Hz. Muhammed (s.a.v.)'in Mucizesi: Yemeklerin Bereketlenmesi - Bereket-i Taam

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11650
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) mucizelerinden birisi de bereket-i taam yani yemeklerin bereketlenmesi hususudur.

Allah Resûlü’nün (sallâhu aleyhi ve sellem) bereketi taamla hususunda farklı zaman ve mekanlarda vuku bulmuş bir çok mucizesi, başta Buhârî, Müslim ve Tirmizî olmak üzere Ahmed b. Hanbel, Nesâi gibi muhaddislerin eselerinde yer almaktadır.

Bu konuyla ilgili mucize örneklerine geçmeden önce şu hususların bilinmesinde fayda vardır:

1. Bereketli mucizelerle alakalı rivayetlerin herbiri bir çok tarikle, hattâ bazıları on altı tarikle sahih bir surette nakledilmiştir.

2. Bu mucizelerin çoğu kalabalık bir ortamda vuku bulmuştur. Yani çok sayıda sahabî bu mucizelere şahit olmuştur.

3. Mucizeye tanık olanların hepsi yerine, daha çok o işle manen vazifeli, muteber ve sadık insanlar o mucizeyi nakletmiştir. Mucizeye tanık olan diğer sahabilerin nakleden sahabiye itiraz etmemeleri, onların da bunu tasdik ve kabul ettikleri manasına gelmektedir. Çünkü Allah Resûlü hakkında en küçük bir yalan veya hataya hiç tahammülü olmayan sahabiler hemen itiraz ederlerdi. Yalanlama olmadığına göre sahabilerin sukutu tasdik ifade eder bu da herbir hadise mânen mütevatir gibi katiyyet kazandırır.

4. Hem Sahabiler, Kur'ân'ın ve âyetlerin ezberinden sonra, en ziyade Peygamber Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem)fiil ve sözlerinin muhafaza ve hıfzına, özellikle ahkâma ve mucizelerine dair hallerinin muhafazasına bütün kuvvetleriyle çalıştıklarını ve sıhhatlerine pek çok dikkat ettiklerini, hadis, tarih ve siyer eserleri şehadet etmektedir.

Resûlü Ekrem’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) yemeklerin bereketlenmesi mucizesiyle ilgili bir çok rivayetten bazıları şöyledir:

[b]Ümmü Süleym’in (R.anha) Evinde bir Parça Arpa Ekmeğiyle Seksen Kişinin Doyması[/b]

Enes b. Mâlik anlatıyor:

Ebû Talha Ümmü Süleym'e dedi ki: Ben Resûlullah'ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) sesini zayıf işittim, anladım ki O aç. Senin yanında bir şey var mı?
Ümmü Süleym:
-Evet dedi ve arpa ekmeğinden bir parça çıkardı. Sonra kendisinin bir başörtüsünü alarak bir kısmına ekmeği sardı. Sonra onu benim elbisemin altına koydu. Bir kısmıyla da beni sardı. Sonra beni Resûlullah'a (sallallâhu aleyhi ve sellem) gönderdi. Ben ekmeği götürdüm ve Resûlullah'ı (sallallâhu aleyhi ve sellem) mescidde otururken buldum. Beraberinde bir cemaat vardı. Başlarında durdum. Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):
"Seni Ebû Talha mı gönderdi?" diye sordu.
-Evet dedim. "Yemek için mi?" dedi.
-Evet, cevabını verdim.
Bunun üzerine Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) yanındakilere:
"Kalkın." dedi ve yürüdü. Ben de önlerinde yürüdüm ve Ebû Talha'ya gelerek haber verdim. Ebû Talha:
-Ey Ümmü Süleym, Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) cemaatle geldi. Hâlbuki bizde onları doyuracak bir şey yoktur, dedi.
Ümmü Süleym:
-Allah ve Resûlü bilir, cevabını verdi. Derken, Ebû Talha giderek Resûlullah'ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) huzuruna çıktı. Resûlullah da (sallallâhu aleyhi ve sellem) onunla beraber gelerek eve girdiler. Müteakiben Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem):
"Neyin varsa getir, ey Ümmü Süleym." dedi. O da bu ekmeği getirdi. Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) emir buyurarak ekmeği parçalattı. Üzerine de Ümmü Süleym, tulumundan yağ sıkarak onu katıkladı. Sonra bu ekmek hakkında Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) Allah ne dilediyse onu söyledi. Sonra:
"On kişiye izin ver." dedi. Ebû Talha da onlara izin verdi. Yediler ve doydular, sonra çıktılar. Sonra (tekrar):
"On kişiye izin ver." buyurdu. Böylece cemaatin hepsi yediler ve doydular. Bu cemaat yetmiş yahut seksen kişi idi.[1]

[b]Yüz Otuz kişi Yemesine Rağman Azalmayan Yemek[/b]

Buhârî ve Müslim'deki bir rivayette Abdurrahman b. Ebî Bekr şöyle anlatıyor:

(Bir seferde) Hz. Peygamber Efendimiz'le (sallallâhu aleyhi ve sellem) beraber yüz otuz kişiydik. Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem):
"Sizden birinizin yanında yiyecek var mı?" diye sordu. Bir de baktık, bir adamın yanında bir ölçek zâhire veya bunun gibi bir şey bulunuyormuş. Hemen hamur karıldı. Sonra uzun boylu müşrik bir adam bir sürü koyun sürerek (yanımıza) geldi. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) ona:
"Satılık mı, hediye mi? -yahut hibe mi?- diye sordu.
Adam:
-Hayır, bilakis satılık, dedi.
Ve ondan bir koyun satın aldı. Koyun kesildi. Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) ciğerinin kızartılmasını emretti. Allah'a yemin ederim yüz otuz kişiden her birine o koyunun ciğerinden bir parça verdi ve orada bulunmayanların da hissesini ayırdı. Sonra eti iki çanağa koydu. Hepimiz yedik ve doyduk. Kaplardaki yemek (sanki hiç dokunulmamış gibi) duruyordu.[2]
Buhârî'nin Cabir b. Abdullah'tan rivayetine göre benzer bir hâdise Hendek Vak'ası sırasında cereyan etmiştir. Bu hâdisede yemek yiyen sahabe sayısı bindir.[3]

[b]Hendek'te Bin Kişiye Bir Oğlak ve Az Bir Ekmeğin Yeterli Gelişi[/b]

Hendek Savaşı esnasında Hazreti Cabir’in evinde, bir keçi oğlağı pişrilmişti ve ve bir sa’ (yaklaşık 3 kg. kadar) tahıl, ekmek yapılmıştı. Hazreti Câbiru’l Ensârî yemin ederek anlatıyor ki:

“O günde, dört avuç olan bir sâ’ arpa ekmeğinden ve bir senelik bir keçi oğlağından bin adam yediler ve öylece kaldı.” Hazret-i Câbir der ki: “O gün yemek, benim evimde pişirildi. Bütün bin adam o sâ’dan (ekmekten), o oğlaktan yediler, gittiler. Daha tenceremiz dolu kaynıyor, daha hamurumuz ekmek yapılıyor. Allah Resulü (asm), o hamura ve o tencereye mübarek ağzının suyunu koyup bereketle dua etmişti.”[4]

[b]Tebük'te Ordunun Bir Avuç Hurmadan Yemesi[/b]

Ebu Hüreyre naklediyor:

“Tebük Savaşı yolculuğunda, ordu aç kaldı. Allah Resulü (asm) ‘Yiyecek bir şey var mı?’diye sordu. Ben dedim ki: ‘Heybede bir kaç tane hurma var.’ (Bir rivayet göre on beş tane) Efendimiz (asm) getirmemi istedi, ben de getirdim. Mübarek elini soktu, bir avuç çıkardı, bir kaba bıraktı, bereketle dua buyurdu. Sonra onar onar askerleri çağırdı, hepsi o bir avuç hurmadan yediler. Sonra ‘Getirdiğin şeyi al götür. Onu tut muhafaza et ve boşaltma.’ dedi.

Ben aldım, elimi o heybeye soktum. Baktım ki, önceden olduğu kadarı yine elime geldi. Sonra Peygamber Efendimiz (asm) hayatta olduğu sürece, ardından Hazreti Ebu Bekir (ra), Ömer (ra) ve Osman (ra) hayatta oldukları sürece o hurmalardan yedim. (Başka bir rivayette de o hurmalardan kaç yük, Allah yolunda sarf ettim demiş) Sonra Hazreti Osman (ra)’ın şehit edilmesi esnasında o hurma, kabıyla birlikte yağmalandı ve tahrip edildi.”[5]

[b]Bir Kadeh Süt ile Doyan Sahabeler[/b]

Hazreti Ebu Hüreyre anlatıyor:

“Bir defasında aç olduğum bir halde, Allah Resulü’nün (asm) evine kadar beraber gitmiştik... Baktık ki, bir kadeh süt oraya hediye getirilmiş. Allah Resulü (asm) sütten ikram etmek için Ehl-i Suffeyi çağırmamı söyledi. Ben kalbimden dedim ki: “Bu sütün bütününü ben tek başıma içebilirim; hem aç olduğum için daha fazla muhtacım.” Fakat Efendimizin (asm) emrine binaen gittim, onları topladım ve yüzün üzerinde sahabeyi getirdim. Allah’ın Elçisi (asm), sütü onlara ikram etmemi söyledi. Ben de o kadehteki sütü birer birer hepsine verdim. Her birisi doyuncaya kadar sütten içiyorlardı sonra diğerine veririm. Böyle birer birer içirerek bütün Ehl-i Suffe o sâfi sütten içtiler.”

“Sonra, Efendimiz (asm)“Geriye seninle ben kaldık, önce sen iç.” dedi. Ben de içtim. İçtikçe, “iç” dedi. Artık içemez hale geldikten sonra dedim ki: “Seni hak ile gönderen Zât-ı Zülcelâle yemin ederim, yer kalmadı ki içeyim.” Sonra kendisi aldı, Bismillâh deyip hamd ederek kalanı içti.”[6]

[b]Efendimiz'in Verdiği Bitmeyen Arpa[/b]

Hazreti Câbir anlatıyor:

“Birisi, Allah Resulü’nden (asm) ailesi için yiyecek istedi. Allah Resulü (asm) ona yarım yük arpa verdi. Çok zaman o adam ailesiyle ve misafirleriyle o arpadan yediler. Bitmediğini görünce merak edip, eksilip eksilmediğini anlamak için ölçtüler. Ölçmelerinden sonra bereketi kalktı; azalmaya başladı. Allah Resulü’ne gidip durumu anlattılar. Efendimiz (asm) onlara dedi ki: ‘Eğer tecrübe için tartmasaydınız hayatınız boyunca size yeterdi’” [7]

[b]Duayla Bereketlenen Yiyecekler[/b]

Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:

"Biz Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'la beraber bir seferde idik. Derken bir ara halkın azığı tükendi. Bineklerinden bazısını kesmek istediler. Hz. Ömer, (Aleyhissalâtu vesselâm'a müracaat ederek):
"Ey Allah'ın Resûlü! Ben cemaatin geri kalan yiyeceklerini toplasam da sen onlar üzerine -bereketlenmeleri için- dua ediversen daha iyi olur, bineklerimizi kesmeyiz)!" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm da öyle hareket etti. Buğdayı olan buğdayını, hurması olan hurmasını, (hurma) çekirdeği olan da çekirdeğini getirdi."
"Çekirdekle ne yapıyorlardı?" diye sorulunca açıkladı:
"Halk onu emiyor, üzerine de su içiyorlardı. Resûlullah dua buyurdu. (Taam öylesine bereketlendi ki) herkes azık kaplarını yiyecekle doldurdu. (Aleyhissalâtu vesselâm bu ilahi ikram karşısında:) "Şehâdet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur ve ben O'nun resulüyüm. Bu iki kaziyede şüpheye düşmeden Allah'a kavuşan cennete gidecektir" buyurdu." [8]

[b]Dipnotlar:[/b]
[1] Buhârî, et'ime 6, 48; eymân 22; Müslim, eşribe 142.
[2] Buhârî, et'ime, 6; hibe 8; Müslim, eşribe, 175.
[3] Buhârî, megâzî 30.
[4] Buharî,Mağâzî 29; Müslim, Eşribe 141.
[5] Tirmizî, Menâkıb 47.
[6] Buharî, Rikâk 17; Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyâme 36.
[7] Müslim,Fedâil 3.
[8] Müslim, İman 44.