Eşler arasında her zaman göz önünde bulundurulması gereken genel ahlâk ilkesini Kur’an-ı Kerîm şöyle ifade eder: “Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir.” (Tevbe/9: 71)
Bu ayet, tarafların sorumluluğunu bildiği, dinen ve ahlâken daha iyi olabilmeleri için birbirine yardımcı olduğu, Allah’ın rahmet ve bereketine vesile olacak, iyi niyetle kurulmuş, mutlu ve samimi bir aile ortamını tasvir etmektedir. Zaten ayette geçen “veli”; koruyan, gözeten, yardımcı olan, birbirini seven dost anlamındadır. Karı-koca ilişkisi böyle bir anlayış üzerine kurulduğu takdirde, o ailede işler bir “hak ve görevler envanteri” çıkarılarak değil, karşılıklı sevgi ve saygı, yardımlaşma ve dayanışma ile beraberce yürütülür. Bu ilkeyi temel alarak, evin hanımının hak ve görevlerini şöyle sıralayabiliriz:
Kocasına karşı nazik ve kibar davranmak, onun şeref ve itibarına leke getirecek bir davranışta bulunmamak, onun istemediği kimseyi eve almamak, evin bütçesini sarsacak aşırı harcamalardan kaçınmak, evin temizliği, çocuğun bakımı ve eğitimi ile ilgilenmek.
Modern hayat göz önüne alındığında kadınlar konusunda farklı bir noktaya da dikkat edilmelidir. Günümüzde pek çok ailede kadın ve erkek evin dışında çalışmaktadır. Bu da kadınların omuzlarına taşıyabileceklerinden daha fazla bir yük getirmektedir. Kadın hem evin dışında çalışmakta, hem de evde ev işleriyle meşgul olmakta, diğer yandan kocasına eş, çocuklarına annelik yapmaya çalışmaktadır. Bunun için dışarıda çalışan kadınların eşlerinin bunu göz önünde bulundurarak eşlerinin evdeki sorumluluklarını paylaşma konusunda daha hassas olmaları gerekmektedir. Ayrıca böyle durumlarda çocukların bakım ve eğitimi de aileleri farklı çözüm arayışlarına itmektedir. Bu da anneler üzerinde farklı bir açıdan baskı ve endişe ortaya çıkarmaktadır.
Ailede zaman zaman ufak tefek kırgınlıkların yaşanması, bazı tartışmaların olması doğaldır. Bu da hayatın bir parçasıdır. Önemli olan, bunların büyütülmemesi, karşılıklı af ve tolerans ile tekrar huzurlu ortama dönülmesidir.
|