Osmanlıca-Türkçe Sözlük

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Şeyma©

  • *****
  • Join Date: Kas 2009
  • Yer: İzmir
  • 3454
  • +402/-0
  • Cinsiyet: Bayan
    • Uyanan Gençlik
Ynt: Osmanlıca-Türkçe Sözlük
« Yanıtla #30 : 12 Ocak 2010, 15:52:11 »
[b]-I-


ıhlamur (Yun>A) [ اخلامور ] ıhlamur

ık’âd (A) [ اقعاد ] oturtma
ıkd (A) [ 1 [ عقد dizi 2kolye, gerdanlık
ıklîm (A) [ اقليم ] iklim
ıktıdâ (A) [ اقتدا ] uyma

ırdâ (A) [ ارضاع ] emzirme, süt verme
ırk (A) [ 1 [ عرق soy, ırk 2damar 3kök
ırk -ı ahmer [ عرق احمر ] kızılderili ırkı
ırk -ı ebyaz [ عرق ابيض ] beyaz ırk
ırken (A) [ عرقا ] ırk bakımından
ırkî (A) [ عرقی ] ırk ile ilgili
ırz (A) [ عرض ] namus, iffet
ırzâ (A) [ ارضاع ] emzirme, süt verme

ısdâr (A) [ اصدار ] çıkartma
ısfırâr (A) [ اصفرار ] sararma
ıskât (A) [ اسقاط ] düşürme
ıslâh (A) [ اصلاح ] düzeltme, iyileştirme, reform
ıslâh etmek düzeltmek, iyileştirmek
ıslâhât (A) [ اصلاحات ] düzeltmeler, iyileştirmeler, reformlar
ıslâhpezîr (A-F) [ اصلاح پذیر ] ıslah edilebilir, iyileştirilebilir
ısrar (A) [ اصرار ] diretme, üsteleme
ıstıbâr (A) [ اصطبار ] sabretme
ıstıfâ (A) [ اصطفا ] seçme, ayıklama
ıstıfâî (A) [ اصطفائی ] seçimle ilgili
ıstılâh (A) [ اصطلاح ] terim, tabir
ıstılâhât (A) [ صطلاحات ] terimler, tabirler
ıstınâ’ (A) [ اصطناع ] seçme
ıstırab (A) [ اضطراب ] acı, ızdırap

ışk (A) [ عشق ] aşk
ışka (A) [ عشقه ] sarmaşık

ıtk (A) [ عتق ] âzâd etme, köle âzâd etme
ıtknâme (A-F) [ عتق نامه ] âzâdlık belgesi
ıtlak (A) [ اطلاق ] bırakma, salma
ıtnâb (A) [ اطناب ] sözü uzatma
ıtr (A) [ عطر ] koku, ıtır
ıtrî (A) [ عطری ] ıtırlı, kokulu
ıtriyyât (A) [ عطریات ] kokular, ıtırlar, parfümler
ıttılâ’ (A) [ اطلاع ] bilgi sahibi olma
ıttılâât (A) [ اطلاعات ] bilgiler
ıttırad (A) [ اطراد ] ritm

ıyâdet (A) [ عيادت ] hasta ziyareti
ıyâl (A) [ عيال ] eş, hanım

ız’âf (A) [ اضعاف ] zayıf düşürme, zayıflatma
ızdırap (A) [ اضطراب ] acı
ızlâl (A) [ اضلال ] yoldan çıkarma
ızlâl (A) [ اظلال ] gölgede bırakma
ızrâr (A) [ اضرار ] zarar verme, zarara sokma
ızrâr etmek zarar vermek, zarara sokmak
ıztırâb (A) [ اضطراب ] ızdırap, acı
ıztırâbâver (A) [ اضطراب آور ] acı verici
ıztırâr (A) [ اضطرار ] zorunluluk
ıztırârî (A) [ اضطراری ] zorunlu[/b]

Çevrimdışı Şeyma©

  • *****
  • Join Date: Kas 2009
  • Yer: İzmir
  • 3454
  • +402/-0
  • Cinsiyet: Bayan
    • Uyanan Gençlik
Ynt: Osmanlıca-Türkçe Sözlük
« Yanıtla #31 : 19 Ocak 2010, 11:45:56 »
[b]-İ-

i’câz (A) [ 1 [ اعجاز aciz bırakma 2şaşırtma
i’dâdî (A) [ اعدادی ] lise
i’dâm (A) [ اعدام ] yok etme, öldürme
i’lâ (A) [ اعلا ] yükseltme, yüceltme
i’lâ edilmek yükseltilmek, yüceltilmek
i’lâm (A) [ اعلام ] bildirme
i’lâm edilmek bildirilmek
i’lân (A) [ اعلان ] ilan
i’mâl (A) [ اعمال ] yapma, işleme
i’mâr (A) [ اعمار ] bayındırlaştırma, mamûr etme
i’râz (A) [ 1 [ اعراض yüz çevirme 2uzak durma
i’tâ (A) [ 1 [ اعطا verme 2verilme 3ödeme 4ödenme
i’tâ edilmek 1verilmek 2ödenmek
i’tâ etmek 1vermek 2ödemek
i’tâ olunmak verilmek
i’tâk (A) [ اعتاق ] âzâd etme, özgür bırakma
i’tikâf (A) [ اعتکاف ] bir yere kapanma, köşesine çekilerek yaşama
i’tilâ (A) [ 1 [ اعتلا yükselme 2yüksek rütbeye ulaşma
i’tizâl (A) [ اعتزال ] köşesine çekilme
i’tizâr (A) [ اعتذار ] özür dileme
i’vicâc (A) [ اعوجاج ] eğrilme, burkulma
i’zâm (A) [ 1 [ اعزام gönderme 2gönderilme
i’zâm edilmek gönderilmek, yollanmak
i’zâm etmek göndermek, yollamak
i’zâz (A) [ 1 [ اعزاز değer verme 2ağırlama

iâde (A) [ اعاده ] geri verme, geri gönderme
iâde edilmek geri verilmek, geri gönderilmek,
iâde etmek geri vermek, geri göndermek
iâde eylemek geri vermek
iâde -i âfiyet etmek sağlığına kavuşmak
iâde -i itibâr edilmek itibarı geri verilmek
iâde -i ziyâret etmek ziyarete karşılık vermek
iâdeten (A) [ اعادة ] geri verilmek üzere
iânât (A) [ اعانات ] yardımlar, bağışlar
iâne (A) [ اعانه ] yardım, bağış
iâşe (A) [ اعاشه ] geçindirme

ib’âd (A) [ ابعاد ] uzaklaştırma
ibâ’ (A) [ اباء ] çekinme, uzak durma, kaçınma
ibâ’ etmek çekinmek, uzak durmak, kaçınmak
ibâd (A) [ عباد ] kullar
ibâdât (A) [ عبادات ] ibadetler
ibâdet (A) [ عبادت ] klluk, tapınma
ibâdet etmek kulluk etmek, tapınmak
ibadetgâh (A-F) [ عبادتگاه ] ibadet yeri, mabet
ibâdethâne (A-F) [ عبادت خانه ] ibadet edilecek yer
ibâdullah (A) [ 1 [ عبادالله Tanrı’nın kulları 2çok, bol
ibâhat (A) [ اباحت ] helal sayma, mübah görme
ibâhî (A) [ اباحی ] helal sayan, mübah gören
ibârât (A) [ 1 [ عبارات cümleler 2paragraflar
ibâre (A) [ 1 [ عباره cümle 2paragraf
ibâret (A) [ عبارت ] meydana gelen, oluşan
ibâte (A) [ اباته ] gece yatırma, geceyi geçirtme, barındırma
ibdâ’ (A) [ ابداع ] yeni bir şey getirme, yaratma, geliştirme
ibdâ’ etmek yeni bir şey getirmek, yaratmak, geliştirmek
ibdâ’kâr (A-F) [ ابداعکار ] yaratıcı, yenilik getiren
ibhâm (A) [ ابهام ] belirsizlik
ibhâmât (A) [ ابهامات ] belirsizlikler
ibkâ (A) [ 1 [ ابقا devamlılık kazandırma 2sınıfta bırakma
ibkâ etmek devamlılık kazandırmak, yaşatmak
ibkâen (A) [ ابقاء ] eski yerinde bırakarak
ibl (A) [ ابل ] deve
iblâğ (A) [ 1 [ابلاغ bildirme 2ulaştırma
iblîs (A) [ 1 [ ابليس şeytan 2hileci
iblîsâne (A-F) [ ابليسانه ] şeytanca
ibn (A) [ ابن ] oğul
ibrâ’ (A) [ ابراء ] aklanma
ibrâ’ etmek aklanmak
ibrâm (A) [ ابرام ] zorlama
ibrânâme (A-F) [ ابرانامه ] aklanma belgesi
ibrâz (A) [ ابراز ] gösterme
ibrâz edilmek gösterilmek
ibrâz etmek göstermek
ibre (A) [ 1 [ ابره iğne 2gösterge
ibret (A) [ عبرت ] hayat dersi
ibretâmîz (A-F) [ عبرت آميز ] ibret verici, ders verici
ibretbahş (A-F) [ عبرت بخش ] ibret verici
ibreten (A) [ عبرة ] ibret olsun diye, ibret olarak
ibrîk (A) [ ابریق ] ibrik, ıbrık, su, şarap gibi sıvı konulan kap
ibrişim (F) [ ابریشم ] ipek, ibrişim
ibtâl (A) [ ابطال ] geçersiz kılma, kaldırma, bozma
ibtâl edilmek geçersiz kılınmak, kaldırılmak, bozulmak
ibtâl etmek geçersiz kılmak, kaldırmak, bozmak
ibtidâ (A) [ 1 [ ابتدا ilkin, önce 2başlangıç 3başlama
ibtidâ’ etmek başlamak
ibtidâ’î (A) [ 1 [ ابتدائی ilkel 2ilkokul
ibtidâr (A) [ ابتدار ] başlama, girişme
ibtidâr edilmek başlanmak, girişilmek
ibtidâr etmek başlamak, girişmek
ibtihâc (A) [ ابتهاج ] sevinme
ibtilâ (A) [ ابتلا ] tutkunluk, müptelalık, düşkünlük
ibtinâ (A) [ 1 [ ابتنا bina etme 2dayanma 3bina edilme
ibtinâ etmek 1kurmak 2dayanmak
ibtinâ’en (A) [ ابتناء ] dayanarak
ibzâr (A) [ ابزار ] gösterme

îcâb (A) [ ایجاب ] gerekme, gerek
îcâbât (A) [ ایجابات ] gereklilikler, gerekler
icâbet (A) [ 1 [ اجابت kabul edilme 2uyma
icâbet etmek uymak, muvafakat etmek
îcâd (A) [ 1 [ ایجاد var etme, yaratma 2icat
îcâd edilmek 1var edilmek, yaratılmak 2icat edilmek, buluş yapılmak
îcâd etmek 1var etmek, yaratmak 2icat etmek, buluş yapmak
icâleten (A) [ عجالة ] aceleyle, acele olarak
îcâr (A) [ 1 [ ایجار kiralama 2kiraya verme 3kira
îcâr edilmek kiraya verilmek
îcâr etmek kiraya vermek
icâre (A) [ اجاره ] kira geliri
îcâz (A) [ ایجاز ] veciz anlatma, özlü söyleme
icâzet (A) [ 1 [ اجازت izin 2mezuniyet belgesi, diploma
icâzetnâme (A-F) [ اجازت نامه ] diploma
icbâr (A) [ اجبار ] zorlama
icbâr edilmek zorlanmak
icbâr etmek zorlamak
iclâl (A) [ اجلال ] ululama[/b]

Çevrimdışı Şeyma©

  • *****
  • Join Date: Kas 2009
  • Yer: İzmir
  • 3454
  • +402/-0
  • Cinsiyet: Bayan
    • Uyanan Gençlik
Ynt: Osmanlıca-Türkçe Sözlük
« Yanıtla #32 : 19 Ocak 2010, 11:46:25 »
[b]icmâ’ (A) [ اجماع ] bir araya getirme
icmâl (A) [ 1 [ اجمال özetleme 2özet 3toplam
icmâl edilmek öçetlenmek
icmâl etmek özetlemek
icmâlen (A) [ اجمالا ] özetle, özetleyerek
icmâlî (A) [ اجمالی ] derli toplu, özet halinde
icrâ (A) [ 1 [ اجرا yürütme, yapma, yerine getirme 2yapılma, yerine getirilme,
yürütülme
icrâ edilmek yürütülmek, yapılmak, yerine getirilmek
icrâ etmek yürütmek, yapmak, yerine getirmek
icrâât (A) [ اجراآت ] yapılanlar
ictihâd (A) [ 1 [ اجتهاد çalışma, çabalama 2görüş 3dinî kaynaklar ışığında
görüş bildirme
ictimâ’ (A) [ 1 [ اجتماع toplanma, bir araya gelme, toplantı 2toplum
ictimâ’ etmek toplanmak, bir araya gelmek
ictimâât (A) [ اجتماعات ] toplantılar, bir araya gelişler
ictimâî (A) [ اجتماعی ] toplumsal, sosyal, toplumbilimsel
ictimâileşme (A-T) sosyalleşme, sosyalizasyon
ictimâîleşmek sosyalleşmek
ictimâiyyât (A) [ اجتماعيات ] sosyoloji, toplumbilim
ictimâiyyâtçı (A-T) sosyolog, toplumbilimci
ictimâiyyûn (A) [ اجتماعيون ] sosyologlar, toplumbilimciler
ictinâb (A) [ اجتناب ] kaçınma, uzak durma, çekinme
ictinâb etmek kaçınmak, uzak durmak, çekinmek
ictisâr (A) [ اجتسار ] yüreklenme, cesaret bulma
ictisâr etmek cesaretlenmek, cesaret bulmak

îd (A) [ عيد ] bayram
îd -i adhâ [ عيد اضحی ] kurban bayramı
îd -i fıtr [ عيد فطر ] ramazan bayramı, şeker bayramı
idâme (A) [ ادامه ] devam ettirme, sürdürme
idâme edilmek sürdürülmek, devam edilmek
idâre (A) [ 1 [ اداره döndürme 2çekip çevirme, yönetme 3devlet dairesi
4yönetim
idâre -i maslahat etmek işleri öyle veya böyle idare etmek
idâre -i örfiyye [ اداره عرفيه ] sıkıyönetim
idârehâne (A-F) [ اداره خانه ] yönetim bürosu
idârî (A) [ اداری ] yönetimsel
idbâr (A) [ ادبار ] talihsizlik
iddiâ (A) [ 1 [ ادعا düşüncesinde ısrar etme 2dava etme 3inat
idhâl (A) [ 1 [ ادخال içeri alma, sokma 2yurt dışından getirme, dışalım, ithal
idhâl edilmek 1içeri alınmak, sokulmak 2dışalım yapılmak
idhâl etmek 1içeri almak, sokmak 2yurt dışından getirmek, dışalım yapmak,
ithal etmek
idhâlât (A) [ ادخالات ] ithalat, dışalım malları
îdiyye (A) [ عيدیه ] bayramlık, bayram bahşişi
idmân (A) [ 1 [ ادمان alıştırma 2spor, egzersiz
idrâk (A) [ 1 [ ادراک kavrama, anlama 2erişme
idrâk edilmek 1kavranmak, anlaşılmak 2yaşanmak
idrak etmek1kavramak, anlamak 2yaşamak, görmek
idrâr (A) [ ادرار ] sidik

îfâ (A) [ 1 [ ایفا yapma, yerine getirme 2ödeme
îfâ edilmek 1yapılmak, yerine getirilmek 2ödenmek
îfâ etmek 1yapmak, yerine getirmek 2ödemek
îfâ -yı vazife [ ایفای وظيفه ] görev yapma
îfâ -yı vazife etmek görev yapmak, görevini yerine getirmek
ifâdât (A) [ افادات ] ifadeler
ifâde (A) [ افاده ] söylem, anlatım, dile getirme
ifâde edilmek anlatılmak, belirtilmek, dile getirilmek
ifâde etmek anlatmak, belirtmek, dile getirmek
ifâkat (A) [ افاقت ] iyileşme
ifâkat bulmak iyileşmek
ifâze (A) [ 1 [ افاضه taşma 2bereketlendirme
iffet (A) [ عفت ] namusluluk, namus düşkünlüğü
ifhâm (A) [ افهام ] anlatma
ifhâm etmek anlatmak
iflâh (A) [ افلاح ] rahata erme, kurtulma
iflâh etmek ondurmak, dertten kurtarmak
iflâh olmak iyileşmek, kurtulmak
iflâs (A) [ افلاس ] her şeyini yitirme, bitip tükenme
ifnâ (A) [ افنا ] yok etme
ifrâğ (A) [ افراغ ] dökme, boşaltma
ifrât (A) [ افراط ] aşırıya kaçma
ifrâtkâr (A-F) [ افراطکار ] aşırıya kaçan
ifratperestî (A) [ افراط پرستی ] aşırıcılık
ifrâz (A) [ 1 [ افراز parçalara bölme 2parselleme 3salgı
ifraz edilmek salgılanmak, çıkarılmak
ifrâzât (A) [ 1 [ افراضات salgılar 2parsellemeler
ifrît (A) [ عفریت ] mitolojik canavar
ifsâd (A) [ 1 [ افساد bozma 2bozgunculuk yapma
ifsâd etmek bozmak, fesada sürüklemek
ifşâ (A) [ افشا ] açığa vurma
ifşâ edilmek açığa vurulmak
ifşâ etmek açığa vurmak
ifşâât (A) [ افشاآت ] açığa vurmalar
iftâr (A) [ 1 [ افطار oruç açma 2Ramazan ayında verilen akşam yemeği
iftâr etmek oruç açmak
iftâriyye (A) [ افطاریه ] iftarlık, iftar için hazırlanan yiyecek
iftihâr (A) [ افتخار ] övünme, kıvanma, kıvanç
iftihar etmek övünmek, gurur duymak
iftihâr etmek övünmek, kıvanç duymak
iftikâr (A) [ افتقار ]yoksulluk çekme
iftirâ (A) [ افترا ] birine işlemediği suçu yıkma
iftirâk (A) [ افتراق ] ayrılık
iftirâs (A) [ افتراس ] parçalama
iftitâh (A) [ 1 [ افتتاح açılış 2başlama
iftizâh (A) [ افتضاح ] rezillik, skandal

iğbirâr (A) [ اغبرار ] kırılma, alınma, gücenme
iğfâl (A) [ 1 [ اغفال aldatma, kandırma 2ırza geçme
iğfâl edilmek 1aldatılmak, kandırılmak 2ırzına geçilmek
iğfâl etmek 1aldatmak, kandırmak 2ırzına geçmek
iğlâk (A) [ اغلاق ] üstü kapalı konuşma
iğlât (A) [ اغلاط ] yanıltma
iğmâz (A) [ اغماض ] görmezden gelme, göz yumma
iğnâ (A) [ اغنا ] zengin etme, kimseye muhtaç olmayacak hale getirme
iğrâk (A) [ 1 [ اغراق boğma 2abartma
iğtinâm (A) [ 1 [ اغتنام ganimet bilme 2ganimet alma
iğtişâş (A) [ اغتشاش ] karışıklık, kargaşa, anarşi
iğtişâşât (A) [ اغتشاشات ] karışıklıklar, anarşiler
iğvâ (A) [ اغوا ] azdırma, ayartma
iğvâ etmek azdırmak, ayartmak

ihâle (A) [ احاله ] havale etme, bırakma
îhâm (A) [ ایهام ] iki anlama gelen kelimenin uzak anlamını kasdetme
ihânet (A) [ اهانت ] hainlik
ihâta (A) [ 1 [ احاطه kavrama 2kuşatma, sarma
ihâta edilmek çevrelenmek, sarılmak, kuşatılmak
ihâta etmek 1kavramak 2kuşatmak, sarmak
ihbâr (A) [ اخبار ] bildirme, haber verme
ihbar etmek bildirmek, haber vermek
ihbârnâme (A-F) [ اخبارنامه ] bildiri kağıdı
ihdâ (A) [ اهدا ] hediye etme
ihdâ edilmek hediye edilmek
ihdâ etmek hediye etmek
ihdâs (A) [ احداث ] kurma, oluşturma, meydana getirme
ihdâs edilmek kurulmak, oluşturulmak, meydana getirilmek
ihdâs etmek kurmak, oluşturmak, meydana getirmek
ihdas olunmak kurulmak, oluşturulmak, konulmak
ihfâ (A) [ اخفا ] gizleme, saklama
ihfâf (A) [ اخفاف ] hafife alma
ihkâk (A) [ احقاق ] hakkını verme
ihkâk -ı hak [ احقاق حق ] hakkını verme
ihlâ (A) [ اخلا ] boşaltma
ihlâk (A) [ اهلاک ] helak etme, yok etme, öldürme
ihlâl (A) [ اخلال ] bozma, lekeleme, halel getirme
ihlâl edilmek bozulmak, halel getirilmek
ihlâl etmek bozmak, halel getirmek
ihlâs (A) [ اخلاص ] içtenlik, dürüstlük
ihmâl (A) [ اهمال ] önemsememe, savsaklatma
ihmâlkâr (A-F) [ اهمالکار ] ihmalci
ihrâc (A) [ 1 [ اخراج çıkartma 2dışsatım, yurt dışına gönderme
ihrâc edilmek 1çıkarılmak 2dışsatım yapılmak, ihraç edilmek
ihrâc etmek 1çıkarmak 2dışsatım yapmak, ihraç etmek
ihrac olunmak çıkarılmak
ihrâcât (A) [ 1 [ اخراجات çıkarmalar 2dışsatımlar
ihrâk (A) [ احراق ] yakma
ihrak edilmek yakılmak
ihrak olunmak yakılmak
ihrâm (A) [ احرام ] hac zamanı giyilen beyaz giysi
ihrâz (A) [ احراز ] kazanma, elde etme
ihraz etmek kazanmak, elde etmek
ihsâ (A) [ احصا ] sayma
ihsâî (A) [ احصائی ] sayım ile ilgili, istatistik
ihsâiyyât (A) [ احصائيات ] istatistik
ihsâiyye (A) [ احصائيه ] istatistik
ihsân (A) [ 1 [ احسان bağış 2iyilik
ihsâs (A) [ احساس ] hissettirme
ihtâr (A) [ اخطار ] uyarı, hatırlatma
ihtâr edilmek uyarılmak, hatırlatılmak
ihtâr etmek uyarmak, hatırlatmak
ihticâc (A) [ احتجاج ] kanıt gösterme
ihtidâ (A) [ اهتدا ] hidayete erme, müslüman olma
ihtidâ etmek hidayete ermek, müslüman olmak
ihtifâ (A) [ اختفا ] gizlenme
ihtifâl (A) [ احتفال ] anma töreni
ihtikâr (A) [ احتکار ] vurgun
ihtilâc (A) [ 1 [ اختلاج çırpınma 2seğirme
ihtilâf (A) [ اختلاف ] uyuşmazlık
ihtilâfat (A) [ اختلافات ] uyuşmazlıklar
ihtilâl (A) [ 1 [ اختلال bozukluk, arıza 2ihtilal
ihtilâlat (A) [ 1 [ اختلالات bozukluklar 2ihtilaller
ihtilâm (A) [ احتلام ] düşazma, şeytan aldatması
ihtilâs (A) [ اختلاس ] zimmetine para geçirme, para çalma
ihtilât (A) [ 1 [ اختلاط karışma 2görüşme, kaynaşma
ihtilât etmek karışmak
ihtimâl (A) [ 1 [ احتمال olasılık 2yüklenme 3belki
ihtimal ki (A-F) [ احتمال که ] belki de, muhtemelen
ihtimal vermek sanmak, tahmin etmek
ihtimâlât (A) [ احتمالات ] olasılıklar
ihtimâm (A) [ اهتمام ] özen
ihtinâk (A) [ اختناق ] boğulma
ihtirâ (A) [ اختراع ] icat, buluş
ihtirâat (A) [ اختراعات ] buluşlar
ihtirak (A) [ احتراق ] yanma
ihtirâm (A) [ احترام ] saygı duyma, hürmet etme
ihtirâmen (A) [ احتراما ] saygıyla, saygı duyarak
ihtirâs (A) [ احتراص ] aşırı hırs
ihtirâz (A) [ احتراز ] kaçınma, çekinme, uzak durma, geri duma
ihtirâz etmek kaçınmak, çekinmek, uzak durmak, geri durmak
ihtisâr (A) [ اختصار ] kısaltma, özetleme
ihtisâr edilmek kısaltılmak, özetlenmek
ihtisâr etmek kısaltmak, özetlemek
ihtisâren (A) [ اختصارا ] özetle, kısaltarak, kısaca
ihtisâs (A) [ اختصاص ] uzmanlık
ihtişâm (A) [ احتشام ] görkem
ihtitâm (A) [ اختتام ] sona erme
ihtivâ (A) [ احتوا ] içerme
ihtivâ etmek içermek
ihtiyâc (A) [ 1 [ احتياج gereksinim2yoksulluk
ihtiyâcât (A) [ احتياجات ] gereksinimler
ihtiyâl (A) [ احتيال ] hile yapma
ihtiyâr (A) [ 1 [ اختيار seçme 2seçilme 3seçme hakky 4yaşlı
ihtiyârî (A) [ اختياری ] kişisel seçime bağlı, isteğe bağlı
ihtiyât (A) [ 1 [ احتياط tedbirli davranış 2yedek
ihtiyâten (A) [ احتياطا ] tedbirli davranarak, ihtiyatlı olarak
ihtiyatkâr (A-F) [ احتياط کار ] tedbirli, ihtiyatlı
ihtizâr (A) [ احتضار ] can çekişme
ihtizâz (A) [ اهتزاز ] titreme, titreyiş
ihvân (A) [ اخوان ] dostlar
ihyâ (A) [ 1 [ احيا diriltme, yaşatma 2canlılık kazandırma 3geceyi ibadet
ederek geçirme [/b]

Çevrimdışı Şeyma©

  • *****
  • Join Date: Kas 2009
  • Yer: İzmir
  • 3454
  • +402/-0
  • Cinsiyet: Bayan
    • Uyanan Gençlik
Ynt: Osmanlıca-Türkçe Sözlük
« Yanıtla #33 : 19 Ocak 2010, 11:47:02 »
[b]ihyâ olunmak yaşatılmak, canlandırılmak
ihzâr (A) [ 1 [ احضار çağırma, huzura getirme 2hazırlama 3hazırlanma
ihzar etmek 1hazırlamak 2getirmek
ihzârî (A) [ احضاری ] hazırlayıcı

ik’âd (A) [ اقعاد ] oturtma
îkâ (A) [ ایقا ] yapma
îka etmek vermek, bırakmak
ikâb (A) [ عقاب ] ceza
ikâl (A) [ 1 [ عقال bağ 2köstek, pranga
ikâme (A) [ 1 [ اقامه kaldırma 2oturma 3yerine koyma
ikâme etmek yerine koymak
ikâmet (A) [ 1 [ اقامت oturma 2namaza durma
ikâmetgah (A-F) [ اقامتگاه ] oturma yeri
îkâz (A) [ 1 [ ایقاظ uyandırma 2uyarma
îkâz edilmek uyarılmak
îkâz etmek uyarmak
ikbâl (A) [ 1 [ اقبال talih 2mutluluk
ikdâm (A) [ اقدام ] girişim
iklîm (A) [ 1 [ اقليم ülke, yer, diyar 2coğrâfî yaşam koşulları
ikmâl (A) [ 1 [ اکمال tamamlama, bitirme 2bütünleme
ikmâl edilmek tamamlanmak, bitirilmek
ikmâl etmek tamamlamak, bitirmek
iknâ (A) [ اقناع ] razı etme
iknâ etmek razı etmek
ikrâh (A) [ اکراه ] tiksinme, iğrenme
ikrâh etmek tiksinmek, iğrenmek
ikrâhen (A) [ اکراها ] tiksinerek, iğrenerek
ikrâm (A) [ 1 [ اکرام cömertlik 2sunma, armağan etme
ikrâmiyye (A) [ 1 [ اکراميه bahşiş 2ikrâm olarak verilen para veya eşya
ikrâr (A) [ 1 [ اقرار itiraf 2dile getirme 3kabullenme
ikrâr etmek 1itiraf etmek 2dile getirmek 3kabullenmek
ikrâz (A) [ اقراض ] borçlandırma, borç verme
iksîr (A) [ اکثير ] olağanüstü etkileri olan şurup
iktibâs (A) [ اقتباس ] alıntı
iktibâs edilmek alınmak
iktibâs etmek alıntı yapmak, ödünç almak
iktibâsât (A) [ اقتباسات ] alıntılar
iktidâ (A) [ اقتدا ] uyma
iktidâ etmek uymak
iktidâr (A) [ 1 [ اقتدار güçlülük, kudret 2görev başındaki yönetim
iktifâ (A) [ اکتفا ] yetinme
iktifâ edilmek yetinilmek
iktifâ etmek yetinmek
iktihâl (A) [ اکتحال ] sürme çekme
iktirâh (A) [ اقتراه ] içinden gelerek konuşma
iktirân (A) [ اقتران ] yakınlaşma, yaklaşma
iktisâ (A) [ اکتسا ] giyinme, bürünme
iktisâ etmek giymek
iktisâb (A) [ اکتساب ] kazanma, çalışarak kazanma
iktisâb etmek kazanmak
iktisâb eylemek kazanmak
iktisâd (A) [ 1 [ اقتصاد tutum 2ekonomi
iktisâdî (A) [ اقتصادی ] ekonomik
iktisâdiyyât (A) [ اقتصادیات ] ekonomi
iktisâdiyyûn (A) [ اقتصادیون ] iktisatçılar, ekonomistler
iktisâr (A) [ اقتصار ] kısaltma
iktitâf (A) [ اقتطاف ] derme, devşirme, seçme
iktizâ (A) [ 1 [ اقتضا gerekme 2ihtiyaç
iktizâ etmek gerekmek

ilâ (A) [ الی ] –e kadar
ilâc (A) [ 1 [ علاج ilaç 2tedavi 3çare
ilâcnâpezîr (A-F) [ علاج ناپذیر ] tedavi edilmez
ilâh (A) [ الخ ] ve benzerleri, ve diğerleri
ilâh (A) [ اله ] tanrı, ilah
ilâhe (A) [ الهه ] tanrıça
ilâhî (A) [ 1 [ الهی tanrısal 2ilahî, dinî şarkı
ilâhî (A) [ الهی ] Tanrım
ilâhiyyât (A) [ الهيات ] tanrıbilim, teoloji
ilânihâye (A) [ الی نهایه ] sonuna kadar
ilâvât (A) [ علاوات ] ilaveler, ekler
ilâve (A) [ علاوه ] ek
ilave etmek eklemek
ilâveten (A) [ علاوة ] ek olarak, yanı sıra
ilel (A) [ 1 [ علل hastalıklar 2sebepler
ilelebed (A) [ الی الابد ] sonsuza dek
ilgâ (A) [ الغا ] lağvetme, kaldırma
ilgâ eylemek lağvetmek, kaldırmak
ilhâd (A) [ الحاد ] dinden çıkma, dinsizlik
ilhâk (A) [ 1 [ الحاق katma, karıştırma 2katılma
ilhak olunmak katılmak
ilhâm (A) [ الهام ] esin
ilhâmât (A) [ الهامات ] ilhamlar, esinler
ilim (A) [ علم ] ilim
ilkâ (A) [ القا ] atma, bırakma
ilkâ etmek atmak
ilkâh (A) [ القاح ] aşılama, dölleme
illâ (A) [ 1 [ الا -den başka 2ille de, mutlaka 3yoksa, aksi takdirde
illet (A) [ 1 [ علت hastalık 2sebep
illî (A) [ علی ] nedensel
illiyyet (A) [ عليت ] nedensellik
ilm (A) [ علم ] bilim
ilmî (A) [ علمی ] bilimsel
ilmiyye (A) [ علميه ] din bilginleri
ilsâk (A) [ الصاق ] bitiştirme, yapıştırma, kavuşturma
iltibâs (A) [ التباس ] benzerlik
ilticâ (A) [ التجا ] sığınma
ilticâgâh (A-F) [ التجاگاه ] sığınak, sığınma yeri
iltifat (A) [ 1 [ التفات dönme 2ilgi gösterme 2gönül alma
iltihâb (A) [ 1 [ التهاب alevlenme 2yangı
iltihak (A) [ التحاق ] katılma
iltihak etmek katılmak
iltihâm (A) [ التهام ] yara kapanması
iltimâs (A) [ التماس ] kayırma
iltisâk (A) [ التصاق ] kavuşma, yapışma
iltisak etmek kavuşmak
iltiyâm (A) [ التيام ] yara iyileşmesi
iltizâm (A) [ 1 [ التزام gerekli görme 2taraf tutma
iltizâz (A) [ التذاذ ] lezzet alma
ilzâm (A) [ الزام ] susturma

îmâ (A) [ ایما ] dolaylı anlatım, işaret
îmâ etmek işaret etmek, göstermek
imâd (A) [ عماد ] direk
imâl etmek yapmak
imâle (A) [ اماله ] kısa heceyi uzun okuma
imâm (A) [ 1 [ امام namaz kıldıran 2önder, lider 3Hz Ali’nin soyundan gelen
îmân (A) [ ایمان ] inanma
iman etmek inanmak
imâret (A) [ 1 [ عمارت aşevi 2bayındırlık
imdâd (A) [ امداد ] yardım isteme, imdat
imhâ (A) [ 1 [ امحا yok etme 2yok edilme
imhâ edilmek yok edilmek
imhâ etmek yok etmek
imkân (A) [ امکان ] olanak
imlâ (A) [ 1 [ املا doldurma 2yazı bilgisi 3yazı
imrâr (A) [ امرار ] geçirme
imsâk (A) [ امساک ] orucun başlangıç saati
imsâkiyye (A) [ امساکيه ] oruca başlama ve oruç açma saatlerini gösteren
çizelge
imtidad etmek uzanmak
imtihân (A) [ 1 [ امتحان sınav 2deneme
imtinâ (A) [ امتناع ] kaçınma
imtinâ etmek kaçınmak, geri durmak
imtisâl (A) [ 1 [ امتثال boyun eğme 2verilen işi yapma
imtiyâz (A) [ 1 [ امتياز ayrıcalık 2kapitülasyon
imtizâc (A) [ امتزاج ] uyuşma, uzlaşma
imtizâc etmek uyuşmak, uzlaşmak

în (F) [ این ] bu
in’âm (A) [ 1 [ انعام bağış, ihsan 2bahşiş
in’ikâd (A) [ 1 [ انعقاد bağlanma 2toplanma
in’ikâs (A) [ اهعکاس ] yanıyma
in’itâf (A) [ 1 [ انعطاف bükülme 2dönme
in’itâf etmek çevrilmek, dönmek
inâd (A) [ عناد ] inat
inân (A) [ عنان ] dizgin
inâre (A) [ اناره ] aydınlatma
inâyât (A) [ عنایات ] iyilikler
inâyet (A) [ عنایت ] iyilik
incizâb (A) [ انجذاب ] cazibeye kapılma
ind (A) [ 1 [ عند kat 2görüş 3yan
indî (A) [ عندی ] kişisel, kişinin kendi kanısına dayanan
indifâ (A) [ اندفاع ] püskürme
indifâ etmek püskürmek
ineb (A) [ عنب ] üzüm
infâk (A) [ انفاق ] geçindirme, nafakalandırma
infâz (A) [ انفاذ ] uygulama, yerine getirme, yapma
infiâl (A) [ انفعال ] kırılma, gücenme
infikâk (A) [ انفکاک ] ayrılış
infilâk (A) [ انفلاق ] patlama
infirâd (A) [ انفراد ] bir başına kalma
infirâd ettirilmek bir başına bırakılmak
infisâl (A) [ انفصال ] ayrılma
inhibât (A) [ انهباط ] düşüş
inhidâm (A) [ انهدام ] yıkılma
inhilâl (A) [ 1 [ انحلال çözülme, ayrışma 2dağılma
inhimâk (A) [ انهماک ] aşırı düşkünlük
inhinâ (A) [ 1 [ انحنا eğri, yay 2kıvrılma, bükülme, yay şeklini alma
inhirâf (A) [ انحراف ] sapma
inhiraf olunmak dönülmek
inhisâf (A) [ 1 [ انخساف ay tutulması 2gelişimini yitirmek, parlaklığını
kaybetmek
inhisâr (A) [ انحصار ] tekel
inhitat (A) [ انحطاط ] çöküş, düşüş
inhizâm (A) [ انهزام ] bozguna uğrama
inkâr (A) [ انکار ] yadsıma, reddetme
inkâr edilmek yadsınmak
inkâr etmek yadsımak
inkılâb (A) [ 1 [ انقلاب devrim 2değişim, dönüşüm
inkılâb etmek dönüşmek
inkırâz bulmak tükenmek, çökmek
inkıtâ (A) [ انقطاع ] kesilme, kesintiye uğrama
inkıyâd (A) [ انقياد ] bağlanma, boyun eğme
inkızâ (A) [ انقضا ] geçip gitme
inkibâz (A) [ انقباض ] kabızlık
inkirâz (A) [ انقراض ] çökme, tükeniş
inkisâm (A) [ انقسام ] bölünme
inkisâm etmek bölünmek
inkisâr (A) [ 1 [ انکسار ilenme, beddua etme 2kırılma
inkişâf (A) [ 1 [ انکشاف ortaya çıkma 2gelişim, gelişme
inkişaf bulmak gelişmek
inkişaf etmek gelişmek
insâf (A) [ انصاف ] acıma
insânî (A) [ 1 [ انسانی insanlık 2insan ile ilgili
insaniyu’l-merkez (A) [ انسانی المرکز ] insan merkezli
insâniyyet (A) [ انسانيت ] insanlık
insibab etmek dökülmek
insicâm (A) [ انسجام ] düzen, sıra
insiyâk (A) [ انسياق ] içgüdü
insiyâkî (A) [ انسياقی ] içgüdüsel
insücin (A) [ انس و جن ] insanlar ve cinler
inşâ (A) [ 1 [ انشا yapma 2güzel yazı yazma 3kompozisyon
inşiâb (A) [ 1 [ انشعاب bölünme 2dallanma
inşikâk (A) [ انشقاق ] yarılma, bölünme
inşikâk etmek yarılmak, bölünmek
inşirâh (A) [ انشراح ] açılma, ferahlama
intâc (A) [ 1 [ انتاج sonuçlandırma 2doğurma
intâc etmek 1sonuçlandırmak 2doğurmak
intâk (A) [ انطاق ] konuşturma
intânî (A) [ انتانی ] mikroplu
intibâ (A) [ 1 [ انطباع izlenim 2basılma
intibâh (A) [ انتباه ] uyanış
intibâk (A) [ انطباق ] uyum
intifâ (A) [ انطفا ] ateşin sönmesi
intifâ’ (A) [ انتفاع ] yararlanma
intihâ (A) [ 1 [ انتها son 2sona erme
intihâb (A) [ 1 [ انتخاب seçme 2seçilme 3seçim
intihâb edilmek seçilmek
intihab eylemek seçmek
intihâbât (A) [ انتخابات ] seçimler
intihâl (A) [ انتحال ] bir başkasının eserini sahiplenme
intihâr (A) [ انتحار ] kendini öldürme, canına kıyma
intihâr etmek kendini öldürmek, canına kıymak
intikâd (A) [ انتقاد ] eleştiri, tenkit
intikâl (A) [ 1 [ انتقال göçme, taşınma 2kavrama 3miras geçmesi
intikal etmek geçmek
intikâm (A) [ انتقام ] öc
intikam almak öc almak
intikâmcû (A-F) [ انتقام جو ] intikamcı
intisâb (A) [ 1 [ انتساب bir yere mensup olma 2bir yere bağlanma, bir yerde
çalışmaya başlama
intişâr (A) [ 1 [ انتشار yayılma 2yayınlanma 3üreme[/b]

Çevrimdışı Şeyma©

  • *****
  • Join Date: Kas 2009
  • Yer: İzmir
  • 3454
  • +402/-0
  • Cinsiyet: Bayan
    • Uyanan Gençlik
Ynt: Osmanlıca-Türkçe Sözlük
« Yanıtla #34 : 19 Ocak 2010, 11:48:14 »
[b]intişâr etmek 1yayılmak 2yayınlanmak
intizâ’ (A) [ انتزاع ] söküp alma
intizâm (A) [ انتظام ] düzen
intizamperver (A-F) [ انتظام پرور ] düzeni seven, düzenli, tertipli
intizâr (A) [ انتظار ] bekleme, bekleyiş
intizâr etmek beklemek
inzâl (A) [ انزال ] indirme
inzibât (A) [ انضباط ] zapturapt altında bulunma, düzen
inzimâm (A) [ انضمام ] eklenme
inzivâ (A) [ انزوا ] köşesine çekilme, tek başına yaşama
inzivagâh (A-F) [ انزواگاه ] köşeye çekilme yeri, inziva yeri

irâ’e (A) [ ارائه ] gösterme
irâ’e etmek göstermek
îrâd (A) [ 1 [ ایراد getirme, söyleme 2gelir, kazanç
irâde (A) [ 1 [ اراده istek 2buyruk
irâdet (A) [ ارادت ] isteme, istek
îrânî (F) [ ایرانی ] İranlı
ircâ’ (A) [ ارجاع ] eski haline döndürme, çevirme
ircâ’ etmek döndürmek, çevirmek
irfân (A) [ 1 [ عرفان bilme 2kültür
irfanperver (A-F) [ عرفان پرور ] kültürlü
irs (A) [ 1 [ ارث miras 2soyaçekim, kalıtım
irsâl (A) [ ارسال ] gönderme
irsen (A) [ ارثا ] kalıtımsal, miras yoluyla
irsî (A) [ ارثی ] kalıtımsal
irsiyyet (A) [ ارثيت ] kalıtımsallık, irsîlik
irşâd (A) [ ارشاد ] hidayete erdirme, doğru yolu gösterme
irşâd etmek hidayete erdirmek, doğru yolu göstermek
irtiâş (A) [ ارتعاش ] titreme
irtibât (A) [ ارتباط ] bağlantı, ilişki, ilgi
irticâ (A) [ 1 [ ارتجاع geriye dönüş 2gericilik
irticakâr (A-F) [ ارتجاعکار ] gerici
irticâlen (A) [ ارتجالا ] düşünmeden söyleyerek
irtidâd (A) [ ارتداد ] dinden çıkma
irtifâ (A) [ ارتفاع ] yükseklik
irtihâl (A) [ 1 [ ارتحال göçme 2ölüm
irtihâl etmek ölmek
irtikâ (A) [ 1 [ ارتقا yükselme 2yüksek mevkiye gelme
irtikâb (A) [ ارتکاب ] suç işleme
irtisam etmek resmedilmek, izi düşmek
irtişâ (A) [ ارتشا ] rüşvet yeme
irtizâk (A) [ ارتزاق ] rızıklanma
irzâ (A) [ ارضا ] ikna etme, razı etme
irzâ’ (A) [ ارضاع ] emzirme, süt verme

is’âd (A) [ اصعاد ] yükseltme
is’âd etmek yükseltmek, çıkartmak
is’âd olunmak yükseltilmek
is’af olunmak yerine getirilmek
is’âr (A) [ اسعار ] fiyat belirleme
isâbet (A) [ اصابت ] rastgelme 2tutarlılık
isâet (A) [ اسائت ] kötülük etme
îsâl (A) [ ایصال ] kavuşturma, ulaştırma
isâl etmek ulaştırmak
isâle (A) [ اساله ] akıtma
isbât (A) [ اثبات ] kanıtlama
isbât -ı vücûd etmek bir yerde bulunmak, varlığını göstermek
îsevî (A) [ عيسوی ] Hıristiyan
îseviyyet (A) [ عيسویت ] Hıristiyanlık
isfenc (F) [ اسفنج ] sünger
ishâl (A) [ اسهال ] sürgün, cırcır olma
iskân (A) [ 1 [ اسکان yerleştirme 2yerleştirilme
iskân edilmek yerleştirilmek
iskân etmek yerleştirmek
iskat (A) [ اسقاط ] düşürme
iskât (A) [ اسکات ] susturma
iskât etmek susturmak
islâm (A) [ 1 [ اسلام müslümanlık 2müslüman
islâmiyyet (A) [ اسلاميت ] müslümanlık
ism (A) [ اسم ] ad
ismet (A) [ 1 [ عصمت masumluk 2haramdan kaçınma
isnâ’aşer (A) [ اثنی عشر ] oniki
isnâd (A) [ 1 [ اسناد dayama, yükleme 2iftira
isneyn (A) [ اثنين ] pazartesi
isrâf (A) [ اسراف ] savurganlık
istî’âb (A) [ استيعاب ] kapasite, alım gücü, sığıdırma
isti’câl (A) [ استعجال ] aceleci davranış
isti’fâ (A) [ 1 [ استعفا affını isteme 2görevinden ayrılma
isti’kâf (A) [ اسعکاف ] bir yere kapanma
isti’lâm (A) [ استعلام ] bilgi isteme
isti’mâl (A) [ 1 [ استعمال kullanma 2kullanılma 3yapılma
isti’mâl edilmek kullanılmak
isti’mâl etmek kullanmak
istiâne (a) [ استعانه ] yardım isteme
istiâne olunmak yardım istenmek
istib’âd (A) [ استبعاد ] uzak görme
istibdâd (A) [ استبداد ] baskı rejimi
istibdâdkâr (A-F) [ استبدادکار ] baskıcı
isticâbet (A) [ استجابت ] kabul edilme
isticvâb etmek sorgulamak
istid’â (A) [ 1 [ استدعا dilekçe 2yalvararak isteme
istid’ânâme (A-F) [ استدعانامه ] dilekçe
istîdâd (A) [ استعداد ] yetenek
istidlâl (A) [ استدلال ] delil ile hüküm çıkarma, akıl yürütme, delillerin ışığında
yargıda bulunma
istifâdebahş (A-F) [ استفاده بخش ] yararlı
istifhâm (A) [ 1 [ استفهام sorma 2soru işareti
istifrâğ (A) [ استفراغ ] kusma
istifrâğ etmek kusmak
istifsâr etmek açıklama istemek
istigâse (A) [ استغاثه ] yardım isteme
istiğnâ (A) [ 1 [ استغنا kimseye muhtaç olmama 2eyvallah etmeme
3tokgözlülük
istiğrâk (A) [ 1 [ استغراق dalma, gömülme 2boğulma 3kendinden geçme
istihâle (A) [ 1 [ استحاله başkalaşım, değişim 2imkansızlık
istihâre (A) [ استخاره ] bir işin nasıl sonuçlanacağını anlamak için ibadetten
sonra uykuya yatma
istihâse (A) [ استحاثه ] fosilleşme
istihbâr (A) [ استخبار ] duyum, haber alma
istihbârât (A) [ استخبارات ] duyumlar, haber almalar
istihdâf (A) [ استهداف ] hedef edinme
istihdaf eylemek hedef edinmek
istihdâm (A) [ استخدام ] hizmete alma
istihfâf (A) [ استخفاف ] hafife alma, küçümseme
istihfâfkâr (A-F) [ استخفافکار ] hafife alan, küçümseyen
istihfafkârlık (A-F-T) küçümseme, hafife alma
istihkak (A) [ 1 [ استحقاق hak etme 2hak edilmiş şey
istihkâm (A) [ 1 [ استحکام sağlamlık 2siper
istihkâr (A) [ استحقار ] aşağılama
istihlâk (A) [ استهلاک ] tüketim
istihlâk etmek tüketmek, harcamak
istihmâm (A) [ استحمام ] banyo yapma, yıkanma
istihrâc (A) [ 1 [ استخراج çıkarma 2hüküm çıkarma 3anket
istihrâc etmek çıkarmak
istihsâl (A) [ 1 [ استحصال elde etme 2elde edilme 3üretim
istihsân (A) [ استحسان ] güzel bulma, beğenme
istihyâ (A) [ استحيا ] utanma
istihzâ (A) [ استهزا ] alay
istihzâ etmek alay etmek
istihzâr (A) [ 1 [ استحضار hazırlama 2hazırlanma 2huzura çağırma
istikâmet (A) [ 1 [ استقامت doğruluk 2dürüstlük 3yön
istikamet vermek yön vermek
istikbâh (A) [ استقباح ] ayıplama
istikbâl (A) [ 1 [ استقبال karşılama 2gelecek 3kıbleye dönme
istikbal etmek karşılamak
istikbâr (A) [ استکبار ] büyüklenme
istikfâf (A) [ استکفاف ] yetinme
istiklâl (A) [ استقلال ] bağımsızlık
istikmâl (A) [ استکمال ] tamamlama
istikrâh (A) [ استکراه ] iğrenme, tiksinme
istikrâh etmek iğrenmek, tiksinmek
istikrâr (A) [ استقرار ] kararlılık
istikrâz (A) [ استقراض ] borçlanma
istikşâf (A) [ استکشاف ] keşif çalışması yapma
istîlâ (A) [ استيلا ] yayılma, ele geçirme
istîlâ etmek yayılmak, ele geçirmek
istilzâm (A) [ استلزام ] gerekme, gerektirme
istilzâm etmek gerekmek, gerektirmek
istilzâm eylemek gerektirmek
istimâ’ (A) [ استماع ] dinleme, kulak verme
istimâ’ etmek kulak vermek, dinlemek
istimdâd (A) [ استمداد ] yardım isteme
istimhâl (A) [ استمهال ] ek süre isteme
istimlâk (A) [ استملاک ] kamulaştırma
istimlâk edilmek kamulaştırılmak
istimlâk etmek kamulaştırmak
istimnâ’ (A) [ استمناء ] mastürbasyon
istimrâr (A) [ استمرار ] süreklilik
istinâd (A) [ 1 [ استناد dayanma 2güvenme
istinâd etmek dayanmak
istinâden (A) [ 1 [ استنادا dayanarak 2güvenerek
istinadgâh (A-F) [ استنادگاه ] dayanak

[/b]