« Yanıtla #28 : 02 Ocak 2009, 21:12:08 »
[color=blue]Bir gün evinden alınarak 1. şubenin meşhur işkence merkezine konarak, dostlarıyla beraber üç gün süreyle işkenceye maruz bırakılır.
1939’da bu tutukluluk dönemi belirli periyotlarla devam eder. Nitekim 1957 yılında siyasi mülahazayı da dikkate alarak dönemin İçişleri Bakanı Namık Gedik tarafından düzmece bir mazeretle tekrar tutuklanması için karar verilir. Damadı Kemal Kaçar’ın da siyasetle meşgul olması, hakkında yapılacak suçlamalarda belirleyici olur.
Kütahya Emniyet Müdürlüğü’ndeki bol küfürlü ve işkenceli dramı, bayılmasıyla da sona ermez. Ayıltılıp tekrar aynı küfür ve işkence devam eder.
Süleyman Efendi’nin bütün bu çileler içinde en mühim faaliyeti Kur’an okutmak ve kurs açmak olmuştur. Bu halini her tutuklanmasında kendilerine şu şekilde ifade etmiştir. “Bu faaliyetim sadece müslüman çocuklarının dinlerini ve Kur’an’larını öğrenme hedefine yöneliktir. Devletin kanunlarına ve idaresine karşı bir maksadım yoktur.” demesine rağmen ölünceye değin hiç rahat bırakmamışlardır. Onlar ki, bizim değil yapmamız, hayal ettiğimiz mücadeleyi gerçekleştirmiştir. Öyle ki, Kur’an okutmasına müsaade edilmeyen Süleyman Efendi, tren vagonlarında, yolcu gibi binerek talebe okutmuştur. Bütün bunlar az fedakarlık değil[url=http://www.uyanangenclik.com]...[/url]
- Hayatını Kur’an eğitimine vakfetmiş, Kur’an’ı bilen ve yaşayan öğrenciler yetiştirmeye gayret etmiştir.
- Ehl-i Sünnet yoluna bağlı olup yeni bir mezhep kurma çabası gütmemiştir.
- Süleymancılık diye bir tarikat yoktur. Kendisi İmam Rabbani’ye bağlı Nakşî bir tarikat mensubuydu
Rabbim şefaatlerini nasip etsin inşAllah(c.c.)...
RUHİ İÇİN BİR FATİHA-İ ŞERİF ÜÇ İHLAS OKUYALIM LÜTFEN... [/color]
[img]http://www.suleymanefendi.com/foto.gif[/img]
|