünkü, belirli gruplar aynı özelliklere sahip olup kullanım alanları ya da etkileri benzeşmektedir. Verilen İlaç isimleri piyasada kullanılan isimlerden birkaçıdır. Etken maddeleri parantez içinde yazılmıştır ki elinizde bulunan ancak listede adı bulunmayan ilacın etken maddesine bakarak hangi gruba ait olduğunu saptayabilesiniz.  İlaçların prospektüslerini okuyarak hangisinin hangi koşullarda kullanılabileceğini, yan etkilerinin neler olduğunu, hangi durumlarda o ilacın verilmemesi gerektiğini (kontrendikasyonu) mutlaka araştırmalısınız. Birkaç kez verildiğinde yan etkileri görülmediyse bir daha ortaya çıkmaz diye bir kural yoktur, o nedenle ilaçların yan etkilerinin ne olduğu iyice okunup hasta uyarılmalı ve belirtileri görüldüğünde ilaç hemen kesilip doktora danışılmalıdır. Elbette ki vereceğiniz ilacı doktora danışıp vermeniz en sağlıklı yaklaşım olacaktır. Biliyoruz ki artık iletişim teknolojisi çok gelişti bir doktora danışmak bir telefon mesafesinde.
Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 22 Aralık 2008, 22:59:03
BAZI SİSTEMİK İLAÇLAR

1 – SOLUNUM SİSTEMİ İLAÇLARI

BRONKODİLATATÖRLER

Bronşların düz kas liflerini gevşeterek bronş çapını artıran ilaçlardır. Bazı akciğer hastalıklarında (astım, kronik bronşit) meydana gelen  bronş spazmlarına karşı kullanılırlar. Bronşlar sempatik ve parasempatik liflerin kontrolündedir. Dolayısıyla sempatik sinir sisteminin uyarılmasıyla bronşlarda beta2 reseptörler uyarılır ve bronkodilatasyon (bronşlarda genişleme)oluşur. Parasempatik sistemin uyarılması ile bronkospazm(bronşlarda genişleme) ve bronş salgılarında artış meydana gelir. "

Beta-2 reseptör uyaranlar: salbutamol, terbutalin, fenoterol ve orsiprenalin. Aeresol şeklinde verildiklerinde etkileri oldukça çabuk (1-2 dakikada) ortaya çıkar ve 4 saat kadar devam eder. Yan etkileri: refleks taşikardi ve kas seğirmeleri.

Teofilin : Çay, kahve ve çikolata içinde bulunan dimetilksantin' dir. Kafeine benzer yapıda olmasına rağmen çok güçlü bronkodilatatördür. Teofilin, Astım tedavisinde kullanılmaktadır. Yan etkileri: Uykusuzluk, sinirlilik, kardiyak uyarıdır. Teofilin çocuklarda tehlikeli konvulsiyonlara yol açabilir. (Prof.Dr. İsmet Dökmeci, Farmakoloji, 1995;s:111-112; Saray Kitabevi)

 
ANTİTUSSİF (ÖKSÜRÜK ) VE EKSPEKTORANLAR (BALGAM SÖKÜCÜLER)

Kodein ve Efedrin İçerenler:

Bu ilaçların önemli bir kısmı Kodein ve Efedrin içermektedir. Kodein bir opium türevi olduğundan morfin gibi merkezi sinir sistemini baskılayıcı etkiye sahiptir. Kodeinin yan etkileri: solunumun baskılanması ve yüksek dozlarda hipoksi sonucu solunum durması, bulantı, kabızlık (konstipasyon), alerjik reaksiyonlar. Ayrıca Kalpdamar hastalığı olanlarla prostat hipertrofisi olanlarda kullanılmamalıdır. Efedrin bir antihistaminiktir (alerjide kullanılır).   Efedrinin yan etkileri : çarpıntı, tremor(titreme), uyuyamama, bazen anksiyete; yüksek dozda alındığında çocuklarda halüsinasyon (hayal görme), konvülsiyon (nöbet geçirme), hareketlerde bozukluklar, erişkinlerde (ve çocuklarda) koma ve kardiyovasküler kollaps ve ölüm. Kodein ve efedrin içerenler: 

= Arkodin, Becodin, Codeinal, Kodibeksin, Latusin, Pektoral, Syrocol

 Difenhidramin İçerenler:

Antihistaminik olan difenhidramin alkol, barbitürat ve trankilizanlarla alındığında sedatif etkilerini artırırlar.     =  Bebeko, Benylin Expectorant, Gayaben, Neo Jucodine, Hydryllin Compound 

Dekstrometorfan İçerenler:

Merkezi sinir sistemi baskılanması, ağız kuruluğu, uyku hali, hipertansiyon vd etkileri vardır.

= Benical, Defeks, Dorfan, Preveral, Efetal, Tusipan   

 Ve başka etken madde içerenler vardır.         

 
2 – ANALJEZİK VE ANESTEZİK ETKİLİ İLAÇLAR 

NARKOTİK OLMAYAN ANALJEZİKLER (= ağrı kesiciler)

Bağımlılık yapma özellikleri olmayan bu grup analjezikler orta şiddetli künt ağrılarda, romatizmal hastalıklarda ve artritlerde (eklem ağrılarında) yaygın olarak kullanılmaktadırlar. Ağrı kesici etkilerinin yanı sıra genellikle antipiretik (ateş düşürücü) ve antienflamatuar (iltihaplanmayı önleyici) etkileri de vardır. Etki mekanizmaları sonucu trombositlerin agregasyonuna (pıhtılaşma partiküllerinin çökelmesine) engel olduklarından son yıllarda kullanımları tartışma konusu olmuş ve bu özellikleri nedeniyle pıhtılaşmayı geciktirici tedavide kullanılmaya başlanmıştır, örnek: düşük doz aspirinin kalp hastalığı olanlarda tıkanmayı önlemek üzere kullanılması.

=  Alca – C, Alcacyl, Analgol, Aspirin, Ataspin, Babyprin, Devasko, Dispril, Dolviran, Fulpen,

Nötras, Paranox-A, Sasiptin (etken madde: Asetilsalisilik asit)

=  Algopan, Algopirin, Gripin, Kalmet, Kataljin, Kataprin, Malon, Panadol, Panalgine,

Paracetamol, Para-nox, Parol, Pirofen,Sedalon, Seskafleks, Seskamol, Setol, Tempo,

Tamol Tezpirin, Vermidon, Volpan (etken madde : parasetamol)

= ve yüzlerce çeşit...


-  SOĞUK ALGINLIĞI VE GRİPAL ENFEKSİYONLARDA  KULLANILAN KOMPLEKS YAPILI İLAÇLAR

=  A-Ferin, Anelsedin, Arbitus, Cinnar, Corsal, Coryban-D, Degest, Dorfan CF, Femidol,
Gripanol, Peditus, Theraflu, Triaminic, Benical, Minoset, Dolven


-  NARKOTİK ANALJEZİKLER (OPİOİDLER)

Merkezi sinir sisteminde depresif ve analjezik etki yapan, bağımlılık oluşturan bu grup ilaçlar genellikle şiddetli ağrılara karşı kullanılmaktadır. Ağrının oluşturduğu anksieteyi(endişe/korku) yok eder ve öfori(kendini aşırı zinde hissetmekten doğan belirgin haz) oluştururlar. Morfin ve türevleri bu gruba girmektedir.

=  Morphine hydrochloride

=  Dolantin (et.md.: MeperidinHCl), Neospazm (et. md.: PapaverinChl.)

=  Darval, Doloksen, Küratin, Migrifen (etken madde: Dekstropropoksifen HCl)   
 

3 - KEMOTERAPÖTİK (TEDAVİ EDİCİ ) İLAÇLAR:


ANTİBİYOTİKLER( herhangi bir organın iltihaplanması”enfeksiyonu” durumunda kullanılan ilaçlardır)

-    Penisilin Türevleri

                     = Antipen, Histapen, Kristalize Penicilline-G Potasyum, Prokain Penisilin 3:1, Pronapen,

                        Celpillina(etken madde : metisilin = penisilin), Alfasilin, Ampicilin, Ampisina, Duocid,

                        Negopen, Seskasilin, Alfoksil, Geopen, Longatren, Pipril, Augmentin, Azactam

-   Sefalosporinler (mantardan elde edilen yarı sentetik antiyotiktir. Genellikle ilaçların etken maddesi

incelendiğinde Sefaleksin, Sefradin, Sefalozin gibi Sefalosporinin kısaltılması ile türetilmiş isimler vardır.)

                    = Maksipor, Efradin, Sefril, Sefazol, Cefobid, Rocephin, Zinacef, Ceclor           

-    Aminoglikozit Antibiyotikler

                     = Streptomycine, Kanamycine, Nebcin, Mikasin, Garamycin, Genta, Gentasillin,

                        Getamisin, Netromycine

-    Makrolit ve Linkozamin Grubu Antibiyotikler

                     = Emisin, Erimicin, Erythrocin,TAO, Tekmisin, Lincocin, Linconobel, Linkomisin- İE,

                        Cleosin,

-   Tetrasiklinler (%60-95 oranında sindirim kanalından absorbe olurlar. Demir, kalsiyum,magnezyum, süt, yoğurt gibi bazı gıda maddeleriyle emilimleri gecikebilir veya güçleşir. Ağızdan alınan tetrasiklinler  barsak florasında değişime ve barsak kanalında tahrişe neden olabilirler, tahrişi önlemek için yemek sırasında -tok iken- vermekte yarar vardır).

                       = Azo-Tetralet, Devacyclin, Heksasiklin, Misteklin, Tetra, Panter, Uropol, Terramycin,

-     Amfenikoller

                       = Colimycin, Fenicomycin, Kemicetine, Klorimisin, Levosetin, Urfamycin

 -     Antimikrobik İlaçlar

                       = Rifal, Rifocin, Metraljil, Biteral, VancocinCP 

-      Antitüberküloz İlaçlar (Verem hastalığında kullanılan ilaçlar)

                       = I.N.H., İsozide, Nydrazid (etken madde: İsoniazid).

                       = Embutol, Ethambutol, Miambutol, Tüberol (etken madde: Etambutol)

                       = Rifadin, Rifal, Rifcap,Rifinah ( etken madde: Rifampisin)

                       = Piraldina, Pirazinid, Morfozid, Promid, T-Bascyl, Tebesco, İnhazon

 -    Sülfonamidler

                       = Sülfadiazin, Ultradiazin, Gantrisin, Azo-Gantrisin, Amidin, Fanasil, Bactrim,

                          Kemoprim, Mikrosid, Septrim, Sülfaprim, Codiazin

 -    Üriner Antiseptik İlaçlar ( idrar yolları enfeksiyonlarında kullanılırlar)

                        =  Piyeloseptil, Uriseptin, Fureks, Naligram, Negram, Helpa, Litizin, Panurin, Purinol

 -   Antifungal İlaçlar

                        =  Mikostatin, Misteklin (etken madde: Nistatin);

                        =  Gefulvin Forte,  Grifulvin Forte, Grisovin ( etken madde: Griseofulvin)

                        =  Fungoral (etken madde : Ketokonazol)

 
4 – SİNİR SİSTEMİNE ETKİLİ İLAÇLAR


 HİPNOTİK İLAÇLAR

Uyku bozukluğu, uykusuzluk durumlarında uykuya benzer etki yapan ilaçlardır. Küçük dozlarda sakinleşme (sedasyon) sağlarken yüksek dozlarda derin uyku ve komaya neden olabilirler. Barbitürat ve nonbarbitürat olmak üzere iki grupta toplanırlar.

                   = Nembutal, Luminal, Phenobarbital, İpnozem, Rohypnol,Noludar, Tricloryl, Unisom

 

TRANKİLİZAN (ANKSİYOLİTİK) İLAÇLAR


Anksiyete (korku, endişe), aşırı heyecanlanma gibi durumların düzeltilmesinde kullanılırlar. Entelektüel yeteneklerde ve psikomotor reaksiyonlarda azalma, öfori oluşturabilirler. Trankilizanların içinde kullanılan propandiol türevlerinin antikonvülsan ve kas gevşetici etkileri vardır(bu etkileri nedeniyle uzun süren kasılma nöbetlerinde kasılmayı önlemek için kullanılabilinir).

                   =  Equanil, Meprol, Trankilin, Dia-Pam, Diazem(et.md.: diazepam), Lizan, Nervium, Valibrin, Zepam, Librium,  librax, Nobraksin, Tranxilene, Ativan, Atarax, Kardol, Validol, Passiflora, Bellergal-Retard, Bellaginal

 
NÖROLEPTİK (MAJÖR TRANKİLİZAN) İLAÇLAR

Şizofreni ve bazı psikotik hastalıkların tedavisinin dışında saldırganlık, ajitasyon, delirium, anksiyete gibi nörolojik durumlarda kullanılır.

                    =  Largactil, Fleksin, Sparin, Melleril, Moditen, Lidanil, Norodol, Akineton, Nörofren, Benadyrl

 
 ANTİDEPRESAN İLAÇLAR

Fiziksel ve mental yavaşlama, ruhsal ajitasyon (aşırı huzursuzluk hali), bitkinlik, konulara yoğunlaşamama, aşağılık duygusu gibi depresyon ile, manik depresif olarak adlandırılan aşırı neşe, öfori, düzensiz konuşma ve davranma, kendine aşırı güven, uykusuzluk gibi hastalıklarda kullanılırlar.

                   =  Tofranil, Anafranil, İnsidon, Laroxyl, Triptilin, Merital, Ludiomil, Suxil, Tolvon, Betaserc

 
 MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNE ETİLİ KAS GEVŞETİCİ İLAÇLAR

 İki grup hastalığın tedavisinde kullanılırlar: 1- Kas – iskelet sistemi kaynaklı kasılmalarda ( kireçlenme, travma-yaralanma-, inflamasyon-iltihabi durumlar- ve diğer nedenlerden oluşan bel ağrılarında) 2 – çeşitli hastalığa bağlı felçlerde.

                    = Dorsiflex, Dorsilon, Paraflex, Parafon, Gamakuil, Kuilil, Cabral   

 
ANTİEPİLEPTİK  İLAÇLAR 

Epilepsi (ya da halk arasında sara olarak bilinir) hastalığında nöbetlerin şiddetini ve sıklığını azaltan ya da yok eden ilaçlardır.

                    = Antisacer, Epdantoin Composee, Eptandoin Simple, Rivotril, Tegretol, Maliasin, Depakin.

 
MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ UYARICILARI

İnsanda psişik uyarı, öfori, fiziksel performans artması, uykusuzluk, konulara konsantre olma yeteneğinin artması  gibi etkiler oluştururlar.  Yüksek dozda alındıklarında sara (=epilepsi) nöbetlerinde görülen nöbetler oluşmasına neden olurlar.  Yine bağımlılığa neden olma zehirleyici (toksik ) etki nedeniyle bu gruba giren amfetamin grubu ilaçlar Türkiye dahil birçok ülkede yasaklanmıştır.

                    =    Coramin, Koral Efedrin (et.md.: Nikotinamid); Ansefal (Piritinol); Biocetam, Nootropil, Nörotrop

                          (et. md.: Piracetam); Encephabol (Pritioksin); Lucidril (Sentrofenoksin).
 

KASILMAYI ÇÖZEN (=SPAZMOLİTİK =KOLİNERJİK VE ANTİKOLİNERJİK ) İLAÇLAR

Özellikle sindirim sistemine bağlı organlarda oluşan ağrılı kasılmaların (spazmların) giderilmesinde kullanılır. Bu spazmların nedenleri: Mide/duodenum ülserleri, Safra kesesi ve idrar yollarındaki spazm ve taş ağrıları vd

                  =   Mestinon, Neostigmin, Prostigmine Þ genellikle Myastenia gravis denilen bir hastalığın tedavisinde

                       kullanılan ilaçlardır. Doktor önerisiyle verilir.

                  =   Antrenyl, Avacan,  Atropa,  Atropin sülfate, Buscotek, Buskas, Pankopan Skopan, Aspasmil,

                       Butopan, Epidosin, Palerol, Dolo-Adamon ...

 
MİGRENE KARŞI KULLANILAN SPESİYATİLER

                =  Avamigran, Cafergot, Ergafein, Ergosanol, Dihydergot, Sandomigran, Toterjin, Axeen,

 
ANTİALERJİK ( ANTİHİSTAMİNİK) İLAÇLAR

                =  Alergin, Benadryl, Systral, Antistine, Calistin, Soventol, Longifene, Avil, Aviletten, Disophrol-Repetabs, Prakten, Sipraktin, Tavegyl, Tarpan, İncidal, Sandimmun, Fenistil.
Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 22 Aralık 2008, 22:59:56
Bazı ilaç gruplarının Türkçe anlamı :

Laksatif : Kabızlık giderici

Antidiaretik : İshali durduran

Antiülser : Mide ve onikiparmak bağırsağındaki ülser (yara) olduğunda salgılanan asidi dengelemek için kullanılan


Antiasit ilaçlar


Antiemetik = bulantı giderici, kusmayı önleyici, bazıları da araç tutmaları denilen durumlarda aynı amaçla
         
             kullanıır(Anti-em, Dramamine, Xamamina, et. md.: Dimenhidrinat)


Otik (kulak) ve Oftalmik (göz) ilaçlar : genellikle lokal (bölgesel) kullanılan ilaçlardır. Özellikle göz için

kullanılanların prospektüsü iyi okunmalıdır. Gözbebeklerini büyülten veya küçülten etkiye sahiplerse
oktora danışmadan verilmesi ilerde gözlerde sorunların çıkmasına neden olabilirler.

Antidiyabetik : Diyabetes mellitus (şeker) hastalığında ağız yoluyla kullanılan vücuttaki şeker tüketimini dengeleyen ilaçlar.   

Diüretik : İdrar söktürücü


Kaynak :  Prof. Dr. İsmet Dökmeci, “ Türkiye İlaç Rehberi” , 1988/1989, Başkent Ofset, İstanbul.
Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 22 Aralık 2008, 23:00:38
PARENTERAL İLAÇ UYGULAMALARI
Parenteral sindirim dışındaki yol demektir.  Bu yollar: enjeksiyon çeşitleri, inhalasyon, deri, mukoza, vd yollardır.

Enjekte edilecek ilaçlar flakon denilen küçük şişeciklerde veya ampullerde toz ya da sıvı halde bulunurlar. Toz halinde bulunan ilaçların mutlaka yanında ampul içinde sulandırıları bulunur. Bu sulandırıcılar isrisnai durumlar haricinde arı(distile) su veya serum fizyolojiktir(%0.09 NaCl ün sudaki çözeltisi). Aşağıdaki beş doğru sağlandıktan sonra önce sulandırıcı çekilip toz halindeki ilaca enjekte edilir. Flakon iki parmak arasında ters yüz edilerek daha kolay çözülmesi sağlanır, çok hızlı sallandığında köpürür bu ise istenmeyen bir sonuçtur. Bazı ilaçlar ise sulandırcının içinde beş dakika kadar bekleyince çözünür. Elinizdeki ilacın özellikleri için mutlaka prospektüsü okuyun. Enjeksiyon ve damar yolu açmak için kullanılan malzemeleri görmek için tıklayın.

İlaç Uygulamalarında 5 Doğru

1-      Doğru ilaç

2-      Doğru doz

3-      Doğru etki

4-      Doğru yol

5-      Doğru hasta
Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 22 Aralık 2008, 23:01:43
ENJEKSİYON ÇEŞİTLERİ:

1.      Damar içi >> İntravenöz      >> İV

2.      Kas içi     >> İntramuskuler >> İM

3.      Derialtı    >> Subcutan       >> SC   

4.      Deri içi    >>  İntradermal   >> İD

Doktorun sorumluluğunda olanlar ;

5.      Arter içi   >> İntraarteryel   >> İA

6.      Kalp içi   >>  İntrakardiyak >> İC

7.      Peritoniçi>> İntraperitoneal>>İP

8.      Eklem içi>> İntraartiküler

9.      Spinal kanal içi

 

Enjeksiyon Yöntemiyle İlaç Vermenin Sakıncaları

1-      Enfeksiyon riski

2-      Ağrı

3-      Doku hasarı (üst üste aynı bölgeye enjeksiyon yapılması nedeniyle)

4-      Allerjik reaksiyonlar, anaflaktik şok

Transfüzyon : Tam kan veya kan elemanlarının vasküler sisteme verilmesidir

İnfüzyon : Kan ve kan elemanları dışında kalan diğer sıvıların (infüzyon sıvıları, elektrolit solüsyonları, serum) damar içine verilmesidir.
Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 22 Aralık 2008, 23:02:27
(http://www.acilveilkyardim.com/acilbakim/enj.jpg)
Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 22 Aralık 2008, 23:04:19
1.  DAMAR YOLUNUN AÇILMASI ve  İV  Tedavi : 

Uygulama Alanının Seçimi ;

Yaralanmamış kol seçilmelidir
İlk girişim için mümkünse uç kısımlardaki damarlar tercih edilmelidir
Eklemlerden kaçınılmalıdır
      Damarın genişletilmesi ve girişim için hazırlanması;

Damarı (veni > toplardamarı) üst kısmından sıkıştırın (turnike yapın)
Damarı kalp seviyesinden aşağıda tutun
Hasta yumruğunu birkaç kez sıkıp gevşetebilir
Damarı parmak uçlarınızla hissedin
Giriş yerini povidon iyodin ile içten dışa doğru dairesel olarak (ve/veya alkolle) silin
Temizlediğiniz alanı kontamine etmeyin
     Damara Girişim ;

Damarın hareket etmesini önlemek için cildi hafifçe çekin
İğneyi 30 ° açıyla, iğnenin ucu yukarı gelecek şekilde, pipo tutar gibi tutun
İğneyi gireceğiniz damara paralel tutmadan 10-15 derecelik açıyla yandan deriye giriş yapın
Damara girdiğinizde bir boşluk şeklinde hissedersiniz ve branülün ucuna kan gelir, iğneyi yavaşça damara paralel olarak ilerletin
Eğer iğneli plastik katater(branül) ile giriş yaptıysanız, yarısına kadar gelince : plastik ucu damara doğru ilerletirken iğneyi hafifçe geri çekin. Plastik uç yerleşince, iğneyi tümden çıkarabilirsiniz. Ancak sıvı takana kadar kan akmaması için plastik ucun üzerine gelecek şekilde damara baskı yapabilirsiniz.
 Bu sırada önceden hazırlanmış olan serum setinin ucunu branüle takarak sabitleyin
Dikkat : eğer iğne ile giriş yaptıysanız çıkarırken önce iğneyi çekin sonra damara pamukla bastırın aksi halde çıkarırken bastırırsanız dokuları zedelersiniz !!!
      İV Tedavinin Yan Etkileri :

Lokal :  Ağrı, enfeksiyon, doku hasarı (ödem, ekimoz, hematom), komşu artere veya sinire zarar verme, tromboflebit.
Sistemik: bayılma, hava embolisi, dolaşımın yüklenmesi (boyun venleri şişer, kan basıncı yükselir), anaflaktik şok.
Çevresel : solüsyonun donması, aşırı ısınması, sistemik hipotermi. 
 

2.  İNTRAMUSKULER ENJEKSİYON: 

Kas içi uygulamalarda; büyük gluteal (kalça) kaslara, femoral (üst - dış bacak, dizden beş parmak yukarı) ve deltoid (üst kol, omuzdan üç parmak aşağı dirsekten üç parmak yukarı) kaslara enjeksiyon yapılır. Genellikle, yağlı eriyikler ve fazla miktarlar en iyi derin kas gruplarından emilirler (absorbe olurlar).

       İşlem :

Yapılacak ilaç enjektöre çekilerek, havası çıkarılır kapağı kapatılarak hastanın yanına gelinir.
Verilebilecek miktar 5 ml’ dir. 10 ml verilecekse “Z” tekniği uygulanmalıdır.
Kalçadan uygulanacaksa; hasta yüzü koyun yatar, yapılacak yer seçilir (bir kalça dörde bölünür, üst ve dış kısımdaki bölgeye) ve antiseptikle içten dışa doğru temizlenir.
Enjektör, iğnenin kesik ucu yukarıya gelecek şekilde, kalem gibi tutulur.
 Giriş yerine parmaklar dokunmadan, deri başparmakla işaret parmakları arasında gerdirilir.
Hastaya “ derin nefes alıp – verin” komutu verilir, hasta birkaç kez soluk alıp verirken gevşer ve bu arada 90° açıyla hızlı giriş yapılır. DİKKAT: hızınızı kasın az ya da fazla yağlı oluşuna göre ayarlamayı unutmayın !!! Aksi halde zayıf kişilerde kemiğe şiddetle çarpma olasılığınız vardır.
Cildi geren el ile enjektörün pistonu geri çekilerek kan geliyor mu kontrol edilir gelmiyorsa ilaç enjekte edilir. Kan geliyorsa iğne çok hafif geri çekilir tekrar kontrol edildikten sonra ilaç verilebilir.
Enjektör birden geri çekildikten sonra antiseptikli pamukla bastırılabilir. DİKKAT: damar yolunda olduğu gibi iğneyi çıkarmadan bastırırsanız dokuyu zedelersiniz !!!
Bebekte kas içi enjeksiyon için tıklayınız.

 

3.  SUBKUTAN ENJEKSİYON: 

Enjeksiyon, bir numara gibi büyük iğne ile yapılacaksa 45° açı ile, insülin (tetanoz) iğnesi gibi küçük iğne ile yapılacaksa 90° açı ile giriş yapılmalıdır.

Verilecek miktar 2 ml’ye kadardır.
Cilt bu sefer parmaklar arasında sıkıştırılır
Antiseptikle içten dışa doğru temizlenir
Uygun açıyla girilip ilaç verilir.
 

4.  İNTRADERMAL ENJEKSİYON :

Genellikle ön kolun iç yüzeyine (kılsız/ az kıllı, yağsız alan) uygulanır; PPD testi, alerji testleri (penisilin testi dahil) gibi.

Antisepsi, malzeme hazırlanması her enjeksiyon şeklinde aynıdır.
Verilebilecek miktar 0.5- 1 ml’ dir.
Enjektör, iğnenin kesik ucu yukarı bakacak şekilde, 10 - 15° açı ile pipo gibi tutularak, el ile gerdirilmiş deriye giriş yapılır.
İğne ucu ile 4-5 mm girdikten sonra mercimek tanesi büyüklüğünde ilaç cilt altına verilir.
Uygulama yapılan bölgeye kesinlikle masaj yapılmaz.
Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 22 Aralık 2008, 23:07:05
(http://uyanangenclik.com/resimler/saglik/ivgiris.JPG)
Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 22 Aralık 2008, 23:07:56
(http://uyanangenclik.com/resimler/saglik/z_enj.jpg)
Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 22 Aralık 2008, 23:08:36
(http://uyanangenclik.com/resimler/saglik/bebekenj.jpg)
Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 14 Ocak 2009, 21:37:30
İlaÇlarin Yan Etkİlerİ


İlaçlar iki tarafı keskin kılıca benzetilebilir. Bir yönleriyle istenilen etkilerini yaratırlarken diğer yönleriyle de istenmeyen birtakım yan etkiler yaratırlar. Bazı yan etkiler ilacın yüksek dozda kullanılma-larıyla gelişirken, bazıları da doza bağlı olmadan allerjik bir mekanizmayla belirirler. Bu gibi olaylarda “Antijen” ya da “Hapten” olarak etki eden ilaçlar allerjiye yol açarlar. Kimi ilaçlar belli bir dozun üzerinde kullanıldıklarında kanser yapıcı etki gösterirler. Kimi ilaçlar hamile kadının çocuğunu etkileyerek birtakım doğumsal anormalliklere yol açarlar.



Bu gibi ilaçlara “Terato-jen” denir. Bazı ilaçlar da bir süre kullanıldıktan sonra tutsaklığa yol açmaktadırlar. Başlıca iki çeşit tutsaklık vardır. Bunlardan biriıie “Psikolojik tutsaklık” ötekine de “Fiziksel tutsaklık” denir. Fiziksel tutsaklıkta kişi, alıştığı ilacı alamadığı zaman “Abstinans sendromu” denilen birtakım bedensel rahatsızlıklarla karşılaşır. Psikolojik tutsaklık durumundaysa ilaç bulunmadığı zaman bedensel bozukluklar gelişemez. Kimi ilaçlara karşı hastalarda zamanla tolerans gelişir. Bu gibi durumlarda hastada istenilen etkinin yaratılması amacıyla, gereksinim duyulan ilaç dozu gitgide yükseltilir.


Bazı ilaçlara karşı “Taşiflaksi” gelişir. Bu gibi durumlarda kimi ilaçlar sık aralıklarla kullanıldıklarında ilacın istenilen etkileri kaybolur. Buna karşılık ilacın zehirli etkilerine karşı taşiflaksi gelişmez.
Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 14 Ocak 2009, 21:38:54
SÜLFONAMİDLER:

 Birçok çeşidi bulunan sülfonamidler, sindirim kanalından iyi emilirler. Vücuttaki sülfonamidin yaklaşık % 80′i kanda serbest olarak dolaşırken, ancak % 20 kadarı kanda albüminlere bağlı olarak bulunur. Bu son biçim etkisizdir. İdrarın asitliği arttığında sülfo-namidlerin vücuttan atılmaları azalır. Bu ilaçlar bakterilerin “folik asit” sentezini engellerler. Sülfonamidler zehirli maddeler değillerdir. Ancak bazen anemiye (kansızlık), böbrek taşlarına, kum dökmeye (kristallin) ve allerjik tepkilere yol açabilirler.

Günümüzde çeşitli ve etkili çok sayıda antibiyotik bulunmasına karşın sülfonamidler oldukça sık ve kolaylıkla kullanılan ilaçlardır. Bazı idrar yolları ve sindirim kanalı infeksiyonl arında sülfonamidler özellikle seçilen ilaçlardır. İdrar yolları infek-siyonlarının tedavisinde etkili bir biçimde yararlanılan sülfonamidler şunlardır: “Sülfizoksazol”, “Sülfümetoksazol”, “Sülfaklorpiridazin”, “Sülfi-somidin”.

Sindirim kanalı infeksiyonlarında “Sülfoguani-din”, “Sülsmilsülfatiazol”, “Ftalilsülfatiazol” adlı sülfonamidlerden yararlanılır. Bu sülfonamidler kalıp bakteriler üzerinde etkileri gösterirler.
“Gümüş sülfadiazin” derideki yaralarda ve yanıklarda kullanılan süifonamiddir.
Başlık: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
Gönderen: drfm - 14 Ocak 2009, 21:39:52
ANTİBİYOTİKLER:

Daha önce de belirttiğimiz gibi antibiyotikler, bazı bakteri ve mantarlar tarafından hazırlanan ve öteki bakterilerin üremesini durduran ya da onları öldüren maddelerdir, Yakın bir geçmişe dek her türlü antibiyotiğin etki bakımından birbirlerini destekledikleri düşünülüyordu. Ancak yapılan incelemeler gösterdi ki bazı antibiyotikler birlikte kullanıldıklarında birbirlerinin etkisini bozmakta, bazen de ortadan kaldırmaktadır. Bu bulguya dayanılarak antibiyotikler iki gruba ayrıldı.


1. Grup antibiyotikler, “Penisilin” “Streptomisin” “Neomisin”‘Polimiksin” “Baktrasin” antibiyotikleri tarafından oluşturulur. Bu antibiyotikler bakteri öldürücü etkileri bakımından birbirlerinin etkisini arttırırlar.


2. Grup antibiyotikler de “Kloramfenikol” “Tetra-siklinler” “Novobiosin”, “Eritromisin” ve ek olarak da “Sülfonamidler” tarafından oluşturulur. 2. Grup’taki antibiyotikler ve sülfonamidler bakterilerin çoğalmasını durdurucu etki bakımından birbirlerini desteklerler ancak bakterileri öldürücü etkileri yani “Bakterisid” etkileri destekledikleri her zaman söylenemez. Bu gruptaki bazı antibiyotikler, 1. Gruptaki bazı antibiyotiklerle bir arada kullanıldığında öteki antibiyotiğin bakteri öldürücü etkisini yok ederler.