Süt hısımlığı ve Süt Bankası - Şerife Şevval Kardelen Yazıları

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Şeyma©

  • *****
  • Join Date: Kas 2009
  • Yer: İzmir
  • 3454
  • +402/-0
  • Cinsiyet: Bayan
    • Uyanan Gençlik
[img width=200 height=200]http://www.uyanangenclik.com/gallery/422_08_09_15_9_53_59.jpeg[/img]
Süt hısımlığı, İslâm hukukuna has evlenme engellerinden biridir. Bu yasak Nisa Sûresinin 23. âyetinde getirilmiş ve bu âyette Cenâb-ı Hak mü’min erkeklerin süt anneleriyle ve süt hemşireleriyle evlenmelerini yasaklamıştır. Bir hadis-i şerifte de “Doğumdan [nesepten> haram olan her şey, süt emme yoluyla da haram olur” buyurulmuştur. (1)

Bu yasağın en büyük hikmetlerinden biri,varlıkların en şereflisi olan insanın sütünün de büyük bir kıymete sahip olması ve süt vasıtasıyla insanlar arasında ayrı bir akrabalık ve yakınlık bağının meydana gelmesidir. Süt, anne ile evlât arasında cismânî bir bağ ortadan kaldırılması imkânsız ruhî ve manevî bir irtibat kurar. Süt hısımlığı insanlar için ayrı bir yardımlaşma vâsıtası müstakil bir yakınlaşma unsurudur. Bunun için süt hısımları birbirinin mahremi sayılmış ve evlenmeleri yasaklanmıştır. Aralarında nazar helâl, nikâh haram kılınmıştır.

Evlenecek kişiler arasında süt hısımlığının bulunup bulunmadığına çok dikkat etmek gerekir. Çünkü süt hısımlığı evlenmeye engeldir. İmam-ı Azama göre doğumdan en Fazla iki buçuk yıl (30 ay) —İmam-ı Muhammed’le îmam-ı Ebû Yusufa göre ise iki senedir— sonrasına kadar memesinden süt içilen veya emilen kadın süt annedir. Bu emme ile çocukla süt anne, süt annenin mahremleri ve aynı süt anneden süt emip süt kardeş durumuna giren diğer kimseler arasında süt akrabalık bağı meydana getirir. Az da olsa sütün mideye inmesi, kâfidir.
Bunun için emmek şart değildir, anne sütünün daha başka vâsıtalarla çocuğun midesine gönderilmesi de yeter. Şafiî ve Hanbelî mezhebinde, bir defa emme ile süt hısımlığı kurulmaz. Çocuğun en az beş defa emmesi lâzımdır.
Azamî iki buçuk senelik süt emme devresi geçtikten sonra alınan sütte, artık süt hısımlığı teessüs etmez. Yâni, iki buçuk yaşından büyük çocuk, memesini emdiği kadının süt evlâdı

Bir erkeğin süt hısımlığı sebebiyle evlenemeyeceği kadınlar şunlardır:
1. Süt anne; süt anne ve babanın gerek neseb, gerekse süt cihetinden anneleri. Buna göre, kişi her şeyden önce süt annesiyle evlenemez. Süt annenin gerek hakikî annesiyle, gerekse süt annesiyle de evlenemez. Aynı yasak, süt babanın nesebî veya süt annesi yahut ninesi için de bahis mevzudur.

2. Hanımının süt kızları; süt evlâtlarının nesebî veya süt kızları; onların kızları. Şu halde, erkek, karısının süt annelik yaptığı kızlarla evlenemez. Çünkü onlar aynı zamanda kendi süt kızları durumundadır. Aynı şekilde, süt kızlarının ve süt oğullarının neseb ve süt kızlarıyla, yani süt hısımlığına sahip olduğu kız torunlarıyla evlenmesi de yasaktır. “Fürû” olarak adlandırılan bu alt soy silsile hâlinde devam eder ve her yeni kuşağın kız torunları ile süt dede arasında evlenme yasağı tahakkuk eder.

3. Süt cihetinden ana baba bir veya baba bir yahut ana bir kız kardeşleri; süt erkek ve kız kardeşlerinin nesebî ve süt kızları; onların kızları. Kişi süt kız kardeşleri ile de evlenemez. Aynı kadından süt emmiş olan çocuklar süt kardeşidirler. Süt veren kadınla kocasının gerek nesebî, gerekse süt çocukları, “ana baba bir” süt kardeşidir. Süt veren kadının önceki veya sonraki kocalarından olan nesebî ve süt çocukları ise, “ana bir” süt kardeşi olur. Aynı kocanın süt veren hanımından ayrı bir zevcesinden olan süt ve neseb evlâdı da, “baba bir” süt kardeşi olur. Kişi bu süt kardeşlerinden hiçbiri ile evlenemez.

4. Süt cihetinden ana baba bir veya baba bir yahut ana bir teyze ve halalar; nesebî anne ve babanın süt anneleri, süt kız kardeşleri, süt teyze ve halaları. Bu durumda, süt babanın nesebî ve süt erkek ve kız kardeşleriyle, süt annenin nesebi ve süt erkek ve kız kardeşleri de, süt emenin süt akrabası durumundadır. Dolayısıyla süt emen, süt teyze ve haklarıyla evlenemez. Süt anne ve babanın akrabası, süt evlâdın da akrabası olmasına karşılık, süt evlâdın nikâhlısı ile çocukları dışındaki akrabası, süt anne ile süt babanın akrabası olmaz. Meselâ süt anne, süt evlâdın nesebi babasıyla veya kardeşiyle evlenebilir. Süt hısımlığıyla alâkalı olarak halk arasında yaygın şekilde söylenegelen “Süt aşağı inmez, yukarı çıkar” tâbirinin şer’î bir tâbir olmadığını belirtelim. Süt emme müddeti içinde olmak kaydıyla aynı memeden süt emen çocuklar, memeyi farklı zamanlarda emseler ve babaları da değişik olsa dahi, süt kardeşidirler. Bunun için, süt emen kızla süt annesinin oğlu evlenemeyeceği gibi, oğlunun oğlu ile dahi evlenemez. Oğlun, kızın süt emmesinden önce veya sonra doğması ve emme ile doğum arasındaki zaman farkının seneleri bulması dahi bu neticeyi değiştirmez.

Bu açıklamalardan sonra meseleyi “süt bankası” hakkında bir soruya getirelim: Geçtiğimiz yıllarda “kan bankası” gibi kurulan “süt bankası“, sütü olan annelerden süt almakta; daha sonra, bu sütü isteyen ve muhtaç olan çocuklara vermektedir.

Burada iki husus karşımıza çıkıyor: Birisi, eğer süt veren kadının ve süt alan çocuğun isim ve adresi kaydediliyorsa bir mesele yoktur. Çünkü, çocuğun hangi kadının sütünü içtiği belli olmaktadır. Şayet süt annelerinden alınan süt karıştırılıyor, bir kapta toplanıyor, isteyene buradan veriliyorsa veya süt veren kadının da, süt alan çocuğun da isim ve adresi alınmıyorsa problem buradan çıkar.
Bu meseleye ışık tutacak ve yardımcı olacak benzer fıkhî hükümlere yer vermek faydalı olacaktır. “Süt haramlığının sabit olması süt annenin bilinmesi iledir. Meselâ, bir kızı bir köy kadınlarının bir kısmı emzirmiş olduğu halde, kimin emzirdiği kesin olarak bilinmese, bilinebilmesine bir işaret olmasa ve isbat da edilemezse, o köy halkının erkekleri bu kızla evlenebilir.” (2)

Diğer bir benzer görüş de Zahirî mezhebinde vardır. Şöyle ki: “Süt emen çocuk, sütü bizzat süt veren kadının memesinden emmelidir. Şayet bir kadının sütü bir kap içine sağılarak içirilirse veya memesi çocuğun ağzına sağılsa veya sütü bir yemeğe karıştırılarak yedirilse, bunlar ile süt haramlığı sabit olmaz. Velev ki bu, o çocuğun uzun bir müddet gıdası olsun.”

Bu iki fıkhî hükme bakarak süt bankasından alınıp içirilen süt hangi kadının olduğu bilinmese de süt haramlığı sabit olmaz. Ancak, şüpheden uzak durmak için hangi kadından alındığı bilinmeyen sütü çocuğa içirmemek lâzımdır. Çünkü, her ne kadar İbni Hazm’ın haramlığın sabit olması için çocuğun bizzat memeden emmesi hususunda bir görüşü varsa da, ulemânın çoğuna göre; hangi şekilde olursa olsun, süt, çocuğun midesine giderse haramlık mevcut olacağından ihtiyatlı hareket etmek gerektir. Kaldı ki, çocuğun mutlaka anne sütüyle beslenmesi diye bir mesele de yoktur. Bu gün artık çocuğun gıdası hayvan sütü ve mama gibi yollarla rahatça giderilmektedir.


KAYNAK:
1. Müslim, Redâ: 1.
2. el-Fetevâ’l-Hindiyye, 1:345; Nimet-i islâm, s. 771.


###şerife şevval kardelen