Tekke (Tasavvuf) Mûsikisi ve Şekilleri

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
Tekke (Tasavvuf) Mûsikisi ve Şekilleri
« : 10 Ocak 2018, 12:03:53 »
Son zamanlarda “tasavvuf mûsikisi” şeklinde de ifade edilen tekke mûsikisi,
“açık (cehrî) zikir yapan tarikatların zikirleri esnasında daha çok ritme dayalı,
bazan bir veya birkaç enstrümanın da katılımıyla ortaya çıkan mûsiki”
şeklinde tarif edilebilir.

Türk dinî mûsikisi formları içerisinde yer alan ve hem camide hem de tekkede icra edilen ilâhi, na‘t, salâ, mevlid, tevşîh, mi‘râciyye, mersiye ve kaside şekilleri dışarıda tutulduğunda tekke mûsikisi formları genel olarak Mevlevî âyini, durak, şuğul ve nefes şeklinde sıralanabilir.

Tekkelerde her tarikatın kendine mahsus zikir şekilleri vardı. Belirli gün
ve gecelerde yapılan bu zikirlere genel anlamda “âyin” denilmekteyse de bu
kelime zamanla, Mevleviyye tarikatına ait zikrin ve bu esnada okunan mûsiki
eserinin özel adı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Tekkelerde düzenlenen
âyinlerde asıl amacın, Kur’ân-ı Kerîm’de sıkça tekrarlanan “Allah’ı
zikrediniz” anlamındaki âyetlerin ışığında, zikir meclisleri olduğu daha önce
belirtilmişti. Bu zikirler esnasında okunan eserler sebebiyle de zikirlerde bir
mûsiki ortamı oluşmaktadır. İşte tekke mûsikisi çerçevesinde icra edilen eserler de, zikrin çeşitli evrelerinde oluşan mânevî ortamlarda bazan tek kişi
bazan da toplu olarak (cumhur) okunan dinî eserlerdir.

Mevlevîlik ve Bektaşîlik dışında tarikatlarda zikirler genel olarak üç
şekilde yapılırdı:

1- Diz çöküp oturarak ve başı sağa sola çevirmek veya diz kapakları yerde
olduğu halde doğrulup oturmak suretiyle yapılan zikre kuûd zikri, bu
şekilde zikredenlere kuûdî;

2- Ayakta beline kadar eğilip kalkmak, olduğu yerde sağa sola dönmek ve
sallanmak şeklinde yapılan zikre kıyâm zikri, bu şekilde zikredenlere
kıyâmî;

3- Ayakta kol kola veya el ele tutuşarak sağ ayağını biraz ileri, sol ayağını da
biraz geri atmak ve sağdan sola doğru düzenli bir tempo ile devamlı
ilerleyip dönmek suretiyle yapılan zikre de devran zikri, bu şekilde
zikredenlere devranî denilirdi.

Tarikatların benimsedikleri tasavvufî düşünce, o tarikatın âyininde ve
dolayısıyla âyin esnasında icra edilen mûsiki eserlerinde de hissedilir. Meselâ
Celvetî âyinindeki coşkunluktan çok sükûnete davet eden tavır bir Halvetî ve
Kādirî âyininde görülmez. Aynı şekilde Rifâî âyinindeki hareketliliğe bir
Nakşibendî âyininde rastlanmaz. Ayrıca aynı tarikatın âyini esnasında kuûd,
kıyâm ve devrân zikirlerinde ritim farklıdır, ağır ritimle başlayan zikir
giderek hareketlenip coşkulu bir şekilde sona erer.

Âyinler şeyh, zâkirbaşı, meydancı ve reisler tarafından idare edilir ve bu
kişilerin uygun gördüğü sürede devam eder. Âyinlerde dervişler zikrederken,
zâkirler de zikrin ritmine uygun olarak devamlı ilâhi okurlardı. Zaman zaman
verilen aralarda na‘t, durak, mersiye, kasideler okunarak zikre katılanların
soluklanmalarına imkân hazırlanırdı.

Zikirdeki dinî mûsiki eserlerini “zâkirbaşı” idare ederdi. Zâkirbaşılık çok
önemli ve o derecede de zorlukları olan bir görevdi. Zâkirbaşı tayin
edilebilmek için binlerce ilâhinin bestesini güfteleriyle birlikte belleğinde
korumuş olmak, geniş bir mûsiki bilgisine, güzel bir sese ayrıca iyi bir idare
yeteneğine sahip olmak gerekirdi. Zikir esnasında okunacak ilâhilerin hangi
tür zikre uygun düşeceğinin kararı ve bu eserlerin zikrin nitelikleri ve günün
özellikleri de göz önüne alınarak seçilmesi zâkirbaşının görevleri
arasındaydı. Ayrıca zikrin akışı içerisinde ritim gittikçe hızlanıp sesler de
tizleşeceğinden, zikir esnasında okunacak eserlerin makamlarının seçimi de
önemlidir. Tekke mûsikisinin usül ve erkânını çok iyi bilip uygulamasıyla
tanınan ve hâfızasındaki dinî eser birikimiyle şöhret kazanan Beşiktaşlı Nuri
Korman ile Albay Selahaddin Gürer Cumhuriyet döneminin son
zâkirbaşılarındandır.

Tekkelerde yapılan zikirlerde seslere genellikle ritmin yürütülmesinde
yardımcı olan mahzar, halîle, kudüm, bendir, nevbe gibi vurmalı sazlarla ney
eşlik etmiştir. Mevlevî âyinlerinde, sık kullanılan ney, kudüm ve rebabın yanı
sıra son dönemlerde Türk mûsikisi sazlarının hemen hepsi kullanılmıştır.
Bektaşî âyinlerinde ise daha çok “bağlama ailesi” kullanılmıştır.

Câmi mûsikisiyle ortak icrâ edilenlerin dışındaki tekke mûsikisi şekilleri
şunlardır:

1- Mevlevî Âyini
2- Durak
3- Şuğul
4- Nefes