Kur'an ın namaz konusunda verdiği detaylar.

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı busegül

  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Adana
  • 20005
  • +360/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • Allah birdir ve Muhammed (s.a.v.) onun elçisidir.
    • Uyanan Gençlik
Ynt: Kur'an ın namaz konusunda verdiği detaylar.
« Yanıtla #5 : 01 Ocak 2012, 17:46:43 »
Kur'an-ı kerimi tam olarak yalnız Resulullah anlamıştır.
Onun için Allahü teâlâ buyuruyor ki:

[b](İnsanlara açıkla diye Kur'anı sana indirdik) [Nahl 44][/b]

Açıklamak, âyet-i kerimeleri, başka kelimelerle ve başka suretle anlatmak demektir.
Bırakın bizleri, ümmetin âlimleri de, âyetleri anlayabilselerdi ve kapalı olanları açıklayabilselerdi, Allahü teâlâ Peygamberine, sana vahy olunanları tebliğ et der, açıklamasını emretmezdi Bu ve benzeri âyetlere rağmen, (Resulullah Kur'anı getirmekle işi bitmiştir, o bir postacı idi) diyen mezhepsiz türediler vardır.
Eshab-ı kiram, ana dilleri Arapça olduğu halde, bazı âyetleri anlayamayıp, Peygamber efendimize sorarlardı Resulullah, Kur'an-ı kerimin tefsirini Eshabına bildirmiştir.
Eshab-ı kiramın bildirdiğinden başka türlü söyleyenler, dalalete, hatta küfre düşer Tefsir, yoruma değil, nakle dayanır.

M Masum-i Faruki hazretleri buyuruyor ki:
(Bir gün Peygamber efendimiz, Hazret-i Ebu Bekir'e ince marifetleri, onun seviyesine göre anlatıyordu Yanlarına Hazret-i Ömer gelince, konuşma üslubunu onun da anlayacağı şekilde değiştirdi Hazret-i Osman gelince, yine konuşma tarzını değiştirdi Hazret-i Ali de gelince konuşmasını, hepsinin anlayacağı tarzda değiştirdi Resulullahın her defasında konuşma üslubunu değiştirmesi, oradaki zatların istidatlarının farklı oluşlarından meydana gelmiştir)
[Mek Masumiyye 59]

Hadis-i şeriflerde (Benden sonra Peygamber gelseydi, Ömer olurdu),
(Osman'ın şefaati ile Cehennemlik 70 bin kişi sorgusuz Cennete girecek) ve
(Ben ilmin şehriyim Ali de kapısıdır) buyuruldu Her üçü de bu derece yüksek olduğu ve Arabiyi çok iyi bildiği halde, Hazret-i Ebu Bekir'e anlatılan tefsiri bile anlayamadılar Çünkü Peygamber efendimiz herkese derecesine göre anlatıyordu

Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İnsanlara akıllarına, anlayışlarına göre söyleyin, inkârcı olmasınlar, Allah'ı ve Resulünü yalanlamasınlar)
[Buhari]

Şahsi görüşe göre tefsir yapmanın büyük zararını iyi bilen Hazret-i Ebu Bekir,
(Kur'an-ı kerimi kendi görüşümle tefsire kalkarsam, beni hangi yer taşır, hangi gök gölgeler) buyurmuştur
(Şir'a)

Kur'an-ı kerimi, Arapça bilen de tam anlayamaz Dil bilmek ayrı, ilim bilmek ayrıdır.
Türkçe bilen, tıp, hukuk, fen bilgisini anlayabilir mi?
Hadis-i şerifte, (Kur'an, Allah'ın metin ipidir Manalarının hepsi anlaşılmaz) buyuruldu.
Kur'an-ı kerim çok veciz olup, bitmez tükenmez manalarının bulunduğu, bütün manaları bildirilse bile, yazmak için kağıt ve mürekkep bulunamayacağı şöyle bildirilmektedir:

(De ki, Rabbimin [hikmetli] sözleri için, denizler mürekkep olsa, bir o kadar daha deniz ilave edilse, denizler tükenir, Rabbimin sözleri tükenmez) [Kehf 109]

Mevduat-ül-ulum'da deniyor ki:
(Kur'an ilmi, içinde şaşılacak, akıllara durgunluk verecek, sayısız acayip haller bulunan engin bir denizdir,
Ondaki her ilmi öğrenmek, sırrına erişmek imkansızdır)

İnsanların yazdığı anayasayı bile anlamak için hukukçulara gidiliyor.
Bir kanundan bile herkes aynı şeyi anlamazken, Allah'ın kelamını nasıl anlayabilir?


- Alıntı -

Çevrimdışı yunushan

  • ****
  • Join Date: Eki 2008
  • Yer: İstanbul
  • 251
  • +23/-1
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: Kur'an ın namaz konusunda verdiği detaylar.
« Yanıtla #6 : 01 Ocak 2012, 19:10:34 »
Haluk GÜMÜŞTABAK kardeşimize bende katılmıyorum.

Peygamber efendimiz de, (Âlimlere tâbi olun) buyuruyor. (Deylemi)

O halde, Allahü teâlânın emrine uyarak, âlimlere tâbi olmamız, uymamız şarttır. Fıkhı bilmeden dine uymak mümkün olmaz. Çünkü dinin temeli fıkıhtır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(İbadetlerin en kıymetlisi fıkhı öğrenmek ve öğretmektir.) [İbni Abdilberr]

(Her şeyin dayandığı direk vardır. Dinin temel direği, fıkıh ilmidir.) [Beyheki]

(Âlimlerin en hayırlısı fıkıh âlimleridir.) [Maverdi]

(Allah, iyilik vermek istediği kimseyi fıkıh âlimi yapar.) [Buhari]

(İbadet için fıkıh kâfidir.) [Beyheki]

Şimdi insanlar Fıkhı nereden öğrenecekler?
Sadece Kur'an okuyarak mı?

Meallerden din öğrenilmez. İşte böyle yanlış anlamalara sebep olur.
Yetmiş iki sapık fırka, Kur'an-ı kerimi yanlış anladıkları için sapıtmışlardır.

Buradan Kur'an okumayalım manasını çıkarmamak gerekir.

Anlamadan da olsa Kur’an-ı kerimi okumak çok sevabdır ve ibadettir. İmam-ı Ahmed bin Hanbel hazretleri, Allahü teâlânın, (Anlayarak da anlamayarak da Kur’an-ı kerim okuyan, benim rızama kavuşur) buyurduğunu bildirmiştir. (İhya)

Dinimizi doğru olarak öğrenmek için Ehl-i sünnet âlimlerinin sözbirliği ile kabul ettikleri fıkıh kitaplarını okumak gerekir. Ehl-i sünnet âlimi olan hakiki din adamlarının kabul ve tasdik etmediği kitaplardan ve sözlerden din bilgisi öğrenmeye kalkışmamalıdır.

Herkes Ku'an-ı Kerim'i anladığı şekilde yorumlaydı ne olurdu? Sorarım size?

Çevrimdışı busegül

  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Adana
  • 20005
  • +360/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • Allah birdir ve Muhammed (s.a.v.) onun elçisidir.
    • Uyanan Gençlik
Ynt: Kur'an ın namaz konusunda verdiği detaylar.
« Yanıtla #7 : 02 Ocak 2012, 19:02:11 »
[color=red]    (İhtilaflı bir işin hükmünü Allah’tan [Kur’andan] ve Resulünden [Sünnetten] anlayın!) [Nisa 59][/color]

    Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!) [Araf 158, Nur 54]

    (Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

    (Bu örnekleri ancak âlimler anlar.) [Ankebut 43]

    Tefsirlerde Kamer suresinin 17.ayeti ile ilgili şöyle beyanlar var:
    "Kur'anı hıfzetmek, ezberlemek için kolaylaştırdık. O halde onun öğütlerini dinleyen, onu ezberleyen var mı?" [Celaleyn]

    Fahreddin Razi tefsirinde de aynı beyanatlar verilir..İbn-i Kesir tefsirinde de aynı türden beyanatlar ve rivayetlere yer verilir..
    Ömer Nasuhi Bilmen Hoca da tefsirinde bu ayeti aynı şekilde tefsir ediyor..İsteyenler müracat edebilir..

    Yani bu ayete bakıp, "demek ki, alimlere ihtiyaç felan yok, Kuran çok basitmiş yaw,çocuk bile anlar" demek akla ziyan bir hareket olsa gerek..

    Bir çok ayette Kuranı Kerimin manasını Resulullah(sav)'tan ve alimlerden sormamız gerektiği bildiriliyor..
    Mesela;
    (Bunun hükmünü Peygambere ve ülül-emre [âlimlere] sorsalardı, öğrenirlerdi.) [Nisa 83] [Âyet-i kerimede geçen ülül-emrin âlim demek olduğu tefsirlerde yazılıdır. Peygamber efendimiz de (Ülül-emr, fıkıh âlimleridir) buyurdu. (Darimi)]

    (Peygamberin emrettiğini yapın, yasakladığından sakının) (Haşr 7)

    Eğer Kuran-ı Kerimi herkes anlayabilip, hayatında tatbik edebilseydi, "Kuranın emrettiğini yapın" denirdi..

    (Bu misalleri ancak âlim olanlar anlar.) [Ankebut 43]

    Her arapça bilen anlayabilseydi, alimlere ne lüzum olurdu ve Resulullah(sav) sahabe efendilerimizi niçin eğitsin o zaman?

    (De ki, "Eğer Allah’ı seviyorsanız, bana tâbi olun!") [Al-i İmran 31]

    (Ona tâbi olun ki, doğru yolu bulasınız.) [Araf 158]

    (Resule itaat eden Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

    Eğer Kuranı Kerimi herkes anlayabilseydi ve doğru yolu bulabilseydi 72 sapık fırka da çıkmazdı..Çünkü 72 sapık fırka da kendilerinin fikirlerini Kuran-ı Kerim'e dayandırıyorlar;"biz böyle anlıyoruz" deyip ,garip garip fikirler üretebiliyorlar..Mutezile mezhebine mensup birisi de yolunun Kuranı Kerime uyduğunu iddia ediyor,Cebriyye itikadına mensup birisi de..Mutezile itikadına sahip bir kişi Kuranı Kerimi kendi aklına göre yorumlayıp öyle anlayıp,garip bir itikad ortaya koyuyor..CEbriyye mezhebine mensup birisi de, "bana göre şu ayette şöyle anlatıyor" deyip, acip bir itikad ortaya çıkarıyor..Yani bütün fırkalar Kuranı Kerime uyduklarını söylüyorlar, peki şimdi Kuran mı çok çelişkili -haşa-, yoksa insanların akılları mı çeşitli?
    Peki hangi mihenge göre şu ayette şu mana kastediliyor diyebileceğiz?
    Kendi aklımıza göre diyemeyiz,zira aklımız doğru mu karar verdi, yanlış mı bilemeyiz..
    Tek yol var.. O da "Resulullah(sav) itaat edin" "ihtilaf ettiğiniz bir hükmü Resulullah(sav)'a sorun" ikazları gereğince Resulullah'a (sav) itaat etmek..
    "Alimlere sorun" ikazı gereğince, Resulullah(sav)'dan ilim alan sahabe (ra) ve alimlere ittiba etmemiz gerekecek.."Alimler peygamberlerin varisleridir"
    "Ümmetimin alimleri Ben-i İsrailin peygamberleri gibidir" hadis-i şerifleriyle övülen alimlere ittiba etmemiz gerekecek..

    İmam Şarani şöyle buyuruyor:
    "Resulullah efendimiz Kur’an-ı kerimde kısa ve kapalı olarak bildirilenleri açıklamasaydı, Kur’an-ı kerim kapalı kalırdı. Resulullahın vârisleri olan mezhep imamlarımız, hadis-i şeriflerde mücmel olarak bildirilenleri açıklamasalardı, sünnet-i nebeviyye kapalı kalırdı. Böylece, her asırda gelen âlimler, Resulullaha uyarak, mücmel olanı açıklamışlardır. Nahl suresinin 44. âyetinde, (İnsanlara indirdiğimi onlara beyan eyle) buyuruldu. Beyan etmek, açıklamak demektir. Âlimler de açıklayabilselerdi ve Kur’an-ı kerimden ahkam çıkarabilselerdi, Allahü teâlâ Resulüne, sana vahiy olunanları tebliğ et der, beyan etmesini emretmezdi.) (Mizan)

    Eğer Kuran-ı Kerimin manasını her arapça bilen anlayabilseydi, bu ayetler
    -haşa- lüzumsuz ve manasız olurdu..

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11650
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
Ynt: Kur'an ın namaz konusunda verdiği detaylar.
« Yanıtla #8 : 02 Ocak 2012, 20:29:01 »
Kur’ân-ı kerîmin hakîkî manâsını anlamak, öğrenmek istiyen bir kimse, din âlimlerinin
kelâm ve fıkh ve ahlâk kitâblarını okumalıdır. Bu kitâbların hepsi,
Kur’ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden alınmış ve yazılmışdır.
Kur’ân tercümesi diye yazılan kitâblar, doğru mana veremez.
Okuyanları, bunları yazanların fikirlerine,
düşüncelerine ve maksadlarına esîr eder ve dinden ayrılmalarına sebep olur.

Bunun üzerine daha ne açıklama yapılabilir ki?

Selam ve dua ile...