Angiografi (Anjiyo) - Ansiklopedik Bilgi

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11651
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Angiografi (Anjiyo) - Ansiklopedik Bilgi
« : 04 Mart 2014, 11:12:05 »
Alm. Angiographie (f), Fr. Angiographie (n.f),  İng. Angiography.

Damarların X ışınları kullanılarak incelenmesi ve filminin çekilmesi.

[img width=298 height=300]http://www.uyanangenclik.com/gallery/1_04_03_14_11_14_24.jpeg[/img]
Serebral Anjiyografi Resmi

Anjiyo, anjiyografi ya da arteriografi özellikle atardamar, toplardamar ve kalbin içini(lümen) görüntüleyen medikal görüntüleme tekniğidir. Genellikle radyo-opak bir ajanin damar yoluna verilip X-ray ışınları ile fluroskopi metoduyla görüntü oluşturmasına dayanır.

Kan veya lenf damarları bu şekilde incelenebilir. Damarlar direkt röntgen filmlerinde görülecek kadar kontrast (kesif) değildir. Ancak içlerine X ışınlarını geçirmeyen yani radyoopak bir madde zerkedildiği zaman çekilen filmlerde damarlar görülebilir hale gelir. Angiografi, damarlardaki anevrizmaları (genişleme, balonlaşma), trombus (tıkaç) gibi sebeple (içten) veya tümör veya komşu bir organın tazyiki ile (dıştan) tıkanmalarını, bu damarların yine bir tümör veya başka bir organ te'siriyle itilerek yer değiştirmelerini ortaya çıkarır. Angiografi zor fakat teşhis değeri diğer filmlere göre çok yüksektir. Herhangi bir organa ait bir damarın darlığını veya tam tıkanıklılığını ancak angiografiyle anlamak mümkündür. Mesela kalbi (yani kalb adalesini) besleyen damarlar olan koroner arterlerin daralma veya tıkanmasını en iyi gösteren metod koroner anjiografidir. Keza tansiyon yüksekliklerinin en mühim sebeplerinden biri olan böbrek atardamarının darlığını en iyi Renal Angiografi ortaya çıkarır.

[b]Tarih[/b]
Teknik ilk olarak 1927'de Protekiz bilimadamı ve nörolojist Egas Moniz tarafından Lizbon Üniversitesi'nde X-ray serebral anjiyografisinde çeşitli sinirsel kaynaklı örneğin tümör, arter hastalıkları, arteriovenöz malformasyonlar gibi hastalıkların teşhisinde kullanılmıştır. Egos Moniz bu alanda ilk akla gelen isimler arasında kabul edilir. Moniz ilk serebral anjiyogramı 1927'de Lizbon'da, Reynaldo Cid dos Santos ise ilk aortagramı aynı şehirde 1929'da gerçekleştirmiştir. 1953'te Seldinger Tekniği'nin ortaya konmasıyla, süreç daha güvenli hale gelmiş ve artık vasküler lümen içinde kalmak için keskin aletlerin kullanılmasına gerek kalmamıştır.

Pratikte ve halk arasında angio denildiği zaman akla hemen koroner angiografisi gelmektedir. Halbuki vücuttaki hemen bütün organ ve sistemlere ait kan damarlarının ve lenf damarlarnın da angiografisi yapılabilmekte ve ait olduğu organ veya sistemin adıyla anılmaktadır. Beyin damarlarına ait (Serebral Angiografi), akciğerlere ait (Pulmoner Angiografi), koronerlere ait (Koroner Angiografi), böbreklere ait (Renal Angiografi), karaciğer-dalak incelenmesi için (Splenopofrtografi, Hepatit partografi, Hepatik orter angio grafisi vs.), barsakların incelenmesi için (Çoliak Angiografi) bilinen angiografilerdir. Ayrıca lenf damarlarının ve lenf sisteminin incelenmesi için, lenfangiografi yapılmaktadır. Bir de safra yollarına opak madde verilerek koledok ve safra kanalları ağacının incelenmesi vardır. Buna her ne kadar kolanjigrafi deniliyorsa da isminden başka ilgisi yoktur. Çünkü istisnai olarak verilen ismin aksine incelenen kanallar damar değil safra yollarıdır.

Angiografide esas, cilt yoluyla ilgili damara giden ana damara ulaşıp bir kateter ile girmek ve röntgen skopi ekranında (veya televizyon ekranında) takib ederek ilgili organın ilgili damarına girerek oraya radyopak madde zerkedildikten sonra seri filmler çekmektir.

Buraya kadar anlatılandan anlaşıldığı kadarıyla angio denildiği zaman sadece teşhise yönelik bir tıbbi teknik anlaşılmaktadır. Halbuki tedaviye yönelik (terapötik) angiografi de yapılmaktadır. Bilhassa habis tümörlerin (kanser gibi) tedavisinde kemoterapötik ilaçların kateter aracılığı ile direkt olarak, tümör içine zerk edilmesi hem tedaviyi daha te'sirli yapmakta, hem de doku tahrip edici etkiye sahip olan kanser ilaçlarının sağlam dokulara olan yan etkilerinin daha az olmasına sebeb olmaktadır.

Keza balon anjioplastisi denilen metodla ucunda balon bulunan sondayı damar içinden daha önce geçirilmiş olan kılavuz kateterin içinden geçirerek kanayan bir damarın kanayan odağını kapatacak şekilde balonu şişirmek mümkün olabildiği gibi, koroner arterlerin bilhassa tam tıkanmamış kısımlarını yine balon metoduyla açmak da mümkün olmaktadır. Tedavi amaçlı angionun başka çeşitli kullanılma alanları da vardır.

[b]Teknik[/b]
Anjiyogram uygulanan tekniğe bağlı olarak femoral arterden, kalbin sol kısmına ve arteriel sisteme; ya da jugular veya femoral venden, kalbin sağ kısmına ve venöz sisteme ulaşım sağlar. Kateterlerin kullanıldığı bir sistemle renk verici bir ajanın (x-ray absorpsiyonu sonucu renk gösteren) kana verilmesi sonucu onu X-ray görüntülemesinde görünür yapmasına dayanır.

[img width=533 height=400]http://www.uyanangenclik.com/gallery/1_04_03_14_11_11_42.jpeg[/img]
Katerizasyon Labaratuvarı

Koroner Anjiyografi, koroner arter hastalığının tespitinde kullanılan bir yöntemdir. Damar sertliği nedeni ile koroner arterlerin hangi bölgesinin ne kadar daraldığını ve / veya tıkandığını tesbit edebilir. Damar darlık veya tıkanıklıklarını tespit ederek tedavinin gerektiği gibi yönlendirilmesini sağlar. İşlem esnasında kalp boşluklarınıza da ulaşılacağı için kalp kateterizasyonu ile kalp kapaklarının ve duvarlarının çalışmasındaki kusurlar da gösterilebilir. Kalp delikleri gibi doğumsal kalp hastalıklarının teşhisi için de kullanılabilir.

Genellikle hastaların rahatlamasını sağlayan sakinleştirici bir ilaç kateter laboratuarına girmeden önce verilir. Çoğu kişi işlem sırasında ağrı hissetmez. Bazı hastalar ise canlarının hafif acıdığını ifade ederler. Aynı diş çekiminde olduğu gibi işlemin uygulanacağı bölge, lokal bir anestezik (his kaybı sağlayan) madde ile uyuşturulacaktır. Bu sırada bir iğne batması hissedilir. Daha sonra atardamarınıza kateter veya “sheath” adı verilen ince tüpler vasıtasıyla yerleşilir. Kalp damarlarınız radyo-opak madde adı verilen aslında içerisinde tıbbi araştırmalara uygun dozda radyasyon içeren maddeler bulunan ve röntgen ışığı altında fark edilen boyalı maddeyle görüntülenir. İşlem esnasında boyalı maddenin enjeksiyonu ağrı hissi vermeyecektir. Bu madde verilirken, sıcak basması ve kızarma hissedebilirsiniz. Bu his yaklaşık 20-30 saniye sürebilir. İşlemin sonunda, gerekli görülen durumlarda kalbinizin içini görüntülemek için, daha büyük miktarda boyalı madde verilebilir ve bu sırada daha fazla sıcaklık hissedilebilir.

Bazı kişilerde boyalı maddeye karşı allerji buna bağlı kaşıntı ve kızarıklıklar gelişmekte bu işlem sırasında verilen ilaçlarla tedavi edilebilmektedir. Daha önce allerji veya astım öykünüz var ise veya daha önce örneğin böbrek filmi veya diğer damarlarınızın filmi çekilirken allerjik reaksiyon gelişti ise işlemden önce bunu doktorunuza söylemelisiniz. İşlem sırasında kısa süreli göğüs ağrınız olabilir. Olduğu takdirde doktorunuza haber vermelisiniz.

[b]Anjiyografi işlemi nasıl yapılır?[/b]

Kasık atardamarınızdan yerleştirilen kateter vasıtasıyla, daha ince ve içi boş plastik yapıda teller kullanılarak kalp damarlarınızın ağız kısmına kadar ilerlenir ve boyalı madde verilerek damarların yapısı görüntülenir. Genellikle sol koroner damar önce, sağ koroner damarsa takiben filme alınır. Gerekli görülen hallerde, bypasslı hastalar gibi, bacaktan veya göğüsten alınan damarlar opak maddeyle yıkanarak ayrı ayrı filme çekilebilir.

[b]Koroner anjiografi için hastanede yatmak gerekli mi?[/b]

Evet. Koroner anjiyografi için hastaneye yatış işlemlerinizin yapılması gerekmektedir. Neticede işlem atardamarınızdan yapılan ve kalp damarlarınızı ilgilendiren bir durumdur. Bu nedenle pek çok merkez, tıpkı hastanemizde halihazırdaki uygulama da olduğu gibi, işlem sonrası bir gece hastanede yatışınızı uygun bulmaktadır.

[b]İşlemden önce herhangi bir test yaptırmak gerekiyor mu?[/b]

Doktorunuz yatış öncesi gerekli testleri yaptıracaktır. En önemli hususlardan birisi ise işlem için geldiğiniz gün daha önce yapılan tüm tetkikleri yanınızda getirmenizdir. (Kan testleri, akciğer röntgeni, elektrokardiyogram var ise önceki anjiyografi veya ameliyat raporlarınız, epikriz adı verilen hasta taburcu kağıtlarınız vs.) Aslında kalp hastalarının kendilerine yapılan işlemleri şahsi bir dosya halinde, mümkünse yanında taşımalarında, fayda vardır.

[b]Anjiografiden önce yemek yenebilir mi?[/b]

Doktorunuz genellikle yiyecekleriniz için diyetisyen aracılığıyla size bilgi verecektir. Sürekli kullanılan ilaçlar var ise bunların anjiyografi sabahı alınıp alınmayacağı doktora sorulmalıdır. Genellikle işlemin uygulanacağı gün, sabah kahvaltı etmeden gelmeniz gereklidir. Farklı bir durum olursa, yatışta görevli olan kişiler tarafından size bildirilecektir. Şeker hastası iseniz, sabah kan şekerini düşürücü ilaçlar veya insülin kullanıyorsanız, ilacınızı almadan aç olarak geliniz ve gelir gelmez durumunuzu hemşirenize bildiriniz.

[b]Anjiografiye nasıl hazırlanmalı?[/b]

Anjiyografi için hangi alanın kullanılacağına bağlı olarak kol veya bacak, kasık tıraşı olmanız ve o bölgeyi temizlememiz gerekmektedir. Bu alan işlem sırasında tamamen steril (mikropsuz) bir örtü ile kapatılacaktır. Laboratuar personeli de tamamen mikroptan arındırılmış giysi ve eldivenler giymiş olacaklardır.

[b]İşlem sırasında uyanık mı olunur?[/b]

Test sırasında doktorunuzun sorduğu soruları cevaplamak için uyanık olacaksınız. İşlemden 1 saat önce gevşemenizi sağlayacak sakinleştirici bir ilaç verilecektir. Ancak bu sizi uyutmayacaktır. Filmler çekilirken derin nefes alıp, nefesinizi tutmanız istenecektir. Derin nefes alıp tuttuğunuz zaman bu çekilen filminizin görüntü kalitesini arttıracak ve gereksiz zaman kaybını önleyecektir. Bundan sonra nefes almanız veya öksürmeniz istenebilir.

[b]Anjiyografi işlemi ne kadar sürer?[/b]

Her bir kateter için gereken süre değişiktir. Hasta ile ilgili kişisel faktörlere, doktorun ne aradığına ve başka diğer faktörlere bağlıdır. Genellikle özel durum arz etmeyen vakalarda yaklaşık 10 dakikalık bir sürede tamamlanabilir. Ancak kateter laboratuarında geçirdiğiniz toplam süre, anjiyografi öncesi sizden önce işlem uygulanacak hastaları bekleyeceğiniz süre ve sonrasında kasık damarınızın kanamasının durmasına da bağlıdır.

[b]Anjiyografiden sonra ağrı olabilir mi?[/b]

İşlem sonrası genellikle kasık bölgesindeki kateter hemen çekilir. Özel durumlarda kasıktaki kateterin çekilmesi geciktirilebilir. Kateter çekilmesi sonrası girişim yapılan atardamarınızdan kanama olmaması için kasık bölgesine sıkı biçimde basılması gerekmektedir. Bu esnada bir miktar acı duyabilirsiniz. Aktif kanama durduktan sonra kasık bölgesine tekrar kanama olmaması için kum torbaları konacak ve belirli bir süre sırt üstü pozisyonunuzu değiştirmeden yatmanız istenecektir. Kateterin uygulandığı bölgede hassasiyet ve rahatsızlık hissi duyabilirsiniz. Bu sizi çok rahatsız ediyor ise doktorunuza veya hemşirenize haber veriniz. Sizi rahatlatacak bir ağrı kesici verecektir. Uygulama alanında morluk ve hafif şişlik hissedebilirsiniz. Bu renk değişikliği genişlerse veya başka bir rahatsızlık hissederseniz bunu hemşirenize haber vermekten çekinmeyin.

[b]Koroner anjiyografi sonuçları ve İlave İşlemler?[/b]

Koroner anjiyografi sonuçları hastanemiz Kardiyoloji kliniğinde anında dijital kayda alındığından hemen değerlendirilir. Dolayısıyla işlemden çıkarken hastalığınız olup olmadığı konusunda ana hatlarıyla bilgi alabilirsiniz. Ancak kesin sonuçlar genellikle bir gün sonra, sabah yapılan Kardiyoloji- Kalp Damar Cerrahisi ortak konsey toplantısı sonrası netleşmektedir.

Yapılan tetkikler sonucunda, eğer kalpte damar tıkanıklığını gösteren bulgular varsa koroner anjiyografi ile kalp damarlarının görüntülenmesinden sonra, aynı işlem sırasında veya ikinci bir seansta daralmış veya tıkanık damarları balon (PTCA) veya tel kafes (stent) yöntemi ile açmak mümkün olmaktadır. Balon yönteminde hastanın kasığından girilerek darlık bölgesine kadar çok ince bir kılavuz tel sonra da bu telin üzerinden ince bir balon sönük halde ilerletilir, tam darlığın üzerinde bu balon şişirilerek o bölge genişletilir, eğer tel kafes takılacaksa üzerinde tel kafes olan özel balonlar ilerletilerek darlık bölgesinde şişirilir ve damar genişletilir. Tel kafes damarda bırakılır. Eğer damarlar bu yöntemlerle yani ameliyatsız olarak açılamayacaksa, koroner by-pass ameliyatı ile darlıkların ilerisine ek damarlar bağlanabilir.