Gönderen Konu: Eklem hastalığı - Ansiklopedik Bilgi  (Okunma sayısı 2431 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • Administrator
  • Süper Mega üye
  • *******
  • İleti: 11650
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Eklem hastalığı - Ansiklopedik Bilgi
« : 03 Eylül 2014, 11:11:37 »
Vücûdun eklem bölgelerinde görülen hastalıklar.

1940’lı yıllarda birkaç çeşit olduğu bilinen eklem hastalıklarının bugün yüzü geçkin çeşidi târif edilmiştir. 50 sene önce gut (nekriz) hastalığı için kolşisin ve artritler için aspirin ilâç olarak listeyi tamamlarken, 1940’ların sonunda kortizon ve probenesid artritik hastalıkların tedâvilerine olan ilginin artmasına yol açmışlardır. Kortizon artritlerin en meşhuru romatoid artritin tedâvisinde tavsiye olunmaya başlanmış, probenesid ise penisilinin itrahını geçiktirmek maksadıyla kullanılırken gut sebebi ürik asidin itrahını arttırdığı tesbit edilmiştir ve nekrisin kıymetli ilâcı hâline gelmiştir. Bilâhare fenil bütazon ve indometazin giliştirilmiş aspirin grubu ilâçlar olarak bulunmuşlar ve bu grub nonsteroidal antieflamatuar droglar (NSAID) olarak târif olunmuşlardır. Akut nekristen, akut kondro kalsinosise birçok artritte kullanılırlar. Diğer NSAID ilâçlar meselâ naproksen, tolmetin fenoprofen, ibuprofen, vesulindak bunları tâkib etmişlerdir.Herbiri romatoit artrit olan asteoartroz olsun muhtelif bağdokusu hastalıklarında, yâni kısaca eklem hastalıklarında ayrı tesirlilik sâhibi ilâçlardır.

Bu arada eskiden kabul görmüş altın tuzları, arı ve yılan zehirleri ve klorokin (sıtma ilâç) yeni formüllerle uygulamada kabul görmüşlerdir.

Son 20 yılda kortizon romatoid artritte eski kabulünü kaybetmiştir. Sâdece intraartiküler (eklem içi) enjeksiyonda kullanılır.

Ancak kortizon diğer birçok bağdokusu hastalıklarına âit şiddetli belirti ve rahatsızlıkların bastırılmasında yüksek doz kullanılır.

Bu arada eklem hastalıklarının immün sistem (bağışıklık sistemi) bozuklukları ile ilgisi ortaya çıkmış ve derin olarak anlaşılmıştır. Bu sistemin aşırılıklarının baskılanmasında birçok immünsupressif ilâç; sikloposfancid, azothiopürin, metotrepata ve D-penisillamine eklem hastalıkları için de kullanılmaktadırlar.

En son olarak levamisole ki (aynı zamanda); bir barsak paraziti ilâcıdır; bağışıklık sistemini uyarıcı etkilerinden faydalanmak üzere eklem hastalıklarında kullanılmaktadır.

Eklem rahatsızlıklarının tedâvisinde teşhis ne olursa olsun özel veya genel bir ilâca ilâveten medikal ve cerrâhî uygulamalar da yardımcı olabilir. Bunlar eklem, tendon (kiriş) ve kas gerginliğini azaltıcı tedbirlerdir. Bu destekler arasında dinlendirme, sıcak, atelleme, ekzersiz, aktif ve pasif hareketler, masaj, traksiyon (çekme), hidroterapi (su ile tedâviler), yürüme destekleri, ultrason, psikoterapi, akupunktur, rekonatrüktif ortopedik cerrâhî vb.’dir.

Hafif iltihablı bir görüntü veya enflamasyonsuz bir artrit dahi sistemik hepus eritamatosus, akut romatizmal ateş veya bir akciğer kanserinden kaynaklı lüpertrofik pulmoner osteoartropati belirtisi olabilir.

Eklem hastalığı olarak hastayı yanıltabilen durumlar da vardır.

Meselâ flebit, arterioskleroez gibi damar hastalıkları, selolit ödem gibi cilt hastalıkları, nöropati ki sinir bozukluğu olup, şeker hastalığı, kurşun zehirlenmesi gibi birçok sebebi olabilir; damar tıkanıklıkları sendromları, parkinson hastalığındaki eklem sertliği, myosit vb.

Bunların tefriki ehlinin tecrübesi ile olabilir.

Eklem dışı belirtiler eklem hastalıklarının tanınmasında faydalı olabilir.Nekrizin tofüsleri (cilt altında ürat kristalleri depoları), romatoit artritteki nodüller ve eklem iltihabı yapan belsoğukluğu mikrobuna âit döküntüsü gibi.

Eklem hastalığı ile aynı anda eklem çevresi hastalıkları da olur. Bunların varlığı da teşhisi kolaylaştırır.Kiriş iltihabları, belsoğukluğunda olabilir, romatoit artrit ve diğer sistemik, yâni cümle bedeni tehdid eden hastalık mekanizmalarında da görülebilir. Diz arkası çukuru kistleri diz iltihablarının belirtisidir. Damar basıncı yapabilirler. Orak hücre kan hastalığında ve akciğer kanserinde eklem içine sıvı toplanabilir.

Birçok kereler eklem hastalığı geçicidir, listelerde isim almış hastalık târiflerine uymayabilir ve teşhis edilemeden gelir gider. Nihâî bir teşhis bir hastalık ismi için zorlanılmamalıdır. Geçici bir teşhis ile tedâvi yapılabilir. Bu hal biraz da eklem hastalıkları grubuna mahsustur. Bu arada diğer şüpheli teşhisler de araştırılır. Beden ilminin büyük kısmı hâlâ bir muammadır. Atipik ve varılamamış teşhislerde daha ziyâde sistemik hastalıklar akla gelmelidir.

Bâzı durumlar ânında müdâhale isterler. Kanlı eklem sıvısı kırık ve kanser ile ilgili olabilir. Yoğun cerahat mikrobik olduğunu düşündürür ve hemen antibiotik ister ve cerahat akıtılmalıdır.

Eklemin görüntüsü (şiş mi, kırmızı mı, deforme mi), ellenmesi (sıcak mı, gergin mi), hareketleri (her eklem için normal olarak tesbit edilen hareket mahdudiyet sınırlarının değişiklikleri) teşhise götürür.

Dejeneratif eklem hastalığı veya Osteoartrit, eklemin üzerine yük binen yüzeyinin hasar görmesidir. Bu hastalık eklemlerin normal, ağrısız, yumuşak hareketlerini bozuyor. Özellikle bu hastalık bacağın vücudun ağırlığını taşıma yetisini bozuyor.
[b]
Romatoid artrit[/b]
Romatoid artrit (RA) geleneksel biçimde, bağışıklık sisteminin eklemlere saldırmasına yol açan kronik, enflamatuvar bir otoimmün bozukluk olarak tanımlanmıştır. Engelleyici ve ağrılı bir enflamatuvar durumdur, ağrı ve eklem aşınması sebebiyle önemli oranda hareket kaybına yol açabilir. Hastalık sıklıkla vücuttaki deri, kan damarları, kalp, akciğer ve kaslar gibi birçok eklem dışı dokuyu da etkilediği için sistemiktir. Multifaktöryel bir mekanizmayla ortaya çıktığı düşünülse de kesin nedeni ortaya konamamıştır.

Romatoid artrit bir kronik, enflamatuvar, multisistem, otoimmün bozukluğudur. Sıklıkla poliartiküler tutulum gösterir. Romatoid artriti diğer artrit formlarından ayıran semptomlar aynı anda birçok eklemin yumuşak dokusunun şişmesi ve enflamasyonudur (poliartrit). Eklemler her zaman simetrik olarak (bilateral) etkilenirler. Ağrı etkilenmiş eklemlerin kullanılmasıyla azalır ve genelikle sabahları 1 saatten fazla süre etkilenmiş tüm eklemlerde sertlik hissedilir. Bu sebeple, eklemler kullanıldıkça gün boyunca artış gösteren klasik osteoartrit ağrısıyla karşılaştırıldığında romatoid artritin ağrısı sabahları genellikle daha ağırdır ve gün boyu azalır.

Patoloji ilerlerken enflamatuvar etkinlik eklem yüzeyinde aşınmaya ve yıkıma yol açar ki eklem yüzeyi hareket alanına zarar verir ve şekil bozukluğuna (deformiteye) sebep olur. Parmaklar genellikle serçe parmağa doğru döner (ulnar deviasyon) ve böylece doğal olmayan şekiller alabilir. Romatoid artritte görülen klasik deformiteler Boutonniere deformitesi ve kuğu boynu deformitesidir. Bunların dışında farklı deformiteler de görülebilir.

Dermatolojik açıdan, genellikle ekstansor yüzeylerde, örneğin dirseklerde, deri altında (subkutanöz) nodüller oluşur.

Extra-artiküler belirtiler de bu hastalığı osteoartritten ayrıştırır. Örneğin, çoğu hastada ya hastalığın (kendisinin) sebebiyle ya da hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçların, özellikle analjezi için kullanılan NSAIDlerin (non-steroidal anti-enflamatuvar ilaçlar), yan etkisi olarak oluşan gastrointestinal kanamanın sebebiyle anemi oluşur. Lökopeni ile birlikte splenomegali (dalak büyümesi) görülebilir (Felty sendromu) ve lenfatik infiltrasyon tükürük ve gözyaşı bezlerini etkileyebilir (Sjögren sendromu).

Ayrıca akciğerler ana hastalığın gelişiminin bir evresi olarak veya tedavinin sebebiyle etkilenebilirler. Aniden veya tedavinin (örneğin metotreksat kullanımının) bir sonucu olarak fibrozit ortaya çıkabilir.

Amiloidoz görülebilir ki bu kassal (musküler) yalancı hipertrofiye (psödohipertrofi) sebep olabilir.

Kardiyovasküler olarak perikardit, valvülit ve fibroz sayılabilir. Gözsel (oküler) açıdan da keratokonjonktivitis sicca (kuru gözler), episklerit ve skleromalazi görülebilir. Bunların dışında otoimmün olarak, vasküler bozukluklar sayılabilir. Nörolojik açıdan mononöritis multipleks ve atlantoaksiyal sublüksasyon belirtileri olabilir.

Romatoid artrit hastalarında ortaya çıkan psikolojik durum da önemlidir. Hastaların çoğunda, hastalığın gelişiminin yarattığı engeller sebebiyle kendilerine yetemez oluşları depresyona yol açmıştır. Yine hastalığın bu engelleyici özelliği sebebiyle hayatlarında ortaya çıkan değişiklikler, örneğin işlerini kaybetmeleri, hastaların genelinde en azından yoğun moral bozukluğu ve bazı hastalarda depresyon sebebidir.

Romatoid artrit, herhangi bir yaşta başlayabilir; bununla birlikte 20-40 yaş grubu daha sık ortaya çıkar. HLA-DR4 işaretçisi ile yakından ilişkilidir, bu sebeple aile geçmişi önemli bir risk faktörüdür. Hastalık kadınlarda erkeklere oranla 3 kat, sigara kullanıcılarında sigara kullanmayanlara oranla 4 kat daha yaygındır. Hastalığın her 10.000 kişide 30’unda görülebilir. Bazı Amerikan Yerli grupları daha yüksek prevalans hızlarına sahipken (%5-6) ve Karayip bölgesinden olan siyahi kişiler daha düşük prevalans hızına sahiptirler. Birinci dereceden akrabalarda görülen prevalans hızı %2-3’ken, hastalığın tek yumurta ikizlerindeki (monozigotik ikizlerdeki) prevalans hızı yaklaşık %15-20’dir.

Romatoid artritin sebebi bugün hâlâ bilinmese de, uzunca bir süre enfeksiyöz olduğundan şüphelenilmiştir. Gıda alerjileri veya dışarıdan organizmalar sebebiyle olabilir.



 

Voiser