[b]mecelle (A) [ مجله ] dergi mechûl (A) [ مجهول ] bilinmeyen mechûlât (A) [ مجهولات ] bilinmeyenler mechûliyet (A) [ مجهوليت ] bilinmezlik mechûlünneseb (A) [ مجهول النسب ] onun bunun çocuğu mecîd (A) [ مجيد ] ulu meclis (A) [ مجلس ] toplantı yeri meclisefrûz (A-F) [ مجلس افروز ] meclisi aydınlatan, meclisi şenlendiren meclûb (A) [ 1 [ مجلوب celbedilmiş 2aşık, tutkun mecma’ (A) [ مجمع ] toplantı yeri mecmû’ (A) [ مجموع ] toplam, tümü mecmûa (A) [ 1 [ مجموعه dergi 2küçük risale veya farklı kitapların bir araya getirildiği eser mecmûan (A) [ مجموعا ] toplam olarak mecnûn (A) [ 1 [ مجنون delice seven 2cinli 3Leyla’nın aşığı mecnûnâne (A-F) [ مجنونانه ] çılğınca, delicesine mecrâ (A) [ 1 [ مجرا su yatağı 2yol, güzergah mecrûh (A) [ مجروح ] yaralı mecrûhîn (A) [ مجروحين ] yaralılar mecûsî (A) [ مجوسی ] ateşperest, ateşe tapan meczûb (A) [ 1 [ مجذوب cezbedilmiş 2Tanrı sevgisiyle cezbeye kapılan 2deli med’uv (A) [ مدعو ] davetli med’uvvîn (A) [ مدعوین ] davetliler
medâfin (A) [ مدافن ] mezarlar medâr (A) [ 1 [ مدار yörünge 2dönence 3vesile, vasıta 4yardımcı medâric (A) [ مدارج ] merdivenler medâris (A) [ مدارس ] medreseler medd (A) [ 1 [ مد uzatma 2çekme meddâh (A) [ 1 [ مداح çok öven 2meddah meded (A) [ مدد ] yardım, medet mededhâh (A-F) [ مددخواه ] yardım isteyen mededkâr (A-F) [ مددکار ] yardım eden, yardımcı mededres (A-F) [ مددرس ] yardıma koşan, imdada koşan medenî (A) [ 1 [ مدنی şehirli 2uygar 3görgülü 4Medineli medenîleşmek uygarlaşmak medeniyyet (A) [ مدنيت ] uygarlık medfa (A) [ مدفع ] top medfen (A) [ مدفن ] mezar, defin yeri medfû (A) [ 1 [ مدفوع çıkarılmış 2dışkı 3para kasasından çıkmış medfûn (A) [ مدفون ] gömülü, defnedilmiş medfûn edilmek gömülmek medh (A) [ مدح ] övgü medhal (A) [ 1 [ مدخل giriş 2giriş yeri 3başlangıç 4dehalet medhaldâr (A-F) [ مدخلدار ] parmağı olan, müdahale etmiş olan medhaldar bulunmak (A-F-T) parmağı olmak; müdahalesi bulunmak medhedilmek övülmek
medhetmek övmek medhiye (A) [ مدحيه ] övgü medhiyyât (A) [ مدحيات ] övgüler medhûş (A) [ مدهوش ] dehşete kapılmış medîd (A) [ 1 [ مدید uzun 2çekilmiş medîde (A) [ 1 [ مدیده uzun 2çekilmiş medîha (A) [ مدیحه ] övgü şiiri, kaside medîhagû (A-F) [ مدیحه گو ] övgü şairi, kaside şairi medîne (A) [ 1 [ مدینه şehir 2Medine medînetünnebî (A) [ مدینة النبی ] Medine medînetüsselam (A) [ مدینة السلام ] Bağdat medlûl (A) [ مدلول ] kanıt olarak gösterilen medresevî (A) [ مدرسوی ] medrese ile ilgili medrûs (A) [ 1 [ مدروس eski, yırtık pırtık 2ders olarak verilen medyûn (A) [ مدیون ] borçlu mefâhîm (A) [ مفاهيم ] mefhumlar mefâhir (A) [ مفاخر ] övünülecek şeyler mefâsıl (A) [ مفاصل ] eklemler mefâtih (A) [ مفاتيح ] anahtarlar mefhar (A) [ مفخر ] övünç kaynağı mefhum (A) [ مفهوم ] kavram mefhûm olmak anlaşılmak mefkûd (A) [ 1 [ مفقود kayıp 2yok olmuş
mefkûd olmak 1kaybolmak 2yok olmak mefkûre (A) [ مفکوره ] ülkü, ideal mefkûrevî (A) [ مفکوروی ] ülkü ile ilgili meflûc (A) [ مفلوج ] felçli meflûc olmak felç olmak, kımıldayamaz hale gelmek meflûciyet (A) [ 1 [ مفلوجيت felçlilik 2kıpırdayamama mefrûş (A) [ مفروش ] döşenmiş mefrûşat (A) [ مفروشات ] döşeme mefrûz (A) [ مفروز ] ayırılmış mefrûz (A) [ مفروض ] farzedilmiş meftûh (A) [ 1 [ مفتوح açık 2fethedilmiş 3fethalı meftûn (A) [ مفتون ] tutkun, aşık meftûn etmek aşık etmek meftûn olmak aşık olmak, tutulmak meftûniyet (A) [ مفتونيت ] tutkunluk meger (F) [ 1 [ مگر meğer 2oysa meges (F) [ مگس ] sinek meğâk (F) [ 1 [ مغاک çukur 2mezar meh (F) [ مه ] ay mehâbet (A) [ مهابت ] heybetlilik mehâlik (A) [ مهالک ] tehlikeli yerler mehâr (F) [ مهار ] yular, dizgin mehaz (A) [ مأخذ ]] kaynak
mehbil (A) [ مهبل ] rahim yolu mehd (A) [ مهد ] beşik mehekk (A) [ محک ] mihenk taşı mehîb (A) [ مهيب ] heybetli mehl (A) [ مهل ] süre tanıma mehleke (A) [ مهلکه ] tehlikeli yer mehlikâ (F-A) [ مه لقا ] ay yüzlü, güzel yüzlü mehpare (F) [ 1 [ مه پاره ay parçası 2güzel yüzlü mehpeyker (F) [ مه پيکر ] güzel yüzlü, parlak yüzlü mehr (A) [ مهر ] mehir mehrû (F) [ مهرو ] ay yüzlü, güzel yüzlü mehtâb (F) [ مهتاب ] mehtap, ay ışığı mehûz (A) [ مأخوذ ] alınmış mehveş (F) [ 1 [ مهوش ay gibi, ay kadar güzel 2güzel yüzlü mekân (A) [ 1 [ مکان yer 2ev mekâre (A) [ مکاره ] kiralık binek veya yük hayvanı mekâreci (A-T) binek veya yük hayvanı kiralayan mekârim (A) [ مکارم ] cömertlikler mekâtîb (A) [ مکاتيب ] mektuplar mekâtib (A) [ مکاتب ] okullar mekâtib-i âliye [ مکاتب عاليه ] yüksekokullar mekâtib-i askeriye [ مکاتب عسکریه ] askerî okullar mekhûl (A) [ مکحول ] sürmeli
meknûn (A) [ 1 [ مکنون dizili 2gizli mekr (A) [ مکر ] hile mekrûh (A) [ مکروه ] iğrenç meks (A) [ مکث ] duralama, duraklama meksur (A) [ مکسور ] kırık mekşûf (A) [ مکشوف ] keşfedilmiş mekteb (A) [ 1 [ مکتب okul 2ekol mekteb-i âlî [ مکتب عالی ] yüksekokul mekteb-i harbiye [ مکتب حربيه ] harp okulu mekteb-i i’dâdî [ مکتب اعدادی ] lise mekteb-i ibtidâî [ مکتب ابتدائی ] ilkokul mekteb-i rüşdî [ مکتب رشدی ] ortaokul mekteb-i sultânî [ مکتب سلطانی ] Galatasaray Lisesi mektep (A) [ مکتب ] okul mektub (A) [ 1 [ مکتوب yazılı 2mektup mektûbat (A) [ مکتوبات ] mektuplar mektûbî (A) [ مکتوبی ] valilik özel kalem müdürü mektûm (A) [ مکتوم ] gizli melabe (A) [ ملعبه ] oyuncak melâbis (A) [ ملابس ] giysiler melah (F) [ ملخ ] çekirge melahat (A) [ ملاحت ] yüz güzelliği melâhide (A) [ ملاحده ] dinsizler, tanrıtanımazlar
melâik (A) [ ملائک ] melekler melâike (A) [ ملائکه ] melekler) melâl (A) [ ملال ] sıkıntı, usanma melalli (A-T) sıkıntılı melanet (A) [ ملعنت ] melunluk melce (A) [ ملجأ ] sığınak, sığınacak yer melekât (A) [ ملکات ] yetiler meleke (A) [ ملکه ] yeti meleksîmâ (A) [ ملک سيما ] melek yüzlü güzel melekût (A) [ ملکوت ] ruhlar alemi melfûfen (A) [ ملفوفا ] ilişikte melhûz (A) [ ملحوظ ] düşünülen, öngörülen melik (A) [ ملک ] padişah mellah (A) [ ملاح ] gemici melsûk (A) [ ملصوق ] yapışık melûf (A) [ مألوف ] alışık melun (A) [ ملعون ] lanet olası memâlik (A) [ 1 [ ممالک ülkeler 2topraklar, diyarlar memât (A) [ ممات ] ölüm memduh (A) [ ممدوح ] övülmüş memer (A) [ ممر ] geçit memhûr (A) [ ممهور ] mühürlü memleket (A) [ 1 [ مملکت ülke 2şehir
memlûk (A) [ مملوک ] köle memnû (A) [ ممنوع ] yasak memnûa (A) [ ممنوعه ] yasak memnûiyet (A) [ منوعيت ] yasak olma hali memnûn (A) [ 1 [ ممنون mutlu, razı 2sevinçli memnun etmek 1mutlu edilmek, razı edilmek 2sevindirilmek memnuniyet (A) [ ممنونيت ] memnunluk memûl (A) [ مأمول ] umulan, beklenilen memur (A) [ 1 [ مأمور görevli 2devlet memuru memurîn (A) [ مأمورین ] memurlar, görevliler memûriyet (A) [ مأموریت ] memurluk memzuc (A) [ ممزوج ] karışık men (F) [ من ] ben men’ (A) [ 1 [ منع engel olma, alıkoyma 2engel olunma, alıkonulma 3yasaklama 4yasaklanma men’ edilmek yasaklanmak men’ etmek 1engel olmak, alıkoymak 2yasaklamak men’ olunmak yasaklanmak menâbi’ (A) [ منابع ] kaynaklar menâfi’ (A) [ منافع ] menfaatler, çıkarlar, yararlar menâkıb (A) [ مناقب ] menkıbeler, övgüye değer özellikler menâm (A) [ 1 [ منام uyku 2rüya menâre (A) [ مناره ] minare
menâsıb (A) [ مناصب ] makamlar menâtık (A) [ مناطق ] bölgeler menâzır (A) [ مناظر ] manzaralar menâzil (A) [ 1 [ منازل konaklar 2aşamalar menba (A) [ 1 [ منبع kaynak 2pınar menfâ (A) [ منفی ] sürgün menfaat (A) [ منفعت ] çıkar, yarar menfaatperest (A-F) [ منفعت پرست ] çıkarcı menfâlık (A-T) sürgün hayatı menfez (A) [ منفذ ] nüfuz etme yeri, delik, yarık, giriş veya çıkış yolu menfî (A) [ 1 [ منفی olumsuz 2hep olumsuz düşünen, her şeye olumsuz yaklaşan 3sürgüne gönderilmiş menfur (A) [ منفور ] nefret edilen menhî (A) [ منهی ] yasaklanmış menhiyat (A) [ منهيات ] yasaklar menhus (A) [ منحوس ] uğursuz meni (A) [ منی ] sperma menî (F) [ منی ] benlik menî’ (A) [ منيع ] aşılmaz, sarp, geçit vermez menkabe (A) [ منقبه ] ünlü kişilerin yaşamlarına ilişkin ve çoğu gerçekle bağdaşmaz öyküler menkûha (A) [ منکوحه ] nikahlı hanım, eş menkul (A) [ 1 [ منقول nakledilen 2anlatılan, rivayet edilen menkûş (A) [ منقوش ] nakışlı, işlemeli, desenli
mensûb (A) [ منصوب ] nispet edilen, ait, bağlı mensûbîn (A) [ منصوبين ] mensuplar mensubiyet (A) [ منصوبيت ] mensup olma, bağlı olma mensûc (A) [ منسوج ] dokunmuş mensûcât (A) [ 1 [ منسوجات dokumalar 2dokuma sektörü mensûh (A) [ منسوخ ] hükümsüz mensûr (A) [ منثور ] düzyazı menşe (A) [ منشا ] köken menşur (A) [ 1 [ منشور ferman 2prizma menus (A) [ 1 [ مأنوس alışılmış 2alışkın menût (A) [ منوط ] bağlı menzil (A) [ 1 [ منزل konak 2ev 3bir günde gidilebilen yol menzil alınmak yol alınmak menzil almak yol almak menzilgâh (A-F) [ منزلگاه ] konak yeri mer’î (A) [ مرئی ] yürürlükte, geçerli mera (A) [ مرعی ] otlak merâkiz (A) [ مراکز ] merkezler merâm (A) [ مرام ] amaç, anlatılmak istenen şey merâret (A) [ مرارت ] acılık merâsî (A) [ مراثی ] ağıtlar, mersiyeler merâsim (A) [ 1 [ مراسم törenler 2tören merâtib (A) [ مراتب ] rütbeler, mertebeler
merbut (A) [ مربوط ] bağlı merbûtiyet (A) [ 1 [ مربوطيت bağlılık 2düşkünlük, aşırı ilgi mercân (A) [ مرجان ] mercan merci (A) [ مرجع ] başvuru yeri merd (F) [ 1 [ مرد adam 2yiğit merdâne (F) [ مردانه ] yiğitçe merdiven (F) [ نردبان ] merdiven merdûd (A) [ مردود ] reddedilmiş, kabul edilmemiş merdum (F) [ 1 [ مردم insan 2halk 3gözbebeği merdumharlık (F-T) insan eti yeme, yamyamlık merdüm (F) [ 1 [ مردم insan 2halk 3gözbebeği merdümek (F) [ مردمک ] gözbebeği merdümgiriz (F) [ مرمگریز ] insanlardan kaçan merdümhar (F) [ مردم خوار ] insan yiyen, yamyam merdümî (F) [ 1 [ مردمی insanlık 2yiğitlik meremmet (A) [ مرمت ] onarım meremmet etmek onarmak merg (F) [ مرگ ] ölüm mergub (A) [ مرغوب ] rağbet edilen, aranılan, istenilen merhale (A) [ 1 [ مرحله aşama 2konak, menzil merhamet (A) [ مرحمت ] acıma merhamet etmek acımak merhametli (A-T) acıyan
merhametsiz (A-T) acımasız merhem (A) [ مرهم ] pomad, yara kremi merhemsâz olmak çare bulmak merhûm (A) [ مرحوم ] (erkek) ölü merhûme (A) [ مرحومه ] (bayan) ölü merhun (A) [ 1 [ مرهون rehinli, ipotekli 2zamana bağlı, bir şeye bağlı merih (A) [ مریخ ] Mars merkad (A) [ مرقد ] mezar merkeb (A) [ 1 [ مرکب binit 2eşek merkum (A) [ مرقوم ] adı geçen, anılan; yazılmış merkûz (A) [ مرکوز ] dikili, dikilmiş mermi (A) [ مرمی ] kurşun mermûz (A) [ 1 [ مرموز gizemli 2rumuzlu merrât (A) [ مرات ] defalar merre (A) [ مره ] defa mersiye (A) [ مرثيه ] ağıt, mersiye mertebe (A) [ 1 [ مرتبه derece 2miktar merzagî (A) [ مرزغی ] bataklık merzüban (F) [ 1 [ مرزبان sınır muhafızı 2sınır beyi mesâ (A) [ مسا ] akşam mesâcid (A) [ مساجد ] mesçitler mesafe (A) [ مسافه ] uzaklık mesâha (A) [ مساحه ] ölçüm
mesai (A) [ مساعی ] çalışma, çalışmalar mesâib (A) [ مصائب ] musibetler mesâil (A) [ مسائل ] meseleler mesâkîn (A) [ 1 [ مساکن yoksullar 2miskinler mesâkin (A) [ مساکن ] konutlar mesâme (A) [ مسامه ] derideki küçük delikler mesârif (A) [ مصارف ] harcamalar mesâvî (A) [ مساوی ] kötülükler mescid (A) [ مسجد ] mesçit mesdûd (A) [ مسدود ] kapalı, set çekili, tıkalı mesel (A) [ 1 [ مثل örnek 2özlü söz 3öğretici hikaye meselâ (A) [ مثلا ] örneğin mesele (A) [ 1 [ مسئله mesele, konu 2sorun 3problem meserrât (A) [ مسرات ] sevinçler meserret (A) [ مسرت ] sevinç mesh (A) [ مسخ ] silme, sıvama meshetmek silmek, sıvamak meshûr (A) [ مسحور ] büyülenmiş meshûr etmek büyülemek meshûr olmak büyülenmek mesîh (A) [ مسيح ] İsa mesîhî (A) [ مسيحی ] Hıristiyan mesîhiyyet (A) [ مسيحيت ] Hıristiyanlık
mesîr (A) [ 1 [ مسير seyir yeri 2güzergah mesîre (A) [ مسيره ] gezinti yeri mesken (A) [ مسکن ] konut mesken etmek yurt tutmak mesken ittihaz etmek (A-T) yurt tutmak, mesken edinmek meskenet (A) [ مسکنت ] miskinlik meskûkât (A) [ مسکوکات ] madenî paralar, sikkeler meskûn (A) [ مسکون ] yerleşilmiş, iskan edilmiş meslah (A) [ مسلخ ] mezbaha meslek (A) [ 1 [ مسلک yol, tarz 2sistem 3uğraşı, meslek meslûl (A) [ مسلول ] veremli mesmû (A) [ مسموع ] duyulan, işitilen mesmûat (A) [ مسموعات ] duyulanlar, işitilenler mesmûm (A) [ مسموم ] zehirli mesned (A) [ 1 [ مسند dayanak 2makam mesnevîhan (A-F) [ مثنوی خوان ] mesnevi okuyan mesruk (A) [ مسروق ] çalınmış mesrûr (A) [ مسرور ] sevinçli mesrûrane (A-F) [ مسرورانه ] sevinçle messah (A) [ مساح ] ölçümcü mest (F) [ مست ] sarhoş, mest mestâne (F) [ مستانه ] sarhoşça mestî (F) [ مستی ] sarhoşluk
mest-i harâb (F-A) [ مست خراب ] körkütük sarhoş mest-i harâb olmak körkütük sarhoş olmak mestûr (A) [ مستور ] örtülü, gizli, kapalı mestûr (A) [ مسطور ] yazılı mesud (A) [ 1 [ مسعود mutlu, saadetli 2kutlu mesûdâne (A-F) [ مسعودانه ] mesutça, bahtiyarlıkla mesuliyet (A) [ مسئوليت ] sorumluluk meş’al (A) [ مشعل ] meşale meş’um (A) [ مشئوم ] uğursuz, şom meş’ûr (A) [ مشعور ] bilinçli, şuurlu meşâgil (A) [ مشاغل ] uğraşlar meşâhîr (A) [ مشاهير ] ünlüler meşâil (A) [ مشاعل ] meşaleler meşakkat (A) [ مشقت ] sıkıntı, güçlük meşakkat çekmek sıkıntı çekmek, güçlüğe katlanmak meşâmm (A) [ مشام ] burun meşârık (A) [ مشارق ] doğular meşâyih (A) [ مشایخ ] şeyhler meşbû (A) [ 1 [ مشبوع dolu 2tok, doygun meşcer (A) [ مشجر ] ağaçlık meşcere (A) [ مشجره ] ağaçlık meşgale (A) [ مشغله ] uğraşı meşgûliyet (A) [ مشغوليت ] iş güç
meşhed (A) [ مشهد ] şehit düşülen yer meşher (A) [ مشهر ] sergi, sergilenen yer meşhûd (A) [ مشهود ] görülmüş, gözlenmiş meşhûd olmak görülmek, gözlenmek meşhûn (A) [ مشحون ] dolu meşhûr (A) [ مشهور ] ünlü, tanınmış, bilinen meşîhat (A) [ 1 [ مشيخت şeyhlik 2şeyhlik makamı meşk (A) [ 1 [ مشق yazı örneği 2temrin meşk (F) [ مشک ] kırba meşkûk (A) [ مشکوک ] şüphe götürür meşkûkiyyet (A) [ مشکوکيت ] şüphe götürme meşkûr (A) [ مشکور ] övülen, beğenilen meşreb (A) [ 1 [ مشرب yaratılış, tabiat 2içme yeri meşrebe (A) [ مشربه ] maşrapa meşrû (A) [ مشروع ] yasal meşrûbât (A) [ مشروبات ] içilecek şeyler meşrûh (A) [ مشروح ] açıklanmış, şerhedilmiş meşrûhât (A) [ مشروحات ] açıklamalar meşrûiyyet (A) [ مشروعيت ] yasallık meşrût (A) [ مشروط ] koşullu meşrut olunmak şart koşulmak meşşâte (A) [ مشاطه ] gelin süsleyen meşveret (A) [ مشورت ] danışma
meşveret etmek danışmak metâ (A) [ متاع ] mal, eşya metâli (A) [ مطالع ] doğuş yerleri metânet (A) [ متانت ] dayanıklılık metbû (A) [ متبوع ] uyulan, izinden gidilen, tâbi olunan metin (A) [ متين ] sağlam, dayanıklı metn (A) [ متن ] yazıya dökülmüş bilgi metremik’ab (A) [ مترو مکعب ] metreküp metrûk (A) [ متروک ] terkedilmiş metrûkat (A) [ متروکات ] miras olarak bırakılanlar, geride bırakılanlar metrûkiyete uğramak (A-T) terkedilmek, metruk bırakılmak mev’ize (A) [ موعظه ] öğüt mev’ûd (A) [ 1 [ موعود vaat edilmiş 2vadeli mevâd (A) [ مواد ] maddeler mevârid (A) [ موارد ] konular, hususlar, yerler mevc (A) [ موج ] dalga mevce (A) [ موجه ] dalga mevcûd (A) [ 1 [ موجود var 2hazır 3varlık mevcûdât (A) [ موجودات ] varlıklar mevcûdiyet göstermek varlık göstermek mevcûdiyyet (A) [ موجودیت ] var olma, varlık meveddet (A) [ مودت ] sevgi mevhibe (A) [ موهبه ] bağış
mevhûm (A) [ موهوم ] vehmedilmiş, asılsız, kuruntuya dayalı mevki (A) [ 1 [ موقع durum, konum 2yer mevkib (A) [ موکب ] alay, kafile mevkif (A) [ 1 [ موقف durak 2istasyon mevki-i rüchan (A-F) [ موقع رجحان ] tercih mevkii mevkûf (A) [ موقوف ] vakfedilmiş mevkufleh (A) [ موقوف له ] vakfeden mevlâ (A) [ 1 [ مولی Tanrı 2efendi 3velî 4köle azat eden mevlid (A) [ 1 [ مولد doğum yeri, doğuş yeri 2mevlüt mevsuk (A) [ موثوق ] güvenilir, belgeye dayanan mevsûkiyet (A) [ موثوقيت ] güvenilirlik, belgeye dayanma mevsûm (A) [ موسوم ] adlandırılmış mevt (A) [ موت ] ölüm mevtâ (A) [ موتا ] ölüler mevtâî (A) [ موتائی ] ölümcül mevtın (A) [ موطن ] yurt mevzi (A) [ موضع ] yer mevzi’î (A) [ موضعی ] yerel mevzû (A) [ موضوع ] konu mevzu-i bahis (A-F) [ موضوع بحث ] sözkonusu mevzun (A) [ 1 [ موزون biçimli, düzgün 2vezinli mey (F) [ 1 [ می şarap 2içki meyânında (F-T) arasında[/b]
|