Gönderen Konu: İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)  (Okunma sayısı 26012 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı drfm

  • Moderator
  • Paylaşımcı üye
  • ****
  • İleti: 354
  • +32/-0
  • Cinsiyet: Bay
İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
« : 22 Aralık 2008, 22:51:29 »
İlaç, hastalığın iyileştirilmesinde ya da önlenmesinde verilen kimyasal birleşimdir. İlaçları dört ana kaynaktan elde edebiliriz : hayvansal, bitkisel, mineral, sentetik.

Örneğin diyabetikler tarafından kullanılan insülin ilacı, genellikle hayvan pankreasından hazırlanır (domuz, sığır).

Kökler, yapraklar, çiçekler ve tohumların karışımı ilaçların bitkisel kaynağını oluştururlar; kalp yetersizliğinin tedavisinde kullanılan digitalis, mor foxglove adı verilen yabani çiçeğin kurutulmuş yaprağından hazırlanan bitki kökenli bir ilaçtır. Kalsiyum, demir ve magnezyum gibi mineraller, değişik tıbbi sorunların iyileştirilmesinde kullanılırlar.

Sonuç: bugün pazarlanan  ilaçların çoğu sentetik olarak imal edilmektedir. Vitaminlerin, streoidlerin, narkotiklerin ve diğer birçok ilacın sentetik formu geniş olarak kullanılmaktadır.


Çevrimdışı drfm

  • Moderator
  • Paylaşımcı üye
  • ****
  • İleti: 354
  • +32/-0
  • Cinsiyet: Bay
İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
« Yanıtla #1 : 22 Aralık 2008, 22:53:08 »
İLAÇLARlN İSİMLENDİRİLMELERİ

İlaçların çoğunun birkaç ismi vardır. Bu isimler dört ana grupta toplanır:

1-. Genel isim : Dünya çapında standardize edilmiş, ilaçların birleşimi ve hazırlanma usullerini anlatan kitaplarda ya da diğer resmi yayınlarda listelenmiş olan bir  isimdir; antibiyotikler, analjezikler, antialerjikler vd.

2- Ticari isim (markası) : Genellikle üretici firma tarafından verilen isimdir; ilaçlar değişik üretici tarafından  pazarlandığında değişik ticari isme sahip olabilirler; Aspirin, Coraspin, Babyprin vd.

3-  Kimyasal (jenerik) isim : İlaçların genellikle uzun ve karmaşık olan kimyasal adıdır: asetilsalisilik asit (ASA).

Örnek : tetrasiklin, çok kullanılan antibiyotik türü ilaçtır.

Genel ismi : tetracycline, antibiyotik

Ticari isimleri : Achromycinâ, cycloparâ, mystcelinâ, sumycinâ

Kimyasal ismi : 4-dimethylamino-1,4,4a,5,5a,6,11,12a-octahydro-3,6-10,12,12a-pentahydroxs-6-methyl-1,11-dioxo-2-naphthacenecarboxamide



İLAÇLARIN STANDARTLARI VE KANUNLARI

Birçok ülkede, ilaç üretimi değişik yasal standartlar ile hüküm altına alınmıştır. Bu standartlar, değişik üreticiler tarafından aynı mukavemet ve saflıkta olmasını sağlamak için gereklidirler.

Çevrimdışı drfm

  • Moderator
  • Paylaşımcı üye
  • ****
  • İleti: 354
  • +32/-0
  • Cinsiyet: Bay
İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
« Yanıtla #2 : 22 Aralık 2008, 22:53:50 »
İLAÇ ÇEŞİTLERİ

İlaçlar, değişik birçok formdan oluşurlar, her biri özel içeriğe sahip olan katı ve sıvı formların her ikisi. Aşağıdaki liste ilaçların spektrumları ile tanışık olmanız için hazırlanmıştır. Bu alanda tarif edilen ilaçların alt guruplarını çok sınırlı kullanabileceksiniz.

[color=red]KATI İLAÇLAR:[/color]

1. TOZ :  Doğal ve sentetik kaynaklardan elde edilen ilaçların, ezilerek toz haline getirilmiş halleridir. Ağızdan alınanları olduğu gibi ciltteki yaralara serpme şeklinde de kullanılabilir.

2. DRAJE : Tadı acı olan tabletlerin alınmasını kolaylaştırmak amacıyla, üzerleri koruyucu bir şeker ya da çikolata tabakasıyla kaplanarak elde edilen ilaç şeklidir. 

3. KAPSÜL : Katı ve sıvı ilaçların silindir, yassı veya zeytin benzeri şekillerde olan jelatin koruyucular içinde sunulduğu şekildir. Midede ya da barsakta eriyen çeşitleri vardır.

4. TABLET : Toz halindeki ilaçların, sıkıştırılarak kesik silindir ya da yuvarlak şekillerde sunulmasıdır; Ör:aspirin. Tabletlerin köpüren şekillerine “efervesan”, emilen şekillerine ”pastil” ve dilaltında eriyen şekillerine “sublingual” denilmektedir. 

5. PİLÜL : Toz şeklindeki ilaçların bal ya da koyu şurup gibi maddelerle karıştırılarak yassı veya küçük küreler şeklinde sunulmasıdır. Çok hafif olanlara “granül”, ağır (0.05 gramdan daha büyük) olanlara “bol” denilmektedir. 

6. SUPOZİTUAR (FİTİL) : Vucüt ısısında eriyen ve rektum yada vaginaya uygun şekillendirilmiş ilaçlardır. 

7. KAŞE : Hoşa gitmeyen tad ve kokuları nedeniyle toz şeklindeki ilaçların pirinç unu  ya da nişastadan yapılmış oval veya silindir şekilli içiçe geçen koruyucular içinde sunulan şekilleridir; örnek : Gripin.

[color=red]SIVI İLAÇLAR[/color]

1) SOLÜSYON : İlacın etken maddesinin su, bitkisel yağ ya da başka bir eriticide eritilmesiyle hazırlanmış şeklidir. Göz, kulak, burun damlaları bu solüsyonlara örnek verilebilir. 

2) SUSPANSIYON : Katı haldeki ilaçların bir sıvı içinde tam çözünmeden (minik parçacıklar halinde) bulunduğu sıvı ilaçlardır. Çöküntü yaptığından, kullanılmadan önce mutlaka çalkalanmalıdırlar. 

3) TENTÜR : Bitkisel ve hayvansal kaynaklı ilaçların, alkol ya da eterdeki çözeltisidir. 

4) EXTRACT(EKSTRE) : Bitkisel maddelerin su, alkol ve eter gibi sonradan uçurulabilen bir ya da birkaç eritici ile karıştırılıp sonra eriticinin uçurulmasıyla elde edilen ilaç şekilleridir.

5)  ŞURUP : Yüksek miktarda (% 60 dan fazla) şeker içeren sıvı ilaç şekilleridir. Fazla şekerli olduklarından içerisinde bakteri ve mantarlar üreyemez.

6) POSYON : Şeker oranı düşük ve kaşıkla içmeye elverişli sıvı ilaç şeklidir. İçerisinde bakteri ve mantar üreyebileceğinden 4-5 dozluk hazırlanmaktadırlar.

7) LOSYON : Deriyi korumak ya da ağrı gidermek için  cilde uygulanan solüsyon, süspansiyon ya da emülsiyon şeklindeki ilaçlardır. (Emülsiyon: Bir sıvı (genellikle yağ) diğer bir sıvı(genellikle su) içinde ufak moleküller şeklinde dağılıp, kolloidal bir karışım oluşturuyorsa bu sıvıya denir. )

8) ELİKSİR / İKSİR : Etkin madde ile birlikte su, alkol, şeker vekoku veren maddeler içeren sıvı ilaç şeklidir. 

9) MİLK (SÜT) : Erimeyen ilacın sulu süspansiyonudur. Ör:magnesia milk.

10) AEROSOL : Özel eriticiler içinde hazırlanan ve solunum yoluyla kullanılan ilaç şekilleridir.                     

[color=red]YARI KATI İLAÇLAR[/color]

1. OINTMENT(MERHEM / POMAT) : Vücuda dışarıdan (cilde ve mukozaya) uygulanan; tereyağ kıvamında vazelin, lanolin, domuz yağıvb katkı maddeleriyle hazırlanan yarı katı ilaçlardır. 

2. TRANSDERMAL TERAPÖTİK SİSTEM (TTS) : Etken maddenin yapışkan bir yüzeye emdirildikten sonra tedavi amacıyla deriye (göğüs veya kulak arkasına) yapıştırılarak uzun sürede emiliminin sağlandığı ilaç şeklidir. 

3.  YAKILAR : Cilde yapıştırılan katı veya yarı katı ilaç şekilleridir.

 

Çevrimdışı drfm

  • Moderator
  • Paylaşımcı üye
  • ****
  • İleti: 354
  • +32/-0
  • Cinsiyet: Bay
İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
« Yanıtla #3 : 22 Aralık 2008, 22:54:47 »
İLAÇLARlN VÜCUTTAKİ ETKİLERİ

İlaçlar etkilerini lokal veya sistematik olarak ya da her iki durumda gösterebilirler.

Lokal etki : ilacın doğrudan dokuya uygulanmasıdır.

Ör: antialerjik losyonlar, kaşıntıyı gidermek üzere deriye uygulanır.

Sistematik etki :  ilaç herhangi bir yolla vücuda alındıktan sonra kana geçerek etki edeceği yere gider. Sistematik etkide birçok organ etkilenir, üstelik bir organa olan etkisi  diğer organa göre daha fazla olabilir.

Verilen herhangi bir ilacın etkisi; hastaya, ilacın dozuna, verilen ilacın izlediği yola ve ilacın metabolizmasına  bağlı olarak değişir.


İLACIN ETKİSİNİ ETKİLEYEN HASTA İLE İLGİLİ ETKENLER

1) YAŞ :

Değişik yaştaki hastaların aynı ilaca değişik tepkiler verebilirler. Örneğin yaşlılar, ilacın etkisine daha duyarlıdırlar; bu nedenle genç hastalara göre daha düşük dozda ilaç vermek gerekir. Bazı ilaçlar değişik yaş gruplarında değişik etkilere sahiptirler. Örneğin Barbituratlar, yetişkinlerin çoğunda yatıştırıcı etkiye neden olurken, yaşlılarda tamamen ters etkiye yol açarak heyecan ya da sıkıntı yaratabilirler. 

2) AĞIRLIK :

İlaçların çoğu erişkin ortalamalarına göre hazırlanır; bu da genellikle 70 kg ağırlığında olan bir kişidir. Bununla birlikte bu ilaç dozu  vucudun herkese uymayabilir; şöyle ki  kişi  48 kg ya da 136 kg ise doz çok veya az gelecektir. Bu sebepten dolayı, bazı ilaç dozları hastanın ağırlığına göre verilir (mg/kg gibi).

3) HASTALARIN SAĞLIK DURUMU :

Hastaların sağlık durumları da ilaca karşı olan tepkilerini etkileyecektir. Eğer böbrekleri çalışmıyorsa; böbrekten atılan bir ilaç söz konusu olduğunda ilaç vücutta birikerek, toksik (zehir) etkisi yapacaktır.

4) BİREYSEL FARKLILIK (INDIVIDUAL VARIATION) :

Bir kişi için tedavi edici olan doz diğerleri için aynı etkiye sahip olamayabilir. Bunun nedeni kişisel farklılıktır.

5) IDIOSYNCRATIC (NEDENI BILINEMEYEN) VE  ALERJIK REAKSIYONLAR:

Bazı hastalar bazı maddelere karşı duyarlıdırlar o nedenle ilaç alındıktan sonra istenmeyen etkiler (alerjik tepkiler) ortaya çıkabilir. Bu etkiler hemen (örnek: penisilin) çıkabildiği gibi birkaç saat sonra ya da birkaç gün kullanımdan sonra da görülebilir.



ÇEVİREN : ENDER KABA

Çevrimdışı drfm

  • Moderator
  • Paylaşımcı üye
  • ****
  • İleti: 354
  • +32/-0
  • Cinsiyet: Bay
İlaç Bilgisi (FARMAKOLOJİ)
« Yanıtla #4 : 22 Aralık 2008, 22:55:32 »
İLAÇ VERME YOLLARI  (ROUTES OF ADMİNİSTRATİON)
İlacın etkisi, ilacın vücuda veriliş yoluyla ilgilidir. Bir ilacın uygulandığı yol diğer ilaç için uygun olmayabilir. Bu nedenle ilaçların vücuda veriliş yöntemleri iyi bilinmelidir.

Oral ( Ağızdan – per os )

Birçok hasta ilaçlarını evinde acısız, en uygun ve ekonomik bir yöntem olan ağız yoluyla alır. Ağız yoluyla ilaç alındığında, mide ve bağırsaklardan emilimi nedeniyle etkisi 30 ila 90 dakikada ortaya çıkar.

Rektal

Bazı durumlarda (Örnek: hasta kusuyorsa, bilinci kapalıysa, kasılma nöbeti geçiriyorsa vb) ağız yoluyla ilaç vermek mümkün olmayabilir, bu durumlarda rektal yol tercih edilir. Rektal mukozadan emilim hızlıdır.

Oral ve rektal yol ile ilaç alımına “enteral yol” adı verilir, bu yollarla alınan ilaçlar mide ve bağırsaktan emilirler. Aşağıdaki yöntemlere ise ”parenteral yol” denilmektedir.

Intravenous (IV, damar yolu )

En hızlı ve etkili ilaç veriliş yolu damar yoludur. İlaç doğrudan kan akımına katılarak, en kısa zamanda hedef organa ulaşmaktadır. Emilim sırasında görülen ilaç kaybı bu yöntemde söz konusu değildir. Bu yöntemle istenilen miktar belirlenen zamanda hastaya uygulanabilmekte ve ilacın dozu da kontrol altında tutulabilmektedir. Bu aynı zamanda en tehlikeli yöntemdir. Kalbin bir atımında tüm ilaç istenilen organa ulaşmakta bu da toksik reaksiyona neden olabilmektedir.

IV yolla uygulamada ilaç 12 saniye içinde emilebilmektedir (absorbe edilebilmektedir). Emilim hızı, kalp rahatsızlığı olanlarda, daha uzun bir sirkülasyon (dolaşım) nedeniyle daha yavaş gerçekleşmektedir. Kalp durmasında ve hastaya kalp masajı uygulanırken damar içinden uygulanan ilacın hedef organa ulaşması normal süreden 3 ya da 4 kat daha uzun bir zaman alır. Bu nedenle, kalp masajı uygulanan hastaya verilen ilacın ancak 1 ila 2 dakika sonra kana karıştığından emin olunabilir.

Genel olarak, damar içine ilaçlar yavaş verilmelidir.

Intramuscular (IM, Kas içine)

Kas içine ilaç verilişinde ilacın etkisi damar içine uygulamaya göre çok daha yavaştır. İlaç önce kastan emilir, daha sonra kana karışır. Bu nedenle damar içine göre daha uzun sürede etki eder. Kas içinden veya deri altı dokusundan ilaç verileceği zaman kasta ve periferik dokuda kan akımının yeterli olmasına dikkat edilir (şokta ve kalp durmasında uygulanmaz). Bundan dolayı kas içine uygulama yalnızca dolaşımı yeterli olan hastalarda uygulanır.

                          “ PERİFERİK PERFÜZYONU YETERLİ OLMAYAN HASTALARDA,

                            DAMAR İÇİNE VEYA DERİ ALTINA  İLAÇ UYGULANMAZ ”

Subcutaneous ( Deri altına )

İlaç, deri altına, yağ tabakasına veya onun altındaki dokuya enjekte edilir. Deri altı dokusuna sınırlı miktarlarda (2 ml’ den az) ve tahrişe neden olmayan ilaçlar enjekte edilir. Bu uygulamada ilacın emilimi yavaştır; etki süresi damar içine uygulanan ilaçlara göre daha uzundur. İlacın en etkin olduğu düzeye ulaşma süresi 30. dakikadır. Astım krizlerinde epinefrin(adrenalin) deri altına uygulanır. Genelde ilaç, üst kolun dış tarafındaki dokuya veya bacağın üst yarısına veya karın bölgesine uygulanır.

Inhalation ( solunum yoluyla )

Aerosol Bronkodilatörler, bronkosol ve medihalers gibi ilaçlar solunum yoluyla verilmektedir. Kişi solunum yaparken, ilaç kabını ağzına dayayarak, toz ya da püskürtme şeklindeki ilacı doğrudan akciğerlerine çeker ve ilaç kısa sürede kana karışır.

Endotracheal ( tracheal )

Bazı ilaçlar bronş zarlarından çok hızlı emilirler dolayısıyla da çok hızlı etki ederler. Bu ilaçlar endotrakeal tüpten verilirler. Bu yolla verilen ilaçlar: Atropine, Valium, Epinephrine, Lidocaine.       

                “BU LİSTEDE YERALMAYAN İLAÇLAR ENDOTRAKEAL YOLLA VERİLEMEZ”

Sublingual (SL, Dil altı)

Sublingual yol, ilacın dil altına konularak etkisini gösterdiği yoldur. Nitrogliserin  (İsordil 5mg) genellikle bu yolla alınır. Dil altına verilen ilaçlar çok hızlı emilirler. Ve birkaç dakika içinde etkilerini gösterirler.

Topical ( lokal, deri  )

İlaçlar deriye de uygulanabilir. Genel olarak -intact skin- deri, ilaçların emilimine karşı bir engel oluşturur. Ancak bazı ilaçlar çok düşük hızda da olsa bu engeli aşmaktadırlar. Bu yolla ilaç verildiğinde ilacın etkisi uzun süre devam eder. Bazı kalp hastalarında nitrogliserin deri üzerine uygulanabilmektedir (flaster gibi yapıştırılarak uygulanır). Aynı şekilde estrogenlerde ( kadın hormonları) deriye uygulanabilmektedir.

Intracardiac ( kalp içine )

İlacın doğrudan göğüs duvarından kalbe enjekte edilmesidir. Bu yöntem son çare olarak kullanılmaktadır. Kalp durması gibi durumlarda epinefrin kalp içine doğrudan enjekte edilir. Bu yöntemin, damar içi veya endotracheal uygulamaya göre herhangi bir avantajı yoktur. Ve bazı tehlikeli etkileri de görülebilir. Koroner damarlarda hasara, pneumotoraksa,  Ventriküler fibrilasyona (VF ) sebep olabilir. Intrakardiyak ilaç uygulamasında, kalp masajı yapılıyorsa kalp basısına ara verilmelidir. Bu yöntem IV ve endotracheal tüp yöntemlerinin başarısızlığa uğraması durumunda uygulanmalıdır.

EMİLİM HIZI (-ORANI, RATES OF ABSORPTİON)

İlaçların emilim hızı ilacın veriliş yöntemiyle ilgilidir. Damar içine ilaç uygulandığında ilacın kana karışması çok hızlıdır. Endotrakeal tüpten verildiğinde solunum mukozasından emilim damar yoluna yakın bir hızdadır. Rektum gibi mukoza yüzeylerinden de emilim çok hızlıdır. Kas içine ilaç verildiğinde emilim daha yavaştır. Aynı şekilde deri altına ( subcutaneous ) ilaç uygulandığında da ilacın kana karışması zaman aldığından emilim de yavaştır. Oral  ilaç alımında ise ilacın kana karışması diğer yöntemlere göre daha yavaştır. İlacın kana karışımının en yavaş olduğu yol deri yoludur. 

 

Voiser